Geri Dön

Diferansiye tiroid kanserlerinde boyun ultrasonografide tespit edilen kalın korteksli lenf nodlarının önemi

The importance of thick cortex lymph node detected in neck ultrasonography in differential thyroid cancers

  1. Tez No: 757997
  2. Yazar: İSMAİL BODRUM
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. YASİN ŞİMŞEK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, İç Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases, Internal diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Differentiated thyroid cancer, Thick cortex lymph node, Metastasis, Fine needle aspiration biopsy
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 77

Özet

Amaç: Tiroid kanserleri endokrin maligniteler içerisinde en sık görülenlerdir. Tiroid kanserlerinin büyük çoğunluğunu diferansiye tiroid kanserleri oluşturmaktadır. Diferansiye tiroid kanserlerinin çoğunda papiller tiroid kanseri oluşturmaktadır. En sık lenf nodlarına metastaz yaparlar ve prognozu en iyi olanlardır. Diferansiye tiroid kanserlerinde kalın korteksli lenf nodlarının erken metastazda önemi, uzak metastazı öngörme gücü araştırılması planlanmıştır. Metod: Araştırmamız Kayseri Şehir Eğitim ve Araştırma hastanesine başvuran diferansiye tiroid kanser tanısı olan hastaların geriye dönük boyun ultrasonografi bulgularının ve tiroid değerlerinin incelenmesiyle elde edilen verilerden oluşmaktadır. Geriye dönük araştırmada Radyoloji ve Nükleer Tıp bölümü sorumlu hekimlerinin onayı alınmıştır. Olguların histopatolojik tanıları, görüntüleme raporları, tedavi ve takip bilgilerine hastane bilgi yönetim sistemi (HBYS) elektronik arşiv taraması yapılarak ve Nükleer Tıp Kliniğindeki hasta dosyaları incelenerek elde edildi. Olgular patolojik tanılarına göre; papiller tiroid kanseri (PTK), foliküler tiroid kanseri (FTK), papiller mikrokarsinom (PMK) ve iyi diferansiye tiroid kanserinin diğer alt tipleri şeklinde gruplandırıldı. Olguların risk sınıflaması Amerikan Tiroid Birliği'nin (American Thyroid Association – ATA) kılavuzuna göre yapıldı. Çalışmada diferansiye tiroid kanserlerinin takibinde yapılan boyun ultrasonografisinde tespit edilen kalın korteksli lenf nodlarının özelliklerine göre yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisinin patoloji sonuçları karşılaştırıldı, diğer parametreler ve tanılar arasındaki ilişkinin istatistiksel anlamlılığı incelendi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların %80'i kadın cinsiyet, %49.9'unun papiller troid kanseri, %24.24'ünün papiller mikrokarsinom olduğu saptanmıştır. Olguların %47.3'ünün bölgesel lenf nodu metastazının olduğu, %14.39'unun uzak metastazının olduğu tespit edilmiştir. Olguların %86.36'sının radyoaktif iyot tedavisi aldığı, %47.35'inin orta ve yüksek riskte olduğu saptanmıştır. RAI tedavisi sonrasında laboratuvar değerlerinde TSH, Tg ve Anti-Tg anlamlı olarak düşmüştür. Bölgesel metastazı olan olguların RAI esnasındaki Tg değeri, RAI sonrasında Tg değerinden anlamlı olarak yüksek saptanmıştır. Uzak bölge metastazı olanların RAI tedavi sonrası ortalama Tg değeri, olmayanlara göre daha yüksek saptanmıştır. Erkek hastaların RAI tedavi sonrası ortalama Tg değeri kadınlardan daha yüksek olduğu bulunmuştur. Uzak metastaza sahip olanların ortalama RAI doz değeri uzak metastaza sahip olmayanlardan daha yüksek olduğu izlenmiştir. Boyun USG'deki lenf nodunun karakteristik özelliği şüpheli olup İİAB yapılanlarda %31.31 malign sitoloji; malign özellikler içeren lenf nodlarından yapılan İİAB'lerin sonuçlarında %84 oranında malign sitoloji tespit edilmiştir. RAI tedavi öncesi tespit edilen şüpheli lenf nodlarına yapılan biyopsilerde %41.94 malign, RAI tedavi sonrası şüpheli olarak değerlendirilip biyopsi yapılanlarda %40 malign sitoloji tespit edilmiştir. Hastaların İİAB patoloji sonucu ile tanı tipleri arasında anlamlı istatistiksel farklılık saptanmıştır (p=0,003). Papiller tiroid kanser tanılı hastalarda tespit edilen kalın korteksli lenf nodlarından yapılan biyopsi sonucunun malign sitoloji oranı diğer diferansiye tiroid kanser tiplerinden daha yüksek olduğu saptanmıştır. Sonuç: Diferansiye tiroid kanser tanısı olan hastaların takiplerinde servikal bölgede tespit edilen kalın korteksli lenf nodların şüpheli ultrasonografik özellikleri olanlardan yapılan İİAB patoloji sonucunun %31,31 malign sitoloji olarak saptandı. Özellikle metastazı olan kişilerin Tg yüksekliği önemli bir göstergedir. Tg yüksekliği ile kalın korteksli lenf nodunun birlikteliği İİAB açısından uyarıcı olmalıdır. Metastaz ve nüksün erken dönemde tespit edilmesi prognoza olumlu yönde katkı sağlamaktadır. Ancak servikal bölgedeki kalın korteksli lenf nodlarının DTK'nin prognozuna olan katkıları için daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. Anahtar kelime: Diferansiye tiroid kanseri, Kalın korteksli lenf nodu, Metastaz, İnce iğne aspirasyon biyopsisi

Özet (Çeviri)

Aim: Thyroid cancers are the most common endocrine malignancies. The majority of thyroid cancers are differentiated thyroid cancers. Papillary thyroid cancer constitutes most of the differentiated thyroid cancers. They most commonly metastasize to lymph nodes and have the best prognosis. It is planned to investigate the importance of lymph nodes with thick cortex in lymph nodes in early metastasis and their predictive power of distant metastasis. Method: Our research was carried out by retrospective examination of the patients diagnosed with differentiated thyroid cancer, who applied to Kayseri City Training and Research Hospital, using retrospective ultrasonography findings. In the retrospective study, the approval of the responsible physicians of the Radiology and Nuclear Medicine departments was obtained. The histopathological diagnoses, imaging reports, treatment and follow-up information of the cases were obtained by scanning the hospital information management system (HIMS) electronic archives and examining the patient files in the Nuclear Medicine Clinic. According to the pathological diagnoses of the cases; papillary thyroid cancer (PTC), follicular thyroid cancer (FTC), papillary microcarcinoma (PMC) and other subtypes of well-differentiated thyroid cancer. The risk classification of the cases was made according to the guidelines of the American Thyroid Association (ATA). In the study, the pathology results of fine needle aspiration biopsy performed according to the ultrasonographic features of lymph nodes with thick cortex detected in the follow-up of differentiated thyroid cancers were compared, and the statistical significance of the relationship between other parameters and diagnoses was examined. Results: It was determined that 80% of the patients included in the study were female, 49.9% had papillary thyroid cancer, and 24.24% had papillary microcarcinoma. It was determined that 47.3% of the cases had regional lymph node metastases and 14.39% had distant metastases. It was determined that 86.36% of the cases received radioactive iodine treatment, and 47.35% of them were at medium and high risk. TSH, Tg and Anti-Tg decreased significantly in laboratory values after RAI treatment. The Tg value during RAI of the cases with regional metastases was found to be significantly higher than the Tg value after RAI. The mean Tg value after RAI treatment in patients with distant metastasis was found to be higher than those without. It was found that the mean Tg value of male patients after RAI treatment was higher than that of females. It was observed that the mean RAI dose value of those with distant metastases was higher than those without distant metastases. The characteristic feature of the lymph node in neck USG is suspicious and 31.31% malign cytology was found in those who had fine needle aspiration biopsy (FNAB); 84% malignant cytology was detected in those who were evaluated as malignant lymph nodes and underwent FNAB. 41.94% malignant cytology was found in the biopsies performed on suspicious lymph nodes detected before RAI treatment, and 40% malignant cytology was detected in those who were evaluated as suspicious after RAI treatment and biopsied. A statistically significant difference was found between the FNAB pathology results of the patients and the diagnosis types (p=0.003). It was determined that the malign cytology rate of the biopsy result from lymph nodes with thick cortex detected in patients with a diagnosis of papillary thyroid cancer was higher than that of other differentiated thyroid cancer types. Conclusion: In the follow-ups of patients with differentiated thyroid cancer, the result of FNAB pathology of those with suspicious ultrasonographic features of lymph nodes with thick cortex detected in the cervical region was found to be 31.31% malignant cytology. Especially in people with metastases, high Tg is an important indicator. The association of high Tg and lymph node with thick cortex should be a warning for FNAB. Early detection of metastasis and recurrence contributes positively to the prognosis. However, further studies are required for the contribution of thick cortical lymph nodes in the cervical region to the prognosis of DTC.

Benzer Tezler

  1. Servikal lenf nodu metastazı olan diferansiye tiroid kanserlerinde prognostik faktörler

    Başlık çevirisi yok

    YILMAZ ÖZDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Genel CerrahiSağlık Bakanlığı

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET ALİ GÜLÇELİK

  2. Diferansiye tiroid kanserli hastalarda tiroglobulin ile tedavi sonrası taramanın karşılaştırılması

    The comprasion of tyroglobulin to posttherapy of whole body in patients with differantiated thyroid carcinoma

    İSMAİL KOÇAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Radyoloji ve Nükleer TıpNecmettin Erbakan Üniversitesi

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. OKTAY SARI

  3. Differansiye tiroid kanserlerinde tiroglobulin anti tiroglobulin ile I-121 tüm vücut ve Tc-99m sestamibi sintigrafilerinin karşılaştırılması, sestamibinin değeri

    Comparament of I-131 and Tc-99m sestamibi whole body scintigraphy, and correlation with tyroglobulin and antityroglobulin in differentiated thyroid carcinoma value of sestamibi

    ASLI AYAN DEMİRER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAnkara Üniversitesi

    Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. ASIM AKİN

  4. Tiroid kanserinde tanı yöntemleri

    Başlık çevirisi yok

    SABER SAZDAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1995

    Genel Cerrahiİstanbul Üniversitesi

    PROF.DR. SELÇUK ÖZARMAĞAN

  5. Nodüler guatrda tiroid kanseri insidensi ve cerrahi tedavi yöntemleri

    Başlık çevirisi yok

    SALİH TEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1994

    Genel CerrahiGATA

    PROF.DR. ÜMİT SARIKAYALAR