Kardiyopulmoner bypass sırasında pulmoner perfüzyonunun akciğer fonksiyonları üzerine etkisi
Effect of pulmonary perfusion on lung functions during cardiopulmonary bypass
- Tez No: 759525
- Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET YENİTERZİ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi, Thoracic and Cardiovascular Surgery
- Anahtar Kelimeler: KPB, İskemi-Reperfüzyon, Pulmoner Perfüzyon, CPB, Pulmonary Perfusion, İschemia Reperfusion
- Yıl: 2014
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: İstanbul Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğt. ve Arş. Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 86
Özet
ÖZET Amaç: Kardiyopulmoner bypass sırasında özellikle aortik kross klemp süresince akciğerler sadece bronşiyal arterler ile beslenmektedir. Deneysel koşullarda, KPB süresince bronşiyal arter akımında 10 kattan fazla bir azalma tespit edilmiştir. Bu da iskemi reperfüzyon hasarına sebep olabilmektedir. KPB ve iskemi reperfüzyon hasarı sonucu postoperatif akciğer disfonksiyonu oluşmaktadır. Aortik kross klemp süresince pulmoner arter perfüzyonunun, KPB'ın bu olumsuz etkilerini ortadan kaldırabileceğini öngörmekteyiz. Materyal ve Method: Mehmet Akif Ersoy G.K.D.C. Eğ.Arş.Hastanesi'nde iki damar ve daha fazla KABG planlanan, akciğer disfonksiyonu bulunmayan 24 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Kontrol grubunda 12 hasta mevcut olup standart KPB eşliğinde KABG uygulanmıştır. Çalışma grubunda da 12 hasta mevcut olup, aortik kross klemp süresince pulmoner arter, izotermik oksijenize kan ile akım hızı mevcut pompa flow'unun % 10 olacak şekilde perfüze edilmiştir. Her iki gruptan alınan kan gazlarında A-aO2, OI ve laktat değerleri bakılmıştır. Her iki grupta hemogram, biyokimya ve CRP takibi yapılmıştır. Her iki gruptan da sol akciğerden doku alınıp, immünohistokimyasal ve elektron mikroskop incelemesine tabi tutulmuştur. Bulgular: Çalışma grubunda düşük A-aO2 ve yüksek OI saptanmıştır. Laktat seviyeleri her iki grupta da benzer bulunmuştur. Hemogram, biyokimya ve CRP takipleri benzer bulunmuştur. Her iki grupta, morbitide, mortalite, yoğun bakım kalış süresi ve taburculuk süreleri benzer bulunmuştur. İmmunohistokimya sonuçlarına göre, kontrol grubunda özellikle iNOS immün boyanması bronş epitelinde artmıştır. Çalışma grubunda ise dokuda yoğun makrofaj infiltrasyonu ve Bcl-2 immün boyanmasının arttığı görülmüştür. Elektron mikroskop incelemlerinde kontrol grubunda alveolar bazal membran bütünlüğü yer yer kaybolmuştur. Çalışma grubunda ise alveolar bazal membran bütünlüğü korunmuştur. Sonuç: KPB kaynaklı akciğer hasarı multifaktöriyeldir. İlave pulmoner perfüzyon, postoperatif akciğer hasarını önlemede tek başına yeterli olmayabilir. Ancak çalışmamızda görüldüğü gibi pulmoner perfüzyon, postoperatif gaz değişimini olumlu yönde etkilemiştir. Ayrıca immünohistokimyasal ve elektromikroskobik incelemelerinde görüldiğü üzere ; KPB akciğerlerde iskemi-reperfüzyon hasarına sebep olmakta ve pulmoner perfüzyon bu hasarı azaltmaktadır. Diğer ek yöntemler (ultrafiltrasyon, ilaçlar, vb.) KPB sırasında akciğerlerin daha iyi korunmasına katkıda bulunabilirler. Hasta sayımız sınırlı olsa da; bizler KPB süresinin uzayacağı kardiyak cerrahi prosedürlerde postoperatif akciğer hasarını önlemek için pulmoner perfüzyonu öneriyoruz.
Özet (Çeviri)
ABSTRACT Aim: During CPB especially in the aortic clamping period, perfusion to the lungs is supplied by bronchial arteries. Bronchial artery blood flow has been found to be less than 10 times during CPB in experimental conditions. This results to ischemic reperfusion damage which finally causes postoperative pulmonary dysfunction. This study is to predict how pulmonary perfusion can minimize lung injury associated with CPB during aortic clamping. Materials and Method: Our study carried out at Mehmet Akif Ersoy Thorasic And Cardiovascular Surgery Training Research Hospital consisted of 24 cases of patients without pulmonary dysfunction,double or more vessel planned for CABG. Control group consisted of 12 cases of patients with standard CABG on pump while our study group consisted of 12 cases of patients whose pulmonary artery was perfused with isothermic oxygenated blood during aortic clamping period. In both groups,through arterial blood gas A-aO2, OI and lactate were recorded. Biochemistry, hemogram and CRP of both groups were also recorded. Immunohistochemistry and electromicroscopic findings of left pulmonary biopsy in both groups were also studied. Results: In our study group, A-aO2 and OI was found to be high while lactate levels in both groups were found to be the same. Hemogram, biochemistry and CRP records during follow up period in both groups were also found to be the same. In each group morbidity rate, mortality rate, length of ICU stay and hospital stay were also found to be the same. According to immunohistochemistry, there was an increase of iNOS staining in bronchial epithelial cells in control group where by there was increase in bcl2 immune staining and dense microphage infiltration in pulmonary tissue in study group. Electronic microscopic findings in control group revealed a destruction of alveolar basal membrane while it was found intact in the study group. Conclusion: CPB associated lung injury is multifactorial. Besides pulmonary perfusion during postoperative period may not be the only way to decrease lung injury associated with CPB. Moreover our study shows that lung perfusion and postoperative gas exchange has positive effects on minimizing CPB associated lung injury. Similary immunohistochemistry and electromicroscopic findings shows that CPB increases ischemic reperfusion damage while pulmonary perfusion decreases this damage. Other methods such as ultrafiltration and various medications may also play a role in minimizing lung injury during CPB. Despite the limited numbers of patients in our study, the outcome of our study suggests that, in order to prevent postoperative lung injury after prolonged CPB time during cardiac surgery procedures, postoperative pulmoner perfusion should be encouraged.
Benzer Tezler
- Ocak 2011 -aralık 2014 tarihleri arasında açık kalp cerrahisi uyguladığımız; genç yaşlı, orta yaşlı, ileri yaşlı hastalarda peroperatif ve postoperatif erken dönem değerlendirmeleri yapılarak 'perfscore' parametrelerinin tanımlanması
Definition of 'perfscore' parameters by percentage and postoperative early values in young adults, middle age and advanced elderly cases applied for heart surgery between january 2011 - december 2014 dates
NURAN DERELİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiDokuz Eylül ÜniversitesiPerfüzyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ABİDİN CENK ERDAL
- Kardiyopulmoner bypass sırasında pulmoner arterden verilen aprotininin akciğer hasarına karşı koruyucu etkisi
The protective effect of aprotinine against pulmonary damage administrated from pulmonary artery during cardiopulmonary bypass
MUSTAFA BİLGE ERDOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2002
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiGazi ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. SEDAT KALAYCIOĞLU
- Kardiyopulmoner bypass sırasında pulmoner arterden verilen iloprost'un akciğer hasarına karşı koruyucu etkisi
Protective effects of iloprost infusion through pulmonary artery on cardiopulmonary induced lung injury
MUSTAFA HAKAN ZOR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiGazi ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF.DR. HALİM SONCUL
- Kardiyopulmoner bypass sırasında ventilasyonun oksijenasyon, pulmoner strüktür ve kompliyans üzerine etkileri
Başlık çevirisi yok
ELVAN ERHAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1996
Anestezi ve ReanimasyonEge ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
- Kardiyopulmoner bypass sırasında oluşan karaciğer hasarının erken dönemde tespitinde amonyak düzeyi bakılmasının prognostik önemi
Başlık çevirisi yok
MURAT BEKMEZCİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSelçuk ÜniversitesiKalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. NİYAZİ GÖRMÜŞ