Geri Dön

Preeklamptik anne bebeklerinde kronik fetal stresin umblikal kordon kanı tsh, 17-hidroksiprogesteron ve normoblast düzeyleriyle değerlendirilmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 759723
  2. Yazar: ESRA CAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ORHAN ÜNAL, PROF. DR. OLUŞ APİ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Preeklampsi, umblikal kord kanı, kronik fetal stres, stres hormonları, normoblast, Preeclampsia, umbilical cord, chronic fetal stres, stress markers, normoblasts
  7. Yıl: 2010
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 69

Özet

Preeklamptik anne bebeklerinde kronik fetal stresin umblikal kord kanı TSH,17-hidroksi progesteron ve normoblast düzeyleriyle değerlendirilmesi Amaç: Preeklampsinin fetüs üzerinde yaratabileceği olumsuz etkiyi daha önceki çalışmalarda fetal stres belirteçleri olarak belirtilen TSH, 17-OHP ve normoblast düzeyleri ile ilişkisini tespit etmek ve preklampsinin şiddetiyle bu belirteçlerin düzeyleri arasında ilişki olup olmadığını araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya, Ağustos 2009 ve Aralık 2009 tarihleri arasında Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum Kliniği'ne preeklampsi tanısı ile interne edilen ardışık gebeler alınmıştır. Kontrol grubuna ise aynı dönemde kliniğe interne edilen herhangi bir medikal / obstetrik problemi olmayan gebeler alınmıştır. Hastalardan umblikal kan örnekleri, doğum esnasında umblikal arter klemplendikten hemen sonra umblikal arterden alınmış ve örneklerde tiroid fonksiyon testleri, 17-OHP düzeyleri ve periferik yayma normoblast analizleri gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Çalışma grubu hafif preeklamptik grup ( n= 12) ve ağır preeklamptik grup ( n= 28) olmak üzere 40 hastadan, kontrol grubu ise 35 hastadan oluşmuştur. Ortalama anne yaşı ve vücut kitle indeksi gruplar arasında benzerken, ağır preeklampsi grubundaki hastalar daha düşük ortalama gestasyonel yaşa ve doğum ağırlığına sahip bulunmuştur ( p= 0,001). Umblikal kord 17-OHP seviyeleri yönünden preeklampsi ve kontrol grupları arasında fark saptanmamıştır. Preeklamptik gebelerde uygulanan alt grup analizinde, hafif preeklamptik gebelerin 17-OHP seviyeleri kontrollere göre daha düşük saptanmış, ancak bu fark istatiksel anlamlılığa ulaşmamış ve ağır preeklamptik hastalarda kontrollere göre anlamlı olarak daha düşük bulunmuştur [ Kontrol grubu = 12,59 ± 4,65 ( n = 35 ); hafif PE = 10,3 ± 6,05 ( n = 12, p= 0,24 ), ağır PE = 9,6 ± 5,24 ( n= 28, p= 0,019 )]. Ayrıca, ağır PE grubunda ortalama 17-OHP seviyeleri, hafif PE grubundan daha düşük saptanmış, ancak bu fark istatistiksel anlamlılığa ulaşmamıştır ( p= 0,827 ). Umblikal kord normoblast yüzdeleri arasında preeklampsi grubu ile kontrol grubu arasında anlamlı fark saptanmamıştır. Preeklamptik alt grup analizinde yine benzer şekilde; hafif preeklamptik grup ile kontrol grubu arasında ve ağır ve hafif preeklamptik gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır [(Normoblast yüzdesi ( % ), Kontrol grubu = 8,4 ± 8,67 ( n= 25 ); hafif PE = 6 ± 5,05 ( n= 6, kontrol grubuna göre p= 0,715 ), ağır PE = 6,46 ± 6,06 ( n= 13 ), kontrol grubuna göre p= 0,738, hafif PE grubuna göre p= 0,831)]. Umblikal kord tiroid fonksiyon testleri kıyaslandığında T4 ve TSH seviyeleri için gruplar arasında istatiksel olarak anlamlı farklılık saptanmazken (pt4= 0,093, ptsh= 0,74 ), T3 seviyeleri preeklamptik grupta kontrol grubuna anlamlı olarak daha düşük saptandı ( p=0,007 ). Sonuç:. Kordon kanı normoblast ve 17-OHP seviyeleri ile preeklampsi şiddeti arasında ilişki bulunamamıştır. Ancak preeklamptik gebelere uygulanan erken müdahelenin fetusta ortaya çıkabilecek kronik stresi ortadan kaldırmış olabileceği düşünülebilir. Diğer yandan, çalışmamızda ağır preeklamptik annelerde yenidoğan kordon kanında saptanan düşük T3 düzeyleri ise, azalan uteroplasental perfüzyona bir yanıt olarak fetüste bazal metabolizmanın yavaşlatılarak oluşturulan doğal savunma cevabının bir sonucu olarak yorumlanabilir.

Özet (Çeviri)

Assesment of chronic fetal stress in infants born to preeclamptic women of via umbilical cord blood TSH, 17-hydroxyprosterone and normoblasts levels Objective: Previous studies have established the association between preclampsia (PE) induced stress on fetus and elevated markers (17-OHP, normoblasts and throid hormone levels) of which known as a stress markers. The aim of our study was to evaluate the relationship between these markers that were analyzed via cord blood with the severity of PE Methods: Consecutive PE women who were admitted to Dr Lütfi Kirdar Training and Research Hospital Obstetrics and Gynecology Clinics from August 2009 to December 2009 were recruited. Uncomplicated pregnant women admitted at the same period consisted the control group. Umbilical blood samples were collected from umbilical artery immediately after birth and 17-OHP, normoblasts and throid hormone levels analyzed. Results: The study group consisted of 40 mild PE (n= 12 ) and severe PE patients (n= 28 ) and the control group consisted of 35 patients. Maternal age and body mass index were similar between the study groups, but the fetuses in the severe PE group had a smaller mean gestational age and mean birth weight (p= 0.001 ). Umbilical cord 17-OHP levels were statistically significantly lower in the severe PE patients than the controls [ Control group= 12,59 ± 4,65 ( n= 35 ); mild PE = 10,3 ± 6,05 ( n= 12, p= 0,24 ), severe PE = 9,6 ± 5,24 (n=28, p= 0,019 )]. Altough the patients with mild PE had lower 17-OHP levels, statistically was found nonsignificiant. (p= 0,827 ). Umbilical cord normoblasts levels were similar between patients with PE and those controls. In subgroup analysis of patients with PE and controls also there is no difference between each groups. [(Normoblast levels, Control group= 8,4 ± 8,67 ( n= 35 ); mild PE= 6 ± 5,05 ( n= 6, vs control p= 0,715 ), severe PE= 6.46 ± 6.06 (n= 13 ), vs control and mild PE; p= 0,738, p= 0,831 resectively)]. Umbilical cord T4 and TSH levels were similar between patients with PE and those controls. In subgroup analysis of patients with PE and controls also there is no difference between each groups ( T4 ; p= 0,093, TSH ; p= 0,74 ). However T3 levels were significantly lower in patients with PE in comparision to those controls ( p= 0,007 ). Conclusion: In our study, it is found that here is no association between PE severity and the cord blood levels of 17-OHP and normoblasts levels. The effect of early intervention that prevent fetomaternal complications may lead to normal or low levels of these markers of which was found increased in cord blood of preeclamptic patients in previous studies. Secondly, the presence low levels of T3 levels in cord blood of preeclamptic patients and its correlation with severity of preeclampsia may be associatated with the fetomaternal adaptation and natural response of fetus to severity of disease .

Benzer Tezler

  1. Geç preterm bebeklerde maternal risk faktörlerinin ve plasenta histopatolojilerinin neonatal morbiditeye etkisi

    Effect of maternal risk factors and placental histopathology on neonatal morbidity in late preterm infants

    ARİFE DUTUCU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıBaşkent Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DENİZ ANUK İNCE

  2. Gestayonel sigara maruziyeti olan yenidoğanlarda kan basıncı, kan lipid düzeyleri ve karotis arter intima media kalınlığının kontrollü olarak değerlendirilmesi

    The assesment of caroti̇s arter i̇nti̇ma medi̇a thi̇ckness and li̇pi̇dprofi̇le i̇n newborn to smoki̇ng mothers

    HANDE TURAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    KardiyolojiSağlık Bakanlığı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TİMUR MEŞE

  3. Preeklamptik anne bebekleri ile normal anne bebeklerinin demografik, klinik ve laboratuvar özelliklerinin karşılaştırılması

    Comparison of demographic, clinical and laboratory features of babies of preeclamptic mothers and babies of normal mothers

    ALİ METİN AKDAĞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDicle Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. İLYAS YOLBAŞ

  4. Preeklamptik gebeler ve doğan bebeklerinin; nitrik oksit, süperoksit dismutaz, glutatyon peroksidaz ve katalaz düzeyleri açısından incelenmeleri

    The Investigation of nitric oxide, superoxide dismutase, glutathione peroxidase and catalase in women with preeclamptic pregnancies and their babies

    MUSTAFA BAKİ ÇEKMEN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Biyokimyaİnönü Üniversitesi

    Biyokimya Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. YUSUF TÜRKÖZ

  5. Doğumda yenidoğan demir depolarının ve maternal / perinatal belirleyicilerinin araştırılması

    Investigation of neonatal iron deposits and maternal / perinatal determinants at birth

    ŞULE PEKTAŞ LEBLEBİCİER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSüleyman Demirel Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GONCA SANDAL