Geri Dön

Ağır fiziksel engeli bulunan bireylerin sosyal dışlanma yoluyla koşullu bedenlere dönüştürülmesi üzerine sosyolojik bir analiz: Kırıkkale örneği

A sociological analysis on the transformation of severe physical disability individuals through social exclusion into conditional body: The case of Kırıkkale

  1. Tez No: 763273
  2. Yazar: HATİCE ŞEYDA CANBOLAT
  3. Danışmanlar: PROF. DR. DOLUNAY ŞENOL
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Sosyoloji, Sociology
  6. Anahtar Kelimeler: Ağır fiziksel engeli olan bireyler, sosyal normlar, engellilik algısı, fiziksel yapı yetersizlikleri, sosyal yapı sınırlandırmaları, koşullu beden kimliği, Individuals with severe physical disabilities, social norms, disability perception, physical structure deficiencies, social structure limitations, conditional body identity
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kırıkkale Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sosyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 215

Özet

İnsanlık tarihi aynı zamanda bedenin inşalaştırılma sürecinin de tarihidir. Bireyin sahip olduğu anatomik özellikler ve farklılıklar, sosyal anlamını içinde bulunduğu toplumun kültürel örüntüleri ve normları uyarınca kazanmaktadır. Bu bağlamda biyolojik olarak yeti kaybına veya işlev yetersizliğine sahip olma hali, sosyal yapıda kendisine atfedilen anlamlandırmalar sonucunda engellilik halini almaktadır. Egemen olanın inşa ettiği normallik algısı, beden inşalarının sosyal yaşama katılımlarının önüne belli önkoşullar getirerek onları çoğunluğa benzeme etiketiyle baskılamaktadır. Egemen olanın dayatıcı tutumu, ağır fiziksel engeli olan bireyler üzerinde daha baskın ve zorlayıcı olmaktadır. Fiziksel ve sosyal yapı, bireydeki biyolojik kısıtlılıkları tolere edecek kolaylaştırıcıları bünyesinde barındırmadığı için ağır fiziksel engeli bulunan bireyler, gerçek potansiyellerini ortaya çıkaramamakta toplum tarafından aciz ve yetersiz olarak etiketlenmektedirler. Ötekileştirilen bireyler, egemen olanın baskın gücüne karşı direnemeyince kolayca koşullu bedenlere dönüşmektedirler. Bu çalışmada, ağır fiziksel engeli olan bireylerin yaşadıkları sosyal dışlanma sonucunda toplumsal normlarca nasıl koşullu bedenlere dönüştürüldüğünün sosyal analizi yapılmak istenildiğinden sosyal inşacı yaklaşım kullanılmıştır. Toplum, ağır fiziksel engeli olan bireylere bir yandan diğer bireylerden beklediği sorumluluk ve rolleri yüklerken bir yandan da onları görmezden gelerek pasifleştirmektedir. Bireylerin koşullu bedenlere dönüşme düzeylerinin belirlenmesinde fiziksel yapıdan kaynaklı faktörler, birincil derecede önemli bir rol oynamaktadır. Tekerlekli sandalye kullanıcısı bireylerin toplumsal bütünleşme süreçlerinin fiziksel ve sosyal yapıdan kaynaklanan engellemeler yüzünden aksaması hem bu bireylerin toplumda görünürlük kazanamamalarına hem de toplumda engelliliğe ilişkin farkındalık düzeyinin düşük kalmasına neden olmaktadır. Engelliliğe dair yaşanan sorunlar, sadece bireyi değil, onun ailesi ve sosyal çevresi başta olmak üzere tüm toplumu ilgilendirmektedir. Bu bağlamda engellilik olgusunu sorun olma kategorisinden çıkarabilecek etkin politikaların üretilmesine şiddetle ihtiyaç bulunmaktadır. Aksi halde politik alanda oluşan boşlukları kalıp yargılar kolayca doldurmaktadır. Fiziksel ve sosyal yapıdaki olumsuz faktörler, tekerlekli sandalye kullanıcısı bireylerin eğitim ve istihdam düzeylerinin son derece düşük kalmasına, diğer bireylere göre çok daha baskın ve çok daha hızlı bir şekilde koşullu bedenlere dönüşmelerine neden olmaktadır. Bu bireylerin yaşadıkları sosyal dışlanma, toplumsal eşitsizliğe ve çözülmeye yol açabileceğinden sadece ağır fiziksel engeli olan bireyler için değil, tüm toplum için büyük bir risk oluşturmaktadır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. 30 katılımcı ile yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Veri analizinde; ağır fiziksel engeli olan bireylerin koşullu bedene dönüşmelerinde fiziksel yapıdan kaynaklanan yetersizliklerin birincil derecede rol oynadığı, erişim sorunu nedeniyle eğitim ve iş-istihdam süreçlerinin aksadığı, sosyal yaşama tam olarak katılamadıkları için toplumun onları tanımadığı, gerçek potansiyellerini ortaya çıkaracak fırsatları yakalayamadıkları, yaşamları üzerinde söz sahibi olamadıkları, toplumsal normların dayatmalarına boyun eğdikleri ve egemen olanca kolayca koşullu bedenlere dönüştürüldükleri tespit edilmiştir. Koşullu beden kimliğine direnç gösterenlerin aile ve yakın çevrelerinden yoğun destek gördükleri, eğitim, fizik tedavi ve rehabilitasyon süreçlerinin sağlıklı işlediği, meslek sahibi oldukları, kendi yaşam inşalarını belirledikleri ve sosyal yaşamda aktif özneler olarak yer edindikleri bulgusuna ulaşılmıştır. Araştırmada, tekerlekli sandalye kullanıcısı bireylerin toplumsal bütünleşme süreçlerinin tam anlamıyla gerçekleşmesinin ancak engelliliği anormal olarak konumlandırmayan bir kültürel zeminin oluşturulmasıyla mümkün olabileceği varsayımını destekleyen bulgulara ulaşılmıştır.

Özet (Çeviri)

The history of humanity is also the history of the construction of the body. The anatomical features and differences of the individual gain their social meaning in accordance with the cultural patterns and norms of the society in which they live. In this context, the state of having a biological disability or functional disability becomes a disability as a result of the meanings attributed to it in the social structure. The perception of normality constructed by the sovereign imposes certain preconditions for the participation of body constructions in social life and suppresses them with the label of resembling the majority. The imposing attitude of the dominant is more dominant and compelling on individuals with severe physical disabilities. Since the physical and social structure does not contain facilitators to tolerate the biological limitations of the individual, individuals with severe physical disabilities cannot reveal their true potential and are labeled as helpless and inadequate by the society. When marginalized individuals cannot resist the dominant power of the dominant, they easily turn into conditioned bodies. In this study, a social constructivist approach was used because it was desired to make a social analysis of how individuals with severe physical disabilities were transformed into conditioned bodies by social norms as a result of the social exclusion they experienced. While society imposes the responsibilities and roles it expects from other individuals on individuals with severe physical disabilities, it also ignores them and makes them passive. Factors originating from physical structure play a primary role in determining the level of transformation of individuals into conditioned bodies. Disruption of the social integration processes of wheelchair users due to obstacles caused by physical and social structure causes these individuals not to gain visibility in the society and to keep the awareness level of disability in the society low. Problems related to disability concern not only the individual, but also the whole society, especially his family and social environment. In this context, there is a strong need to produce effective policies that can remove the phenomenon of disability from the category of being a problem. Otherwise, stereotypes easily fill the gaps in the political arena. Negative factors in the physical and social structure cause the education and employment levels of wheelchair users to be extremely low, and they turn into conditioned bodies much more dominant and much faster than other individuals. Since the social exclusion experienced by these individuals can lead to social inequality and disintegration, it poses a great risk not only for individuals with severe physical disabilities, but also for the whole society. Qualitative research method was used in the study. Semi-structured in-depth interviews were conducted with 30 participants. In data analysis; Physical disabilities play a primary role in the transformation of individuals with severe physical disabilities into conditional bodies, their education and work-employment processes are disrupted due to access problems, society does not recognize them because they cannot fully participate in social life, they cannot catch opportunities to reveal their true potential, and they cannot have a say in their lives. It has been determined that people submit to the impositions of social norms and are transformed into conditioned bodies as easily as they are dominant. It has been found that those who resist the conditional body identity receive intense support from their families and close circles, their education, physical therapy and rehabilitation processes work well, they have a profession, they determine their own life constructions, and they take a place in social life as active subjects. In the research, findings supporting the assumption that the social integration processes of wheelchair users can only be realized by creating a cultural ground that does not position disability as abnormal have been reached.

Benzer Tezler

  1. Bireylerin depreme hazırlık davranışlarına yönelik tutum ve inançlarının sağlık psikolojisi kuramları çerçevesinde incelenmesi

    Investigation of individuals' attitudes toward and beliefs about earthquake preparedness behaviors in the framework of health psychology theories

    ÖMER DEMİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Halk Sağlığıİstanbul Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURAN AYDEMİR

  2. Çağdaş Suriye nesrinde siyasî hapishane edebiyatı üzerine eleştirel bir bakış

    The literature of political prisons in contemporary Syrian prose analytical prepective

    ABDOLGADER MOHAMED ALİ

    Yüksek Lisans

    Arapça

    Arapça

    2014

    Doğu Dilleri ve EdebiyatıSelçuk Üniversitesi

    Doğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. FİKRET ARSLAN

  3. Humanitarian assistance policies of the European Union towards syrian refugees in Turkey

    Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki Suriyeli mültecilere yönelik insani yardım politikaları

    CANSU ÇELİKER

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2018

    Siyasal BilimlerOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BAŞAK KALE LACK

  4. İleri evre amyotrofik lateral skleroz (ALS) hastalar için, eşzamanlı hasta göz hareketine bağlı akıllı yatak kontrolü

    For patient with end-stage amyotrophic lateral sclerosis (ALS) patients, intelligent bed control due to simultaneous patient eye movement

    AZİZ KAĞITCI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Mekatronik MühendisliğiSelçuk Üniversitesi

    Mekatronik Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İSMAİL SARITAŞ

  5. Portage erken eğitim programının 2-6 yaş grubu özel eğitim ve bakım gerektiren çocukların gelişimleri üzerindeki etkisinin incelenmesi

    Investigation of the effects of the portage EARLY education program on the development of children aged 2-6 YEARS requiring special education and care

    SEDA COŞKUN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Eğitim ve Öğretimİstanbul Gelişim Üniversitesi

    Çocuk Gelişimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EBRU KOLSAL