Kansere bağlı spinal kord basısı saptanan çocuk hastaların epidemiyolojik, klinik ve prognostik özelliklerinin değerlendirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 767145
- Danışmanlar: DOÇ. DR. DİLDAR BAHAR GENÇ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 47
Özet
Malign spinal kord basısı, kanser tedavisinin zorlu bir alanıdır ve kanserli hastalarda önemli bir morbidite nedenidir. Kanserli çocuklarda %2,7-5 oranında spinal kord basısı görülmektedir ve onkolojik aciller arasında önemli bir tablodur. Nöroblastom, sarkomlar ve lenfomalarda başta olmak üzere herhangi bir tümör tipinde gözlenebilir. Spinal kord basısından şüphelenildiğinde iyi bir öykü alımı, detaylı bir nörolojik muayene erken ön tanı ve müdahele açısından yeterli olabilmesine karşın tanıda gecikmeler ile karşılaşılmaktadır. Bu gecikmeler sonrasında hastalar yatağa bağımlı hale gelebilmektedir. Hastalar primer hastalıklarından kür sağlamış olsa bile hayatlarının geri kalanında fizik tedavi, nöroloji, nefroloji, üroloji gibi uzmanlık dallarının beraberlik gösterdiği multidisipliner bir yaklaşıma ihtiyaç duymaktadırlar. Erken tanı alması halinde spinal kord basısına bağlı gelişebilecek kalıcı sekeller önlenebilir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız tek merkezli retrospektif bir çalışma olarak tasarlandı. 1 Ocak 2001 ile 31 Ekim 2021 tarihleri arasındaki 20 yılda, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Onkoloji Kliniği'nde izlenen tanı anında veya izlem sürecinde spinal kord basısı saptanmış, 0- 18 yaş aralığındaki hastalar çalışmaya alındı. Bulgular: Araştırma 34 çocuk üzerinde gerçekleştirildi. Bu çocukların 11'ini (%32) kız çocukları, 23'ünü (%68) erkek çocukları oluşturdu. Tanı dağılımlarına bakıldığında en sık olarak 10'unda (%29,41) Ewing sarkomu, 9'unda (%26,47) nöroblastom saptandı. Başvuru şikayeti en sık olarak 24'ünde (%70,58) ağrı, 29'unda (%85,29) motor defisit idi. Şikayetlerin başlangıcından tanıya kadar geçen süre ortanca 35,5 (min 2-maks 540) gün idi.En sık acil tedavi yöntemi; (%20,58) kemoterapi ve cerrahi kombinasyonu idi. İzlemde nörolojik bulguların düzelme durumu incelendiğinde 14 vakada (%41,18) düzelme gözlemlenmedi, 20'sinde (%58,82) düzelme gözlemlendi. Düzelme gözlemlenen vakaların (n=20) 6'sı (%17,64) kısmi düzelme, 14'ü (%41,17) tam düzelme mevcuttu. Şikayetlerin başlangıcından itibaren 30 gün içinde başlanan hastaların %92'sinde iyileşme görüldü. Sonuç: Medulla spinalis kord basısı kalıcı paraliz, duyu kaybı ve sfinkter disfonksiyon ile sonuçlanabilir. Sırt ve bel ağrısının erişkinlerde sıklıkla özgül olmayan sebepleri olmasına karşın çocuklarda nadir olarak gözlenen bir yakınmadır ve çocuklarda kord basısının bir bulgusu olabileceği akılda bulundurulmalıdır. Eşlik edebilecek duysal, motor ve otonom nörolojik defisit bulguları açısından hastalar sorgulanmalıdır. Ülkemizde spinal kord basısı tanı süreci gecikmelidir. Bu konuda hekimlerin farkındalıklarının arttırılmasına ihtiyaç vardır.
Özet (Çeviri)
Malignant spinal cord compression is a challenging area of cancer treatment, and is an important cause of morbidity in cancer patients. Spinal cord compression is seen in 2.7-5% of children with cancer and is an important picture among oncological emergencies. It can be observed in any tumor type, especially in neuroblastoma, sarcomas and lymphomas. When spinal cord compression is suspected, a good history and a detailed neurological examination may be sufficient for early diagnosis and intervention, but there are delays in diagnosis. After these delays, patients may become bedridden. Even if patients become cured of their primary diseases, they might need a multidisciplinary approach in which specialties such as physical therapy, neurology, nephrology, and urology for the rest of their lives. Permanent sequelae due to spinal cord compression can be prevented if diagnosed and treated early. Materials and Methods: Our study was designed as a single-center retrospective study. Patients aged 0-18 years, who were diagnosed with spinal cord compression at the time of diagnosis or during the follow-up period, treated in the Pediatric Oncology Clinic of Health Sciences University Şişli Hamidiye Etfal Training and Research Hospital in the 20 years between January 1, 2001 and October 31, 2021 were included in the study. Results: The research was carried out on 34 children. Of these children, 11 (32%) were girls and 23 (68%) were boys. Ewing sarcoma was the most common tumor in 10 (29.41%) cases followed by neuroblastoma in 9 (26.47%) patients. The most common complaint at admission was pain in 24 (70.58%) and motor deficit in 29 (85.29%) patients. The median time from the onset of the complaints to the diagnosis was 35.5 (min 2-max 540) days. The most common emergency treatment modality was the combination of chemotherapy and surgery (20.58%). Of the cases in which improvement was observed (n=20), 6 (17.64%) had partial recovery and 14 (41.17%) had complete recovery. Recovery was observed in 92% of the patients who were treated within 30 days of the onset of the complaints. (p>0.05) Discussion: Compression of the spinal cord of the medulla may result in permanent paralysis, loss of sensation, and sphincter dysfunction. Although back and low back pain often have non-specific causes in adults, it is a rare complaint in children, and it should be kept in mind that it may be a sign of cord compression in children. Patients should be questioned in terms of accompanying sensory, motor and autonomic neurological deficits. In our country, there is a diagnostic delay in management of malignant spinal cord compression. There is a need to increase
Benzer Tezler
- Kliniğimizde 1999 – 2022 yılları arasında opere edilen spinal tümörü (spinal kord ve omurga) olan hastaların retrospektif olarak incelenmesi
Retrospective examination of patients with spinal tumor (spinal cord and spine) operated in our clinic between 1999-2022
ALİ KAPLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
NöroşirürjiSağlık Bilimleri ÜniversitesiBeyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NAİL ÇAĞLAR TEMİZ
- Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi algoloji kliniğinde spinal kord stimülasyonu uygulanan hastaların retrospektif değerlendirilmesi
A rotrespective study evaluation of patients undergoing spinal cord stimulation in algology clinic of Akdeniz University Faculty of medicine
İREM ÖZDEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Anestezi ve ReanimasyonAkdeniz ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MERT AKBAŞ
- Baş boyun kanserlerinde kilo kaybına bağlı tümör hacminin ve riskli organların doz dağılımlarının adaptif radyoterapi tekniği ile incelenmesi
The examination of tumor volume and critic organs dose distribution due to lost weight in head and neck cancers using adaptive radiotherapy technique
ŞEMSİ GÜL DEMİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
OnkolojiAkdeniz ÜniversitesiRadyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MİNE GENÇ
- Endometrium kanseri tanısı ile adjuvan radyoterapi uygulanan hastalarda prognostik faktörlerin retrospektif değerlendirilmesi
Pretrospective study of prognostic factors in patients with endometrial cancer treated with adjuvant radiotherapy
ÖZTUN TEMELLİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Onkolojiİnönü ÜniversitesiRadyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ŞİMAY GÜROCAK
- Yoğunluk ayarlı ve ark radyoterapi uygulanan baş-boyun kanseri tanılı hastalarda hedef ve riskli organlardaki değişimin retrospektif araştırılması
Retrospective investigation of change in target and organ at risk for head and neck cancer patients during intensity modulated radiotherapy and volumetric arc radiotherapy
İBRAHİM MERAL
Doktora
Türkçe
2019
Onkolojiİstanbul ÜniversitesiTemel Onkoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HATİCE BİLGE BECERİR