Geri Dön

Pulmoner tromboemboli hastalarında pulmoner arteryel obstrüksiyon indeks oranı ile monosit/HDL oranı arasındaki ilişki ve bu parametrelerin kısa dönem prognoz üzerindeki etkisi

The relationship between pulmonary arterial obstruction index ratio and monocyte/HDL ratio in pulmonary thromboembolia patients and the effect of these parameters on SHORT-TERM prognosis

  1. Tez No: 769952
  2. Yazar: FETHULLAH KÜÇÜKKALEM
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ AYSEL ERDOĞAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göğüs Hastalıkları, Chest Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Pulmoner tromboemboli, Monosit/HDL oranı, PAOİO, Biybelirteç, Pulmonary tromboembolism, Monocyte/HDL ratio, PAOIR, Biomarker
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 80

Özet

Giriş ve Amaç: Pulmoner tromboemboli (PTE) tanı konulması güç bir hastalık olup bu nedenle akut PTE hastalığı yalnızca klinik semptomlar ve bulgular temelinde teşhis edilememektedir. Çalışmamız bilgisayarlı tomografi pulmoner anjiografi (BTPA) ile pulmoner tromboemboli (PTE) tanısı alan hastalarda hastalığının şiddetini belirlemek için radyolojik olarak pulmoner arteryel obstrüksiyon indeks (PAOİ) ölçümü yapılmıştır. Çalışma kapsamında hastalarda radyolojik olarak PAOİ oranı (PAOİO) ölçümü ve monosit/HDL oranı (MHR) arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi ve bu parametrelerin kısa dönem (30 günlük) mortaliteyi öngörmedeki etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bununla birlikte sPESI değeri temel olmak üzere diğer biyobelirteçlerin hastalığın klinik şiddetinin belirlenmesine olan katkısının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Çalışma kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Tıp Fakültesi Mengücek Gazi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Servisi'nde bilgisayarlı tomografik pulmoner anjiografi ile pulmoner tromboemboli tanısı konulan 18-100 yaş aralığındaki356 hastanın klinik ve laboratuvar bulguları incelenmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılanların yaş ortalaması 68,39±16,45 (24-98) yıldır. Çalışmamızda sPESI indeks değeri 2,38±1,46; PAOİO indeks değeri 38,21±17,58; PASB değeri 42,21±15,94, MHR 20,25±14,04 olarak orta düzeyde olduğu bulunmuştur. Hastaların %13,2'si bir ay içerisinde exitus olmuştur. Mortalite durumu exitus olanların yaşayanlara göre laboratuvar ve klinik bulgularının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Yapılan korelasyon analizinde PAOİO değeri ile PASB ve sPESI arasında %99 güven düzeyinde pozitif yönde orta düzeyde korelasyon bulunmaktadır (r=0,575, r=0,514); PAOİO değeri ile monosit/HDL oranı arasında %99 güven düzeyinde pozitif yönde çok zayıf korelasyon bulunmuştur (r=0,142). Monosit/HDL oranı ve PAOİO değeri için yapılan ROC analizinde değişkenlerin AUC değerleri 0,6 civarındaydı. Bu değerler PAOİO ve MHR parametrelerinin pozitif sınıf ile negatif sınıf arasında ayrım yapma kapasitesinin zayıf olduğunu göstermiştir. Sonuç: PAOİO değeri ile MHR arasında pozitif yönde zayıf ilişki varıdır. Bu parametlerin prognozu belirlemedeki etkisi zayıf olup daha fazla boylamsal çalışmaya ve diğer parametrelerle olan ilişkilerin test edilmesinin ihtiyaç duyulduğu düşünülmektedir.

Özet (Çeviri)

Introduction and Aim: Pulmonary tromboembolism (PTE) is a difficult disease to diagnose, so acute PTE cannot be diagnosed on the basis of clinical symptoms and findings alone. In our study, pulmonary arterial obstruction index (PAOI) measurement was performed radiologically to determine the severity of the disease in patients diagnosed with pulmonary tromboembolism (PTE) by computed tomography pulmonary angiography (CTPA). Within the scope of the study, it was aimed to evaluate the relationship between radiological PAOI ratio (PAOIR) measurement and monocyte/HDL ratio in patients and to determine the effect of these parameters in predicting short-term (30-day) mortality. In addition, it was aimed to evaluate the contribution of other biomarkers, primarily the sPESI value, to the determination of the clinical severity of the disease. Material and Method: Within the scope of the research, clinical and laboratory findings of 356 patients aged 18-100 years who were diagnosed with pulmonary tromboembolism by computed tomographic pulmonary angiography in Erzincan Binali Yıldırım University Faculty of Medicine Mengücek Gazi Training and Research Hospital Chest Diseases Service were examined. Results: The mean age of the participants in the study was 68.39±16.45 (24-98) years. In the study, the sPESI index value was 2.38±1.46; PAOIR index value was 38.21±17.58; The PASB value was found to be 42.21±15.94, and the MHR as 20.25±14.04 to be moderate. 13.2% of the patients died within a month. It was determined that the laboratory and clinical findings of those who died in mortality status were higher than those who survived. In the correlation analysis, there was a moderate positive correlation at 99% confidence level between the PAOIR value and PASB and sPEI (r=0.575, r=0.514); A very weak positive correlation was found between the PAOIR value and the monocyte/HDL ratio at 99% confidence level (r=0.142). In the ROC analysis for monocyte/HDL ratio and PAOIR value, the AUC values of the variables were around 0.6. These values showed that the PAOIR and MHR parameters had weak capacity to distinguish between positive class and negative class. Conclusion: There is a weak positive correlation between PAOIR value and MHR. The effect of these parameters in determining the prognosis is weak, and it is thought that more longitudinal studies and testing the relationships with other parameters are needed.

Benzer Tezler

  1. Pulmoner embolide pulmoner arteriyel bilgisayarlı tomografi obstruksiyon indeks oranı ile D-dimer ve trombosit indekslerinin ilişkisi

    Pulmoner embolide pulmoner arteriyel bilgisayarlı tomografi obstruksiyon indeks oranı ile D-dimer ve trombosit indekslerinin ilişkisi

    ÖZGE KALE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Göğüs HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÇİĞDEM BİBER

  2. Pulmoner embolide pulmoner arter şiddet skoru ile D-dimer ve ortalama trombosit hacim (OTH) ilişkisi

    Relationship of pulmonary embolism severity score with D-dimer and MPV levels in pulmonary embolism

    AHMET BÜBER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Radyoloji ve Nükleer TıpAbant İzzet Baysal Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. Ş. SEVİL ALTUNRENDE

  3. Akut pulmoner tromboemboli hastalarında soluble ST-2 düzeyi ile kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyon arasındaki ilişki

    With soluble ST-2 level in patients with acute pulmonary thromboembolism Relationship between chronic thromboembolic pulmonary hypertension

    MURAT KERKÜTLÜOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    KardiyolojiKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HAKAN GÜNEŞ

  4. Pulmoner tromboemboli hastalarında pulmoner arteriyel bilgisayarlı tomografi obstrüksiyon indeksinin wells skoru ile ilişkisi

    The relationship of the pulmonary arterial computed tomography obstruction index with wells score in pulmonary thromboembolism patients

    AZİZCAN KILIÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    İlk ve Acil YardımSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TUBA CİMİLLİ ÖZTÜRK

    DR. BURCU AZAPOĞLU KAYMAK

  5. Pulmoner emboli olgularında klinik özellikler ve NLR, PLR, PDW, MPV ve RDW'nin mortalite ve KTEPH gelişimi üzerine prediktif etkileri

    Predictive effects of clinical features and NLR, PLR, PDW, MPV and RDW on mortality and CTEPH development in pulmonary emboli cases

    EMİNEGÜL YAVUZSAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Göğüs HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZEHRA DİLEK KANMAZ