Geri Dön

Nondiyabetik hipertansif hastalarda spot idrar sodyum potasyum oranının arteriyel stiffness ve proteinüri ile ilişkisinin incelenmesi

Investigation of the relationship between spot urinary sodium potassium ratio with arterial stiffness and proteinuria in nondiabetic hypertensive patients

  1. Tez No: 771143
  2. Yazar: SIDIKA GÜLLÜ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AYSUN AYBAL KUTLUGÜN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Nefroloji, Nephrology
  6. Anahtar Kelimeler: Albüminüri, arteriyel stiffness, hipertansiyon, proteinüri, spot idrar Na/K oranı, Albuminuria, arterial stiffness, hypertension, proteinuria, spot urine Na/K ratio
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Atatürk Sanatoryum Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 64

Özet

Giriş: Hipertansif hastalarda alınan sodyum miktarının azaltılması ve potasyum miktarının arttırılması kan basıncı (KB) kontrolünde önemlidir. İdrar sodyum ve potasyum miktarlarının ölçülmesi kişinin diyeti ile ilgili fikir vermektedir. Ayrıca yapılan çalışmalarda idrar sodyum/potasyum (Na/K) oranının kardiyovasküler açıdan daha anlamlı olabileceği üzerinde durulmaktadır. Kardiyovasküler olaylar (KVO) için klinik ön gördürücü olan arteriyel stiffness, diyetteki tuz miktarı ile ilişkilidir ve hipertansiyon (HT), diyabet gibi pek çok hastalıkta görülmektedir. Hipertansiyon seyrinde görülebilen proteinürinin de KVO'lar üzerine önemli etkileri bulunmaktadır. Bu çalışmada nondiyabetik hipertansif hastalarda spot idrar Na/K oranı ile arteriyel stiffness ve proteinüri arasındaki ilişkinin incelenmesi planlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya diyabet, kardiyovasküler hastalık (KVH), malignite, infektif ya da infilamatuvar hastalığı olmayan; tahmini glomerüler filtrasyon hızı (tGFH) 60 ml/dk/1,73m2 ve üzerinde olan hipertansif hastalar dahil edildi. Hastaların serum glukoz, kreatinin, tGFH, ürik asit, albümin, sodyum, potasyum ve lipit parametreleri (low density lipoprotein kolesterol (LDL-K), high density lipoprotein kolesterol (HDL-K), trigliserid (TG), total kolesterol (TK)) ile spot idrar sodyum, potasyum, kreatinin, albümin ve protein değerlerine son 6 ay içindeki poliklinik kayıtlarından ulaşıldı. Spot idrar sodyum ve potasyum değerlerinden Tanaka formülü ile 24 saatlik idrar sodyum ve potasyum atılımları hesaplandı. Çalışma için onam veren hastaların ofis şartlarında boy, vücut ağırlığı, KB ve arteriyel stiffness ölçümleri kaydedildi. Spot idrar Na/K oranlarına göre hastalar 3 gruba (tertil) ayrıldı. Grupların demografik, klinik ve laboratuvar özellikleri, spot idrar bileşenleri ve arteriyel stiffness verileri istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmaya alınan hastaların günlük tuz tüketimi 8,9±2,9 gr/gün, potasyum tüketimleri ise 66±14 mmol/gün olarak hesaplandı. Hastaların ortalama spot idrar Na/K oranı 1,82±1,33'tü. Santral ve periferik ortalama KB'leri ile arteriyel stiffness özellikleri açısından 3 grup arasında anlamlı farklılık yoktu. Spot idrar Na/K oranı ile proteinüri arasında anlamlı zayıf pozitif korelasyon bulundu (r=0,158, p=0,039). Spot idrar Na/K oranı ile hipertansiyon süresi arasında ise anlamlı zayıf negatif korelasyon bulundu (r=-0,149, p=0,045). İdrar Na/K oranının yaş, cinsiyet, vücut kitle indeksi (VKİ), tGFH ve ürik asite göre düzeltilerek arteriyel stiffness verileri arasındaki ilişkiye bakıldığında idrar Na/K oranı ile 75 atım/dk nabız baz alınarak düzeltilen augmentasyon indeksi (Aix@75) arasında anlamlı zayıf pozitif korelasyon bulundu (r=0,165, p=0,037). Sonuç: Antihipertansif tedavi alan, nondiyabetik hipertansif hastalarda idrar Na/K oranının proteinüri ile zayıf pozitif korelasyonu olsa da arteriyel stiffness parametreleri üzerine belirgin bir etkisi olmadığı düşünülmektedir.

Özet (Çeviri)

Aim: In hypertensive patients, reducing the amount of sodium intake and increasing the amount of potassium intake are important in blood pressure (BP) control. Measuring the amount of urine sodium and potassium gives an idea about a person's diet. In addition, studies have focused on the fact that sodium/potassium (Na/K) ratio in urine can be more significant for cardiovascular aspects. Arterial stiffness, which is a clinical predictor for cardiovascular events (CVE), is associated with the amount of salt in the diet and it is seen in many diseases such as hypertension (HT) and diabetes. Proteinuria, which can be seen in the course of HT, also has important effects on CVEs. In this study, it was planned to investigate the relationship between Na/K ratio in spot urine, and arterial stiffness and proteinuria in nondiabetic hypertensive patients. Materials and Methods: In the study, hypertensive patients with estimated glomerular filtration rate (eGFR) 60 ml/min/1,73m2 and above; and without diabetes, cardiovascular disease (CVD), malignancy, infective or inflammatory disease were included. Serum glucose, creatinine, eGFR, uric acid, albumin, sodium, potassium and lipid parameters (low density lipoprotein cholesterol (LDL-C), high density lipoprotein cholesterol (HDL-K), triglycerides (TG), total cholesterol (TC)) and spot urine sodium, potassium, creatinine, albumin and protein values of the patients were obtained from the outpatient clinic records in the last 6 months. 24-hour urine sodium and potassium excretions were calculated with Tanaka formula from spot urine sodium and potassium values. Measurements of height, body weight, BP and arterial stiffness of the patients, who gave approval for the study, were recorded in the office conditions. According to spot urıne Na/K ratios, patients were divided into 3 groups (tertile). Demographic, clinical, laboratory characteristics of groups; spot urine components and arterial stiffness data were statistically compared. Results: In the study, daily salt consumption of the patients calculated as 8,9±2,9 g/day and potassium consumption as 66±14 mmol/day. The mean spot urine Na/K ratio of the patients was 1,82±1,33. There was no significant difference between the 3 groups in terms of central and peripheral mean BP's and arterial stiffness characteristics. A significant weak positive correlation was found between spot urine Na/K ratio and proteinuria (r=0,158, p=0,039). A significant weak negative correlation was found between the spot urine Na/K ratio and the duration of hypertension (r=-0,149, p=0,045). When the relationship between urine Na/K ratio was adjusted according to age, gender, body mass index (BMI), eGFR and uric acid, and arterial stiffness data was examined, a significant weak positive correlation was found between urine Na/K ratio and corrected augmentation index based on 75 bpm (Aix@75) (r=0,165, p=0,037).) Conclusion: Although urinary Na/K ratio has a weak positive correlated with proteinuria in nondiabetic hypertensive patients receiving antihypertensive therapy, it is thought that it does not have a significant effect on arterial stiffness parameters.

Benzer Tezler

  1. Renal transplant hastalarında idrar anjiotensinojen düzeyi ile hipertansiyon ve proteinüri ilişkisi

    Urinary angiotensinogen is related to hypertension and proteinuria in renal transplant recipients.

    AYSUN AYBAL KUTLUGÜN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    NefrolojiHacettepe Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BÜLENT ALTUN

  2. Hipertansif hastalarda insülin direnci ile stresle indüklenen miyokardiyal doku doppler parametreleri arasındaki ilişkinin incelenmesi

    Başlık çevirisi yok

    PERİHAN BİLEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    KardiyolojiMustafa Kemal Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ADNAN BURAK AKÇAY

  3. Hipertansif nondiyabetik hastalarda insülin direnci ve antihipertansif ilaç kullanımının açlık serum insülin düzeylerine etkisi

    İnsulin resistance on hipertansive nondiyabetik patiences and effects of using anhipertansive drug on serum fasting insulin levels

    DİLEK GÜVEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖMER ŞENKAL

  4. Nondiyabetik esansiyel hipertansiyonlu hastalarda ACE gen polimorfizmi ve hedef organ hasarının değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    NEZİHİ BARIŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    KardiyolojiEge Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. M. REMZİ ÖNDER

  5. Albüminürisi olan veya normoalbüminürik esansiyel hipertansiyonlu hastalarda qt dispersiyonu ve 24 saatlik ambulatuvar kan basıncı değerleri arasındaki ilişki

    Relation between qt dispersion and the values of 24 hour ambulatuary blood pressure in the patients with essential hypertension who have albuminuric or normoalbuminuric

    KADİR AYDIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    KardiyolojiCelal Bayar Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. SEYHUN KÜRŞAT