Arz iktisadının iktisat politikası önerileri ve uygulama sonuçları
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 7715
- Danışmanlar: DOÇ. DR. KUTER ATAÇ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Ekonomi, Economics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1989
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İktisat Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 139
Özet
OBET 1980 ABD Başkanlık Seçimlerinde giderek artan bir taraftar toplayan ve seçim sonrası Reagan Yönetimi ile uygulanmaya çalışılan Arz İktisadı (Aİ) yaklaşımı yeni bir teori değildir. Kökenleri Klasik ve Neo Klasiklere kadar uzanmaktadır. Klasik ve Neo Klasiklerin temel felsefesini yeniden gündeme getiren (Aİ), bu temel felsefe içerisinde, özellikle, ekonominin“arz cephesi”ne ve bu cepheyi harekete geçirecek olan“marjinal vergi oranlarının indirilmesinin gerekliliği”konusuna dikkati çekmiştir. Düşük enflasyonla birlikte, yüksek büyüme hızını temel amaç olarak alan Aİ, Keynezyen Talep Yönlü Model yerine arz cephesine değinerek, uzun dönemde sermaye birikimi ve kapasite oluşumuna önem verir. Sermaye ve kapasite oluşumunu sağlayacak unsur ise, ekonomik ajanları harekete geçirecek olan marjinal vergi oranlarındaki indirimlerdir. Fakat sadece vergi oranlarındaki indirim, tek başına yeterli değildir. Verimli yatırımların hacminin artması, rasyonel hareket eden özel sektör girişimleri ile mümkündür. Özel sektör girişimlerinin hacminin artması ise devlet müdahalelerinin ve girişimlerinin hacminin azalmasına bağlıdır. Yani serbest piyasa mekanizması şarttır. Bunun yanında, özel sektör yatırımlarının istikrarlı bir şekilde devam etmesi, uzun dönemde enflasyon hızının düşük olduğu istikrarlı bir ekonomiye bağlıdır. Bu görüşler doğrultusunda, durgunluk sürecindeki ABD Ekonomisi, Reagan Yönetimi tarafından yönlendirilerek hızlıbüyüme sürecine sokulmaya çalışılmıştır. Aİ politika önerilerinin uygulanmasıyla elde edilen sonuçlar, bu yaklaşımın temel varsayımlarından hareketle ileri sürdüğü sonuçlarından farklıdır. Aİ yaklaşımı, sadece enflasyon hızında gerileme ve büyüme hızında artış sağlama gibi iki konuda başarı göstermiştir. Bu başarıların yanında, ulusal gelir dağılımındaki dengesizliğin artması, işsizlik oranının düşürülememesi, bütçe açıklarının büyümesi, doların aşırı değerlenmesi, ithalatın artması, ihracatın kösteklenmesi, faiz hadlerinin yükselmesi, yatırımların azalması, ödemeler dengesinin bozulması, Aİ yaklaşımının olumsuz sonuçlarındandır. Öyle görülüyor ki, bu yaklaşımın başarısızlığı, başarısından daha fazladır. İsveç ekonomisini incelediğimizde ise Aİ yaklaşımının ileri sürdüğü gibi yüksek vergileme oranının, İsveç'te tasarruf ve yatırım hacmini daralttığını görmekteyiz. Ancak bu olumsuz gelişmelere rağmen İsveç hala sosyal refah devleti imajını korumakta ve ekonomik göstergeleri itibariyle çoğu sanayileşmiş ülkenin önünde yer almaktadır. Bu durum tek başına yüksek vergilemenin, ekonomide bir durgunluk meydana getiremiyeceğini göstermektedir. Sonuç olarak, hem A.B.D. Ekonomisinin hem de İsveç Ekonomisinin tecrübesi bize, Aİ politika önerilerinin çoğunun tutarsız olduğunu göstermektedir. II
Özet (Çeviri)
summary Supply-Side Economics (SE), which gradually gathered more proponents during the election campaign of U.S.A. and which was implemented during the Presiedency of Reagan after the election, is not a new theory. It dates back as far as Classics and Neo- classics. SE, which brings into focus the philosophy of The Classics and Neoclassics again nowadays, has called attention to especially the supply aspect of the economy and to the necessity of decreasing the marginal tax rate which will stimulate this aspect within the context of this basic philosophy. Mentioning the supply aspect instead of Keynesian Demand- Sided Model, SE, which aims at high growth rate along with low inflation rate, gives importance to capital and capacity formation in the long run. The factor which causes capital and capacity formation is the decreases in the marginal tax rates which is expected to stimulate the economic units. However, the decreases in the marginal tax rates are not efficient in its own right. The increase of the volume of productive investments is possible with rational acting private sector enterprises. The increase of the volume of private sector enterprises requires the decreases of the volume of the government interventions and enterprises. That is, free market mechanism is essential. Besides, the stable continuity of the private sector enterprises depends on stable conditions in which inflation rate is low in the long run. IllFollowing these ideas, the Reagan Presidency has attempted to start the high growth process in the U.S.A. Economy which was in the state of depression. The implementation of SE policy has yielded consequences different from those that are envisaged by the basic hypothesis of this approach. SE approach has been successful in only two fields. Namely, the decrease in the inflation rate and the increase in the growth rate. Against these successes the following failures of this policy are; The increase of imbalance in the income distribution, the failure in decreasing the unemployment rate, the increasing budget deficit, the excessive valuation of the U.S.A. dollar, the increase of imports, hindrance to exports, the increase in the interest rates, the decrease of investments and the corruption of the balance of payments. It seems that the failures of this approach weighs heavier than the successes of it. As SE approach claims, the rate of high taxation has reduced the volume of savings and investments in the Swedish Economy. However, in spite of these negative developments, Sweden still keeps the image of a social welfare country and regarding the economic indexes. She is ranked higher than most of the industrialized countries. This situation indicates that levying high taxes can not lead the economy into depression in its own right. As a result, the experince of both American Economy and Swedish Economy shows to us that most of the proposals of SE are inconsistent. IV
Benzer Tezler
- Ülke uygulamaları ışığında Tobin Vergisi ve uluslararası finansal istikrarsızlıkları önlemedeki rolü
Tobin Tax in the light of country implementation and, it's role in preventing from international financial instabilities
ERKAN DEMİRBAŞ
- Davranışsal iktisatta kamu politikaları ve Türkiye
Government policies and policy recommendations in behavioral economics
MUAMMER ALEVCİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
EkonomiAydın Adnan Menderes Üniversitesiİktisat Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ UMUT EVLİMOĞLU
- Arz yönlü iktisat aracı olarak vergi indirimleri politikası ve Türkiye
Tax cut policy as a tool of supply side economics and Turkey
KAMİL GÜNGÖR
- Arz-yönlü iktisat ve laffer eğrisinin Türkiye tahmini: 1982-2008
Supply-side economics and the estimation of the laffer curve for Turkey: 1982-2008
GÜLÇİN ELİF ERİÇ