Les influences de la participation electorale transnationale sur les immigrants: Exemple des Turcs de Strasbourg
Ulus ötesi seçmen katılımının göçmenler üzerindeki etkileri: Strasbourg Türkleri örneği
- Tez No: 774528
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ASLI DİDEM DANIŞ ŞENYÜZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Siyasal Bilimler, Sosyoloji, Political Science, Sociology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Fransızca
- Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Sosyoloji Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 171
Özet
Geçtiğimiz birkaç on yılda birçok ülke, yurt dışında yaşayan vatandaşlarının köken ülke siyasetine de varlık göstermelerini sağlamak amacıyla, çifte vatandaşlık hakkı, yurt dışı seçim bölgelerinin oluşturulması, yurt dışından oy kullanma hakkı gibi konularda bazı girişimlerde bulunmuşlardır. 2012 senesi itibariyle yurtdışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, bulundukları ülkedeki diplomatik misyon temsilcilikleri veya yetkili devlet kurumlarına konan oy sandıkları vasıtasıyla Türkiye'deki referandumlar, genel seçimler ve başkanlık seçimlerde oy kullanma hakkı kazandılar. İlk olarak 2014'te yaşadıkları ülkeden oy kullanan yurt dışı Türkleri, o günden beridir 2014 başkanlık seçimleri, Haziran 2015 ve Kasım 2015 genel seçimleri, 2017 anayasa değişikliği referandumu, 2018 başkanlık seçimleri, 2018 genel seçimler olmak üzere toplam altı kere sandığa gitme fırsatı yakaladılar. Gerek göçmenlerin seçmen davranışları gerek köken ülke siyasetine yönelik politik ve ideolojik eğilimleri veya göçmenlerin siyasi katılım motivasyonları gibi konular ise birçok kesimde merak uyandırdı. Akademinin, basının, siyasetin hatta kamuoyunun oldukça ilgi duyduğu bu köken ülke siyasetine seçmen olarak katılma durumunun, göçmen grupları üzerinde birtakım etkileri olacağı bir gerçektir. Bu bilgiler ışığında, bu çalışmanın temel amacı, bir ulus ötesi faaliyet olarak göçmenlerin bulundukları ülkeden köken ülkedeki seçimlere katılım hakkını elde etmesinin ve bu hakkı kullanmasının, göçmen toplulukları üzerindeki etkilerini anlamaya çalışmaktır. Yurt dışında yaşayan Türklerin Türkiye'deki siyasi yaşama ve seçimlere katılımı, geçtiğimiz yıllarda özellikle siyaset bilimcilerin ve sosyologların da ilgisini çekmektedir. Birçok araştırmacı, yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Türkiye seçimlerine yönelik siyasi motivasyonlarını, seçmen davranışlarını, parti seçimlerini ve bu seçimlerinin sebeplerini araştırmışlardır. Ancak ulus ötesi siyasi katılımın, özellikle de yurt dışından oy atma hakkının göçmenler üzerindeki etkileri bildiğimiz kadarıyla henüz direkt olarak araştırmaların merkezine konulmamıştır. Öte yandan, söz konusu çalışmalar ya yurt dışı Türklerinin siyasal eğilimleri ve oy atma davranışları ile alakalı genel bir çerçeve çizmiş, ya da spesifik olarak yurt dışındaki en büyük Türk nüfusu olan Almanya Türkeri'ne odaklanmıştır. Daha nadiren de olsa bazı çalışmalar, benzeri soruları Hollanda ve Belçika Türkleri özelinde yanıtlamaya çalışmaktadır. Ancak yine bildiğimiz kadarıyla Fransa Türklerinin siyasal katılımları, seçmen davranışları ve motivasyonları ile ilgili literatür gözle görünür ölçüde sınırlıdır. Strasbourg, hem oldukça büyük ve etnik-ideolojik-dini anlamda farklılık gösteren birçok Türk ve Türkiye kökenli göçmen grubuna ev sahipliği yapıyor olmasından ötürü hem de geçtiğimiz birkaç on yıldır Türkiye tarafından oldukça gözle görünür bir önem kazanmış olması sebebiyle çalışmamız için ideal bir zemini sunmaktadır. Birçok dini-kültürel-politik derneği barındırıyor olması, Türkiye'nin gücünü temsil ettiği düşünülen dev bir diplomatik misyon temsilciliğinin, Avrupa'nın en büyük camisinin, Dünya'daki en büyük DITIB kampüslerinden birinin, Yunus Emre Enstitüleri, Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Parlamentosu gibi birçok uluslararası örgütün var olduğu bir bölge olarak Strasbourg, göçmen Türklerin köken ülkeye yönelik siyasi tutumlarının ve seçmen davranışlarının göçmen grupları nasıl etkilediğine dair gözlemler yapabilmemize olanak tanımaktadır. Bu bağlamda, hem Strasbourg Türkleri üzerinde gözlemleri ve bilgisi olan, hem de kendileri de başlı başına seçimlerde oy kullanan on görüşmeciyle yarı yapılandırılmış görüşmeler yapıldı. Görüşmecilerimiz, Türkiye'deki siyasi partilerin Strasbourg -veya Alzas- şubelerinin başkanları veya üst düzey yöneticileri ile görüşüldü. Bunun dışında Strasbourg'daki önemli kültürel veya kült derneklerin başkanları ile de görüşmeler yapıldı. Belirtmekte fayda var ki, tezin önemli bulgularından birisi de, Strasbourg Türkleri özelinde bakıldığı zaman, dini olanın, etnik olanın veya kültürel olanın, siyasi olanla fazlasıyla iç içe olduğudur. Başka bir deyişle, dernekler, kahvehaneler, bakkallar ve restoranlar,“biz”ve“onlar”mantığıyla çerçevelenmiş, hatta ibadet yerleri için dahi, MHP'lilerin camisi, Milli Görüş camisi gibi ayrımlar konmuştur. Dolayısıyla, dini veya kültürel derneklerin, Türkiye siyasetine yönelik oldukça belirgin bir pozisyonlanmaları olduğunu söylemek hata olmayacaktır. Söz konusu dernek yetkililerinin ardından son olarak, Strasbourg'daki Türk ve Türkiye kökenli göçmenlere hukuki destek sağlayan az sayıdaki Türkiye kökenli avukatlardan biri olan kadın bir avukatla görüşüldü. En uzunu iki saat en kısası kırk beş dakika süren görüşmelerin bir kısmı WhatsApp, facetime gibi uygulamalar üzerinden, geri kalan kısmı da araştırmacının 11.02.2022 – 21.02.2022 tarihleri arasında Strasbourg'da yaptığı saha araştırmaları esnasında yüz yüze gerçekleşmiştir. Görüşmelerden elde edilen sonuçlar dört temel başlık altında incelendi. Strasbourg Türkleri özelinde, Türkiye'deki seçimlerde oy kullanıyor olmanın etkilerini incelemek için, ilk olarak göçmenlerin neden sandığa gittiğini anlamak gerekir. Bu çalışmanın bulguları göstermektedir ki Strasbourg Türklerinin sandığa gitmesinin öncelikli sebebi, Türkiye'ye karşı hissettikleri duygusal ve nostaljik bağlardır. Türkiye'ye karşı duyulan özlem, kendini halen Türkiye'ye ait hissetmek ve göç alanı içerisinde geçirilen onlarca seneye rağmen halen kendini öncelikle Türk olarak kimliklenmek, göçmenlerin köken ülke seçimlerinde oy kullanması için itici sebepleri doğurmaktadır. Daha önceki çalışmalarda da gözlemlendiği gibi, Büyük Türkiye söylemi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karizmatik siyasi duruşunu betimlemek amacıyla öne atılan“Güçlü Lider”retoriği, Strasbourg Türklerinin bir kısmının köken ülke siyasetine katılımında belirleyicidir. Burada belirtmek gerekir ki, göçmenleri köken ülke realitesinin içerisine hapsetme riski taşıdığından ötürü, yurt dışından oy kullanma hakkı, görüşmecilerimiz arasından sadece bir istisna dışında tarafından büyük bir takdirle karşılanmamış olmakla birlikte, aksine, parlamentoda temsil edilmeksizin göçmenlere tanınan oy kullanma hakkının olumsuz bir gelişme olduğunun altı çizilmektedir. Bunun yanında, uzun yıllar boyunca Türkiye seçimlerine katılamamış olmak ve bunun yanında Fransız siyasetine karşı süregelen ilgisizlik hali göçmenlerin demokratik bir açlık duymasına sebep olmuş, 2012 sonrası elde edilen bu hakla beraber göçmenler bu demokratik boşluğu doldurduklarını ifade etmişlerdir. Ulus ötesi alanda köken ülke politikasının etkisi oldukça kısıtlı olduğundan, pragmatik sebepler, yukarıdaki sebeplere oranla açıkça daha az görünürdür. Ancak genellikle, Türkiye'ye gidiş gelişlerde gözlemlenen değişiklikler ve iyileşmeler göçmenlerin köken ülke seçimlerindeki davranışları üzerinde rol oynadığı gözlemlenmiştir. Genç Franko-Türkler ve Türkiye kökenli göçmen çocukları için ise söz konusu oy hakkının kullanımı yeni bir bağlanma biçimini ortaya koymaktadır. Belirtmek gerekir ki Strasbourg Türkleri arasında siyasal kültürün oluşmasında ailenin rolü oldukça büyüktür. Sosyal medyada takip edilen sayfalar, akşamları evde izlenen televizyon kanalları, ailelerin Türkiye hakkındaki düşünceleri, göçmen çocuklarının Türkiye tahayyülünü oluşmasında baş rol oynamaktadır. Netice itibari ile, Türkiye'nin tarihi, sosyolojisi, ekonomisi, coğrafyası hakkında oldukça yüzeysel bilgiye sahip Türkiye kökenli genç Fransızların, Fransa yerine Türkiye'nin siyasi realitesini takip ettiği ve ona ilgi duyduğu açıkça görülmektedir. Bu durum, bu çalışmada siyasi Türklük adını verdiğimiz yeni bir kimliklenme, köken ülkeye bağlanma durumunu ortaya çıkarmaktadır. Fransız eğitim sistemi içerisinde şekil alıp ömrünün geri kalanını Fransa'da geçirmek isteyen, hayatın hemen her alanında, başka bir deyişle kültürel olarak, dilsel olarak, sosyal olarak Fransızlaşan, yeni jenerasyonlar da dahil olmak üzere, siyasi Türklük kavramı, göçmenlerin Türkiye siyaseti çerçevesinde siyasal kültürlerinin oluştuğuna, bu kültürün de onların göç alanı içerisindeki sosyolojik yörüngelerini belirlediğine işaret etmektedir. Öte yandan bir ulus ötesi aktivite olarak yurtdışından köken ülkeye siyasetinde oy kullanma hakkının elde edilmiş olması, Strasbourg Türkeri'nin hayatını üç temel eksen üzerinden etkilemektedir. Öncelikle, yurt dışı oyların kullanılmaya başlamasıyla birlikte Strasbourg'daki Türk ve Türkiye kökenli göçmenlerin kendi iç dinamiklerinde ciddi değişiklikler olmuştur. Göçmenler, bir zamanlar kendilerini bir arada tutan ortak çatının altında artık birleşememektedirler. Bu durum onların bir diaspora görüntüsünden çok uzakta bir manzara sergilemesine sebep olmaktadır. Türkiye'de hali hazırda var olan siyasi kutuplaşma, Strasbourg Türkleri üzerinde de net bir şekilde görülmektedir. Ancak bunların yanında, köken ülkeye yönelik seçmen motivasyonları, göçmenlerin birbirlerine karşı düşmanca tavırlar sergilemesinde önemli rol oynamaktadır. Bu gelişen düşmanca tavırlar, farklı göçmen grupların birbirleriyle etkileşimini azaltmanın ötesinde, onların birbirlerini tehdit unsuru olarak görmesine sebep olmaktadır. Seçim dönemi yaklaştıkça, düşmanca tavırların seviyesi çok yükselmekte, özellikle seçim günleri tehlikeli olaylara sahne olmaktadır. Atışmalar, tartışmalar hatta kavgalar gözlemlenmekte, ancak bu kavgalar kısa süreli bir tansiyon yükselmesi olarak kalmamaktadır. Bu kavgaların temelinde yatan gerçeğin, öncelikle göçmenlerin kafasındaki Türkiye tahayyülünün çok çeşitli olmasından kaynaklamaktadır. Bunun yanında ise, Türkiye tarafından bazı grupların -özellikle muhalif kesimin- dışlanmışlık hissi, kimliksel, dini ve ideolojik kırılmalar göçmen gruplarının olumsuz tavırlarını perçinlemektedir. Sonuç olarak yurt dışı oyları, Strasbourg'daki Türk popülasyonu üzerinde dediasporizasyon adını verdiğimiz, diğer hemşeri gruplarla büyük bir kopuşun ötesinde, düşmanca tavırlar beslemekten kaynaklanan bir kopuşu simgeleyen yeni bir konseptin doğmasına sebep olmuştur. Ulus ötesi oy kullanımının birleştirici etkisi, dediasporizasyon etkisiyle kıyaslandığında yok denebilecek kadar azdır. İncelenmesi gereken bir diğer mesele ise, Strasbourg Türkleri'nin oy kullanmaya başlamasının ardından onların Türkiye açısından algılanış biçiminde ne gibi değişikliklere sebep olduğuyla ilgilidir. Örneğin, daha önceleri finansal bir kaynak veya bir ev sahibi ülkeye karşı kullanılabilecek bir lobi enstrümanı olarak görülen Strasbourg Türkleri, oy atma hakkının kullanılmasından itibaren köken ülke tarafından bir oy kaynağı olarak algılanmaktadırlar. Böylece Türkiyeli siyasetçilerin ziyaretleri sıklaşmış, milletvekilleri, bakanlar göçmenlerin sorunlarına kulak asmaya başlamışlardır. Bu durum, her ne kadar oy kaynağı olarak görülüyor olduklarının bilincinde olsalar dahi, göçmenlerin Türk siyaseti nezdinde kendilerini ifade edebilme şansını da beraberinde getirmektedir. Öte yandan, yurt dışından oy kullanılıyor olması, yurt dışında belirli ülke, bölge hatta şehirlerde yaşayan Türkiyeli göçmenlerin siyasi olarak görünürlük kazanması anlamına gelmektedir. Strasbourg Türkleri'nin kullandıkları oyun görünür olmasının da, Türkiye toplumu açısından bir karşılığı vardır. Öncelikle, Türkiye'de yaşamadan Türkiye seçimlerinde oy kullanan vatandaşların kullandıkları oyların meşruluğu konusunda, Türkiye toplumunun olumsuz bir duruşu olduğu görüşmeciler tarafından dile getirilmiştir. Ancak bunun ötesinde, Fransa gibi demokratik ve laik bir hukuk devletinde yaşayan Türklerin önemli bir, Türkiye siyasetinde otokratik ve muhafazakâr partileri tercih ediyor olması, onların siyasi tercihleri sebebiyle Türkiye toplumunun bir bölümü tarafından tek tipleştirilmesine yol açmaktadır. Bazı görüşmecilerimiz, Türkiye'ye yaptıkları seyahatlerde, Türkiye'deki seçimlere katılımları yönünde yerel toplumun rahatsızlıklarını dile getirdiği örneklerden bahsetmişlerdir. Son olarak ise, Türklerin oy kullanmaya başlaması ile Strasbourg Türkleri ile Fransa arasındaki ilişkilerde de bir değişiklik gözlemlenmektedir. İlk olarak bu değişiklik, Fransız kurumları ile yaşanmaktadır. Büyük çoğunluğu muhafazakâr milliyetçi partilere oy atan Strasbourg Türkleri, bu düşünceyle taban tabana zıt olan cumhuriyetçi-laik Fransız ideolojisi ile uyumsuzluk göstermektedir. Böylece, Fransız kurumları, köken ülke siyaseti içerisine hapsolarak entegrasyon sorunları yaşama riskiyle karşı karşıya kalan göçmenleri veya göçmen kökenli Fransızları ilgilendiren önlemler almaktadır. Öte yandan Türkiye'yi önemli bir tehdit olarak algılayan Fransız toplumu perspektifinden de Strasbourg Türklerinin Türkiye'ye yönelik siyasi tavırlarının olumsuz olarak değerlendirildiği ve yine Türklerin tek tipleştirildiği bazı durumlar dile getirilmiştir.
Özet (Çeviri)
There have been initiatives such as emancipation of dual nationality, formation of transnational districts or granting of external voting rights, taken by many countries for a couple of decades in order to include non-resident citizens in the political life in the country of origin. Regarding citizens of Turkey, they enfranchised the right to participate in the elections in Turkey in 2012, precisely participation by going to vote at the ballot boxes installed in the electoral offices in their countries of residence. Having voted for the first time in 2014, they have therefore had the opportunity to exercise this right six times to date, during the presidential elections in 2014, general elections in June and November in 2015, constitutional referendum in 2017 and finally, general, and presidential elections, having taken place together in 2018. This development, i.e. transnational electoral participation of Turkish emigrants has drawn attention in terms of their electoral motivations as well as their political and ideological leanings towards Turkey. It is clear that political participation of Turks living abroad has also drawn curiosity of researchers, of the media, of political actors as well as public opinion in Turkey and in the countries of residence. In the light of such information, this research aims specifically to understand and explain the influences of transnational electoral participation on emigrant groups. Political science and sociology can be considered as the disciplines most interested in the political participation of non-resident Turks. There are many researchers focusing on the political motivations of Turkish emigrants as well as the reasons why they vote for this or that party, or this or that person. However, influences of the electoral participation of emigrants, as a transnational activity, have not been specifically problematized until today in the literature. Research in this area has attempted to design a general framework of the electoral motivations and behaviors of Turks dispersed around the world. More specific research in terms of the field is focused particularly on the Turks of Germany, the largest non-resident Turkish population in Turkey. More rarely, similar research answer to same questions through the Turks of the Netherlands, Austria, or Belgium. However, still, the literature on the influences of the political engagements and electoral participation of Turkish emigrants from France is noticeably limited. Strasbourg, a French city offers us an optimum base for this research since it houses a large Turkish population, well scattered ethnically, religiously, and culturally speaking, as well as it has attracted a visible importance by Turkey for the last decades. In the city, there are many religious, cultural and political associations - as subdivisions of Turkish political parties - as well as a very impressive diplomatic mission which reflects the strong existence of Turkey in the region and the importance attributed by Turkey to Strasbourg and to the Turkish population residing in the city. Likewise, the largest mosque in Europe, Eyüp Sultan Camisi, a large campus of DITIB, the Yunus Emre Institutes as well as some major international organizations such as the Council of Europe, the European Court of Human Rights and the European Parliament are located in Strasbourg. Therefore, the Turkish population in Strasbourg gives us this opportunity to make relevant observations on such a question from a sociology-politics perspective. In this context, we carried out nine semi-structured interviews with ten Franco-Turks, who have in-depth knowledge of the Turkish communities in Strasbourg. The interlocutors were chosen among the presidents, vice-presidents, or spokespersons of associations whose activities are based on politics in Turkey, or religious and cultural associations whose members are mainly - if not exclusively - from Turkey. It would be relevant to emphasize that with regard to the Turkish communities of Strasbourg, what is political is visibly intertwined with what is religious or cultural. In other words, associations, cafes, grocery stores or even restaurants are frequented by the populations who use the terms“us”and“them”to refer to the groups to which they belong or not. This is how terms with strictly political connotations were born, such as the mosque of the MHPli, the mosque of Milli Görüş... So, it would not be wrong to say at this stage that regardless of their areas of activity, the Turkish associations transplanted to France have clearly visible political positions in terms of Turkish politics. Finally, apart from the heads or representants of these associations, we conducted an interview with a young lawyer issue from Turkish immigration to France, who works to provide legal services mainly to the Turks of Strasbourg. Some of the interviews, which lasted between 45 minutes and 2 hours, are carried out via computer platforms such as WhatsApp or facetime, while the rest were organized in Strasbourg, during the researcher's visit to Strasbourg between 11.02.2022 - 21.02. 2022. The data collected during the interviews were analyzed and represented in four main parts. First of all, it would be useful to understand the reason why Strasbourg Turks vote in elections in Turkey in order to examine the influences of external voting on these communities. It was found in this research that the main motivations of a significant part of Strasbourg Turks to go to the polls are based on nostalgic and emotional attachments to Turkey. The sense of belonging in Turkey and self- identification as a Turk despite having spent a long time in France play the role of driving force in electoral motivations. As observed in various previous studies, the rhetoric of“Greater Turkey”and“strong leader”also remains decisive among the Turks of Strasbourg. It should be emphasized that, with the exception of one interlocutor, transnational electoral participation is not really appreciated by our sample since it risks cornering emigrants in the political reality of the country of origin as long as the emigrant populations are not represented in the Turkish parliament. On the other hand, the democratic thirst caused by not being able to vote because of being abroad and not having been interested in French politics are among the main findings in terms of the electoral motivations of the Turks of Strasbourg. By obtaining external voting rights in 2012, the Turks of Strasbourg finally had the opportunity to quench this thirst. Given that the capacity of Turkish politics in a transnational space is quite limited, therefore the rather pragmatic motivations are visibly less extensive among the Turks of Strasbourg. However, the transformations and improvements observed during the round trips to Turkey play a more or less decisive role in the electoral motivations of the latter. For young Franco-Turks or French people from Turkish immigration, the right to vote externally creates a new model of attachment to the country of origin. It is important to emphasize that the role of families in the formation of the political culture of young people is essential in the context of the Turks of Strasbourg. Pages followed on social media, TV channels being watched at home, families' opinions on Turkey build the fundament of the image of Turkey for young Turks. Therefore, it is found that the groups with visibly limited knowledge of the history, sociology, economy or geography of Turkey, but who follow the political news of Turkey very closely, but not that of France, show up. This reveals a new mode of identification and attachment linked to the country of politics, which we examine under the name of the concept of politically Turkishness. This concept refers to the fact that the sociological trajectories of the Turks of Strasbourg, including the younger generations who are becoming more and more French regarding language, social life, culture, are mainly formed in the transnational social space through their political attachment to Turkey. In addition, electoral participation as a transnational activity exerts influence on the Turks of Strasbourg through three main axes. First, with this development would have transformed the relations between the groups originating from Turkey residing in Strasbourg. Nowadays, it would be obviously difficult to speak of an iconographic roof capable of bringing together the different socially determined groups originating from Turkey. This therefore causes the disappearance of the diasporic appearance of this population. On the other hand, electoral motivations can also trigger hostile feelings against other groups in Strasbourg. Beyond limiting the interaction between them, the feelings of hostility risk provoking the consideration of another group as a dangerous threat. Pre-election periods witness incidents of arguing and bickering where tension between different groups rises. However, these incidents caused by feelings of hostility are not temporary and fade in the short term. Focusing on the underlying reasons, the wide variety of images that Turkey evokes in different groups can be observed. On the other hand, the feeling of exclusion and inequality among a part of the Turks of Strasbourg - especially the opponents of the current government - deepen even more the cleavages already existing between different groups and that the negative feelings towards other groups are fed more. Finally, the external vote gives rise to the birth of a new concept called dediasporization which means, beyond a simple detachment from other groups originating from the same country, the perception of other groups of a prospect of hostility by fueling intimacy. The unifying power of the external vote remains much more modest compared to the separative power of the latter. Another observation on the influences of transnational electoral participation would be on the way Turkey perceives the Turks of Strasbourg. For example, the latter, which were previously considered as financial resources or lobbying instruments to be used against the countries of residence by Turkey, became important voting resources once the latter obtained the right to vote. Consequently, visits by politicians, parliaments and ministers are becoming more and more frequent. This paves the way for the Turks of Strasbourg to be able to express themselves to the Turkish authorities, even if the former are aware that this consideration is generally to win votes. Likewise, external voting also means that Turks abroad become politically and electorally visible. The visibility of votes of the Turks of Strasbourg obviously has repercussions with regard to Turkish society in Turkey. First, vote of non-resident citizens is not found legitimate by non-migrant Turks, nor appreciated, as mentioned by our interlocutors. Beyond that, the political preferences of the Strasbourg Turks living in France, which is a democratic and secular country, but who are rather inclined in their great majority towards the conservative and autocratic parties in Turkey cause on the other hand the negative attitude of their non-migrant compatriots. The interlocutors observed during their visits to Turkey these negative attitudes due to the electoral participation of Turkish emigrants. Last but not least, influence of transnational electoral participation on the Strasbourg Turks emerges at the level of relations between France and the Strasbourg Turks. First, it would be relevant to discuss the relationship between French institutions and the Turks of Strasbourg. Being part of nationalist and conservative political currents in their great majority, the Turks of Strasbourg are found politically incompatible with the founding French values based on, secularity and republicanism. Therefore, France is taking steps to reduce the risks of resistance against integration that may be caused by being stuck in the political reality of Turkey. On the other hand, incidents were observed where the Strasbourg Turks were stereotyped and their electoral behaviors towards Turkey were negatively evaluated by French society.
Benzer Tezler
- L'influence des elites de think-tank sur la formation de la politique exterieure de la Turquie entre 2010-2016
2010-2016 yılları arasında think tank elitlerinin Türk dış politikasının oluşturulmasındaki rolü
TEVFİK KARPUZCU
Yüksek Lisans
Fransızca
2018
Uluslararası İlişkilerYeditepe ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ IŞIL ZEYNEP TURKAN İPEK
- Türk devriminde Celal Bayar (1918-1960)
Celal Bayar in the Turkish revolution (1918-1960)
ERKAN ŞENŞEKERCİ
Doktora
Türkçe
1999
Türk İnkılap Tarihiİstanbul ÜniversitesiAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF.DR. MERAL ALPAY
- La connaissance terminologique et thématique en interprétation simultanée
Simültane çeviride konu ve terminoloji bilgisi
SAİME EVREN KÖYLÜ
Yüksek Lisans
Fransızca
2005
Mütercim-TercümanlıkHacettepe ÜniversitesiFransız Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. EKREM AKSOY
- La psychanalyse de la connaissance chez Gaston Bachelard
Gaston Bachelard'da bilginin psikanalizi
TALHA SUNA
Yüksek Lisans
Fransızca
2020
FelsefeGalatasaray ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. S. ATAKAN ALTINÖRS
- L'articulation des stratégies de résistance et des processus de consentement chez les cols blancs
Beyaz yakalılarda direniş stratejileri ve rıza süreçlerinin eklemlenmesi
AYÇA YILMAZ
Yüksek Lisans
Fransızca
2012
SosyolojiGalatasaray ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ ERGUR