Geri Dön

Osmanlı Devleti'nde modernleşme dönemi (1879-1924) dava belgelerinin düzenlenme biçimi

The redaction of case documents during the modernization period (1879-1924) in the Ottoman Empire

  1. Tez No: 774529
  2. Yazar: AYŞE ŞEN
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ FATMA GÜL KARAGÖZ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 289

Özet

Çalışmamızda, modernleşme dönemi Osmanlı Devleti'nde farklı kurallar sistemini esas alarak uyuşmazlık çözen, iki ayrı yargı yerinde görülen davaların kayıt altına alındığı mahkeme evrakı incelenmiştir. İncelememize konu olan yargı yerleri şeriye ve nizamiye mahkemeleridir. Şeriye mahkemeleri esas olarak“fıkıh”biliminden, nizamiye mahkemeleri ise modern“hukuk”biliminden kaynaklanan kurallarla davaların çözüldüğü yargı yerleridir. Çalışmamızda her iki mahkemede uygulanan kurallar sistemi açıklanmış, bu kurallar sisteminin öğretimi üzerinde durulmuştur. Her iki mahkemede bir davanın görülmesi süresince hazırlanan belgeler, uyuşmazlıkların kayıt altına alındığı evrak hem biçim hem de içerik yönünden incelenerek bu evrakın kaleme alınış biçimi ortaya koyulmuştur. Şeriye ve nizamiye mahkemelerinde hazırlanan dava belgeleri, çalışmamızın ayrı bölümlerinde ele alınmıştır. Çalışmamız, bir giriş, üç bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Birinci bölümde, modernleşme dönemi Osmanlı İmparatorluğu'nda uygulanan iki farklı kurallar sistemi ele alınmıştır. Tanzimat Fermanı'nın ilânından sonra, Osmanlı Devleti Batı hukukunun kavram ve kurumlarına kapılarını açmış, adlî teşkilatta yapılan değişimler, kanunlaştırma ve resepsiyon hareketleri ile Avrupa hukuku, İmparatorluk'ta kök salmaya başlamıştır. Bu nedenle“modernleşme”terimi çalışmamızda“Batılılaşma”kavramıyla eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Modernleşme dönemi İmparatorluk'ta yürürlükte olan kurallar sistemi açıklanırken, öncelikle şeriye mahkemeleri ve şeriye mahkemelerinde uygulanan kurallar sistemi tanıtılmıştır. Bu dönemi şerî yargıda uygulanan kurallar sistemi yönünden benzersiz kılan, şerî uyuşmazlıkların çözümünde başvurulan bir kısım fıkıh kurallarının, Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye adı verilen metinde tedvin edilmesidir. Bu nedenle, şeriye mahkemelerinde uygulanan kurallar sistemi açıklanırken, Mecelle'nin yürürlüğe girmesinden öncesi ve sonrası çalışmamızda farklı başlıklarda ele alınmıştır. Yürürlükte olan kurallar sistemi ile bu kurallara göre yargılama yapıp uyuşmazlık çözecek görevlilere verilen eğitim arasında sıkı ilişki olduğunu düşündüğümüzden, birinci bölümünün birinci kısmında modernleşme döneminde kadılara verilen ihtisas eğitimi incelenmiştir. Birinci bölümün ikinci kısmında, nizamiye mahkemeleri ve nizamiye mahkemelerinde uygulanan kurallar sistemi tanıtılmıştır. Bu kısımda öncelikle, Osmanlı adliye teşkilatına modernleşme döneminde katılan nizamiye mahkemelerinin hukuk kısmının tarihsel gelişimi ortaya konulmuş, bu mahkemelerin, davaları çözmek bakımından ayırt edici nitelikleri üzerinde durulmuştur. Daha sonra, nizamî mahkemelerinin yargı teşkilatında yer alan hukukçular hakkında bilgi verilerek, bu hukukçuların eğitim biçimi incelenmiştir. Nizamiye mahkemelerinde görev yapacak hukukçuları yetiştirmek amacıyla İstanbul'da açılan, Tanzimat Dönemi'nde kurumsal, modern hukuk eğitimi verilen yerler arasında öncü olan okul, Mekteb-i Hukuktur. Bu nedenle, nizamiye mahkemesinde görev yapacak adlî personelin eğitimi incelenirken, Mekteb-i Hukuka odaklanılmış, bu kurumda görülen dersler hakkında açıklama yapılmıştır. Mekteb-i Hukukta verilen derslerden, okulun hocalarının ya da mezunlarının yayınladıkları eserlerden yola çıkılarak, modernleşme döneminde“hukuk”kavramının ne şekilde tanımlandığı, hangi kısımlara ayrılarak incelendiği hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmamızın ikinci bölümünde, şeriye mahkemelerinde uyuşmazlık çözümünün kayıt altına alınma biçimi incelenmiştir. Şerî yargıda uyuşmazlık çözümü süresince tutulan mahkeme evrakı, modernleşme dönemi öncesi ve sonrası dikkate alınarak açıklanmıştır. Modernleşme döneminden önce, bir davanın kadının önüne taşınmasından söz konusu dava hakkında hüküm verilene kadar, hem uyuşmazlığın tarafları hem de kadının gerçekleştirdiği işlemler hakkında bilgi içeren evrakın şeriye sicillerine kaydedilen mahkeme kararları yani“ilâm”lar olduğu anlaşılmaktadır. Modernleşme döneminde, 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren, şerî yargıda dava zabıtlarının tutulma zorunluluğu, bu zorunluluğun bir sonucu olarak da şeriye mahkemelerinde“Zabt-ı Dava Cerîdesi”adı verilen resmî mahkeme evrakının bulunduğu fark edilmiştir. Bu sebeple, ikinci bölümün birinci kısmında modernleşme dönemi şerî uyuşmazlıkların kaydedildiği dava zabıt defterlerindeki tutanaklar ile şeriye sicillerinde yer alan şerî ilâmların tanzim şekli açıklanmıştır. İkinci bölümün ikinci kısmında, Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye'nin yürürlüğe girmesinden önce hazırlanan dava belgeleri ele alınmıştır. Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye'nin meriyetinden önce, bir uyuşmazlığın kadının önüne taşınmasından uyuşmazlık hakkında hüküm verilene kadar, ilgili dava hakkında yapılan işlemler konusunda bilgi edinilebilecek kayıt çeşidi şeriye mahkemesi kararlarıdır. Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye'nin yürürlüğe girmesinden önce, fıkıh kurallarına göre çözülen bir uyuşmazlık hakkında, kadının verdiği kararı içeren evrakın ne şekilde kaleme alınacağı fıkıh biliminin alt dalı olan“sakk ilmi”disiplinince belirlenmiştir. Sakk disiplini kuralları dikkate alınarak kontrol edilen örnek kadı hükümleri, modernleşme döneminden önce tip formlar halinde sakk kitaplarında toplanmış, Osmanlı kadısı bu kitaplardaki numuneleri esas alarak hakkında hüküm verdiği davanın kararını yazmıştır. Bu nedenle çalışmamızda öncelikle, 19. yüzyılda siyasi iradenin kadılara örnek gösterdiği sakk kitapları tespit edilmiş, ardından da bu kitaplarda yer alan, benzer uyuşmazlık konusunu içeren iki farklı karar örneği içerik yönünden incelenmiştir. Siyasi iradenin örnek gösterdiği sakk kitaplarında yer alan kararlar incelendikten sonra, bu kitaplardaki numunelerin kadı için bağlayıcı olup olmadığı sorusu sorulmuştur. Bu soruya cevap verebilmek adına, kadı kararlarının söz konusu kitaplardaki numunelere uygun yazılıp yazılmadığının, Devlet'in yetkilendirilmiş merkezi bir kurumu tarafından, olağan/sistematik kontrolünün yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır. Yaptığımız araştırma neticesinde, şeriye mahkemelerince verilen kararların, sakk kitaplarında yer alan numunelere uygunluk denetiminin, merkezi bir Devlet kurumu tarafından olağan/sistematik kontrolünün Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye'nin Kazâ Kitabının yürürlüğe girmesinden önce yapılmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye'nin 16. kitabında şeriye mahkemesi kararlarının temyizen denetimi açıkça düzenlenmiş, böylece modernleşme döneminde kadı kararlarının olağan/sistematik kontrolü mümkün hâle gelmiştir. Osmanlı Devleti'nde faaliyet gösteren tüm şeriye mahkemelerinin kararlarının olağan/sistematik denetimini yapan merciler, Devlet'in merkez kurumlarından olan Şeyhülislamlığın Fetvahâne ile Meclis-i Tetkîkât-ı Şeriye adı verilen birimleridir. Tanzimat Dönemi'nde kadı hükümlerinin olağan/sistematik denetiminin ne şekilde yapıldığını ortaya koymak, şeriye mahkemelerinin düzenleyeceği dava belgelerinin tanzim biçimini anlamak bakımından oldukça önemlidir. Bu nedenle, çalışmamızın ikinci bölümün üçüncü kısmında, modernleşme döneminde kadı kararlarının temyiz incelemesinin nasıl yapıldığı anlatılmıştır. Şerî yargıda uygulanan temyiz usûlü açıklanırken öncelikle mevzuat hükümleri incelenmiştir; fakat resmî kaynaklar temyiz denetiminin mahiyetini anlamamız için yeterli olmamıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda kadı kararları bakımından icra edilen temyiz denetimini anlayabilmek için bu dönemde yazılmış, şerî belge tanzimini konu alan kitaplara başvurulmuştur. Bu kapsamda, Osmanlı Devleti'nin çeşitli yerlerinde kadılık görevi ifa etmiş, Fetvahânenin (kadı kararlarını denetleyen mercilerden biri) en üst düzey yetkilisi olarak da görev yapmış olan Ali Haydar Efendi'nin eserleri temel kaynak olarak seçilmiştir. Bu eserlerden hareketle, modernleşme döneminde kadı kararlarının temyiz denetiminin mahiyeti ortaya konulmuştur. İkinci bölümün dördüncü kısmında, Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye'nin yürürlüğe girmesinden sonra hazırlanan şerî dava belgeleri incelenmiştir. Çalışmamızın bu kısmında kullandığımız kaynakların başında, modernleşme döneminde kadının çözdüğü uyuşmazlıkların kaydedildiği dava zabıt defterleri ile şeriye sicilleri yer alır. İncelememizi yaparken kadının hükmünü içeren dava belgeleri merkeze alınmıştır. Kadı kararlarını içerik bakımından incelerken Cerîde-yi İlmiye dergisinde (Tanzimat Dönemi'nde şeriye mahkemelerinin bağlı olduğu kurum olan Şeyhülislamlığın resmî yayın organı) kadıların kararlarını yazarken örnek almaları için neşredilmiş numelerin sistematiği takip edilmiştir. Şeyhülislamlığın yayınladığı bu numuneler içerik bakımından da çalışmamızda kullanılmıştır. Modernleşme döneminde hazırlanan şeriye mahkemesi kararlarında taraf teşkilinin, dava-cevap beyanlarının, delillerin kısacası hem şerî muhakemeyi hem de kadının verdiği hükmün esasını teşkil eden ispat vasıtalarının uzun, detaylı bir şekilde yazıldığı tespit edilmiştir. Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye'nin Kazâ Kitabının yürürlüğe girmesinden itibaren, kadı kararları için resmen temyiz usûlü kabul edilmiş olduğundan davaların usûlüne uygun olarak görülüp görülmediğinin eksiksiz olarak incelenebilmesi için muhakemede gerçekleşen faaliyetlerin kararda gösterilmesi gerektiği anlaşılmıştır. 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren, kadının icra ettiği muhakemenin her aşamasının zabıt defterlerine kaydedilme zorunluluğu ile bu dönemde şerî kararların uzun ve ayrıntılı hâle gelme sebebinin, Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye'nin kadı kararlarının olağan/sistematik kontrolü hakkındaki hükümlerinin yürürlüğe girmesi ile ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Şeriye mahkemelerinde uygulanan fıkıh kuralları İslam bilginlerinin faaliyetleri ile teşekkül edip gelişmiştir. Herhangi bir uyuşmazlık konusu hakkında, İslam bilginlerinin takip ettikleri metodolojiye bağlı olarak farklı hükümler ortaya çıkmış ve zamanla fıkıh kuralları genişlemiştir. Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye ile siyasi iktidar fıkıh birikiminde üretilen görüşler, davaların esasına ve usûlüne uygulanacak kurallar arasında tercihte bulunmuştur. Benzer konulardaki uyuşmazlıklar hakkında fıkıh bilginlerinin çalışmalarıyla teşekkül eden ve genişleyen çözümlerden bir tanesinin seçilerek Padişah Fermanı'yla yürürlüğe giren Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye metninde kodifiye edilmesi, fıkıh kuralının kanun hükmü haline gelmesini, kanun hükmü gibi uygulanmasını sağlamıştır. Kadılar uyuşmazlıkları karara bağlarken Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye'de tercih edilen görüşleri dikkate almakla yükümlü olmuşlardır. Çalışmamızın ikinci bölümünün son kısmında, Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye'nin kadıların yanı sıra müftüler bakımından da bağlayıcı olup olmadığı ve müftü fetvalarında değişiklik yaratıp yaratmadığını anlamak amaçlanmış; bu bağlamda bir davanın şeriye mahkemesinde çözülmesi aşamasında, kadıların müftülerden istedikleri fetvalar ele alınmıştır. İncelediğimiz şeriye mahkemesi defterlerine kayıtlı olan müftü fetvalarında, Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye hükümlerine atıf yapıldığı kimi zaman fetva metninin yalnızca Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye maddelerinin gösterilmesinden ibaret olduğu fark edilmiştir. Çalışmamızda, şeriye mahkemelerinde hazırlanan dava belgeleri bakımından ulaştığımız sonuç şudur: Modernleşme döneminde hazırlanan şerî dava belgelerinin kaleme alınış şeklini belirleyen esas metin Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye olmuştur. Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye şerî uyuşmazlıkların çözümünde fıkıh eserlerinde yer alan hükümlerin uygulanmasından, mevzuat metninin uygulanmasına doğru bir değişim yaratmıştır. Tezimizin üçüncü bölümünde, 1879 yılından itibaren ilk derece nizamiye mahkemelerinde görülen hukuk davalarının kayıt altına alınması incelenmiştir. Üçüncü bölümün birinci kısmında, bir hukuk davasının açılmasından, dava hakkında hüküm verilinceye kadar gerek davacı ve davalı gerekse de mahkemece gerçekleştirilen işlemlerin kaydedildiği mahkeme defterleri tespit edilmiştir. Nizamiye mahkemelerinde çözülen uyuşmazlıklara ait kayıtların ve mahkeme defterlerinin ayrı bir tasnifi arşivlerimizde henüz yapılmamıştır. Bu nedenle, ilk önce çalışmamızda kullanılacak kaynaklar açıklanmıştır. Nizamî yargıda hazırlanan dava evrakı biçim ve içerik bakımından incelenirken Cerîde-yi Adliye dergisinde (nizamiye mahkemelerinin bağlı olduğu kurum olan Adliye Nezaretinin resmî yayın organı) neşredilmiş numuneler, sakk-i adlî adı verilen kitaplar ile erişebildiğimiz mahkeme defterleri tezimizde kullandığımız esas kaynaklar olmuştur. Nizamiye mahkemelerinde görülecek uyuşmazlıklarda hem davanın tarafları hem de mahkemece hazırlanacak evrakın tanziminde uyulması zorunlu olan kurallar bütünü“sakk-i adlî”olarak isimlendirilmiştir. Modernleşme döneminde sakk-i adlî konusunda yazılan eserlerde hem mahkemenin tutacağı defterler hem de tarafların hazırlayacakları dava evrakı tanıtılmış, bu evrak hakkında ayrıntılı açıklamalar yapılarak nizamî yargıda uyuşmazlık çözümü süresince hazırlanan pek çok belge örneğine yer verilmiştir. Sakk-i adlî kitapları arasında bizim esas aldığımız Mahkeme- yi Temyiz hâkimliği yaptığı sırada, nizamiye mahkemelerinde görev alacak hukukçulara dava belgelerinin ne şekilde hazırlanacağı dersini öğreten Şevki Efendi'ye ait olan kitaplar olmuştur. Yararlandığımız temel sakk-i adlî eserleri hakkında bilgi verilmesinin akabinde, kullanılan kaynaklar bağlamında son olarak tezimiz süresince erişebildiğimiz nizamiye mahkemesi defterleri açıklanmıştır. Nizamiye mahkemesinde çözülen hukuk davaları bakımından çalışmamızda kullanılacak kaynaklar tanıtıldıktan sonra da bu mahkemelerde uyuşmazlık çözümü süresince tutulan kayıtlar, mahkeme kaleminde tutulan defter çeşitleri incelenmiştir. Nizamiye mahkemelerinde uygulanan kurallar devlet iradesinin ürünü olan ya da devletin kodifiye ettiği normlardır. Bu yargı yerlerinde uyuşmazlıkların nasıl çözüleceği yani kişilerin mahkemelere hangi yol ile müracaat ederek dava açacağı, davanın taraflarının iddia ve müdafaalarını ne şekilde ifade edecekleri, tarafların ve hâkimlerin muhakeme icra edilirken hangi kurallara uyacaklarını modern hukuk normları belirlemiştir. Nizamî yargı yerlerinde çözülen davalarda hazırlanması gereken evrak çeşitlerini, bu evrakın yazılma biçimini belirleyen temel düzenleme 1879 tarihli Usûl-ü Muhakeme-yi Hukukiye Kanun-u Muvakkatı (1879 tarihli UMHKM) olmuştur. Bu nedenle, nizamî yargıda çözülen davaların kaydedildiği mahkeme kayıtları çalışmamızda açıklanırken 1879 tarihli UMHKM hükümleri dikkate alınmış, mevzuat hükümlerinin uygulamadaki yansımalarını görmek için erişebildiğimiz nizamiye mahkemesi defterlerinden örnekler verilmiştir. Benzer şekilde erişebildiğimiz nizamiye mahkemesi defterlerinin çeşidi, ilgili evrakın türü belirlenirken de 1879 tarihli UMHKM esas alınmıştır. İlk derece nizamiye mahkemesinde tutulan defterler açıklandıktan sonra, uyuşmazlık çözümü süresince hazırlanan dava belgeleri, uyuşmazlık çözümünün kayıt altına alındığı evrakın tanzim süreci ve içeriği incelenmiştir. Bu incelememizde üç temel evrak ele alınmıştır: taraflarca hazırlanan dilekçeler, duruşma tutanakları ve mahkeme kararları. Nizamî yargıda tutulan mahkeme kayıtlarının çeşidini, biçim ve içeriğini belirleyen temel mevzuat metni olan 1879 tarihli UMHKM otuz yıl uygulandıktan sonra uyuşmazlıkların çözümü bakımından ortaya çıkan sonucun tatmin edici olmadığı ifade edilmiştir. Bu sebeple, 1911 tarihinde yürürlüğe giren Ek Maddeler (Zeyl) ile 1879 tarihli UMHKM'de köklü değişiklikler yapılmıştır. 1911 tarihli Ek Maddeler hukuk davalarına ilişkin muhakemenin icrası ile hükmün verilmesi usûlünde önemli değişiklik getirmiş, bu değişiklikler dava belgelerinin kaleme alınış şeklini doğrudan etkilemiştir. Bu nedenle, ilk derece nizamiye mahkemesinde hukukî bir uyuşmazlığın çözümü için düzenlenen evrak içerik ve biçim bakımından tetkik edilirken 1911 tarihli Ek Maddelerin öncesi ve sonrası çalışmamızda ayrı ayrı ele alınmıştır. Üçüncü bölümün ikinci ve üçüncü kısımlarında, nizamî yargıda iddia ve müdafaanın mahkemeye bildirilme biçimi, davaların nizamî yargı önüne taşınması incelenmiştir. Duruşmadan önceki sürecin ve bu süreçte hazırlanan dava belgelerinin ele alındığı bu kısımlarda, 1911 tarihli Ek Maddelerin öncesi ve sonrası için hukuk muhakemesi kuralları uyarınca, tarafların hazırlayacakları dilekçelerde yer alması gereken unsurlar açıklanmış, bu dilekçelere örnekler verilmiştir. Üçüncü bölümün dördüncü kısmında, duruşma sürecinde ve duruşmaya son verilmesinin akabinde hazırlanan dava evrakı incelenmiştir. Bu kısımda, ilk derece nizamiye mahkemelerinde hazırlanan duruşma tutanakları ve mahkeme kararlarının tanzim süreci, 1911 tarihli Ek Maddeler dikkate alınarak, hukuk muhakemesi kuralları esas alınıp açıklanmıştır. İlgili evrak biçim ve içerik yönünden incelenerek kaleme alınış biçimi ortaya konulmuş, bu inceleme yapılırken evrak örneklerine yer verilmiştir. 18. yüzyılın sonundan itibaren modern anlamda kanunlaştırma hareketleri sonucunda Batı Avrupa'da meydana getirilen kanun derlemeleri kimi zaman Tanzimat Dönemi'nde Osmanlı İmparatorluğu'nda hazırlanan mevzuata örnek olmuş kimi zaman da bu kanunlar iktibas olunmuştur. Nizamiye mahkemelerinde icra edilen muhakemeyi yani uyuşmazlık çözümünün icra şeklini belirleyen kuralların esas kaynağı, söz konusu modern kanun derlemeleridir. Bu sebeple bu mahkemelerde davalar modern hukuk muhakemesi usûlüne göre çözülmüştür. Nizamiye mahkemelerinde uyuşmazlık çözülürken uygulanan kuralların menşei Batı hukuku olduğu için söz konusu kuralların zaman bakımından uygulanmasının esasları, bu kuralların mahkemelerce ne şekilde yorumlanarak anlamının belirleneceği, yorumda hangi kaidelere uyulacağına ilişkin ilkelerin tespitinde modern Batı hukuku biliminden yararlanılmıştır. Modern hukukun ve hukuk muhakemesinin nizamiye mahkemelerinde uygulanma tarzında, gerek eserleri gerekse de görüşleri ile Batılı hukukçuların etkisi olduğu görülmüştür. Çalışmamızda, nizamiye mahkemelerinde hazırlanan dava belgeleri bakımından ulaştığımız sonuç şudur: Modern Kıta Avrupası hukuk kuralları, nizamiye mahkemesinde hazırlanan dava belgelerinin kaleme alınış şeklini belirlemiştir.

Özet (Çeviri)

In this study, documents from two different courts that resolved conflict based on different legal systems in the Ottoman Empire during the modernization period have been examined. The courts that are the subject of this study are the sharia and nizamiye courts. Sharia courts are the courts where cases are settled with the rules that originate from the science of“fiqh”, and the nizamiye courts are based on modern“law”. Legal systems applied in both courts were described, and the teaching of the legal system has been discussed in this thesis. By using primary and secondary sources, judicial styles of documents prepared during the trial of a case and registers in sharia and nizamiye courts were discussed. This discussion was conducted in separate chapters. This thesis consists of an introduction, three main chapters, and a conclusion part. In the first chapter, the legal systems of the Ottoman Empire during the modernization period were discussed. After the declaration of the Edict of Gülhane, legal thought and institutions of western law influenced the Ottoman legal system. Therefore, in this work, the term modernization is used as synonymous with the concept of“Westernization”. While we explain the legal systems in force in the Empire during the modernization period, firstly, the rules used in the sharia courts are examined. What makes this period unique in terms of sharia courts is that the rules applied in cases are codified in the text called Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye. Therefore, when approaching the rules applied in sharia courts, we examined the period before and after the promulgation of the Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye separately. Since we believe there is a close relationship between the legal system in effect and the education provided to legists who will hear according to these rules, the higher education provided to kadıs during the modernization period was examined in the first section of the first chapter. In the second section of the first chapter, the legal system applied in nizamiye courts is introduced. In this part, firstly, the historical development of the civil part of the nizamiye courts, that have become part of the Ottoman judicial organization during the modernization period, was explained. Then the distinctive character of these courts was emphasized, information was given about the jurists who will be in charge of the nizamiye courts, and the education of these jurists was examined. Mekteb-i Hukuk is the most important school where institutional, modern legal education is given during this period. This school opened in İstanbul to train jurists who will serve in nizamiye courts. Hence, while examining the training of jurists, we focused on the Mekteb-i Hukuk. We discussed how the concept of“law”was defined during the modernization period, and how it was classified and examined, based on the lectures given at Mekteb- i Hukuk and the books published by the teachers or graduates of this school. In the second chapter, the manner of registration of cases in sharia courts is examined, and the documents prepared in sharia courts during the dispute resolution are explained. While making an explanation, we consider the situation before and after the modernization period. As far as we know, before the modernization period, court document that contain information about a case which had been resolved in sharia courts is the judgment of the kadı. These documents are kept in sharia court registers. Since the last quarter of the 19th. century, there is an obligation to keep“minutes of the hearing”in all sharia courts. It is noticed that, as a result of this obligation, the new official register called“Zabt-ı Dava Cerîdesi”was kept in these courts. Hence, in the second section of the second chapter, we explained the process of preparing minutes of the hearing and judgments of the sharia courts. In the second section of the second chapter, the case documents prepared before the promulgation of the Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye are assessed. It is understood that, from the beginning to the end of a case, the document in sharia court registers from which information can be obtained about the actions was the documents called“ilâm”, which means“the judgment of the kadı”. The manner of the redaction of sharia court judgment is determined by the discipline of fiqh called“sakk ilmi”. The corrected and reviewed examples of sharia court judgment are collected in sakk collections. Kadıs have written the judgment of the case, based on these collections. In our study, we detected firstly, the sakk collections exemplified by the Ottoman Sultan to kadıs with the object of the writing of the judgments in 19th. century. Then, we determined two different sharia court judgments containing similar case subjects from these collections and examined these judgments. After this examination, we asked whether the examples in sakk collections are binding for the kadı. To answer this question, it has been investigated if there was a regular/systematic control of sharia court judgment according to the samples in sakk collections by a central institution of the Ottoman Empire. As a result of our research, we concluded that the regular/systematic control of sharia court judgments by a central institution of the Ottoman Empire was not carried out before the promulgation of 16th. chapter of the Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye's which was about the administration of justice. In the 16th chapter of the Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye's, the supervision of judgment is regulated. As a result, during the modernization period, regular/systematic control of sharia court judgment became possible. Appellate divisions for sharia court judgments are Fetvahâne and Meclis-i Tetkîkât-ı Şeriye. They are affiliated with Şeyhülislamlık, one of the central institutions of the Ottoman Empire during the modernization period. To understand the substance of the case documents prepared by the sharia courts, it is important to know the essence of regular/systematic control of the sharia court judgment. Therefore, in the third section of the second chapter, appellate review for sharia court judgments during the modernization period was described. While explaining the appeal procedure applied in the Sharia courts, firstly the legislation was used; but official sources were not sufficient. To understand the appellate review of the sharia court judgment in the Ottoman Empire, we researched books on the issue of preparing case documents. In this scope, the books of Ali Haydar Efendi, who served as a kadı in various places of the Ottoman Empire and also served as the president of the Fetvahâne, one of the appellate divisions for sharia court judgment, were used. Based on the books of Ali Haydar Efendi, we revealed the nature of appellate review for sharia court judgments during the modernization period. In the fourth section of the second chapter, the sharia case documents prepared after the enactment of the Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye are examined. In this part, we used zabt-ı dava cerîdes and sharia court registers. While examining judicial styles of the sharia court judgment, the official publication of Şeyhülislamlık that sharia courts are affiliated with, called Cerîde-yi İlmiye, was used. In this bulletin, the sharia court judgments were published as an example for kadıs while writing their judgment. We followed the structure of the judgments published in Cerîde-yi İlmiye and also used their context. We have determined that the parties of the case, the contest-response statements, and the evidence, in short, both the reasoning and the decision of the kadı are written in detail in judgments during the modernization period. After the promulgation of the provisions of 16th. chapter of Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye's, the appeal procedure for sharia court judgment has been officially adopted. The proceeding that took place in the sharia court must be shown in the sharia court judgment so that it can be examined whether the cases were duly heard. It has been concluded that, from the last quarter of 19th. century, the necessity of recording every stage of the sharia procedure in zabt-ı dava cerîdes, and the fact that the sharia court judgments became longer and more detailed during this period are related to the promulgation of Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye's appellate provisions. The rules of fiqh applied in the sharia courts have been created and developed by the activities of Muslim jurists. Depending on the methodology followed by Muslim jurists, different rules were formulated and these rules were expanded. With Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye, the Ottoman Sultan chose from the rules of fıqh those that will be applied to procedures and principles of actions. This choice applied by the Sultan's edict and materialised in Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye, caused the rules of fiqh to become as an act. Kadıs were obliged to consider by the rules codified in Mecelle- yi Ahkâm-ı Adliye during the trial and when making their judgement. In the last section of the second chapter, we aimed to determine whether the Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye is binding in terms of the fatwa of muftis as well as kadıs and whether it leaded changes in the fatwas. For this purpose, at the stage of the hearing, fatwas requested by the kadıs from the muftis were examined. It has been noticed from the fatwas contained in the court records examined in this study, references to Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye's articles are made, and sometimes fatwas were formulated only as a reference to Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye's articles. Consequently, according to official records prepared in the sharia courts during the modernization period, we have reached that Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye is the main text which determines the judicial styles of the case records. Mecelle-yi Ahkâm-ı Adliye engendered a change from the application of the rules contained in the fiqh books to the application of legislation. In the third chapter, the registration of cases handled in the first instance nizamiye courts after 1879 has been examined. In the first section of the third chapter, nizamiye court registers qualified through legislation. Classification of the documents and registres of the nizamiye courts has not yet been made in our archives. Therefore, we described the sources that will be used in our thesis. We used, Cerîde-yi Adliye, the official publication of Adliye Nezareti that nizamiye courts are affiliated. Besides the Cerîde-yi Adliye, we used the nizamiye court registers and the books called“sakk- i adlî”to explain the judicial styles of the case documents of nizamiye courts. The binding rule is called sakk-i adlî regardless of the writing of the documents that will prepare both the parties to the case and the court. In these books, documents which have to be prepared by either the plaintiff and the defendant or the court are introduced and they contain many examples of it. The most important among sakk-i adlî books are the works that belonged to one of the judges of the court of cassation, Şevki Efendi. When he was a judge in Court of Cassation, Şevki Efendi lectured preparation of documents of cases which handled in nizamiye courts. After explaining the sources to be used, we gave information about the nizamiye court registers, and the preparation process of these registers. The rules applied in nizamiye courts, that is law, were made by Ottoman Sultan/parliament or these rules were codified by Sultan. In these courts, principles of the procedure such as how the parties will declare their claims and defenses, and which rules the parties and judges must follow during the case are determined by the official legislations. The essential regulation determining the types of documents to be prepared for cases is the Civil Procedure Law which was promulgated in 1879. Due to these reasons, when we explain documents of cases, the provisions of the Civil Procedure Law are taken into account. To establish the relationship between legislation and court records, we gave examples from the nizamiye court records. While determining the type of nizamiye court records, we followed essentially provisions of the Civil Procedure Law. After clarifying the type of these registers, we examined legal documents relavent a civil case handled in first instance nizamiye courts. In this examination, three basic documents are discussed: petitions, minutes, and judgments. Afterward thirty years of application of the Civil Procedure Law, the result of this Law in terms of settlement of the dispute was discussed. Therefore, fundamental amendments were made to Civil Procedure Law with the Additional Articles (Zeyl) that entered into force in 1911. While keeping in mind that Civil Procedure Law is the most important legislation determines the judicial styles of case documents, it can be concluded that this amendment directly influenced legal documents. For this reason, the judicial styles of the legal documents prepared before and after the amendment in 1911 were discussed in separate sections. In the second and third sections of the third chapter, the procedure of bringing an action in nizamiye courts, the judicial styles of the petitions prepared by the plaintiff and the defendant are discussed with exemples. In these sections, the petitions were explained considering the 1911 Additional Articles which made amendments to Civil Procedure Law. In the fourth section of the third chapter, documents prepared during and after the trial were examined. We explained the procedure of minutes prepared and the method of writing judgment of the nizamiye courts of the first instance. Judicial styles of minutes and judgments were examined, and we included examples of these documents. Since the end of the 18th century, as a result of codification, codes in the modern sense were created in Continental Law. These codes were sometimes the models for the legislation prepared in the Tanzimat Period, and sometimes these were adapted by the Ottoman Empire. The main source of the rules that determine the procedure in the nizamiye courts is modern codes. This procedure applied in the nizamiye courts was new to the Ottoman Empire. Thereby, modern Continental law system affected the method of hearing and reasoning of the civil cases, application and interpretation of rules. These cases were resolved according to the logic of modern law. Western jurists were influenced modern law in action in Ottoman nizamiye courts by their books and opinions. Consequently, within the scope which we examined, we have reached that the main rules determining the judicial styles of nizamiye court documents originated from modern Continental Law.

Benzer Tezler

  1. Sicill-i Ahvâl kayıtlarına göre Kafkas doğumlu devlet memurları

    According to the registry books officals born of Caucasian

    SULTAN AYDIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    TarihBursa Uludağ Üniversitesi

    İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEFAİL HIZLI

  2. Maarif Salnâmelerine göre 20.yüzyılın başlarında Halep'te eğitim ve eğitim kurumları

    Education and educational institutions in Aleppo province at the beginni̇ng 20th century According to Education Yearbooks

    BİLGEN KELEŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Eğitim ve ÖğretimAmasya Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YILMAZ KARADENİZ

  3. Tanzimat Döneminde meslek okulları

    Vocational schools during the Tanzimat Period

    MEHMET ALİ YILDIRIM

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    TarihAnkara Üniversitesi

    Tarih Bölümü

    PROF. DR. MUSA ÇADIRCI

  4. Sivas Dârülmuallimîn-i İbtidai Mektebi tarihsel gelişimi (1882-1924)

    Historical development of Sivas Darülmuallimin-İbtidai School (1882-1924)

    İBRAHİM TAMAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    TarihSivas Cumhuriyet Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖMER DEMİREL

  5. 19. yüzyılda Osmanlı Devleti'nde okul öncesi eğitim

    Pre-school education in 19th century Ottoman Empire

    NİLÜFER OLTU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Tarihİstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi

    Tarih ve Medeniyet Araştırmaları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BEYTULLAH KAYA