Tanı zorluğu gösteren melanositik lezyonlarda prame antikoru ve diğer tanıya yardımcı antikorların önemi
The importance of prame antibody and other diagnostic antibodies in melanocytic lesions with diagnostic difficulty
- Tez No: 775052
- Danışmanlar: PROF. DR. NAZAN BOZDOĞAN, PROF. DR. ÖNDER BOZDOĞAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Patoloji, Pathology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Gülhane Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Tıp Eğitimi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 133
Özet
Giriş ve Amaç: Melanom ve nevüs ayrımı tam olarak yapılamayan lezyonlar genellikle borderline melanositik lezyonlar (BML) olarak adlandırılır. İmmünohistokimya, BML'lerde en sık başvurulan tetkiklerden biridir. Son yıllarda melanom ayırıcı tanısında PRAME antikorunun yararı çeşitli yayınlarda bildirilmiştir. Çalışmamızda BML'ler başta olmak üzere melanositik lezyonlarda PRAME antikorunun ve diğer tanıya yardımcı antikorların (Ki-67, p16, HMB-45) tanıda önemini göstermeyi ve patoloji pratiğinde ayırıcı tanıda katkılarını araştırmayı hedefledik. Gereç ve yöntemler: Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalında 2016-2021 yılları arasında tanı almış, 52 tanımlı (“descriptive”) melanositik lezyon, 40 nevüs ve 40 melanom olgusu çalışmaya alındı. Lezyonlarda klasik histomorfolojik bulgular ile HMB-45, Ki-67, p16 ve PRAME antikorları değerlendirildi. Bulgular klasik istatiksel yöntemler yanı sıra çoklu terimli ileriye dönük adımsal elemeli lojistik regresyon analizi yöntemi ile de değerlendirildi. Bulgular: Histomorfolojik bulgulardan mitoz ve pagetoid yayılım melanomu klasik nevüs ve BML'lerden ayırt etmede öne çıktı. İmmünohistokimyasal değerlendirmede BML ve melanomlarda HMB-45 ile derinde veya diffüz boyanma izlenirken nevüslerde yüzeyel boyanma daha sıktı. Melanomlarda Ki-67 proliferasyon indeksi, PRAME HSCORE ve PRAME yüzdesi nevüs ile BML'lere göre daha yüksekti. Ayrıca melanomlarda diğer iki gruba göre p16 antikoru ile diffüz kayıp daha sık ve yamalı boyanma daha nadir görüldü. Sonuç: Son zamanlarda kullanılmaya başlanılan PRAME antikoru hakkındaki bilgilerimiz oldukça azdır. Çalışmamız literatür eşliğinde BML'lerin ayırıcı tanısında PRAME antikorunun tek başına olmasa bile morfoloji ve diğer immünohistokimyasal belirteçlerle birlikte değerlendirilmesinin faydalı olduğunu göstermiştir. Ancak olgu sayımız kısıtlı olduğundan PRAME ile ilgili yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.
Özet (Çeviri)
Introduction and Purpose: Lesions that cannot be distinguished between melanoma and nevus are usually called borderline melanocytic lesions (BML). Immunohistochemistry is one of the most commonly used examinations in BML's. In recent years, the benefit of PRAME antibody in the differential diagnosis of melanoma has been reported in various publications. In our study, we aimed to demonstrate the importance of PRAME antibody and other diagnostic auxiliary antibodies (Ki-67, p16, HMB-45) in the diagnosis of melanocytic lesions, especially BML's, and to investigate their contribution to the differential diagnosis in pathology practice. Materials and methods: 52 defined (“descriptive”) melanocytic lesions, 40 nevi and 40 melanoma cases diagnosed between 2016-2021 in the Medical Pathology Department of Gülhane Training and Research Hospital were included in the study. Classical histomorphological findings and HMB-45, Ki-67, p16 and PRAME antibodies were evaluated in lesions. In addition to classical statistical methods, the findings were also evaluated with the multinomial forward stepwise elimination logistic regression analysis method. Findings: Among the histomorphological findings, mitosis and pagetoid spread came to the fore in distinguishing melanoma from classical nevi and BML's. Immunohistochemical evaluation showed deep or diffuse staining with HMB-45 in BML and melanomas, while superficial staining was more common in nevi. In melanomas, Ki-67 proliferation index, PRAME HSCORE and PRAME percentage were higher than nevi and BML's. In addition, diffuse loss with p16 antibody was more frequent and patchy staining was rarer in melanomas compared to the other two groups. Conclusion: We have very little information about PRAME antibody, which has recently been used. In our study, it was observed that it was beneficial to evaluate PRAME antibody together with morphology and other immunohistochemical markers in the differential diagnosis of BMLs, even if not alone. However, since the number of our cases is limited, new studies on PRAME are needed.
Benzer Tezler
- Melanositik lezyonların ayırıcı tanısında immünhistokimyasal belirteçlerin kullanılması
Using immunohistochemical markers in the differential diagnosis of melanocytic lesions
TUĞBA ÖZTÜRK KÖSKENLİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
PatolojiKocaeli ÜniversitesiPatoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ÇİĞDEM VURAL
- GEP NET'lerde WHO 2010 klinikopatolojik sınıflaması ve e- cadherin ve Mash 1 ekspresyonlarının sınıflama ile ilişkisi
WHO 2010 clinicopathological classification in GEP NET's and classification of e-cadherin and Mash 1 expression
PINAR UZBAY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
PatolojiOndokuz Mayıs ÜniversitesiPatoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FİLİZ KARAGÖZ
- Tiroidin folliküler paterndeki lezyonları ve klasik tiroid papiller karsinomun ayırıcı tanısında sitolojik özelliklerin ve nükleer yapı analizlerinin karşılaştırılması
Comparison of cytological characteristics and nuclear structure analysis of the thyroid's follicular patterned lesions and classical papillary thyroid carcinoma
EMEL RODOPLU ÜNAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
PatolojiGazi ÜniversitesiTıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FERİHA PINAR UYAR GÖÇÜN
- Medüller, lenfoepitelyoma benzeri ve indiferansiye gastrik karsinomların moleküler ve klinikopatolojik özellikleri
Molecular and clinicopathological features of medullary, lymphoepithelioma like and undifferentiated gastric carcinomas
MERAL ÜNER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
PatolojiHacettepe ÜniversitesiTıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYTEKİN AKYOL
- Kantitatif floresan polimeraz zincir reaksiyonu yöntemi ile duchenne kas distrofisi taşıyıcılarının saptanması
Detection of duchene muscular dystrophy carriers with quantitative fluorescent polymerase chain reaction
AYSEGÜL ÇINAR KUŞKUCU