Danişmendli Beyliğinin Türkiye Selçuklu Devleti üzerindeki siyasi etkileri
Political influences of Danishmendli Principality on Turkiye Seljuk State
- Tez No: 781427
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZLEM COŞKUN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Kastamonu Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 155
Özet
Türkler, X. yüzyılın başlarında Anadolu'da yurt tutmak için doğudan batıya verdikleri yayılımcı politikalar ile Dünya tarihine yön vermişlerdir. Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Sultan Alp Arslan ve ordusu, 1071 Malazgirt meydan muharebesini zaferle neticesinde o döneme kadar hüküm süren hem Bizans'ın hem de Anadolu'nun dört bir yanında varlığını idame ettiren dukalık ve prensliklerin gücünü kırmış adeta Anadolu'da ki otoritelerine darbe vurmuştur. Bu darbenin üzerine ikinci bir darbe de Sultan Alparslan'ın emriyle önde gelen komutanların Anadolu'ya fetihler düzenleyerek feth ettikleri bölgelerde hâkimiyet kurup iskân politikasıyla da boylar halinde göç eden Türklerin yerleştirilmesi ve Türk-İslam kültürünün yayılmasını sağlamak olmuştu. Malazgirt zaferinden sonra 1072 tarihinde Sultan Alp Arslan'ın vefatının hemen ardından Selçuklu hanedanına mensup ve dahi büyük amcazadesinin oğlu olan Kutalmışoğlu Süleyman Şah 1075 tarihinde İstanbul önlerine kadar gidip İznik'i feth etmiş, Türkiye Selçuklu Devletinin temellerini atmıştır. Anadolu'da kurulan bu müstakil devletle birlikte büyüyen beylikler Selçukluların gücünü arttırarak cihana, Türkün hâkimiyet mührünü basmıştır. Bizans ise İznik'i kaybetmenin kini, İstanbul'un elden gidecek olması ve kadim Roma'nın yıkılacağı endişesiyle Papalıktan yardım istemiştir. Türklerin Anadolu'daki varlıklarına son vermek adına Bizans İmparatoru l. Alexios Komnenos 1095 tarihinde, Bizans topraklarını yurt tutup yerleşen bu savaşçı Türkleri Anadolu'dan tek başına atamayacağını, çıkarları gereği Hristiyan tebaanın Türklerin baskısı altında olduğu ve bu durumun salahiyetini bildiren bir mektup yazmıştır. Papa II. Urbanus hemen konsülü toplayarak hem en önemli ticaret merkezleri hem hac merkezlerinden biri olan İstanbul'un tehdit altında bulunduğunu hem de Anadolu'nun ve Kudüs'ün Hristiyanların hakkı olduğunu bildiren çağrı niteliğinde bir vaaz vermiştir. Neticede hassas duygular içeren bu vaazıyla büyük bir haçlı ordusu kurmuştur. İstanbul'a gelen Haçlılar 1097 yılında İznik'i Selçukluların elinden almış ve Selçuklular başkenti Konya'ya taşımıştır. Haçlı seferlerinin başlamasıyla Anadolu'da beylikler arasında süren hâkimiyet genişletme mücadelesine bir müddet ara verilmiş ve ardı ardına sağanak halinde gelen Haçlılara karşı ittifak kurulmuştur. Bu ittifak Türkiye Selçuklu Devleti ile Danişmendli Beyliğini zaman zaman karşı karşıya getirip Anadolu'da tek güç olma isteği ile bozulsa da her daim Anadolu'da Türk hâkimiyetinin sağlanması ve düşman karşısında yekpare olabilmek adına Haçlılara karşı güç birliği yapmışlar ve Merzifon, Konya, Ereğli dolaylarını düşmana kaptırmayarak üstün başarı göstermişlerdir. Haçlılara karşı birleşen Türkiye Selçuklu Devleti ve Danişmendliler aynı zamanda Anadolu'da topraklarını genişleterek tek güç olma amacıyla birbirleriyle mücadele halinde olmaları araştırmamızın ana konusunu oluşturacaktır. Bu mücadele Danişmendli Emir Gazi'nin, Selçuklu hanedanında I. Kılıçarslan'ın vefatından sonra meydana gelen otorite boşluğundan faydalanıp hanedan mensubu Sultan I. Mesud'a kızını vermesiyle akrabalık bağı kurulmuş ve Selçuklu tahtında bulunan Şahin Şah'a karşı damadı Mesud'u destekleyip tahta çıkarmasıyla da Danişmendliler, Türkiye Selçuklu Devletine politik bir üstünlük sağlamışlardır. Siyasi çıkarlar üzerine inşa edilen bu akrabalık bağı Danişmendli hanedanlığına uzun bir süre Türkiye Selçukluları üzerinde hâkimiyet kurma ve devletin iç işlerine karışma yetkisi vermiştir. Danişmendli Emir Gazi'nin otoriter politikası Danişmend hanedanını Anadolu'da üstün bir güç haline getirmiştir. Türkiye Selçuklu Sultanı olan Mesud, devletinin iç işlerine kadar söz sahibi olan kayınpederi Emir Gazi'nin bu siyasetine karşı her ne kadar rahatsız olsa da ciddi manada bir girişimde bulunmamıştır. Emir Gazi'nin vefatıyla birlikte Türkiye Selçuklu Devleti Sultanı I. Mesud Danişmendlilerin devlet üzerine kurduğu otoriteden kurtulmuş ve kendi siyasetini uygulamaya koymuştur. Emir Gazi'den sonra hanedanın başına geçen Melik Muhammed döneminde de Selçuklu ittifakı devam etse de Melik Muhammed'in vefatıyla Danişmend hanedanlığı yavaş yavaş kollara ayrılmaya başlamıştır. Kayseri, Sivas, Malatya merkez olmak üzere üç kola ayrılan hanedan bir daha eski gücüne kavuşamamış ve en nihayetinde Sultan II. Kılıçarslan tarafından peyderpey ortadan kaldırılmıştır. Anadolu coğrafyasına Türk-İslam hâkimiyetini ve Türk kültürünü kurmak için fetihler yapıp iskânlar düzenleyen bu çok önemli iki hanedanın birbirleri üzerinde kurmaya çalıştıkları siyasi otoriteyi ele aldığımız“Danişmendli Beyliğinin Türkiye Selçuklu Devleti Üzerindeki Siyasi Etkileri”adlı yüksek lisans tezimiz sekiz bölümden oluşsa da ana hatlarıyla altı bölümden oluşmaktadır diyebiliriz. Birinci bölümde;“Danişmendli Beyliğinin Kökeni ve Kuruluşu”. İkinci bölümde;“Türkiye Selçuklu Devletinin Kökeni ve Kuruluşu”. Üçüncü bölümde; Türkiye Selçuklu Devleti ile Danişmendliler Arasındaki Siyasi İlişkiler“. Dördüncü bölümde; ”Danişmendli Beyliğinin Anadolu'da ve Türkiye Selçuklu Devleti Üzerinde Kurduğu Siyasi Üstünlük“. Beşinci bölümde; ”II. Kılıçarslan Dönemi Anadolu Selçuklu Devletinin Danişmendli Beyliği ile olan İlişkileri“ ve son olarak altıncı bölümde; ”Danişmendlilerin Yıkılışı ve Sonrasında Hanedanın Durumu" başlıklı konuları ele alınmıştır.
Özet (Çeviri)
At the beginning of the 10th century, Turks shaped the history of the world with their expansionist policies from east to west in the name of homeland and Islamization in Anatolia. Sultan Alparslan, ruler of the Great Seljuk State, and his glorious army had broken the power of the duchy and principalities that reigned until that time, when the battle of Malazgirt ended with victory, almost as if it had struck its authority in Anatolia. A second coup on this coup was to establish dominance in the regions conquered by the leading commanders by organizing conquests to Anatolia on the orders of Sultan Alparslan and to establish the settlement policy of the Turks who migrated in large numbers and to ensure the spread of Turkish-Islamic culture. After the victory of Malazgirt, Kutalmisoglu Suleyman Şah, who belonged to the Seljuk dynasty immediately after the death of Sultan Alparslan' in 1072 and whose genius uncle's son Kutalmisoglu Suleyman Şah went to Istanbul in 1075 (some sources gave it as 1077), went to Istanbul and laid the foundations of the Türkiye Seljuk State, which conquered Iznik. The principalities that grew with this independent state established in Anatolia increased the power of the Seljuks and stamped the seal of domination of the Turk in jihad. Byzantine, on the other hand, asked the Papacy for help, fearing that the loss of Iznik would be lost, that Istanbul would be lost and that ancient Rome would be destroyed. In order to end the Turks'presence in Anatolia, the Byzantine Emperor L. Aleksios Komnenos wrote a letter in 1095 informing him that he could not expel these warrior Turks who had settled in the Byzantine lands alone from Anatolia, that the Christian subjects were under pressure from the Turks and that this situation was under control. Pope Urbanus II immediately convened the council and delivered a callous sermon declaring that Istanbul, one of the most important trade centers and pilgrimage centers, was under threat and that Anatolia and Jerusalem were the right of Christians. After all, he established a great crusader army with this sermon, which contained sensitive feelings. In 1097, the Crusaders came to Istanbul and took Iznik from the Seljuks and moved it to Konya, the capital of the Seljuks. With the onset of the crusades, the struggle to expand the dominance between the principalities in Anatolia was paused for a while and an alliance was formed against the Crusaders, who came in successive downpours. Although this alliance was broken by the anatolian Seljuk State and the Danishmendli Principality from time to time with the desire to be the only power in Anatolia, they always joined forces against the Crusaders in order to ensure Turkish domination in Anatolia and to be monolithic in the face of the enemy, and they succeeded superiorly by not losing the Merzifon, Konya, Eregli to the enemy. The Anatolian Seljuk State and the Danishmendians who united against the crusaders will also be the main subject of our research as they are fighting each other in order to be the only power in Anatolia. This struggle was related when emir Ghazi of Danishmen gave his daughter to Masoud, a member of the Seljuk dynasty; The Danishmendians gained a political advantage over the Anatolian Seljuk State when he ascended the throne by supporting his son-in-law Masoud against Sahin Shah, who was on the Seljuk throne. Built on political interests, this kinship gave the Danish dynasty the power to dominate the Seljuks for a long time and to interfere in the internal affairs of the state. The authoritarian policy of Emir Gazi of Danishmend has made the Danishmend dynasty a superior power in Anatolia. Masoud, who is the Seljuk Sultan of Anatolia, has not seriously attempted to oppose this politics of his father-in-law Emir Gazi, who has a say in the internal affairs of his state. With the death of Emir Gazi, Sultan Masoud was freed from the authority established by the Danishmendians on the state and put his own politics into practice. Although the Seljuk alliance continued during the reign of Melik Mohammed, who took over the dynasty after Emir Gazi, the Danishmend dynasty gradually began to fall into arms with the death of Melik Mohammed. The dynasty, which was divided into three branches, Kayseri, Sivas Malatya center, never regained its former strength and was eventually eliminated by Sultan Kilicarslan II. Anatolia-Turkish and Turkish culture is very important to establish Islam, conquest and settlement, which try to establish to regulate the political authority received from these two clans on each other,“the government of Turkey on the political effects of the Seljuk Sultanate Danismendli named”Master's thesis consists of six chapters. In the first chapter;“The Origin and Foundation of the Danishmendli Principality”. In the second part;“The Origin and Foundation of the Seljuk State of Turkey”. In the third chapter; Political Relations Between the Anatolian Seljuk State and the Danishmend People“. Anadolu Selcuklu State and the Danishmend People Dec. In the fourth part; ”The Political Superiority Established by the Danishmendli Principality in Anatolia and over the Anatolian Seljuk State“. Anadolu Selcuklu Principality. In the fifth chapter; ”II. Anadolu selcuklu No. Period Danismendli relations with the state of the principality“ and finally, the sixth section; ”danismendli status after the fall of the dynasty, titled" were discussed.
Benzer Tezler
- Danişmendli Beyliğinin dış siyaseti
Foreing policy of Danismend segniority
BÜŞRA KIRCAER
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
TarihTokat Gaziosmanpaşa ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MURAT SERDAR
- Türkiye Selçuklu Devleti ve Dânişmendli Beyliği arasındaki askeri, siyasi ve sosyal ilişkiler (1092-1178)
The Military, Political and Social Relations between Turkey Seljuk State and Danishmend Principality (1092-1178)
ESRA ÇEÇEN
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
TarihSüleyman Demirel ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. ABDULLAH BAKIR
- Amasya ve çevresinin Orta Çağ boyunca tarihi coğrafyası
Historical geography of Amasya and its surroundings across Middle East
CUMHUR AKTAŞ
- Ortaçağ Çarşamba Türk tarihi ve mimari eserleri
Medieval wednesday Turkish historical and architectural works
ERTAN SAĞLAM
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Sanat TarihiAğrı İbrahim Çeçen ÜniversitesiOrtaçağ Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YUSUF ÇETİN