Kserostomi görülme sıklığı ve belirtilerinin değerlendirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 782748
- Danışmanlar: DOÇ. DR. GÜLDEN EREŞ
- Tez Türü: Diş Hekimliği Uzmanlık
- Konular: Diş Hekimliği, Dentistry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Diş Hekimliği Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Periodontoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Periodontoloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 68
Özet
Kserostomi, ağız kuruluğunun subjektif hissi olarak tanımlanır ve dünya çapında milyonlarca hastayı etkiler. Kserostomi görülme sıklığı hakkında rapor veren popülasyona dayalı çalışmalar sınırlıdır ve araştırmaların çoğu huzurevlerindeki yaşlıların örneklerine dayanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ne başvuran hastalar arasında anketler aracılığıyla kserostomi görülme sıklığını belirlemek, kserostomi belirtilerini değerlendirmek ve sosyodemografik verilerle kserostomi arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Homojen dağılım ve doğru veri toplayabilmek amacıyla fakültemize başvuran hastalar arasında çalışmaya katılmayı kabul eden 20-65 yaş arası ve her yaş grubunda kadın ve erkek eşit sayıda olacak şekilde 150 kadın, 150 erkek toplam 300 hasta araştırmaya dahil edilmiştir. Katılımcılara“Google formlar”aracılığıyla sosyodemografik veriler ve Kserostomi Ölçeği (XI-11) anket formları whatsupp üzerinden gönderilmiştir. İstatistiksel analizlerimiz SPSS 24.0 programı ile yapıldı. %95 güven düzeyinde çalışıldı (p=0,05). Çalışmamızda kserostomi olma durumu ile yaş, cinsiyet, sistemik hastalık durumu, ilaç kullanımı ve sayısı, sigara, alkol ve hareketli protez kullanma durumu gibi diğer değişkenler arasındaki ilişki için Ki-kare testi, ölçek puanlarının cinsiyete göre incelenmesi için t testi, ölçek puanlarının yaş açısından incelenmesi için ANOVA testi kullanılmıştır. Yaş ile kserostomi arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır (Ki-kare, p=0,023; ANOVA, p=0,001). Yaş arttıkça, kserostomi azalmaktadır. Kserostomi ile yaş grupları arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Cinsiyet ile kserostomi arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır (Ki-kare,p=0,028; t testi, p=0,004). Kadınlarda kserostomi daha fazladır. Kserostomi görülme sıklığı %54,6 olarak belirlenmiştir. Kserostomi ölçeğindeki sorular incelendiğinde puan ortalaması en yüksek olan“Cildinizde kuruluk hisseder misiniz?”ifadesidir. Puan ortalaması en düşük ifade“Ağız kuruluğunuzu gidermek için şeker ya da boğaz pastili kullanır mısınız?”ifadesidir. Kserostominin sistemik hastalık varlığı (p=0,549), ilaç kullanımı (p=0,373), alkol kullanımı (p=0,650), hareketli protez kullanımı (p=0,135) ile arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Günlük içilen sigara adedi ile kserostomi arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır (p=0,040). Çalışmamızda kserostomi ölçeğine ait sorular değerlendirildiğinde“dudaklarda kuruluk”,“ciltte kuruluk”ve“geceleri su içme”puan ortalaması en yüksek ifadelerdir. Kserostomiye ait ağız kokusu, ağızda yanma ve ağızda yara görülme sıklığı gibi belirtiler değerlendirildiğinde puan ortalaması en yüksek belirti ağız kokusu iken bunu sırayla ağızda yara görülme sıklığıve ağızda yanma takip etmektedir. Bulgularımızdan yola çıkarak kserostomi görülme sıklığı sadece yaşlılarda değil genç popülasyonda da yüksek olarak belirlenmiştir. Sistemik hastalık ilaç, alkol ve sigara kullanımı az olan bir popülasyon olduğu için bu faktörlerden az oranda etkilenmiştir ve kserostominin literatürdeki çoğu çalışmaya göre yaşlı hastalığı olduğunu söylemek mümkün değildir. Bununla birlikte günlük içilen sigara sayısı arttıkça kserostominin anlamlı bir şekilde artması sigara ve kserostomi ilişkisine odaklanan daha fazla çalışmanın yapılması gerektiğini göstermektedir. Diş hekimleri kserostomiyi değerlendirirken dudaklarda kuruluk, ciltte kuruluk ve geceleri su içme ihtiyacı gibi belirtilere odaklanmalıdır.
Özet (Çeviri)
Xerostomia is defined as the subjective feeling of dry mouth and affects millions of patients worldwide. Population-based studies reporting on the prevalence of xerostomia are limited, and most studies are based on samples of the elderly in nursing homes. The aim of this study is to determine the incidence of xerostomia through questionnaires among patients who applied to Ankara University Faculty of Dentistry, to evaluate the symptoms of xerostomia, and to reveal the relationship between sociodemographic data and xerostomia. In order to collect homogeneous distribution and accurate data, a total of 300 patients, 150 females and 150 males, between the ages of 20-65 and equal numbers of males and females in all age groups, who accepted to participate in the study, were included in the study. Sociodemographic data and xerostomia Inventory (XI-11) questionnaire forms were sent to the participants via whatsupp via“Google forms”. Our statistical analyzes were done with SPSS 24.0 program. It was studied at 95% confidence level (p=0.05). Chi-square test for the relationship between xerostomia and other variables such as age, gender, systemic disease status, drug use and number, smoking, alcohol and use of removable prosthesis in our study, scale the t test was used to analyze the scores according to gender, and the ANOVA test was used to analyze the scale scores in terms of age. There is a significant relationship between age and xerostomia (Chi-square, p=0.023; ANOVA, p=0.001). As age increases, xerostomia decreases. Significant differences were found between xerostomia and age groups. There is a significant relationship between gender and xerostomia (Chi-square, p=0.028; t test, p=0.004). Xerostomia is more common in women. The prevalence of xerostomia was determined as 54.6%. The expression with the lowest average score is“Do you use sugar or throat lozenges to relieve your dry mouth?”is the expression. The relationship between xerostomia and presence of systemic disease (p=0.549), drug use (p=0.373), alcohol use (p=0.650), use of removable prosthesis (p=0.135) was statistically significant. no significant difference was found. There is a significant relationship between the number of cigarettes smoked daily and xerostomia (p=0.040). When the questions related to the xerostomia scale were evaluated in our study,“dry lips”,“dry skin”and“drinking water at night”were the expressions with the highest average score. When symptoms such as halitosis, oral burning and oral lesion frequency of xerostomia are evaluated, the highest average score is halitosis, followed by mouth sores and burning in the mouth, respectively. Based on our findings, the prevalence of xerostomia was determined to be high not only in the elderly but also in the young population. Since there is a population with low systemic drug, alcohol and cigarette use, it is independent of these factors and it is not possible to say that xerostomia is an elderly disease according to most studies in the literature. However, the significant increase in xerostomia as the number of cigarettes smoked daily shows that more studies focusing on the relationship between smoking and xerostomia are needed. When evaluating xerostomia, dentists should focus on symptoms such as dry lips, dry skin, and the need to drink water at night.
Benzer Tezler
- Baş-boyun yerleşimli erken evre (evre 1-2) agresif lenfomada kısa program kemoterapi ve radyoterapi kombinasyonu
Başlık çevirisi yok
BÜLENT KÜÇÜKPLAKÇI
- Kahramanmaraş ve çevresinde hemodiyalize giren kronik böbrek yetmezlikli hastalardaki deri bulguları ve kontrol grubu ile karşılaştırılması
Cutenous manifestations of cronic renal failure patients undergoing hemodialysis in Kahramanmaraş and comparison with the control group
HÜSNİYE ÖNELMİŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
DermatolojiKahramanmaraş Sütçü İmam ÜniversitesiDermatoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SERPİL ŞENER
- Kserostomi oluşturulan rat modelinde gastrik reflünün östaki tüp fonksiyonları üzerine olan olumsuz etkilerine karşı tükürüğün koruyucu etkileri
Protective effects of saliva against harmfull effects of gastric reflux on eustachian tube functions in a xerostomised rat model
TAMARA ARSLANTAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Kulak Burun ve BoğazSüleyman Demirel ÜniversitesiKulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA TÜZ
- Nazofarenks kanserinin radyoterapisinde Kobalt-60 ve 6 MV enerji kullanılarak uygulanan tedavilerde parotislerin aldığı dozun karşılaştırılması
Comparing the dose on parotid glands following the treatment of Cobalt-60 irradiation, to the dose taken following treatment of 6 mv energy for the radiotherapy of nasopharinx cancer.
ÖZGEHAN ONAY
Yüksek Lisans
Türkçe
2009
Fizik ve Fizik Mühendisliğiİstanbul ÜniversitesiTemel Onkoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. RASİM MERAL
- Tip 2 diabetes mellituslu hastalarda tükürük bezleri fonksiyonunun sintigrafik yöntemle incelenmesi ve bu fonksiyonun oral mukoza lezyonları ile candida sayısına olan etkisinin araştırılması
The investigation of the salivary gland functions of patients with type 2 diabetes mellitus by sintigraphy and its affect on oral candida colonies and mucosal lesions
ESİN YILDIRIM ÖZBAŞ
Doktora
Türkçe
2005
Diş HekimliğiDicle ÜniversitesiAğız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF.DR. BEYZA KARA