Geri Dön

Tavşan kulağında subperikondreal ve subSMAS diseksiyon planlarının kıkırdak ve perikondrium üzerine etkisinin karşılaştırması

Comparison of the effects of subperichondrial and sub-SMAS dissection planes on cartilage and perichondrium: A rabbit ear model

  1. Tez No: 790345
  2. Yazar: BÜKEM CÜCE
  3. Danışmanlar: PROF. DR. GAYE FİLİNTE
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, Plastic and Reconstructive Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: İstanbul Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Plastik Cerrahi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 50

Özet

Amaç: Rinoplasti operasyonlarında tercih edilecek diseksiyon planı hakkında değişik görüşler olduğu görülmektedir. Avasküler bir doku olan kıkırdak beslenmesini perikondriyum yapısından sağlamaktadır. Yüzeyel müsküler aponörotik sistem (SMAS) altında izlenen bir diseksiyon planında, perikondriyum ve kıkırdak bütünlüğü korunarak kıkırdak dokunun beslenmesinin bozulmayacağı varsayılsa da bu plandaki vasküler yapıların fazlalığı intraoperatif ve postoperatif dönemde artmış kanama ve ödem olarak karşımıza çıkabilmektedir. Subperikondriyal planda diseksiyon yapıldığında ise avasküler kıkırdak dokusunun şekillendirilmesi cerrah için daha da kolaylaşmakla beraber postoperatif kanama ve ödem görülme ihtimali de azalmaktadır. Öte yandan bu plandaki diseksiyonun dezavantajı olarak ise avasküler bir doku olan kıkırdağı besleyen perikondriyumundan ayırmanın, kıkırdağın iyileşmesini tehlikeye atabileceği ve doku perfüzyonunu bozabileceğidir. Bu çalışmada; kıkırdağın beslenmesinde önemli rol oynayan perikondriyumun diseksiyona dahil edildiği ve edilmediği durumlarda, kıkırdak ve perikondriyumda meydana gelebilecek histopatolojik, biyomekanik ve dokulardaki rejenerasyon kabiliyetindeki değişikliklerin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışma daha önce yapılan güç analizi sonuçlarına göre grup başına 3 denek olacak şekilde toplam 3 grup ve 9 adet yeni zelanda beyaz tavşanı ile planlanmıştır. Deneklerin her iki kulağı da araştırmaya dahil edilmiştir (n:18) Subperikondriyal, subSMAS ve intraperikondriyal diseksiyon modelleri planlandı. Çalışma bitiminde deneklerin kulaklarından alınan doku örnekleri elektron ve ışık mikroskobisi ile değerlendirildi. Ayrıca dokuların biyomekanik davranışlarının anlaşılabilmesi için de gerim kuvveti testi uygulandı. Bulgular: Çalışmamızda fibrozisin en az izlendiği grup subperikondriyal diseksiyon yapılan C grubu en fazla fibrozis izlenen grup ise intraperikondriyal diseksiyon yapılan A grubu olarak görüldü. A grubu ve C grubu arasındaki fark (p=0.002) ve B grubu ile C grubu arasındaki fark (p=0.006) istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Ayrıca gruplarda yeni kıkırdak oluşumu gözlenmemiş olsa da subperikondriyal diseksiyon yapılan C grubunun kıkırdak kalınlığı bakımından B grubuna göre anlamlı üstünlüğü olduğu (p=0.013); intraperikondriyal diseksiyon yapılan A grubunun da anlamlı olarak subsmas diseksiyon yapılan B grubundan üstün olduğu (p

Özet (Çeviri)

Aim: There are different opinions on the dissection planes to be preferred in rhinoplasty operations. Although it is assumed that the nutrition of the cartilage tissue will not be impaired by preserving the perichondrium and cartilage integrity in a dissection plane that followed below SMAS, the excess of vascular component in this particular structure, may cause increased bleeding and edema during intraoperative and postoperative periods. When the dissection is performed in the subperichondreal plane, the shaping of the avascular cartilage tissue becomes easier for the surgeon, and the possibility of postoperative bleeding and edema is reduced. On the other hand, performing the dissection in this plane also means to seperate the cartilage, which is an avascular tissue, from the perichondrium, the sole structure responsible of its nourishment, hence this may jeopardize the healing of the cartilage and impair tissue perfusion. In this study, it was aimed to investigate the histopathological, biomechanical and tissue regeneration changes that may occur in the cartilage and perichondrium in cases where the perichondrium, which plays an important role in the nutrition of the cartilage, is included or not in the dissection. Method: The study was planned with a total of 3 groups and 9 New Zealand white rabbits, with 3 subjects per group, according to the results of the previous power analysis. Both ears of the subjects were included in the study (n:18). Subperichondreal, subSMAS and intraperichondreal dissection models were planned. At the end of the study, tissue samples taken from the ears of the subjects were evaluated by electron and light microscopy. In addition, the tensile strength test was applied to understand the biomechanical behavior of the tissues. Results: In our study, the group with the least fibrosis was group C, which underwent subperichondreal dissection; the group with the most fibrosis was seen as group A who underwent intraperichondreal dissection. The difference between group A and group C (p=0.002) and the difference between group B and group C (p=0.006) were statistically significant. In addition, although no new cartilage formation was observed in the samples, group C had a significant superiority over group B in terms of cartilage thickness (p=0.013); It was observed that group A was significantly superior to group B, which underwent subsmas dissection (p

Benzer Tezler

  1. Tavşan kulağı modelinde intravasküler hyalüronik asit enjeksiyonuna bağlı gelişen iskemi tedavisinde hyalüronidaz ve tens uygulamasının etkinliklerinin karşılaştırılması

    Comparison of the efficacy of hyaluronidase and tens application in the treatment of ischemia due to intravascular hyaluronic acid injection in the rabbit ear model

    ERDİ KAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiMersin Üniversitesi

    Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞAKİR ÜNAL

  2. Tavşan kulağında oluşturulan modellerde hyalüronik asit dolgusuna bağlı iskemi tedavisinde hyalüronidaz ve sildenafil sitratın birlikte etkinliğinin gösterilmesi ve karşılaştırılması

    Demonstration and comparison of the combined efficacy of hyaluronidase and sildenafil citrate in the management of ischemia DEU to hyaluronic acid filler injections in rabbit ear models

    HÜSEYİN EMRE ULUKAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiDokuz Eylül Üniversitesi

    Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ADNAN MENDERES

  3. Adipoz kaynaklı kök hücrelerin tavşan kulağında üretilen hipertrofik skar modeline uygulanması sonucu oluşan histopatolojik, molekuler ve biyokimyasal etkilerin araştırılması

    Histopathologic and molecular effects of adipose derived stem cells on rabbit ear hypertrophic scar model

    BORA EDİM AKALIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiMarmara Üniversitesi

    Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü

    YRD. DOÇ. DR. BÜLENT SAÇAK

  4. Tavşan aşırı dermal skarlaşma modelinde duyu denervasyonunun etkileri: Kantitatif değerlendirmeler

    Effect of sensory denervation on rabbit ear excessive dermal scarring model: Quantitative studies

    ÇAĞLAYAN YAĞMUR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    BiyokimyaOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ETHEM GÜNEREN

  5. Tavşan kulağı komposit greftlerinde hiperbarik oksijen tedavisi protokollerinin etkinliği

    Effect of hyperbaric oxygen protocols in rabbit ear composite grafts

    FÜSUN KOCAMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Deniz ve Sualtı Hekimliğiİstanbul Üniversitesi

    Deniz ve Sualtı Hekimliği Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. MAİDE CİMŞİT