Geri Dön

Paşalimanı (Aloni) adası şaraphane yapıları için koruma ve yeniden kullanım önerileri

Conservation and reuse proposals for Pasalimani (Aloni) island winery buildings

  1. Tez No: 790752
  2. Yazar: TUĞÇE CANER
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ UMUT ALMAÇ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Mimarlık, Tarih, Architecture, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Restorasyon Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 305

Özet

Balıkesir'in Erdek İlçesi'ne bağlı, Paşalimanı Adası'nda yer alan şaraphane yapıları, tez çalışmasının konusunu oluşturmaktadır. Adanın Rum sakinlerinden geriye kalan yapılar, 19. yüzyıl şarap üretimi ile ilişkilenen endüstri yapıları arasında nitelikli bir örnek teşkil etmektedir. Farklı yapı birimleri ile birlikte, Paşalimanı Şaraphanesi bir yerleşke niteliğinde olup bazı birimleri mübadelenin ardından konut olarak kullanılmış, bazıları ise 1920'lerde Rumların adadan ayrılışı ile birlikte yaklaşık yüzyıl boyunca işlevsiz kalmıştır. Tüm yapı birimleriyle birlikte, kâgir şaraphane yapıları günümüzde harap durumdadır. Çalışma, bölgenin şarap kültürünü yansıtan bu yapıların, kayıt altına alınmasını ve korunmasına ilişkin mimari önerilerin sunulmasını hedeflemektedir. Bu doğrultuda; literatür taramaları, alan ziyaretleri ve belgeleme amaçlı saha çalışmaları gerçekleştirilerek, şaraphane yapılarına yönelik koruma önerileri hazırlanmıştır. Araştırmalar ile bölgenin ve şarap üretiminin tarihsel süreçlerinin irdelenmesi, yapıların dönemi içindeki ilişkilerinin anlaşılması amaçlanmaktadır. Şarap üretiminin tarihsel süreci araştırılırken karşımıza çıkan buluntular, bilinen geçmişinin sekiz bin yıl öncesine dayandığını gösterir. Bu uzun süreçte şarap, farklı coğrafyalarda farklı medeniyetler tarafından üretilmiş ve ticari bir ürün olarak değer görmüştür. Kullanılan presler, saklama yöntemleri ya da şaraba yüklenen anlamlar toplumlarda farklılık göstermiş olsa da şarap, geçmişte ve günümüzde benzer süreçlerle üretilegelmiştir. Çömleklerde saklanan şaraplar, taşımada kolaylık sağlanması amacıyla kulplu versiyonları olan amforalarda saklanmış ve günümüzde şarap üretimi için geçerliliğini koruyan fıçılar, çok eski tarihlerden bu yana kullanılmıştır. Bugün şarap ticareti kasalar içerisine dizili, etiketli şişelerle gerçekleştirilse de, 19. yüzyılda yaygın olarak fıçılar içerisinde ve deniz üzerinden yapılmaktaydı. Arşiv kayıtları, Osmanlı Dönemi'nde Güney Marmara Adaları'nın yoğun olarak şarap üretilen bir bölge olduğunu gösterir. Sefinelerdeki içki fıçılarının miktarlarını belirten müfredat defterlerinde, adalar ve çevresinde bulunan yerleşimlerin isimleri sıkça geçmektedir. Bu bölge ile birlikte Tekirdağ'ın kıyı köyleri de sayım defterlerinde yer alır. Başta Mürefte olmak üzere Tekirdağ'ın kıyı yerleşimleri, 19. yüzyıl şarap üretimi ile ilişkilenen yapılarını bir doku olarak korumayı başarmıştır. Yapılan ziyaretlerde bölgedeki yapılar incelenerek, şaraphane tipolojisinin anlaşılması için veriler sağlanmıştır. Paşalimanı Şaraphanesi'nin faaliyet gösterdiği dönem ve öncesi incelenirse; Yunanistan sınırları içerisinde olan alanların, uzun bir dönem Osmanlı idaresi altında olduğu ve kültürlerin bu süreçte birbirlerini etkilediği anlaşılır. Bu nedenle şaraphane araştırmasına, Yunanistan'daki üretim yapıları dahil edilmiştir. Ülkedeki endüstri yapılarının derlendiği Pandektis ve VIDA arşivlerinden yararlanılarak, sahip olduğu çok sayıda şaraphane ve çalışma konusu ile taşıdığı benzerlikler nedeniyle Samos Adası'ndaki örneklere yer verilmiştir. Yunan adaları arasında Türkiye'ye en yakın konumda olan Samos, 19. yüzyılda Sisam Beyliği olarak Osmanlı yönetimine bağlı bir bölge olduğu için, Paşalimanı'na benzer bir şekilde BOA belgeleri arasında, şarap vergilerine dair kayıtlara sıkça rastlanılması mümkündür. Türkiye'de Cumhuriyet öncesine tanıklık eden şaraphaneler için, savaşların ve yaşanan göçlerin büyük etkileri olduğu söylenebilir. Osmanlı'da Müslümanların içki üretmesi, tüketmesi ve ticaretini yapması yasak olması nedeniyle imparatorlukta şarap endüstrisinin esas aktörleri gayrimüslim gruplardır. Siyasi olaylar neticesinde kaybedilen nüfuslar, şaraphanelerin özgün kullanıcılarını kaybetmesi ve aynı zamanda ülkedeki mesleki bilginin yitirilmesi anlamına gelmiştir. Süreçte terk edilen şarap üretim yapılarının bazıları yeniden kullanılmış olsa da, bir kısmı Paşalimanı Adası'nda olduğu gibi bakımsız kalmış ve pek çoğu da kaybedilmiş olmalıdır. Güney Marmara Adaları Rumları, mübadele sözleşmesinin öncesinde bölgeden ayrılmıştır. İmzalanan sözleşme ile 1923 yılında, göç edenlerin durumu resmiyet kazanır. Kayıtlarda“Emval-i Metruke”olarak geçen sahipsiz mülklerin mübadillere dağıtımı sağlansa da, boş yapıların yeni kullanıcılarına kavuşması her bölge için aynı hızla gerçekleşmemiştir. Özellikle Güney Marmara Adaları, uzun bir dönem boş kalmış ve yağmalanmıştır. Önce Girit ve ardından o dönem Yugoslavya sınırları içerisinde kalan bölgelerden gelen göçmenlerle, yaklaşık elli yıllık uzun bir dönemde adalar yeniden nüfuslandırılmıştır. Bu süreçte adadaki bağcılık ve şarap üretim faaliyetleri azalmış, şaraphane yapılarının bazı birimleri konuta çevrilmiştir. Yeni devletin kuruluş sürecinde şarap endüstrisi için yeniden yapılanma gereklidir. Bağcılığın desteklenmesi, ülkeye konunun uzmanlarının getirilmesi, üretim için gerekli olan ekipmanların tedariği, mesleki eğitimlerin verilmesi ve devlet tekeli altında üretim tesislerinin kurulması gibi süreçler ile şarap üretiminin temeli yeniden atılmıştır. Bu yaklaşımların, Güney Marmara Adaları'nda, özellikle Avşa ve Paşalimanı Adası'nda bağların canlandırılması ve genişletilmesi gibi etkileri olmuştur. Tarih boyunca ürettikleri lezzetli şaraplar ile tanınan Güney Marmara Adaları, yerel bir üzüm çeşidi olan Adakarası'na sahiptir. Bu üzüm günümüzde, Avşa Adası'nda Büyülübağ Şarapçılık tarafından ticari amaçla yetiştirmekteyken, Paşalimanı'nda ada sakinlerinin küçük üretimleriyle sınırlıdır. Bağcılığa elverişli bir iklime ve toprak tipine sahip olan Paşalimanı Adası'nda yeniden üzüm ve şarap üretimlerinin gerçekleştirilmesi, bölge ekonomisi için önemli katkılar sağlayacaktır. Bu doğrultuda bölgenin şarap geçmişini yansıtan kültür yapılarına sahip olması, Paşalimanı Adası için güzel bir fırsattır. Çalışma kapsamında; şaraphanenin 2021'deki durumunu kayıt altına alan rölöve çizimleri hazırlanmış, yapılardaki malzeme kullanımlarına ve hasarlara ilişkin tespitler yapılmıştır. Araştırmalardan elde edilen bilgiler ışığında, ilk inşa dönemine ait restitüsyon çalışmaları gerçekleştirilmiş, bölgeye sağlayacağı katkılar gözetilerek yapılara uygun koruma önerileri sunulmuştur.

Özet (Çeviri)

The subject of this study is the winery buildings located on Paşalimanı Island in Erdek district of Turkey. As a notable example among the industrial heritage related to wine production in the 19th century, the winery was built and operated by Anatolian Greeks, the former residents of the island. After population exchange between Turkey and Greece, some units of the industrial complex were converted into housing, while others were neglected for about a century. All of the masonry buildings are currently in a poor condition. The thesis aims to document the current state of the winery and present proposals for their conservation. Literature research, field studies and architectural survey were carried out to understand the context of the winery within the period. Interviews were held with the island locals who are descendants of Balkan immigrants. The literature research covers wine production processes, the history of the Southern Marmara Islands. Archival documents in this research support the viticulture and vinification practices of the island in the 19th century. The findings show that the history of wine production dates back eight thousand years. During this long period, wine has been produced and valued as a commercial product by different civilizations in different regions. While wine presses, storage methods, or meanings attributed to wine have varied among societies, similar techniques have been used to make wine in history and today. Wine stored in pottery, amphorae with handles for ease of transportation, and barrels, which are still used today for wine production, have been used since ancient times. Today, the wine trade is carried out with labeled bottles stacked in crates, but in the 19th century, it was widely done in barrels and by sea. According to archival documents, the Southern Marmara Islands were a significant wine producing area during the Ottoman period. The names of the island settlements and surroundings are frequently mentioned in“Zecriye”records that detail the quantities of alcohol barrels on ships. The coastal villages of Tekirdağ, including Mürefte, are also listed in the census records. During visits, the industrial structures in the region were examined, and data was provided to understand the typology of wineries, that were associated with wine production in 19th century. During the time when the wineries were in use, some areas within the boundaries of today's Greece were under the administration of the Ottoman Empire. When considering their administrative relationships and geographic locations, the cultures significantly influenced each other in the period of Ottoman era. In this context, industrial heritages related to wine production in Greece have been searched. The research focused on wineries of the Samos Island, due to their similarities to the thesis subject. The examples have been compiled using Pandektis and VIDA archives. Pandektis has a special collection titled“Industrial Establishments and Workshops in the Aegean”. Most of the wineries in the collection are located on Samos Island. Among the Greek islands, Samos is the closest to Turkey geographically. In the 19th century, Samos was a region- affiliated with the Ottoman administration as Sisam Beyliği. Consequently, it is possible to frequently encounter records of wine taxes of Sisam in the BOA documents. In Turkey, the wineries that witnessed the pre-republic period have been greatly affected by wars and migrations. During the Ottoman era, production, consumption, and trade of alcoholic beverages were forbidden for Muslims. The main actors in the wine industry were non-Muslim groups. In the beginning of the 20th century, the First World War caused migrations. The loss of a large part of the Anatolian Greek population was made certain through the Population Exchange between Greece and Turkey signed in the Treaty of Lausanne. This migration also means the loss of the original users of the wineries and the loss of professional knowledge in the country. After the relocation policies, some of the abandoned wine production structures were reused, some of them in danger of being lost due to neglect, decay or other threats. Many of them have already been lost. The Anatolian Greeks of the South Marmara Islands left the region before the exchange agreement. The agreement, signed in 1923, formalized the situation of the migrants. Relocation policies and the distribution of the“Emval-i Metruke”(abandoned properties) to the exchangees were implemented at different periods. In particular, the South Marmara Islands remained empty for a couple of years. This desolate era resulted in looting of the buildings and other valuables. The repopulation of Paşalimanı Island began with the first migrants coming from Crete Island. Immigrants from Yugoslavia and the Black Sea Region began to form a new population of the Island. During this period, viticulture and winemaking activities on the island have decreased drastically. The newcomers from Macedonia (formerly Yugoslavia) converted some of the winery buildings into houses and used some of them as warehouses. The main production unit possibly has not been used for a hundred years. As can be seen from a 1953 aerial photograph provided from HGM, the roof is completely missing. Considering its abandonment starting from 1920s, it seems unlikely to lose the entire roof without any intervention. Throughout the process of establishing the new state, it was necessary to restructure the wine industry. The foundations of the industry was reestablished through processes such as supporting viticulture, bringing in experts on the subject to the country, supplying the equipment necessary for the production, providing vocational training, and building production facilities under state monopoly. These approaches had effects such as revitalizing and expanding the vineyards in the South Marmara Islands, especially on the islands of Avşa and Paşalimanı. The South Marmara Islands, known for their delicious wines throughout history, have a local grape variety called Adakarası. It is currently grown for commercial purposes in wide vineyards of Büyülübağ Winery on Avşa Island. However, Paşalimanı vineyards are limited to small-scale productions for personal use. The resumption of grape and wine production on Paşalimanı Island, which has a climate and soil type suitable for viticulture, will make significant contributions to the regional economy. Having an industrial heritage that reflects the wine culture of the region is a great opportunity for the island. Within the scope of the study, the current condition of the winery was recorded and assessments were made regarding its architectural features. Material and deterioration analyses were developed with the data provided through the site work. Structural damages, building element losses, material deteriorations, improper interventions, and vegetation growth are general problems faced by the winery. The field study was conducted on Paşalimanı Island in September 2021. For the architectural survey, digital-optical instruments such as laser scanner and totalstation together with traditional survey methods were used. Approximately 50 setups were made with laser scanning. The survey data taken with total station were completed using 13 polygons. Orthographic images were obtained from the created point cloud data, which provides reliable data for the drawings. Some of the winery units did not permit the installation of devices, so survey was obtained using traditional methods. The restitution proposal for the initial state of the complex has been prepared according to the research data, the accounts of island residents, and the architectural survey. Conservation proposals and a reuse project were developed by considering the cultural significance of the heritage in the Southern Marmara Islands and the potential economic opportunities for the local community.

Benzer Tezler

  1. Balıkesir Marmara Adası ve Paşalimanı Adası Türk- İslâm dönemi mezar taşları

    Turkish-Islamic peri̇od tombstones on the Islands of Marmara and Paşali̇mani in Balikesi̇r region

    ARİF ÇAKIR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Sanat TarihiVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HALİL SÖZLÜ

  2. Marmara Adaları'nın bitki örtüsü

    The Plant cover of Marmara islands

    ALPASLAN COŞKUN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Coğrafyaİstanbul Üniversitesi

    Türkiye Coğrafyası Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUTLU GÜNGÖRDÜ

  3. İstanbul'da tarihi kent parkları için yeşil rota önerisi

    Green route proposal for historic city parks in İstanbul

    BÜŞRA BAŞSÜLLÜ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Peyzaj Mimarlığıİstanbul Teknik Üniversitesi

    Kentsel Tasarım Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HANDAN TÜRKOĞLU

  4. Paşalimanı adası örümcekleri (Araneae) üzerine faunistik çalışmalar

    Faunistic studies on Paşalimani island spiders (Arachnida: Araneae)

    MUHAMMED SALİH AKAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    BiyolojiNiğde Ömer Halisdemir Üniversitesi

    Biyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TUNCAY TÜRKEŞ

  5. Paşalimanı adası Harmanlı köyü batısı littoral zonu üzerinde makrobentik gözlemler

    Başlık çevirisi yok

    BAHADIR ERGÖR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1990

    Coğrafyaİstanbul Üniversitesi

    PROF.DR. NECDET TUNÇDİLEK