Geri Dön

Valorization of black chokeberry waste as a potential source of bioactive compounds: Their identification, microencapsulation and impact on the human gut microbiota

Biyoaktif bileşiklerin potansiyel bir kaynağı olarak siyah aronya atığının değerlendirilmesi: Tanımlanması, mikrokapsüllenmesi ve insan bağırsak mikrobiyotasi üzerindeki etkisi

  1. Tez No: 793877
  2. Yazar: GİZEM ÇATALKAYA
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ESRA ÇAPANOĞLU GÜVEN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Gıda Mühendisliği, Food Engineering
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Gıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Gıda Mühendisliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 218

Özet

Epidemiyolojik araştırmalar, meyve ve sebzeler açısından zengin bir diyetin benimsenmesinin, kardiyovasküler hastalıklar, nörodejeneratif hastalıklar, tip II diyabet ve kanser gibi hastalıkların görülme riskinde azalma ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Diyet ile alınan meyve ve sebzelerde bulunan polifenoller gibi biyoaktif maddeler, bahsi geçen sağlığı teşvik edici faydalarla ilişkilendirilmektedirler. Polifenoller, meyve ve sebzelerin duyusal ve besleyici özelliklerini belirleyen ikincil metabolitlerdir. Bununla birlikte, polifenoller tüketildikten sonra insan vücudu tarafından ksenobiyotik olarak işlendiğinden dolayı meyve sebzeler içerisinde doğal halde bulunan polifenollerin biyoyararlılığı oldukça düşüktür. Diyetle alınan ve çoğunlukla monomerik ve dimerik yapılara sahip olan polifenollerin yalnızca %5-10'unun doğrudan ince bağırsakta emildiği tahmin edilmektedir. Geri kalan polifenoller kolona geçmekte ve burada kolonik bakterilerin enzimatik aktivitesiyle çeşitli fizyolojik öneme sahip moleküllere metabolize edilmektedirler. Mikrobiyal katabolizma sonucu üretilen bu fenolik bileşikler, gıdalarda bulunan orijinal moleküllerden daha fazla emilebilme ve sağlığa daha fazla faydalı olma özelliklerine sahiptirler. Buna ek olarak, kolona ulaşan polifenoller, prebiyotik görevi görmekte ve yararlı bakterilerin büyümesini teşvik ederek ve/veya zararlı bakterilerin çoğalmasını engelleyerek bağırsak mikrobiyotasını modüle edebilmektedirler. Siyah Aronya (Aronia melanocarpa), diğer üzümsü meyve türleri arasında antosiyaninler başta olmak üzere fenolik bileşikler açısından en zengin kaynaklardan biridir. Antosiyaninlere ek olarak, yüksek derecede polimerizasyona sahip zengin bir proantosiyanidin kaynağıdırlar. Bununla birlikte, siyah Aronya meyvesinin sağlığa faydalı özelliklere sahip olmasına rağmen, belirgin buruk tatları nedeniyle taze halde tüketimi tüketiciler tarafından pek tercih edilmemektedir. Bu nedenle, meyve suyu, reçel gibi ürünlere işlenirler. Meyve suyu işleme sırasında, doğal renklendirici üretiminde ve doğal nutrasötiklerin izolasyonunda kullanılma potansiyeline sahip posa gibi atıklar açığa çıkmaktadır. Antosiyaninler, sağlığı geliştirici potansiyel özelliklere sahip olmalarına ve umut vaadeden doğal gıda renklendiricileri olarak kabul edilmelerine rağmen, kararsız yapıları, zayıf biyoyararlılıkları ve sıcaklık, ışık, oksijen, pH değişimi gibi çevresel faktörlere karşı hassas olmaları gibi etmenler pratikte uygulanmalarına engel teşkil etmektedir. Bu nedenle, bu maddelerin kapsüllenmesi, gastrointestinal sistemdeki biyoaktif antosiyanin konsantrasyonlarını artırmak ve böylece yararlı etkilerini artırmak için uygun bir yöntem olabilir. Bu kullanışlı sistemde antosiyaninler bozulmaya karşı korunur ve istenmeyen renk dönüşümleri engellenmektedir. Yukarıda belirtilen tüm bilgiler dikkate alınarak, bu tezde (i) siyah Aronya posasının polifenol içeriğini karakterize etmek, (ii) siyah Aronya posasından elde edilen antosiyanin bakımından zengin ekstraktın kapsüllenmesi için en etkili koşulları ve malzemeleri belirlemek ve (iii) farklı matrikslerdeki siyah Aronya polifenollerinin insan bağırsağı mikrobiyotası üzerindeki etkisini belirlemek hedeflenmiştir. Bu amaçla, ilk olarak, polifenol biyoerişilebilirliği, biyoyararlanımı, bağırsak mikrobiyotası ile etkileşimi ve omik yaklaşımla analizi konusundaki teknolojinin son durumu, Bölüm 2'de kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmiş ve tartışılmıştır. Bölüm 3'te ise hem spektrofotometrik hem de kromatografik yöntemler kullanılarak siyah Aronya ekstraktı karakterize edilmiştir. Ekstraktın toplam polifenol ve toplam antosiyanin içerikleri sırasıyla Folin-Ciocalteu ve pH diferansiyel yöntemleri ile belirlenmiştir. Ayrıca, ekstraktın polifenol bileşimi, UPLC-ESI-QqQ-MS/MS yöntemi kullanılarak tanımlanmıştır. Posanın kuru madde içeriği %35,6±0,2, ekstraktın brix değeri %20 ve ekstraktın toplam antosiyanin içeriği ve toplam fenolik madde içeriği sırasıyla 4,91±0,297 mg siyanidin-3-O-glukozit eşdeğeri/mL, 11,5±0,14 mg gallik asit eşdeğeri/mL olarak belirlenmiştir. LC-MS/MS analizi sonucuna göre, miktarı ölçülen polifenollerin toplamının yaklaşık %72'sinin antosiyaninlerden oluştuğu belirlenmiştir. Siyah Aronya'nın dört ana antosiyanin (siyanidin-3-O-galaktozit, siyanidin-3-O-glukozit, siyanidin-3-O-arabinosid ve siyanidin-3-O-ksilosid) içerdiği yaygın olarak bilinmektedir. Bu çalışmada, siyah Aronya'da yaygın olarak bulunan antosiyaninlerden siyanidin-3-O-glukozit olduğu tanımlanmış ve miktarı belirlenmiştir ancak, majör antosiyaninler dışında başka bazı antosiyaninlerin de olduğu saptanmıştır (siyanidin-3,5-diglukozit, siyanidin-3-O-rutinosid ve pelargonidin-3-O-glukozit). Yapılan literatür taramasına göre bilindiği kadarıyla siyah Aronya'da pelargonidin-3-O-glukozit literatürde ilk defa tanımlanmıştır. Ekstraktın karakterize edilmesinden sonra, yine Bölüm 3'te detaylandırılmış olan püskürtmeli kurutma tekniğini kullanarak siyah Aronya ekstraktının farklı kaplama malzemeleri ile kapsüllenmesi hedeflenmiştir. Kapsülleme teknikleri arasında, püskürtmeli kurutma yöntemi proses sırasında kesin sonuç vermesi, yüksek verimli, basit ve düşük maliyetli olmasından dolayı ısıya duyarlı aktif maddelerin kapsüllenmesinde sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Etkin bir kapsülleme elde etmek için biyoaktif maddeleri püskürterek kurutma yoluyla içerisinde hapsedecek kaplama malzemesinin seçimi de çok önemlidir. Bu nedenle, siyah Aronya ekstraktının mikroenkapsülasyonu için beş farklı kaplama malzemesi test edilmiştir (dekstroz eşdeğeri 6 olan maltodekstrin, dekstroz eşdeğeri 20 olan maltodekstrin ve bunun Arap gamı, ksantan gam veya peynir altı suyu proteini izolatı ile karışımları). Püskürtmeli kurutma koşulları ise giriş sıcaklığı 150 °C, çıkış sıcaklığı 90 °C, 4,5 mL/dk besleme akış hızı, 0,357 m3/saat hava akış hızı ve aspiratör kapasitesi %100 olacak sekilde seçilmiştir. En etkili sistemin belirlenmesi için tozların nem içeriği, partikül boyutu, kapsül morfolojisi, rengi, püskürterek kurutma verimi, kapsülleme etkinliği, toplam antosiyanin içeriği, toplam ve bireysel fenolik madde içeriği ve toplam antioksidan aktivitesi gibi fizikokimyasal özellikleri incelenmiştir. Beş farklı kaplama malzemesi içerisinde, maltodekstrin:Arap gamı maksimum kapsülleme verimini (%71,5) sağlarken, MD6 en düşük kapsülleme verimini (%38,3) sağlamıştır. Püskürterek kurutulmuş tozlar, kabul edilebilir bir aralıkta olan %2,57 ila %3,27 arasında düşük nem içeriği sergilemiştir. Ayrıca püskürterek kurutma veriminin faklı kaplama materyallerine göre %51,4 ila %78,1 arasında değiştiği gözlenmiştir. Gam veya protein ilavesi, hem toplam fenolik içeriği hem de toplam antioksidan kapasiteyi önemli ölçüde artırmıştır. Toplam fenolik içerikteki en yüksek artış, kaplama malzemesi olarak maltodekstrin ile birlikte Arap gamı kullanıldığında gözlenmiştir. Her bir kaplama malzemesi için test edilen parametrelerin çoğunda önemli derecede farklılıklar olsa da, incelenen tüm koşullar siyah Aronya ekstraktının başarılı bir şekilde mikroenkapsülasyonu ile sonuçlanmıştır. Bununla birlikte, test edilen kaplama malzemeleri içinde, maltodekstrin:Arap gamı kombinasyonu, diğer duvar malzemelerine kıyasla daha etkin sonuçlar vermiştir. Bu nedenle çalışmanın sonraki aşamasında maltodekstrin:Arap gamı kullanılarak elde edilen tozlarla devam edilmiştir. Siyah Aronya kaynaklı fenolik bileşiklerin insan bağırsağı mikrobiyotası üzerindeki etkisinin sofistike, bilgisayar kontrollü, dinamik kolonik fermantasyon modeli (TIM-2) vasıtası ile incelenmesi ise Bölüm 4'te detaylandırılmıştır. Bu amaçla, siyah Aronya'dan meyve suyu üretimi sırasında açığa çıkan posa, posadan elde edilen ektrakt ve maltodextrin:Arap gamı sistemindeki mikrokapsüllenmiş ekstraktın mikrobiyal kompozisyon ile kısa zincirli yağ asidi (KZYA) ve dallı zincirli yağ asidi (DZYA) içeriklerindeki değişimler açısından etkileri araştırılmıştır. Çalışmaya ilk olarak beş sağlıklı donörden dışkı örnekleri toplanarak standardize bir mikrobiyota kokteyli hazırlaması ile başlanmıştır. Standardize edilen mikrobiyota ilk 16 saat boyunca TIM-2'ye adapte edildikten sonra 24 saat test periyodu başlatılarak toplam 40 saat süreli bir deney düzeneği kurulmuştur. Örnekler, lümen ve diyalizat bölmelerinden 0 ve 24. saatlerde toplanarak, lümen örneklerinden genomik DNA ekstrakte edilmiş ve Illumina MiSeq ve BCL2FASTQ veri hattı kullanılarak 16S rRNA geni V3-V4 bölgesinin polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) amplifikasyonu ile sekanslama gerçekleştirilmiştir. QIIME2 (Quantitative Insights Into Microbial Ecology) yazılım paketi, mikrobiyota analizlerinin ham dizilerinden dizileme verilerini almak ve bu dizilerin yorumlanması için kullanılmıştır. İstatistiksel analizler RStudio yazılımı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Toplam mikrobiyal topluluktaki mikrobiyal türlerin miktarı hesaplanarak nispi miktar (NM) olarak gösterilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, farklı matrikslerdeki siyah Aronya polifenollerinin in vitro kolon modelinde fermantasyonu, standardize edilmiş mikrobiyota kompozisyonunda değişimlere ve KZYA ve DZYA'ların içeriklerinde farklılıkların görülmesine neden olmuştur. Maltodekstrin + Arap gamı + polifenoller arasındaki sinerji, sağlığa destek olan bazı taksonların (Anaerostipes, Blautia, Christensenellaceae R7 grubu, Prevotella 9) nispi miktarlarında artışa neden olurken hastalık teşvik edici takson Alistipes'de azalmaya neden olduğu gözlenmiştir. Kapsüllemenin ise KZYA üretimini artırırken ve lümendeki DZYA üretimini azalttığı görülmüştür. Bununla birlikte, metabolitlerin hiçbiri tanımlanan operasyonel taksonomik birimlerle ilişkilendirilememiştir. Son bölümde (Bölüm 5) ise, bu çalışma boyunca elde edilen sonuçların genel bir değerlendirmesi, elde edilen çıkarımlar ve gelecekteki araştırmalar için öneriler sunulmuştur. Bu çalışmanın ana çıktıları, Türkiye'de yetiştirilen siyah Aronya posasının, biyoaktif özelliklere sahip benzersiz bir polifenol profiline sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bununla birlikte, Siyah Aronya posasından ekstrakte edilen polifenollerin başarılı bir şekilde mikrokapsüllenmesi ile elde edilen son ürün, gıda, ilaç veya kozmetik ürün formülasyonlarında biyoaktif özelliklere sahip toz formunda katma değerli doğal bir renklendirici olarak kullanılabilme potansiyeli mevcuttur. Ayrıca, ekstrakt, posa veya kapsül içinde bulunan siyah Aronya polifenolleri, bağırsak mikrobiyal bileşiminde ve KZYA seviyelerinde iyi yönde değişime neden olduğundan daha sağlıklı bir bağırsak ortamı oluşturmak için kullanılma potansiyeline sahiptir.

Özet (Çeviri)

Epidemiological studies have suggested that adopting a diet rich in fruits and vegetables has been associated with a reduced risk of noncommunicable diseases, such as cardiovascular diseases, neurodegenerative diseases, type II diabetes and cancer. The presence of bioactive substances such as polyphenols has been linked to these potentially health promoting benefits. Polyphenols are secondary metabolites that determine the sensory and nutritional qualities of fruits and vegetables. However, polyphenols are processed as xenobiotics by the human body after consumption, hence the bioavailability of native substances is rather low. Only 5-10% of total dietary polyphenols, mostly those with monomeric and dimeric structures, are estimated to be directly absorbed in the small intestine. The remaining polyphenols pass to the colon, where they are further metabolized by the enzymatic activity of colonic bacteria to molecules with varied physiological significance. These phenolic compounds generated by the microbial catabolism are more absorbable than the original molecules present in foods and may have higher health benefits. In addition to this, dietary polyphenols reaching to the colon can act as prebiotics and they may modulate the gut microbiota by promoting the growth of beneficial bacteria and/or hindering the proliferation of harmful bacteria. Black chokeberry (Aronia melanocarpa) is one of the richest sources of phenolic compounds, especially anthocyanins, among the other berry types. In addition to the anthocyanins, they are a rich source of proanthocyanidins with a high degree of polymerisation. However, despite their health beneficial properties, they are seldomly ingested as fresh due to their distinct astringent flavor, which is perceived as undesirable by the consumers. For this reason, they are processed into juices, jams, etc. Juice processing generates by-products, such as pulp, that might be used in the production of natural colorant and the isolation of the natural nutraceuticals. Although anthocyanins possess potential health-promoting properties and are regarded as promising natural food colorants, unfortunately their unstable nature acts as an obstacle in their practical applications due to their poor bioavailability and susceptibility against environmental factors such as temperature, light, oxygen, pH change, etc. Therefore, encapsulation of these substances might be a suitable method to increase concentrations of bioactive anthocyanins in the gastrointestinal tract and thus boost their beneficial effects. In this useful system, anthocyanins are protected from degradation and prevented from premature color development. Taking all the above-mentioned information into account, this thesis was organized to (i) characterize the polyphenol content of the black chokeberry pulp, (ii) determine the most effective conditions and materials for the encapsulation of the anthocyanin-rich extract obtained from black chokeberry pulp, (iii) determine the effect of black chokeberry polyphenols in different matrices on the human gut microbiota under in vitro conditions. For this purpose, firstly the state of the art on the polyphenol bioaccessibility, bioavailability, interaction with the gut microbiota and analysis through omics approach was comprehensively reviewed and discussed in Chapter 2. In Chapter 3 the extract obtained from the black chokeberry pulp was characterised by both spectrophotometric methods and chromatographic methods. Total polyphenol and total anthocyanin contents of the extract were determined by Folin-Ciocalteu and pH differential methods, respectively. Also, the individual polyphenol composition of the extract was identified by using UPLC-ESI-QqQ-MS/MS method. Dry matter content of pulp was 35.6±0.2%, brix value of the extract was 20% and total anthocyanin content and total phenolic content of extract were determined as 4.91±0.297 mg cyanidin-3-glucoside/mL, 11.5±0.14 mg gallic acid equivalent/mL, respectively. According to LC-MS/MS analysis, ~72% of the total quantified polyphenols consisted of anthocyanins. It is widely known that black chokeberries contain four major anthocyanins, namely cyanidin-3-O-galactoside, cyanidin-3-O-glucoside, cyanidin-3-O-arabinoside, and cyanidin-3-O-xyloside. In this study, cyanidin-3-O-glucoside was identified and quantified. However, apart from the major anthocyanins some other anthocyanins were also detected (cyanidin-3,5-diglucoside, cyanidin-3-O-rutinoside, and pelargonidin-3-O-glucoside). In fact, to the best of our knowledge pelargonidin-3-O-glucoside was identified in black chokeberries for the first time. After characterizing the extract, the second goal of this study was to encapsulate the black chokeberry extract with different coating materials by using spray drying technique which was also detailed in Chapter 3. Among the encapsulation techniques, the spray drying method has been largely utilized for drying heat-labile nutraceuticals since it is precise, efficient, simple and cost-efficient in the processes. The selection of coating material to entrap the active material by spray drying is crucial to achieve an efficient encapsulation. Therefore, five different coating materials have been tested for the microencapsulation of black chokeberry extract (maltodextrin with dextrose equivalent of 6, maltodextrin with dextrose equivalent of 20, its blends with gum Arabic, xanthan gum or whey protein isolate). Spray drying conditions were chosen as follows: inlet temperature of 150 °C, the outlet temperature of 90 °C, 4.5 mL/min feed flow rate, 0.357 m3/h air flow rate, and an aspirator capacity of 100%. For the determination of the most effective system, physicochemical characteristics of the powders such as moisture content, particle size, capsule morphology, color, spray drying yield, encapsulation efficiency, total anthocyanin content, total and individual phenolic content, and total antioxidant activity were investigated. Within the five different wall materials, maltodextrin:gum Arabic provided the maximum encapsulation efficiency (71.5%) while MD6 resulted in the lowest encapsulation efficiency (38.3%). The spray-dried powders presented low moisture content in an acceptable range from 2.57 to 3.27%. Also, spray drying yield varied between 51.4 to 78.1%. The addition of gums or protein significantly enhanced both total phenolic content and total antioxidant capacity. The highest increase in total phenolic content was observed when gum Arabic was used along with maltodextrin as a coating material. Although significantly different results were obtained for most of the parameters tested for each wall material, all of them resulted in successful microencapsulation of black chokeberry pomace extract. However, within the tested wall materials, the maltodextrin:gum Arabic combination had better results compared to the other wall materials. For this reason, the next step of the study was continued with the spray-dried powders obtained by using maltodextrin: gum Arabic as a wall material. The effect of black chokeberry phenolics on the human gut microbiota in a sophisticated, computer-controlled dynamic colonic fermentation model (TIM-2) was investigated in Chapter 4. For this purpose, black chokeberry pomace as juice processing by-product, anthocyanin rich extract from black chokeberry pomace, and microencapsulated extract in maltodextrin-gum Arabic system were examined in terms of the changes in microbial composition, short-chain fatty acid (SCFA) and branched-chain fatty acid (BCFA) contents. Stool samples were collected from 5 healthy donors to prepare a standardized microbiota cocktail. The experiments in TIM-2 were last for 40h where the first 16h was adaptation period of the human fecal microbiota and the last 24h was the test period. Samples were collected from lumen and dial compartments at time 0h and 24h. Genomic DNA from the luminal samples was extracted and sequencing by polymerase chain reaction (PCR) amplification of the 16S rRNA gene V3-V4 region was carried out by using Illumina MiSeq and BCL2FASTQ pipeline. The QIIME2 (Quantitative Insights Into Microbial Ecology) software package was employed for taking sequencing data from raw sequences to interpretation for the microbiota analyses. The statistical analyses were done in RStudio. The abundances of microbial species in the total microbial community were calculated and shown as relative abundance (RA). According to the results, the fermentation of black chokeberry polyphenols in the in vitro colon model (TIM-2) resulted in shifts in the standardized microbiota and differentiation in the extent of the production of SCFA and BCFAs. Synergy between maltodextrin+gum Arabic+polyphenols resulted in an increase in the relative abundances of some health-promoting taxa (Anaerostipes, Blautia, Christensenellaceae R7 group, Prevotella 9) and decrease in the disease related taxa Alistipes. Encapsulation increased the SCFA production and decreased the BCFA production in the lumen. Nevertheless, none of the metabolites could be correlated with the identified operational taxonomic units. In the final chapter (Chapter 5), overall evaluation of the results obtained throughout this study, conclusions, and recommendations for the future research were presented. The main outcomes of this study revealed that pulp obtained from Turkish black chokeberries has a unique polyphenol profile with bioactive properties. The successful microencapsulation of polyphenols extracted from black chokeberry pulp can be used as a value-added natural colorant in powder form with bioactive properties in food, pharmaceutics or cosmetic product formulations. Also, clack chokeberry polyphenols present in the extract, pulp or encapsulate have the potential to be used for establishing a healthier gut as it caused a shift in the gut microbial composition and SCFA levels in a good way.

Benzer Tezler

  1. Assessment of the renewability of black, instant and ice tea production and waste valorization processes

    Siyah, instant ve soğuk çay üretimi ve çıkan atıkların değerlendirilmesi süreçlerinin yenilenebilirliğinin araştırılması

    EBRU PELVAN PELİTLİ

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2017

    EnerjiYeditepe Üniversitesi

    Kimya Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA ÖZİLGEN

  2. Valorization of industrial food wastes by production of phenolic antioxidants via fermentation with newly isolated Aspergillus spp.

    Endüstriyel gıda atıklarının yeni izole edilmiş Aspergillus spp. ile fermantasyonu yoluyla fenolik antioksidanların üretiminde değerlendirilmesi

    ZEHRA GÜLSÜNOĞLU

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Gıda Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Gıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MERAL KILIÇ AKYILMAZ

    DOÇ. DR. HATİCE FUNDA KARBANCIOĞLU GÜLER

  3. Kendiliğinden ilerleyen yüksek sıcaklık sentezi yöntemi ile yeni ve özel alaşımların üretimi ve geliştirilmesi

    Investigation of new and noble alloys productions by self-propagating high-temperature synthesis method

    MURAT ALKAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Metalurji Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ONURALP YÜCEL

    DOÇ. DR. CEVAT BORA DERİN

  4. Valorisation of grape juice wastes to produce citric acid by Aspergillus niger

    Aspergillus niger tarafından sitrik asit üretimi için üzüm suyu atıklarının değerlendirilmesi

    ECE KAYA

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    BiyomühendislikAdana Alparslan Türkeş Bilim Ve Teknoloji Üniversitesi

    Biyomühendislik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HATİCE İMGE OKTAY BAŞEĞMEZ

  5. Havalı kollektörle ısıtma ve ekserji analizi

    Heating with the solar air collector and its exergy analysis

    MUSTAFA ALTUNBAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1995

    Makine Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Y.DOÇ.DR. A. KORHAN BİNARK