Geri Dön

Sürdürülebilirliktekentsel tarım yaklaşımı ve yerel yönetim uygulamaları(istanbul incelemesi)

In sustainabilityurban agriculture approach and local government practices(istanbul reviews)

  1. Tez No: 797138
  2. Yazar: ESİN YALÇINTAŞ
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ FATİH TURAN YAMAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Kamu Yönetimi, Public Administration
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Rumeli Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Siyaset Bilimi ve Ekonomi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Siyaset Bilimi ve Ekonomi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 131

Özet

Sanayi devrimi ve kırsaldan kentlere göç ile başlayan nüfus hareketliliği, aşırı nüfus yoğunluğunun barınma ihtiyaçlarını karşılama noktasında kent yönetimlerini çeşitli çözüm yolları aramaya yönlendirmiştir. Bina yüksekliklerinin arttırılması ile, kenti besleyen doğal kaynakları da içine alan tarımsal alanların imar planlarına dâhil edilmesi kentlerde biriken nüfus yoğunluğunun mekânsal sorununa çözüm için kullanılmıştır. Başta gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere bu durum dünya genelinde kontrolsüz ve hızla büyüyerek artmaktadır. Bunun sonucunda, kent çeperlerindeki kırsal alanlar yok olmakta, yer altı suları kirlenmekte ve kentlerin kendi kendini besleyebilme kapasitesi düşmekte ve hatta kaybolmaktadır. Gelinen noktada kentte yaşayan kentliler ucuz ve sağlıklı gıdaya erişimde karşılaştıkları“Gıda Güvenliği”sorunu ile mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda; kent toprağının ve tarımının korunması, yeraltı sularının temiz kalabilmesi, sağlıklı ve sürdürülebilir kentleşme için gıda güvenliğinin sağlanması günümüzün en önemli küresel meselelerinden biridir. Doğal kaynaklar ile kentsel kullanım alanları arasındaki dengenin kurulması kent ve kentli sağlığının korunması için elzemdir. Kentlerin, güvenli ve sağlıklı beslenmesi konusu küresel bir sorun olarak tartışılmakta ve sorunun çözümünde önde gelen aktörlerden biri olarak yerel yönetimler gösterilmektedir. 1980 öncesinde merkezi hükümetler tarafından sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi için belirlenen makroekonomik hedeflerin başında sektörler (sanayi, tarım ve hizmet sektörleri) arasında dengenin kurulması, 1980 sonrasında yerel yönetimlerin de temel stratejisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira 1980 öncesi kentleşme modelinde sanayi ve hizmet sektörleri azami desteklenirken tarım sektörü kent dışına itilmiştir. 1980 sonrası kontrolsüz kentleşmenin olumsuz etkileri ortaya çıkmaya başlaması ile kent yaşamına tarımın da dâhil edilmesi, daha sağlıklı ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyeceği görüşü önem kazanmıştır. Bu çalışmada, sürdürülebilir kentsel gelişmenin sağlanmasında kentsel tarım uygulamaları ve bu uygulamaların uygulayıcısı olarak yerel yönetimlerin rolleri üzerinde durulmuştur. Sürdürülebilir kentsel gelişme stratejilerinde kent tarımının sosyoekonomik ve çevreyle ilgili sürdürülebilirliğe katkılarından dolayı önemi vurgulanmaktadır. Tarımsal üretim yerel yönetimlerin çalışma alanlarında yer almaya başlarken, ülkemizdeki çalışmalarda yalnızca merkezi hükümet ve Tarım Bakanlığı değil büyükşehir belediyeleri de önemli aktörler olarak karşımıza çıkacağı görülmektedir. Kentsel tarım olgusunun Türkiye üzerinde uygulanan ve uygulanması mümkün olan tüm süreçlerinin incelenmesi için de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tarımsal potansiyeli inceleme alanı olarak seçilmiştir. Çünkü Türkiye'nin en gelişmiş ve en fazla göç alan metropolü İstanbul diğer tüm illerle etkileşimi en yüksek kenttir.

Özet (Çeviri)

Population mobility, which started with the industrial revolution and migration from rural areas to cities, led the city administrations to seek various solutions at the point of meeting the housing needs of the overpopulation density. By increasing the height of the buildings, the inclusion of agricultural areas, which include the natural resources that feed the city, into the zoning plans has been used to solve the spatial problem of the population density accumulating in the cities. This situation is increasing uncontrollably and rapidly, especially in developing countries. As a result, rural areas in the city periphery are destroyed, groundwater is polluted, and the self-feeding capacity of cities decreases or even disappears. At this point, the citizens living in the city must struggle with the“Food Safety”problem they encounter in accessing cheap and healthy food. In line with sustainable development goals, Protection of urban soil and agriculture, keeping groundwater clean, ensuring food security for healthy and sustainable urbanization is one of the most important global issues of our time. Establishing a balance between natural resources and urban usage areas is essential for the protection of urban and urban health. The issue of safe and healthy nutrition in cities is discussed as a global problem and local governments are shown as one of the leading actors in solving the problem. Establishing a balance between sectors (industry, agriculture, and service sectors) at the beginning of the macroeconomic targets determined by the central governments to ensure sustainable development before 1980 appears as the basic strategy of local governments after 1980. Because, in the pre-1980 urbanization model, while the industry and service sectors were supported to the maximum, the agriculture sector was pushed out of the city. With the emergence of negative effects of uncontrolled urbanization after 1980, the idea that the inclusion of agriculture in urban life will support healthier and sustainable development has gained importance. In this study, urban agriculture practices in ensuring sustainable urban development and the roles of local governments as implementers of these practices are emphasized. In sustainable urban development strategies, the importance of urban agriculture is emphasized because of its contribution to socioeconomic and environmental sustainability. While agricultural production is beginning to take place in the working areas of local governments, it is seen that not only the central government and the Ministry of Agriculture, but also metropolitan municipalities will appear as important actors in studies in our country. The agricultural potential of the Istanbul Metropolitan Municipality was chosen as the study area to examine all the processes of urban agriculture that are implemented and possible to be implemented in Turkey. Because Istanbul, Turkey's most developed and the most immigration-receiving metropolis, is the city with the highest interaction with all other provinces.

Benzer Tezler