Geri Dön

Varoluş felsefesinde günah ve varoluş ilişkisi

The relationship between sin and existence at the existential philosophy

  1. Tez No: 797322
  2. Yazar: OĞUZHAN ATEŞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HASAN ÖZALP
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Din, Felsefe, Religion, Philosophy
  6. Anahtar Kelimeler: Varoluş, Günah, Yabancılaşma, Özgürlük, Kendilik, Existence, Sin, Alienation, Freedom, Self
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 381

Özet

Bu çalışmada insan varoluşu ile günah arasındaki ilişki insanın özgür varlık oluşunun kökensel ve bi'l fiil yapısıyla alakalı olarak ele alınmaya çalışılmıştır. İnsan varoluşu günahın imkânı; dünya günahın ortamı; Tanrı ise günahı ifşa ederek varoluşu başlatan ve devam ettiren Varlık-Ötesi olarak tasvir edilmiştir. Günah insanın varoluşa açılımıyla eşzamanlı ve eşgüdümlü olarak belirmektedir. Dolayısıyla onun sahih varoluşu ile otantikliği iç içedir. Günah ise bir yabancılaşma formu olarak kendilik kaybı yani kişinin gerçek bir varoluştan yoksunluğu anlamına gelmektedir. Günahın kökleri insan varoluşunda mevcuttur. Biz de günahın hem insan varlığındaki ontolojik kökenini hem de onun varoluşa açılarak bir dünya tasarımını gerçekleştirdiği varoluşsal yönlerini belirgin kılmaya çalıştık. Akabinde ilgi varlığı insanın, yönelimselliği üzerinden inşa ettiği dünyasında otantiklikten kaçış deneyimleri olarak günahın tasvirini yaptık. Günah, varoluşsal açıdan hem ruh durumları tarafından doğurulmakta hem de bazı ruh durumlarına sebep olmaktadır. Bunun tahlilini yaparak insan için asıl yapıcı unsur olan ruh durumlarıyla günahın ilişkisine dikkat çekmeye gayret gösterdik. Son olarak da varoluşsal açıdan bir yabancılaşma mefhumu olan günahı Tanrı'ya, kendine ve ötekine yabancılaşma deneyimi oluşu açısından ele almaya çalıştık. Vardığımız sonuç ise, günahın bir imkân olarak insan varlığındaki mevcudiyetinin doğrudan onu özgür ve ahlaklı kılan unsur olduğu; onun eylemde ortaya çıkışının ise, varoluşun bir yabancılaşma formu olarak tecrübe edilişi anlamına geldiğidir. Dolayısıyla günah, özünde içsellik barındıran varlık kazanma deneyiminin ahlaki bir varoluş deneyimine dönüşümü için elzem; eylemde ortaya çıkışı itibariyle de otantikliği yok eden bir yabancılaşma formu olarak uzak durulması gereken paradoksal bir fenomendir.

Özet (Çeviri)

In this study, the relationship between human existence and sin has been tried to be addressed as relevant to the original and bi-verious structure of human being as a free being. Human existence is portrayed as the possibility of sin; the environment of the world sin; God is portrayed as Beyond-being which initiates and continues existence by exposing sin. Sin appears simultaneously and coordinated by the opening of man to exist. Therefore, its authenticity is intertwined with its true existence. Sin means a loss of self as a form of alienation, a person's lack of a real existence. The roots of sin are present in human existence. We tried to make clear the ontological origin of sin in human existence and the existential aspects of the world by opening to its existence and its existence. We then portrayed sin as experiences of authenticity in the world where man built an interest-asset through his orientality. Sin is born in existence both by their mood and causes some mood states. By doing this, we tried draw attention to the relationship between sin and mood, which is the main constructive element for human beings. Finally, we tried to address the sin, an existential sense of alienation, in terms of an experience of alienation to God, himself and the other. The conclusion we have reached is that the presence of sin in human existence as an opportunity is the element that makes it free and moral, and its appearance in action means that existence is an experience of being as a form of alienation. So sin is a paradoxical phenomenon that must be avoided as a form of alienation that destroys authenticity experience in its essence into a moral experience of existence; as a form of alienation that destroys authenticity as its appearance in action.

Benzer Tezler

  1. La problématique de la volonté chez Leibniz

    Leibniz'de irade sorunsalı

    RİZA HAKAN KILIÇCIOĞLU

    Yüksek Lisans

    Fransızca

    Fransızca

    2020

    FelsefeGalatasaray Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİYE KOVANLIKAYA

  2. Søren Kierkegaard felsefesinde dîni varoluşun farkı bağlamında tanrı-birey sorunu

    The problem of god-i̇ndividual in the context of the difference of regiliouns existence in the philosophy of Søren Kierkegaard

    ŞEHRİBAN YALAP

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    FelsefeMardin Artuklu Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ NECİP UYANIK

  3. Soren Aabye Kierkegaard'ın felsefesinde 'Estetik Varoluş' un anlamı

    Başlık çevirisi yok

    AYŞE SERPİL BAHADIRLI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1992

    Felsefeİstanbul Üniversitesi

    PROF.DR. İSMAİL TUNALI

  4. Soren Kierkegaard'da kaygı kavramı

    The concept of anxiety in Soren Kierkegaard?s philosophy

    FARUK MANAV

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    FelsefeGazi Üniversitesi

    Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMEL KOÇ

  5. Kierkegaard felsefesinde insan varoluşunun paradoksal yapısı

    Paradoxal structure of human existence in kierkegaard's philosophy

    NECİP UYANIK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    FelsefeAtatürk Üniversitesi

    Sistematik Felsefe ve Mantık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ UTKU