Geri Dön

Koroner arter bypass cerrahisinde pulsatil ve NON-pulsatil akım tekniklerinin postoperatif deliryum gelişimi üzerine etkilerinin karşılaştırılması

Comparison of the effects of pulsatile and NON-pulsatile flow techniques on the development of postoperative delirium in coronary artery bypass surgery

  1. Tez No: 803913
  2. Yazar: GÖZDE KESKİN ÇİMEN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. HIZIR KAZDAL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Anestezi ve Reanimasyon, Anesthesiology and Reanimation
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 62

Özet

Amaç: Kardiyak cerrahi uygulanan hastalar, deliryum görülme sıklığı açısından önemli bir yer tutar. Kardiyopulmoner bypass (KPB) sırasında pulsatil veya non pulsatil akım tekniğinin her ikisi de günümüzde kullanılmaktadır. Pulsatil akım kullanıldığında mikrosirkülasyona daha fazla enerji iletilir, bu da doku perfüzyonu, lenfatik akımı ve hücresel metabolizmayı olumlu etkiler. Non-pulsatil akım; baroreseptörler, böbrekler ve endotel üzerindeki ileri nöroendokrin yanıtları azaltır. Bu etki mekanizmalarından yola çıkarak, çalışmamızda, elektif koşullarda yapılan koroner arter bypass greft (KABG) ameliyatlarında pulsatil ve non pulsatil akım tekniğinin postoperatif deliryum gelişimi üzerine etkilerinin karşılaştırılmasını amaçladık. Materyal ve Yöntemler: Prospektif randomize çalışmamız için, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurul'unun 01.09.2021 tarih ve 2021/157 karar numarası ile bilimsel ve etik açıdan onayı alınmıştır. Daha sonrasında hastanemizde elektif KABG cerrahisi uygulanmış olan 35-80 yaş arası ASA III-IV grubu olgular dahil edildi. Hastalar KPB'de pulsatil (Grup P) ve non-pulsatil (Grup NP) akım tekniği kullanılmasına göre 2 gruba ayrıldı. Grup NP'de 39, Grup P'de 34 hasta mevcuttu. Hastaların demografik ve klinik özellikleri, kross klemp süresi, KPB süresi, toplam cerrahi süre, hipotermi derecesi ve süresi, verilen eritrosit süspansiyonu, taze donmuş plazma gibi operatif verileri kaydedildi. Bölgesel beyin oksijenasyonu (rScO2) sağ ve sol, ortalama arteriyel basınçları, nazofarengeal ısıları, periferik oksijen satürasyonu, rutin alınan kan gazlarındaki laktat, PaCO2 değerleri 3 ayrı zaman diliminde (giriş, en düşük ısı anında ve sternum kapandığında) ölçüldü. Postoperatif dönemde 24. ve 72. saatlerde“deliryum derecelendirme ölçeği revise – 98 (DRS-R-98)”kullanılarak hastalar deliryum gelişimi açısından değerlendirildi. Bulgular: 73 hastanın verileri analiz edildi. Grup NP ile Grup P arasında deliryum açısından anlamlı bir fark yoktu, 2 grup arasındaki demografik ve klinik özellikler benzerdi (p>0,05). Ancak hipotermi derecesi, miyokard enfarktüsü (MI) öyküsü durumu, karotis arterde darlık durumu ve vücut kitle indeksi yüksekliği Grup NP'de Grup P'ye göre istatistiksel olarak anlamlı farklılığa sahipti (p=0,03, p=0,028, p=0,04, p=0,037; p

Özet (Çeviri)

Objective: Patients undergoing cardiac surgery have an important place in terms of incidence of delirium. Both pulsatile or non-pulsatile flow technique is used today during cardiopulmonary bypass (KPB). When pulsatile flow is used, more energy is transmitted to microcirculation, which positively affects tissue perfusion, lymphatic current and cellular metabolism. Non-pulsatile flow; reduces advanced neuroendocrine responses on baroreseptors, kidneys and endotel. Based on these mechanisms of action, in our study, we aimed to compare viii the effects of pulsatile and non-pulsatile flow technique on postoperative delirium development in coronary artery bypass graft (CABG) surgeries performed in elective conditions. Material and Methods: For our prospective randomized study, Recep Tayyip Erdogan University Faculty of Medicine has been approved scientifically and ethically by the Ethics Committee for Non-Interventional Clinical Research with the decision number 01.09.2021 and 2021/157. Afterwards, ASA III-IV group cases between the ages of 35 and 80 who underwent elective CABG surgery were included in our hospital. Patients were divided into 2 groups according to the use of pulsatile (Group P) and non-pulsatile (Group NP) flow technique in KPB. There were 39 patients in Group NP and 34 patients in Group P. Operative data such as demographic and clinical characteristics of patients, cross-country clamping time, KPB duration, total surgical time, degree and duration of hypothermia, erythrocyte suspension, fresh frozen plasma were recorded. Regional brain oxygenation (rScO2) right and left, mean arterial pressures, nasopharyngeal temperatures, peripheral oxygen saturation, lactate in routine blood gases, PaCO2 values were measured in 3 different time periods (input, lowest temperature and sternal closure). It was evaluated in terms of delirium assessment in patients using“delirium rating revision - 98 (DRS-R-98)”in the 24th and 72nd postoperative period. Results: Data from 73 patients were analyzed. There was no significant difference in delirium between Group NP and Group P. Demographic and clinical characteristics among the 2 groups were similar (p>0.05). However, the degree of hypothermia, Myocardial İnfarction (MI) history status, stenosis of the carotis artery and VKI height had statistically significant differences in Group NP compared to Group P (p=0.03, p=0.028, p=0.04, p=0.037, p

Benzer Tezler

  1. Koroner arter bypass cerrahisinde pulsatif ve nonpulsatif perfüzyonun akut böbrek hasarı üzerine olam etkilerinin ıl-18 ile değerlendirilmesi

    At coronary arterial bypass surgy affects of pulsatile and non-pulsatile flow on kidney be treated by interleukin -18 (il-18)

    ALİ AYDIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiKocaeli Üniversitesi

    Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ŞADAN YAVUZ

  2. Elektif koroner arter bypass cerrahisi geçiren olgularda değişik pompa prımıng solüsyonlarının eritrosit deformabilitesi ve agregasyonu üzerine etkilerinin incelenmesi

    The effect of different priming solutions on the erythrocyte deformability and aggregation among cases undergoing elective coronary artery bypass surgery

    İSMAİL YÜREKLİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiDokuz Eylül Üniversitesi

    Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. BARAN UĞURLU

  3. Koroner arter baypas greft cerrahisinde Sevofluran ve Propofol anestezisinin stres yanıt üzerine etkileri

    Effects of Sevoflurane and Propofol anesthesia on stress response in coronary artery bypass graft surgery

    ZELİHA ALICIKUŞ TUNCEL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bakanlığı

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    UZMAN YEŞİM BİÇER

  4. Koroner arter bypass cerrahisinde modifiye hemofiltrasyon tekniğinin inflamatuvar mediyatörler ve kardiyak performans üzerine etkileri

    Başlık çevirisi yok

    MEHMET BOĞA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    KardiyolojiEge Üniversitesi

    Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AHMET RAGIP HAMULU