John Hick'in dinî çoğulculuk anlayışının Kantçı temeli ve problemleri
The Kantian basis and problems of John Kick's understanding of religious pluralism
- Tez No: 804636
- Danışmanlar: PROF. DR. RAHİM ACAR
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Din, Felsefe, Religion, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: John Hick, dinî çoğulculuk, Kant, numen, fenomen, kategoriler, şematizasyon, numenal Gerçek, fenomenal tezahürler, John Hick, religious pluralism, Kant, noumenon, phenomenon, categories, schematization, noumenal Real, phenomenal manifestations
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 131
Özet
Tezin ilk bölümünde John Hick'in dinî çoğulculuk hipotezinin Kant'a dayanan ve ondan farklılaşan yönleri ortaya koyulmuş ve onun Kant'ın epistemolojisini nasıl kendi dinî çoğulculuk anlayışına uyarladığı gösterilmiştir. Hick'in dinî çoğulculuk anlayışı, numen-fenomen, kategoriler, şematizasyon ve numenin olumsuz anlamda kullanılması olmak üzere dört farklı açıdan Kant'ın epistemolojisine dayanmaktadır. Hick, Kant'ın duyusal verilerin anlamlandırılmasında numen-fenomen arasında yapmış olduğu ayrımın dinî deneyim alanında da geçerli olduğunu söyleyerek numenal Gerçek ile O'nun bizim tarafımızdan deneyimlenen fenomenal tezahürleri arasında bir ayrım yapmıştır. Kant'ın kategoriler ve şematizasyon fikrini kullanarak ise Gerçek'e yönelik bir dinî deneyimin zihnin Tanrı ve Mutlak kategorileri aracılığıyla anlamlandırıldığını ve çeşitli kültürel ve tarihsel faktörler aracılığıyla şahsi tanrılar ve gayri-şahsi mutlaklar şeklinde şematize edildiğini söylemektedir. Kant'ın numeni olumsuz anlamda kullanması gibi Hick de bu numenal Gerçek'in bilinemez ve deneyimlenemez olduğunu söylemiştir. Tezin ikinci bölümünde Hick'in Kant'a dayanarak oluşturmuş olduğu dinî çoğulculuk anlayışının problemlerine değinilmiştir. Hick, Kant'ın numen anlayışına benzer bir şekilde numenal Gerçek'i bilinemez olarak kabul etmektedir. Ancak bu durum pek çok probleme yol açmaktadır. Bu problemlerden ilki, Hick'in Gerçek'in bilinemez ve beşerî kavramlarla ifade edilemez olduğunu söylemesinin çelişki içermesidir. Dolayısıyla 'Gerçek bilinemezdir' iddiasını tutarlı bir biçimde sürdürmek mümkün görünmemektedir. İkinci bir problem ise Hick'in bilinemez ve hakkında insani kavramlarla konuşulamaz olduğunu iddia ettiği Gerçek'e birtakım nitelikler atfetmesidir. Hick bunların O'nun mahiyeti hakkında hiçbir bilgi vermeyen formel nitelikler olduğunu söylemektedir. Ancak bunlar formel olmaktan ziyade Gerçek'in ne olduğu hakkında bilgi veren tözsel nitelikler gibi durmaktadır. Üçüncü bir problem ise Gerçek hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bir durumda O'nu savaş ya da kötülük yerine dinî olanla ilişkilendirmek için bir gerekçemizin kalmamasıdır. Böyle bir durumda O'nun çeşitli dinlerin zemininde yer aldığını ve dinî deneyimlerimizin yanıtı olduğunu bilmek de mümkün görünmemektedir. Dolayısıyla Hick'in dinlerin tamamen insan uydurması olmayıp aşkın bir Gerçek'e yanıt olmaları bakımından realist bir zemine sahip olduklarını gösterme çabası başarısızlıkla sonuçlanıyor gibidir. Kendisine hiçbir olumlu niteliğin atfedilemediği böyle bir Gerçek'i varsaymak gereksiz gibi görünmektedir. Hick'in dinî çoğulculuk hipotezinin en büyük problemlerinden biri ise indirgemecilikle sonuçlanmasıdır. Ancak dinlere indirgemeci bir bakış açısıyla yaklaşan bir hipotezin dinler üzerine kapsamlı bir felsefi izah olarak kabul edilmesi mümkün görünmemektedir.
Özet (Çeviri)
In the first chapter of the thesis, the aspects of John Hick's hypothesis of religious pluralism that are based on and differ from Kant are revealed and it is shown how he adapts Kant's epistemology to his understanding of religious pluralism. Hick's conception of religious pluralism is based on Kant's epistemology in four different aspects: noumenon-phenomenon, categories, schematization, and the negative use of noumenon. He has made a distinction between the noumenal Reality and its phenomenal manifestations experienced by us by saying that Kant's distinction between noumenon-phenomenon in the interpretation of sensory data is also valid in the field of religious experience. Using Kant's idea of categories and schematization, he says that religious experience intended for the Real is interpreted through the mind's categories of God and the Absolute and schematized as personal gods and impersonal absolutes through various cultural and historical factors. Like Kant's negative use of the noumenon, Hick says that this noumenal Real is ineffable and unexperienced. In the second chapter of the thesis, the problems of Hick's understanding of religious pluralism based on Kant are discussed. Similar to Kant's understanding of the noumenon, Hick accepts the noumenal Real as ineffable. However, this leads to many problems. The first of these problems is the contradiction in Hick's claim that the Real is ineffable and cannot be expressed in human concepts. Therefore, it does not seem possible to maintain the positive claim that 'the Real is ineffable' in a coherent way. A second problem is that Hick attributes certain properties to the Real, which he claims is ineffable and cannot be spoken about in human concepts. Hick says that these are formal qualities that give no information about its essence. However, rather than being formal, they seem to be substantive properties that give information about what the Real is. A third problem is that if we know nothing about the Real, then we have no reason to associate the Real with religion rather than with war or evil. In such a case, it seems impossible to know that the Real is the ground of various religions and the response to our religious experience. Hick's attempt to show that religions have a realist core in the sense that they are not purely human projections, but responses to the transcendent Reality, seems to fail. It seems redundant to postulate such Reality to which no positive property can be attributed. One of the biggest problems with Hick's hypothesis of religious pluralism is that it ends up in reductionism. However, it does not seem possible to accept a hypothesis that approaches religions from a reductionist perspective as a comprehensive philosophical explanation of religions.
Benzer Tezler
- John Hick'te din dili
The religious language at John Hick
YASİN GÖKHAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
DinUludağ ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEKİ ÖZCAN
- Dini çoğulculuk açısından Farabi ve John Hick'in mukayesesi
Religious pluralism: A comparison between Al-Farabi and John Hick's positions
NESRİN BAĞCI ERCİYAS
- Wilfred Cantwell Smith ve John Hick'de dini çoğulculuk
Arguing for religious pluralism: The cases of Wilfred Cantwell Smith and John Hick
MEHMET ŞÜKRÜ ÖZKAN
- John Hick'in uluhiyet anlayışı ışığında Hristiyan teizminin felsefi güçlükleri
Başlık çevirisi yok
ŞUMKAR MASİRALİEV
Doktora
Türkçe
2007
DinDokuz Eylül ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HANİFİ ÖZCAN
- Felsefi bir problem olarak John Hick'in dini pluralizme bakışı
John Hick's religious pluralism as a philosophical problem
MUSTAFA EREN
Yüksek Lisans
Türkçe
2001
DinDokuz Eylül ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. OSMAN BİLEN