Geri Dön

Obsesif kompulsif bozukluk tanılı hastalarda reaktif olan ve reaktif olmayan obsesyon tiplerinin bilişsel işlevler üzerine etkisinin incelenmesi

Investigation of the effects of reactive and NON-reactive obsession TYPES on cognitive functions in patients with obsessive compulsive disorder

  1. Tez No: 805907
  2. Yazar: AYŞEGÜL KIRKAŞ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ŞAKİR GICA
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Obsesif kompulsif bozukluk, Reaktif obsesyon, Otojen obsesyon, Karar verme, Kurulumu değiştirme, Görsel uzamsal işlevler, Yanıt inhibisyonu, Obsessive compulsive disorder, Reactive obsession, Autogenous obsession, Decision making, Set-shifting, Visuospatial functions, Response inhibition
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Necmettin Erbakan Üniversitesi
  10. Enstitü: Meram Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 120

Özet

Amaç: Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) tanılı hastalarda bilişsel işlev bozuklukları ile ilgili yapılan çalışmalarda tutarsız sonuçlar elde edilmiştir. Bu araştırmanın amacı, erişkin OKB tanısı bulunan hastalarda obsesyon tiplerinin bilişsel işlevler üzerinde farklılığa sebebiyet verip vermediğini tespit etmektir. Çalışmamızın OKB hastalarında tutarsız sonuçlar gösteren bilişsel işlevlerin yorumlanmasında ve farklı obsesyon türlerine sahip hastaların klinik gidişatını öngörme ve bireyselleştirilmiş tedavi seçimine yönelik çalışmalara faydalı olabileceği düşünülmektedir. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya DSM-5 tanı ölçütlerine göre OKB tanısı almış ve saf reaktif obsesyon türüne sahip 38 hasta, saf reaktif olmayan obsesyon türüne sahip 41 hasta ve 40 sağlıklı gönüllü dahil edilmiştir. Araştırmamız gözlemsel bir vaka-kontrol çalışması olup araştırmacı tarafından hazırlanmış olan sosyodemografik veri formu, Yale-Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçeği (YBOKÖ), Hamilton Anksiyete Ölçeği (HADÖ) ve Hamilton Depresyon Ölçeği (HDDÖ) uygulanmıştır. Wender-Utah Ölçeği (WUDO), Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Değerlendirme Ölçeği (ASRS) ve Barratt Dürtüsellik Ölçeği-11 (BDÖ-11) öz bildirim ölçeklerinin tüm katılımcılar tarafından cevaplanması istenmiştir. Daha sonra tüm katılımcılara araştırmacı tarafından Cambridge Nörofizyolojik Değerlendirme Test Bataryası (CANTAB) uygulanmıştır. CANTAB' da yer alan Eşleştirilmiş Çağrışımsal Öğrenme Testi (Paired Associate Learning Test-PAL), Cambridge Kumar Oynama Testi (Cambridge Gambling Tasks-CGT), Boyutlar Arası Kurulumu Değiştirme Testi (İntra-Extra Dimensional Set Shift-IED), Durma Sinyali Testi (Stop Signal Test-SST) kullanılmıştır. Bulgular: Saf reaktif olmayan tip OKB grubunda tanı alma yaşının daha düşük, benzodiazepin kullanımının daha yüksek olduğu saptandı. HDDÖ puanı saf reaktif olmayan tip OKB grubunda daha yüksekti. Yaş, eğitim yılı ve HDDÖ toplam puanının etkisi kaldırıldığında karar verme kalitesinin saf reaktif tip OKB grubunda saf reaktif olmayan tip OKB grubuna göre anlamlı şekilde bozulduğu tespit edildi. Saf reaktif tip OKB hastaları risk alma ve yüksek bahis oynama açısından kontrol grubuna göre daha kötü performans gösterdi. HADÖ ve HDDÖ puanları azaldıkça karar verme kalitesinin arttığı, karar verme süresinin ve risk ayarlamanın iyileştiği tespit edildi. Yaş, eğitim yılı, anne eğitim yılı gibi faktörlerin karar verme kalitesi, karar verme süresi, riskli karar verme ile ilişkili olduğu bulundu. Görsel uzamsal işlevler üzerinde eğitim yılı, ebeveyn eğitim yılı, yaş, semptom başlama yaşı, tanı alma yaşı etkiliyken hastalık şiddetinin etkisi yoktu. HADÖ ve HDDÖ puanları arttıkça kurulumu değiştirmede performansın kötüleştiği görüldü. Saf reaktif olmayan tip OKB grubunda saf reaktif tip OKB grubuna ve kontrol grubuna göre yanıt inhibisyonunda bozulma olduğu tespit edildi. Düşük eğitim yılı, anne eğitim yılı, ileri yaş ve hastalık şiddetinin yanıt inhibisyonunu olumsuz etkilediği saptandı. IED- EDS hata sayısı, PAL- Toplam deneme sayısı, PAL- Ortalama deneme sayısı ve SST- Kaçırılan deneme sayısının OKB tanısını öngörebildiği tespit edildi. IED- Tamamlanan aşama sayısı ve SST- Kaçırılan deneme sayısının reaktif obsesyon tipi OKB tanısını öngörmede anlamlı olduğu saptandı. Sonuç: Çalışmamızda farklı obsesyon türüne sahip hastaların klinik özellik ve bilişsel işlevler açısından farklılıklar sergilediği tespit edildi. Saf reaktif olmayan tip OKB grubunda yanıt inhibisyonunun ve saf reaktif tip OKB grubunda karar vermenin bozulduğu saptandı. Bunun, hastaların değerlendirilmesinde ve tedavi seçiminde faydalı olabileceğini düşünmekteyiz. Bulgularımızın desteklenmesi için geniş örneklem büyüklüğüne sahip, bilişsel işlevleri benzer oranda etkileyecek tedavileri alan hastalardan oluşan araştırmaların gerçekleştirilmesi önerilebilir.

Özet (Çeviri)

Aim: Studies on cognitive dysfunction in patients with Obsessive Compulsive Disorder (OCD) have found inconsistent results. The aim of this study is to determine whether obsession types cause differences on cognitive functions in patients with adult OCD. It is thought that our study may be useful in the interpretation of cognitive functions showing inconsistent results in patients with OCD and in studies on predicting the clinical course of patients with different types of obsessions and on individually tailored treatment selection. Materials and Methods: 38 patients with pure reactive obsession type, 41 patients with non-reactive obsession type who were diagnosed with OCD according to DSM-5 diagnostic criteria and 40 healthy volunteers were included in the study. Our research is an observational case-control study. Sociodemographic data form prepared by the researcher, Yale-Brown Obsession Compulsion Scale (YBOCS), Hamilton Anxiety Scale (HARS) and Hamilton Depression Scale (HDRS) were applied. All participants were asked to fill the Wender-Utah Scale (WUDO), Adult Attention Deficit Hyperactivity Rating Scale (ASRS), and Barratt Impulsivity Scale-11 (BDI-11) self-report scales. Then, the Cambridge Neurophysiological Assessment Test Battery (CANTAB) was administered to all participants by the researcher. Paired Associate Learning Test (PAL), Cambridge Gambling Tasks (CGT), Intra-Extra Dimensional Set Shift (IED), Stop Signal Test (SST) in CANTAB were used. Results: It was determined that the age at diagnosis was lower and benzodiazepine use was higher in the non-reactive type OCD group. The HDRS score was higher in the non-reactive type OCD group. When the effects of age, education year, and HDRS total score were removed, it was determined that the quality of decision-making deteriorated significantly in the pure reactive type OCD group compared to the non-reactive type OCD group. Pure reactive type OCD patients performed worse than the control group in terms of risk taking and high bet ratio. It was determined that as the HARS and HDRS scores decreased, the quality of decision-making increased, and the decision-making time and risk adjustment improved. Factors such as age, years of education, and education years of mother were found to be associated with decision-making quality, decision-making time, and risky decision-making. While years of education, education years of parents, age, age of symptom onset, age at diagnosis were effective on visuospatial functions, the severity of the disease did not. As the HARS and HDRS scores increased, it was observed that the performance in set-shifting worsened. It was determined that there was deterioration in response inhibition in the non-reactive type OCD group compared to the pure reactive type OCD group and the control group. It was determined that low education years, maternal education years, advanced age and disease severity negatively affected response inhibition. It was determined that IED- EDS errors, PAL- total attemps, PAL- Mean Errors to Success and SST- missed trials could predict the diagnosis of OCD. It was determined that IED- completed stages and SST- missed trials were significant in predicting the diagnosis of reactive obsession type OCD. Conclusion: In our study, it was determined that patients with different types of obsessions showed differences in terms of clinical features and cognitive functions. It was determined that response inhibition in the non-reactive type OCD group and decision making were impaired in the pure reactive type OCD group. We think that this may be useful in the evaluation of patients and in the choice of treatment. In order to support our findings, it may be recommended to carry out studies with large sample sizes and patients who receive treatments that will affect cognitive functions at a similar rate.

Benzer Tezler

  1. Otojen ve reaktif özellikler gösteren obsesif kompulsif bozukluk (OKB) hastalarında nörobilişsel profilin üstbilişler ile ilişkisi

    The relationship of metacognition and neurocognitive profile in obsessive compulsive disorder (OCD) presenting with autogenous and reactive features

    EMEL UYSAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    PsikiyatriKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EVRİM ÖZKORUMAK KARAGÜZEL

  2. Obsesif kompulsif bozukluk otojen ve reaktif alt tiplerinde seramid yolağının incelenmesi

    Investigation of the ceramide pathway in autogenous and reactive subtypes of obsessive-compulsive disorder

    EBRU ÖZDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PsikiyatriSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FİLİZ KULACAOĞLU ÖZTÜRK

  3. Obsesif kompulsif bozukluk otojen ve reaktif alt tiplerinde erken uyumsuz şemaların karşılaştırmalı olarak incelenmesi

    Comparative investigation of EARLY maladaptive schemes in autogenic and reactive subtypes of obsessive compulsive disorder

    MUHAMMED RAŞİT BARDAKÇI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    PsikiyatriBalıkesir Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MERVE ŞAHİN CAN

  4. Obsesif kompulsif bozuklukta metakognisyonlar ve otomatik düşünceler

    Metacognitions and automatic thoughts in obsessive compulsive disorder

    İLKAY KELEŞ ALTUN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    PsikiyatriKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EVRİM ÖZKORUMAK