Wilms tümörlerinde prognostik öneme sahip yolakların araştırılması
Investigation of pathways of prognostic importance in Wilms tumors
- Tez No: 807919
- Danışmanlar: DOÇ. DR. HAVVA SERAP TORU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Patoloji, Pathology
- Anahtar Kelimeler: Wilms tümörü, P53, P21, Ki67, prognoz, Wilms tumor, P53, P21, Ki67, prognosis
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 89
Özet
Wilms tümörü çocukluk çağında en sık görülen renal malignitedir. Prognozu iyi olmasına ve genel sağ kalım %90'ın üzerinde olmasına rağmen bazı hastalarda lokal nüks, uzak metastaz, kapsül ve renal sinüs invazyonu gibi kötü prognostik faktörler mevcuttur. Prognoz tahmini ve tedavi planlamasının daha iyi yapılabilmesi için prognostik faktörlerin klinik, histopatolojik, immünohistokimyasal ve moleküler olarak detaylı araştırılması gerekmektedir. Bizim bu çalışmadaki amacımız merkezimizde tanı almış Wilms tümörü olgusunun demografik, klinik, histopatolojik özellikleriyle beraber immünohistokimyasal P53, P21 pozitiflikleri ile Ki67 proliferasyon indeksi arasında ilişki olup olmadığını göstermek ve Türkiye'den bu konuda literatüre veri sağlamaktır. Çalışmamızda 47 Wilms tümörü demografik, klinik ve histopatolojik olarak yeniden değerlendirildi. Ayrıca her olgudan seçilen ikişer parafin bloğa immünohistokimyasal olarak P53, P21 ve Ki67 uygulandı. Tümör boyutu, tanı evresi, tümör lokalizasyonu, renal sinüs invazyonu, tedavi sonrası risk sınıflaması, kapsül invazyonu ve immünohistokimyasal P53, P21 ve Ki67 ana değişkenlerimiz olup bunlar arasındaki ilişkiler değerlendirildi. Çalışmamızda elde ettiğimiz sonuçlara göre sağ böbrek yerleşimli tümörlerde P53 pozitifliği daha fazla bulunmuştur. Evre 3-4-5 tümörlerin, Evre 1-2 tümörlere göre daha fazla kapsül invazyonu yaptığı saptanmıştır. Kapsül invazyonu olanların %50'si, olmayanların ise %16,2'si evre 3 ve üzerinde saptanmıştır. İstatistiksel olarak gruplar arasındaki bu fark anlamlı bulunmuştur (p=0,039). Kapsül invazyonu olan grubun Kİ67 boyanma yüzdesi istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde kapsül invazyonu almayan gruptan fazla olduğu dikkat çekmiştir (p=0,047). 71 Bu sonuçlarla birlikte çalışmamızda P53, P21 pozitiflikleri ve Ki67 proliferasyon indeksi açısından kapsül invazyonu, tümör lokalizasyonu ve evre ilişkileri dışında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmamıştır. Sonuç olarak elde ettiğimiz veriler ile literatür verileri birlikte değerlendirildiğinde immünohistokimyasal P53 ve Ki67 belirteçlerinin incelenmesi faydalı olabilmekle birlikte özellikle P21 belirtecinin pratik kullanımda yer alacak kadar fayda sağlamayabileceği öngörülebilir. Öte yandan çalışmamızda anaplazi içeren ve toplam olgu sayısının az olması da sonuçlarımızı etkilemiş olabilir. WT prognozunun anlaşılabilmesinde daha fazla olgu içeren çok merkezli çalışmaların yapılması ve bunlara moleküler tetkiklerin de eklenmesiyle yapılacak geniş çaplı araştırmalara ihtiyaç vardır.
Özet (Çeviri)
Wilms tumor is the most common renal malignancy in childhood. Although the prognosis is good and the overall survival is over 90%, some patients have poor prognostic factors such as local recurrence, distant metastasis, capsule and renal sinus invasion. Detailed clinical, histopathological, immunohistochemical and molecular investigations of prognostic factors are required for better prognosis prediction and treatment planning. Our aim in this study is to show whether there is a relationship between immunohistochemical P53, P21 positivity and Ki67 proliferation index along with demographic, clinical and histopathological features of a Wilms tumor case diagnosed in our center and to provide data on this subject from Turkey to the literature. In our study, 47 Wilms tumors were re-evaluated demographically, clinically and histopathologically. In addition, P53, P21 and Ki67 were applied immunohistochemically to two paraffin blocks selected from each case. Tumor size, stage of diagnosis, tumor localization, renal sinus invasion, post-treatment risk stratification, capsule invasion and immunohistochemical P53, P21 and Ki67 are our main variables and the relationships between them were evaluated. According to the results we obtained in our study, P53 positivity was found to be higher in tumors located in the right kidney. Stage 3-4-5 tumors were found to invade more capsules than Stage 1-2 tumors. 50% of those with capsule invasion and 16.2% of those without capsular invasion were found to be at stage 3 and above. This difference between the groups was statistically significant (p=0.039). It was noted that the percentage of KI67 staining in the group with capsular invasion was statistically significantly higher than the group without capsular invasion 73 (p=0.047). With these results, no statistically significant relationship was found in our study in terms of P53, P21 positivity and Ki67 proliferation index, except for capsule invasion, tumor localization and stage relationships. As a result, when the data we obtained and the literature data are evaluated together, it can be predicted that the immunohistochemical P53 and Ki67 markers may be helpful to examine. Still, especially the P21 marker may need to be more valuable for practical use. On the other hand, the low number of cases with anaplasia in our study may also have affected our results. In order to accurately determine the prognosis of WT, it is necessary to conduct large-scale studies that involve multiple centers, more cases, meta-analysis and the incorporation of molecular tests.
Benzer Tezler
- Mesane tümörlerinde insülin benzeri büyüme faktörü 2(IGF-2) de görülen ifade kaybı ve hastalığın seyri bakımından önemi
Loss of imprinting observed in insulin-like growth factor 2(IGF-2) in bladder cancer and its importance in disease progression
LEVENT TÜRKERİ
Doktora
Türkçe
2004
Tıbbi BiyolojiMarmara ÜniversitesiTıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı
PROF.DR. BEYAZIT ÇIRAKOĞLU
- Wils' tümörlerinde klinikopatolojik parametreler ve apoptotik belirleyicilerin prognostik önemi
The Prognostic significance of clinicopathologic parameters and apoptotic markers in Wilms' tumors
SULTAN RANA RAMAZANOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2001
Patolojiİstanbul ÜniversitesiPatoloji Ana Bilim Dalı
PROF.DR. SERGÜLEN DERVİŞOĞLU
- Meme kanserinde wilms tümör 1 geni ve prostat spesifik antijeninin prognostik önemi
Başlık çevirisi yok
CELALETTİN CAMCI
- Anjiogenez (VEGF), mikrodamar yoğunluğu (CD34) , p53 ve telomeraz aktivitesinin wilms tümöründe evre, histolojik tipler ve prognoz ile ilişkisinin araştırılması
Başlık çevirisi yok
YASEMİN İREN ÖZLÜK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
Patolojiİstanbul ÜniversitesiPatoloji Ana Bilim Dalı
PROF.DR. IŞIN KILIÇASLAN
- Nöroblastom, wilms tümörü ve diğer renal tümörlerde pd-l1 ekspresyonunun değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
SEHER ŞENER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGazi ÜniversitesiPediatri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CEYDA KARADENİZ