Geri Dön

The convergence of science, technology, society (STS) and artistic research

Bilim, teknoloji, toplum çalışmaları ile sanatsal araştırmanın yakınsaması

  1. Tez No: 808093
  2. Yazar: İSMAİL YİĞİT
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. EBRU BELGİN YETİŞKİN DOĞRUSÖZ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Bilim ve Teknoloji, Sanat Tarihi, Science and Technology, Art History
  6. Anahtar Kelimeler: sanatsal araştırma, bilim, teknoloji ve toplum çalışmaları, günümüz sanatı, bilgi üretimi, kamunun bilim ve teknoloji anlayışı, kamunun bilim ve teknolojiye eklemlenmesi, STS, artistic research, contemporary art, knowledge production, public understanding of science and technology, public engagement with science and technology
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Bilim, Teknoloji ve Toplum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Bilim, Teknoloji ve Toplum Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 137

Özet

Bilimsel bilgi ile sanatsal bilginin birbirinden ayrık olduğuna dair ön kabullenimler, bilhassa 19. Yüzyıldan itibaren başlayarak günümüzde bilim, sanat ve teknolojinin kesişim alanlarında üretilen sanat eserlerinin sayılarının artması ve sanatçıların sıklıkla bu kesişim alanlarında sanatsal araştırmalar yapmasıyla beraber geçerliliğini yitirmeye başlamıştır. Sınır çalışması alanına girebilecek olan bu aktiviteler ve eserler, sanatın ve teknobilimin de tanım(lar)ını ve kapsamlarını dönüşüme uğratarak bu alanları birbirine yaklaştırmıştır. Bilhassa 2000'li yıllardan sonra sanatsal ve bilimsel bilgi ve bu bilgilerin üretim yolları arasında yeni bir yakınsama dikkati çekmektedir. Bunun nedeni, hem sanatçıların bilim ve teknolojideki gelişmelere giderek daha fazla başvurmaları, hem de sanatsal pratiklerin giderek daha fazla bir araştırmanın sonucunda ortaya çıkması ve sanat dünyalarında ve akademide sunulup değerlendirilmeye başlanmasıdır. Bu tez çalışması, 1970'lerden başlayarak bilimi ve teknolojiyi toplumsal bağlamlarıyla inceleyen, sorgulayan ve nasıl daha demokratik ve katılımcı bir teknobilim inşa edilebilir sorusunun yanıtlarını arayan bilim, teknoloji ve toplum çalışmalarının (STS) araştırma sahasına artık sanat disiplininin de girmesi gerekliliğini savunmaktadır. Sanatın genellikle yöntemsiz, bağımsız ve sezgisel çalışmanın bir örneği olarak, buna karşılık olarak bilimin yöntemsel, bilim insanları arasında üretilen ve açık bir şekilde ifade edilen çalışmalar olarak kabul edilmesi, sanat ve bilim arasındaki geleneksel ayrımın ön kabulleri olarak ortaya çıkmaktadır. Hâlbuki STS çalışmalarının temel stratejisi buna benzer ikilikleri ortadan kaldırmak ve bu ikiliklerin ileri sürdüğü ayrımların aslında nasıl inşa edildiğini göstermektir. Zaman içinde kamunun bilim ve teknolojiyi anlama ve onlarla ilişki kurma biçimleri de değişmiştir. Temel olarak bilginin toplumsal olarak inşa edildiğini ve değiştiğini savunan STS, bu değişimi inceleyen eleştirel çabalara katkıda bulunmada kritik bir rol oynamıştır. Bu değişim sonucunda, sosyal, kültürel ve siyasi yönlerden şekillendirilen bilgi üretme süreçleri de dönüşüme uğramaktadır. Bu perspektif, bilim ve teknolojiyi nesnel, değerden arınmış bir çaba olarak kabul eden geleneksel kavrayışı sorgulayarak, bilimsel bilginin de çeşitli aktörlerin etkileşimleri ve müzakereleri tarafından diğer bilgi biçimleri gibi belirli bir bağlam içinde etkilendiğini önermektedir. Bu tez çalışmasının yönelttiği iki ana araştırma sorusunun ilki STS ile günümüz sanatı eserlerinin arasında ne gibi ilişkiler kurulabileceğidir. Yanıtı keşfedilmek istenen diğer soru ise STS ile sanatsal araştırma disiplini arasında bilginin üretimi, bilim ve teknoloji iletişimi, kamunun bilim ve teknoloji anlayışı ve kamunun bilim ve teknolojiye eklemlenmesi alanlarında ne gibi yakınsama noktaları bulunmakta olduğudur. Bu soruların yanıtlarını aramak için, on dokuzuncu ve yirminci yüzyıl sanat tarihi içinden ve son 20 yılda sanat, teknoloji ve bilim arasındaki sınırları muğlaklaştıran sanat eserleri ve sanat akımları örnekleri seçilmiş, bu örnekler STS kavramsal çatısı altında tanıtılarak yorumlanmıştır. STS çalışmaları ve sanatsal araştırma, genel itibariyle üç ana noktada birbirine yakınsamaktadır. Bu ana noktalar, öznellik ve deneysel olarak üretilen bilgi; sanatsal araştırmalarda kullanılan bilim ve teknoloji; bilim ile sanat gibi diğer toplumsal alanlar arasındaki sınırlardır. Bilhassa günümüz sanatçılarının sanatsal araştırmalarında bilim ve teknolojiyle artan şekilde etkileşimde bulunmaları sonucunda, ne sanat ne de bilim olarak anlamlı bir şekilde tanımlanamayan karmaşık yeni oluşumlar ortaya çıkmaktadır. Ayrıca STS çalışmalarının, bilgi ve teknoloji oluşumunda sosyal ve materyal davranışların temel rolünü vurguladığı bilinmektedir. Bu yaklaşımın bir benzeri, sanatsal araştırma alanında da görülebilir. Çünkü sanatsal araştırma kendisini sanat dünyaları ve akademik araştırmanın kesişim noktasında konumlandırmıştır. Sanatsal araştırma, bilgi ve anlayışa ulaşmak için performanslar veya sanat eserleri kullanır. Bu eserler ve performanslar epistemolojik olarak bilgiyi ve anlayışı temsil eder. Ayrıca, sanatsal araştırmacıların ve ilgili sosyal grupların estetik ve epistemik sonuçları ve standartları nasıl tanımladığının da dikkate değer olduğunu belirtmek gerekir. Sanatsal araştırma kapsamında sanatın kendisi bir araştırmaya dönüşerek, bilimsel metodolojiler araç olarak kullanılır. Araştırma, sanatsal sürecin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilerek bir araştırmacı rolünü de üstlenen sanatçı tarafından gerçekleştirilir. Bu durumda sanatsal araştırmanın çıktıları da bir tür yeni bilgi haline gelerek yalnızca önceden bilinen kavramların ve fikirlerin bütünleşmesiyle sınırlı kalmaz. Dolayısıyla STS çalışmaları, sanatsal araştırmanın nasıl ortaya çıktığını ve bu disiplinde bilgi iddialarının nasıl oluşturulduğunu değerlendirme konularında sanatsal araştırma pratiklerini yorumlayabilir. Bunu gerçekleştirirken, sanatın epistemik ve metodolojik gücünün zengin medya kaydetme, yayınlama ve yayma yoluyla nasıl ifade edilebileceği ve kamuya açılabileceği konusuna yoğunlaşabilir. Bir sanatsal araştırma sürecinde, yeni teknolojiler ve bilimsel araştırma alanları kamuya tanıtılabileceğinden, bu sanatsal araştırmanın çıktıları, bilim ve teknoloji iletişimi, kamunun bilim ve teknoloji anlayışı ve kamunun bilim ve teknolojiye eklemlenmesi eksenlerinde kamunun sanat, bilim ve teknoloji ile olan ilişkisine dair sosyolojik bir anlayış sunarak, STS çalışmalarıyla ilişkilendirilebilir. STS açısından ilgi çekici olabilecek başka bir husus da, sanatsal araştırmacıların ve çalışmalarını sunacakları toplumun, estetik ve epistemik sonuçlar ile standartlar arasında nasıl ayrımlar yarattığıdır. Bu yönüyle sanatsal araştırma, STS çalışmalarının alanını da genişletme potansiyeline sahiptir. Bilim ve teknoloji ile çalışan sanatçılar, bilimin gündemini hangi sosyal grupların belirlediği, bilimin nasıl bir bilgi birikimi oluşturduğu ve bunlarla ilişkili toplumsal güç dinamikleri gibi STS araştırmacılarının da ilgilendiği konulara odaklanmaktadırlar. Bu tür sanat eserleri, bilim pratiğine ve sosyal düzenlemelerine eleştirel bir bakış açısı sunarak STS'nin amacına bir anlamda hizmet etmektedir. STS, araştırma yöntemlerinin malzemeleri, konuları ve olayları etkilediğini, onları temsil ettiğini ve yeniden düzenlediğini savunduğundan, STS ve sanatsal araştırmanın yakınsaması, bu bağlamda her ikisinin de metodolojik repertuvarlarını genişletmektedir. STS ve sanatsal araştırma arasındaki temel yakınsama noktalarından biri de, disiplinler ötesi işbirliği olarak önerilebilir. Sanatçılar ve STS araştırmacıları, bilim, teknoloji ve toplumla ilgili önemli konuları araştırmak ve ele almak için birlikte çalışabilirler. Bu tür işbirlikleri, karmaşık sorunları çözmek için yeni perspektifler ve yenilikçi yaklaşımlar ortaya çıkarabilirken, aynı zamanda bu konular üzerinde kamunun katılımını ve etkileşimli bir diyaloğu da teşvik eder. STS, teknobilimsel değişimleri şekillendiren sosyal, siyasi ve kültürel bağlamları araştırdığından, sanatsal araştırma ve STS'in yakınsaması, bu alternatif bakış açılarını birleştirerek toplumda bilim ve teknolojinin sosyal dinamiklerine daha kapsamlı bir anlayışı mümkün kılabilir. Sanatsal araştırma, STS araştırmalarının daha geniş bir kitleye erişmesini sağlayarak STS'i daha ilgi çekici hale getirebilir. Sanatçılar, karmaşık bilimsel ve teknolojik kavramları ve bu kavramların toplum ile olan ilişkilerini görsel, işitsel veya performans deneyimlerine dönüştüren yeni eserleri yaratarak, bu konular üzerinde tartışma ve diyaloğu tetikleyebilirler. Bunun karşılığında, STS araştırmaları, sanatçılara bilim ve teknoloji ile alakalı olarak inceledikleri konular hakkında eleştirel perspektiflerini zenginleştirecek kavramsal çerçeveleri sunabilir. Sanatsal araştırma ve STS çalışmalarının her ikisi de farklı perspektifleri, metodolojileri ve epistemolojileri gündeme taşıyarak bilgi üretimi konusundaki geleneksel anlayışları sorgularlar. Sanatsal araştırma, bilimsel ve teknolojik olguları anlama ve kamunun bunlarla etkileşimde bulunması konusunda yeni yaklaşımlar sunarak STS çalışmalarını tamamlayabilir ve bu alandaki genel tartışmaları zenginleştirebilir. Hem STS hem de sanatsal araştırma disiplinleri, bilim ve teknolojinin sosyal, kültürel ve siyasi yönlerini inceledikleri için sıklıkla etik, sorumluluk ve güç konularını ele alırlar. Sanatsal araştırma ve STS çalışmalarının birleşimiyle, bu etik endişeler daha bütüncül ve yenilikçi bir şekilde ele alınabilir. Bilhassa kavramsal sanat ve Fluxus sanat hareketiyle beraber, sıradan insanların da artık sanat yapabileceği kabul edilmeye başlanmıştır. Böylelikle sanatsal pratikler sanat kurumlarının hegemonyasından özgürleştirip demokratikleşmektedir. STS'in alt araştırma alanlarından olan kamunun bilim ve teknolojiyle eklenmesi de, uzmanların ve uzman olmayanların bilgilerini simetrik bir şekilde paylaştıkları, kamu katılımının önemli olduğu diyalojik bir iletişim ortamını kurmayı ve sürdürmeyi amaçlar. Teknobilimsel bilginin toplumun her kesimine yayılması için iletişim kanallarının geliştirilmesi gerektiğini savunan STS ile sanatsal araştırmanın birbirlerine yakınsadığı noktalardan birisi de budur. Günümüzde, sanat eserleri hem sanatsal hem de teknobilimsel artefaktlar olarak görülebildiğinden, bu durum daha da açık ve net hale gelmiştir. Bu tez çalışması sonucunda, sanatı ve teknobilimi birbirleriyle hibritleştiren eserlerin ve faaliyetlerin, kamunun bilim ve teknoloji anlayışını olumlu yönde etkilediği, kamunun bilim ve teknoloji ile eklemlenme yollarını artırarak daha demokratik ve katılıma açık bir teknobilimi mümkün kıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca bu tez kapsamında, sanatsal araştırma çalışmalarında tıpkı bir bilim insanının rolünü sergileyen günümüz sanatçılarının, ürettikleri eserler aracılığıyla yaptıkları teknobilim eleştirilerinin ve teknobilim ile toplum arasındaki karşılıklı etkileşimleri kamuya sunmalarının onları adeta bir STS araştırmacısı konumuna taşıdığı görülmüştür. Bu bağlamda, sanatsal araştırma STS ile yakından ilişkilidir. Hem sanatsal araştırma hem de STS, bilgi üretimi, metodolojiler, araştırma nesneleri ve bilgiye erişim konularında benzerlikler taşımaktadır. Sanatsal araştırma, STS'in de incelediği konular olan yeni bilgi şekilleri, metodolojiler ve etkileşimlerin ortaya çıkmasına katkı sağlamaktadır. STS çalışmaları ile sanatsal araştırmanın yakınsaması konusu kapsamında, Türkiye'de yapılmış ve yapılmakta olan sanatsal araştırmaların STS kapsamında ileride incelenmesinin, alana dair yerel bilgi üreterek STS ile sanatsal araştırma disiplinleri arasında yeni yakınsama noktalarını açığa çıkarabileceği önerilmektedir.

Özet (Çeviri)

Preconceptions supposing that scientific knowledge and artistic knowledge are distinct from each other have begun to lose validity. It is due to the increasing number of artworks and artistic research activities at the intersection(s) of science, art and technology particularly from the beginning of the 19th century. Those activities and artworks which can be given as examples of boundary works have converged art and technoscience by transforming the definition(s) and scopes of those areas. Thus, this thesis defends the need for the art discipline to enter the research field of science, technology and society (STS) studies. One of the two main research questions raised by this thesis is that what associations can be established between STS and contemporary artworks. The other main research question is that what the convergence points are between STS and the artistic research discipline in the fields of knowledge production, science and technology communication, public understanding of science and technology and the public engagement of science and technology. In order to explore the answers to these questions, examples of artworks and art movements from the nineteenth and twentieth century art history and the ones from the past 20 years which have blurred the boundaries among art, technology and science were selected. Then those artworks, art movements and the corresponding artists were introduced and interpreted under the conceptual and theoretical scope of STS. As a research finding of this thesis, it is concluded that the artifacts and activities that hybridize art and technoscience can have a positive impact on the public's understanding of science and technology thus they can maintain a more democratic and participatory technoscience by improving the ways in which public engages with science and technology. Furthermore, within the framework of this thesis, it is found that today's artists who also perform the role of scientists in their artistic research practices, take the position of STS scholars via their artworks in which they criticize technoscience and unveils the mutual interactions between the public and the technoscience. In this regard, it is further suggested to examine the artistic research practices carried out in Turkey within the framework of the STS. By this way, there will be a local knowledge contribution to the field that can reveal new convergence points between STS and the artistic research disciplines.

Benzer Tezler

  1. Bedarfsanalyse zur Förderung interkulturellen lernens und lehrens für daf in der Türkei

    Türkiye'de Almanca öğretiminde kültürler arası öğrenme ve öğretmeye ilişkin ihtiyaç analizi

    PERVİN DOĞAN

    Yüksek Lisans

    Almanca

    Almanca

    2014

    Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesi

    Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ŞERİFE ÜNVER

  2. Dijitalleşmenin çağdaş sanat müzeleri ve galerilere etkileri

    Effects of digitalization on contemporary art museums and galleries

    ATİYE GÜNER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Güzel SanatlarYıldız Teknik Üniversitesi

    Sanat ve Tasarım Ana Sanat Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ İSMAİL ERİM GÜLAÇTI

  3. Yeşil işler ve dijitalleşme gereksinimlerinin teknik, ekonomik ve toplumsal analizi

    Technical, economic, and social analysis of green jobs and digitalization requirements

    METİN ŞAVURAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    EnerjiEge Üniversitesi

    Güneş Enerjisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. METE ÇUBUKÇU

  4. Behavioral changes of the audience by the algorithmic recommendation systems inside video-on-demand platforms considering the example of netflix

    Netflı̇x örneğı̇nde vı̇deo-on-demand platformlarının ı̇çerı̇sı̇ndekı̇ önerı̇ sı̇stemlerı̇nı̇n ı̇zleyı̇cı̇lerı̇n ı̇zleme alışkanlıklarının üzerı̇ndeki etkı̇lerı̇

    CAN GÜRMERİÇ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Bilim ve Teknolojiİhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi

    Medya ve Görsel Çalışmalar Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. LUTZ PESCHKE

  5. Yeni medya ortamlarında hareketli infografik tasarımı ve bir uygulama

    Animated infographic design in new media evironments and an application

    MELİS DUĞAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Güzel SanatlarMuğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

    Grafik Tasarımı Ana Sanat Dalı

    PROF. DR. ENİS TİMUÇİN TAN