Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde izlenen bebeklerde konjenital malformasyon sıklığı
Frequency of congenital malformation in babies followed in the newborn intensive care unit
- Tez No: 808781
- Danışmanlar: DOÇ. DR. NURİYE EMİROĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Necmettin Erbakan Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Yenidoğan Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 85
Özet
Konjenital malformasyon veya doğum kusuru, doğumda mevcut olan, genetik olarak kalıtsal olabilen, gebelik sırasında edinilmiş veya doğumdan kaynaklanan yapısal veya işlevsel herhangi bir anormallik olarak tanımlanır. Konjenital malformasyonlar yenidoğan ve çocukluk çağı ölümlerinin, kronik hastalıkların ve morbiditenin en önemli nedenlerinden birini oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatarak tedavi gören olgularda konjenital malformasyonları tanımlamak, sıklığını saptamak ve etiyolojide etkili olabilecek faktörleri araştırmaktır. 1 Ekim 2017 – 15 Ekim 2021 tarihleri arasında yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatan 4860 hastanın dosyaları retrospektif olarak incelendi. Bu vakalar arasında malformasyon sıklığı %8.7 olarak saptandı. Organ sistemlerine göre malformasyonların dağılımına bakıldığında en sık etkilenen sistem kardiyovasküler sistemdi (%23,8). Bunu sırayla santral sinir sistemi (%21,6), genitoüriner sistem (%17,7), gastrointestinal sistem (%12,5), baş-boyun-yüz (%11,5), kas-iskelet (%7) ve solunum sistemi (%6) anomalileri izledi. En sık saptanan izole anomali ise hidronefrozdu (%11,5). Çalışma kapsamına giren olgularda ayrıca; cinsiyet, anne-baba akrabalık durumu, anne yaşı, antenatal tanı alıp almadığı, gebelik haftası, doğum ağırlığı, doğum şekli, fetüs sayısı, gebelik sayısı, eşlik eden sendromlar, maternal hastalıklar, maternal ilaç, sigara ve madde kullanımı, gebelik öncesi ve gebelikte folik asit replasmanı, önceki gebeliklerde düşük, malformasyon ve ölüm hikayesi, malformasyonlu bebeklerdeki ölüm oranı, malformasyonun tipi, tekli/çoklu oluşu araştırıldı, bu parametreler arasındaki ilişki arandı. Çalışma sonucunda, idrar yolu enfeksiyonu geçiren gebelerin bebeklerinde GÜS malformasyonları ve Covid-19 enfeksiyonu geçiren gebelerin bebeklerinde santral sinir sistemi malformasyonlarının görülmesi göze çarpmaktaydı. Ayrıca preterm bebeklerde kardiyovasküler ve gastrointestinal sistem anomalilerinin ortaya çıkması ve solunum sistemi malformasyonlarının ise yüksek oranda ölümle sonuçlanması diğer öne çıkan bulgular arasındaydı. Genel olarak konjenital malformasyon sıklığının belirlenmesi ve etiyolojide etkili olabilecek faktörlerin saptanıp buna göre önlemler alınması gerek morbidite ve mortalitenin azalmasında gerekse toplumların sosyoekonomik refahının artmasında önemli bir rol oynayacaktır.
Özet (Çeviri)
A congenital malformation or birth defect is defined as any structural or functional abnormality that is present at birth, may be genetically inherited, acquired during pregnancy, or resulting from birth. Congenital malformations constitute one of the most important causes of newborn and childhood deaths, chronic diseases and morbidity. The aim of this study is to define congenital malformations, to determine the frequency and to investigate the factors that may be effective in the etiology in inpatients in the Newborn Intensive Care Unit of Necmettin Erbakan University Meram Medical Faculty Hospital. The files of 4860 patients hospitalized in the newborn intensive care unit between October 1, 2017 and October 15, 2021 were reviewed retrospectively. Among these cases, the frequency of malformation was found to be 8.7%. Considering the distribution of malformations by organ systems, the most frequently affected system was the cardiovascular system (23.8%). This is followed by central nervous system (21.6%), genitourinary system (17.7%), gastrointestinal system (12.5%), head-neck-face (11.5%), musculoskeletal (7%) and respiratory system (6%) anomalies followed. The most common type of isolated anomaly was hydronephrosis (11.5%). In addition, in the cases included in the study; gender, parental consanguinity, maternal age, prenatal follow-up status, antenatal diagnosis, week of gestation, birth weight, mode of delivery, number of fetuses, parity number, concomitant syndromes, maternal diseases, maternal drug, smoking and substance use, Folic acid replacement before and during pregnancy, history of miscarriage, malformation and death in previous pregnancies, mortality rate in babies with malformations, type of malformation, single/multiple occurrence were investigated, and the relationship between these parameters was searched. As a result of the study, genitourinary system malformations were observed in the babies of pregnant women who had urinary tract infection, and central nervous system malformations were observed in babies of pregnant women who had Covid-19 infection. In addition, the emergence of cardiovascular and gastrointestinal system anomalies in preterm infants and the high rate of death of respiratory system malformations were among the other prominent findings. In general, determining the frequency of congenital malformations and determining the factors that may be effective in the etiology and taking measures accordingly will play an important role in both reducing morbidity and mortality and increasing the socio-economic well-being of societies.
Benzer Tezler
- Ondokuz Mayıs Üniversitesi yenidoğan yoğun bakım ünitesinde konjenital diyafram hernisi tanısıyla izlenen hastaların retrospektif değerlendirmesi
Retrospective evaluation of patients having treated by congenital diaphram hernise in ondokuz mayis university newborn intensive care unit
AFSANA MAMMADOVA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıOndokuz Mayıs ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. CANAN AYGÜN
- Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatarak izlenen prematüre bebeklerde anne sütü ile beslenme oranları ve anne sütü alımı üzerine etkili faktörler
Breastfeeding rates in premature babies who are hospitalized in the neonatal intensive care unit and factors affecting breastfeeding
FUNDA EMREN YAKAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıCumhuriyet ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ELİF ÜNVER KORĞALI
- Geç preterm yenidoğanların yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatış nedenleri ve neonatal izlemlerinin değerlendirilmesi
Causes of admission to the neonatal intensive care unit and evaluation of clinical outcomes in late preterm newborns
SAFA MERİÇ ALDAĞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATMA NUR SARI
- Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde izlenen ve intravenöz sıvı tedavisi uygulanan preterm yenidoğan bebeklerde kullanılan farklı sodyum derişimlerinin klinik ve laboratuvar değişkenlere etkilerinin değerlendirilmesi, hiponatremi ve hipernatremi sıklığı
Evaluation of the effects on clinical and laboratory variables, hyponatremia and hypernatremia frequency of different sodium consentrations used in preterm newborn infants who were followed and treated with intravenous fluid therapy in newborn intensive care unit
MELEK NUR ŞAHBAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AHMET ÖZDEMİR
- Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde izlenen geç preterm bebeklerin maternal risk faktörlerine bağlı morbiditelerinin değerlendirilmesi
The effects of maternal risk factors on the morbidity of late preterm infants in the neonatal intensive care unit
EMRAH ÇIĞRI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıBaşkent ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYŞE NUR ECEVİT