Geri Dön

Sistemik hipertansiyon etiyolojisi araştırılan çocuklarda kullanılan tanı algoritmalarının ve tedavi yaklaşımlarının değerlendirilmesi

Assessment of diagnostic algorithms and treatment approaches used in children investigating the etiology of systemic hypertension

  1. Tez No: 809793
  2. Yazar: BULUT MERTEŞE
  3. Danışmanlar: PROF. DR. İBRAHİM İLKER ÇETİN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Childhood hypertension, target organ damage, life-course blood pressure monitoring, left ventricular hypertrophy
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 84

Özet

Giriş ve Amaç: Çocukluk çağı hipertansiyonu son yıllarda sıklığı artan önemli bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Bu çalışmamızın amacı çocuk hastalarda hipertansiyonun etyolojisi, hedef organ hasarı, tanı tedavi yaklaşımları ve demografik verileri değerlendirmektir. Yöntem: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Çocuk Nefroloji ve Çocuk Kardiyoloji polikliniklerinde Ocak 2020 ile Aralık 2020 tarihleri arasında hipertansiyon tanısı alan 1 ay -18 yaş aralığında çocuk hastaların verileri retrospektif olarak taranmıştır. Bulgular: Çalışmamıza 162 çocuk hasta dahil edilmiştir. Hastaların yaş ortalaması 12,98 olup bunların %60,5'i erkekti. Hastaların %58,6'sı obezdi. Hastaların en sık başvuru sebebi poliklinik kontrolünde kan basıncı yükseliği ile asemptomatik sebeplerdi. Semptomatik sebepler sıklık sırasına göre; baş ağrısı, göğüs ağrısı, burun kanaması, senkop ve çarpıntı olarak sıralanmaktadır. Hastalar altta yatan neden açısından incelendiğinde %85'inde primer hipertansiyon saptandı, bunların %59,7 obez hastaydı. Hastaların %14,8'inde sekonder hipertansiyon saptandı. Sekonder hipertansiyon nedenleri en sık %41,6 ile nefrolojik hastalıklar olup bunu endokrin hastalıklar, kardiyolojik hastalıklar ve diğer hastalıklar izledi. Hastaların aile öykülerinde %40 oranında hipertansiyon görüldü. Hastaların Homeostatic Model Assessment of Insulin Resistance (HOMA-IR) skorları hesaplandı, insülin direnci %17,6 hastada pozitif saptandı. Hastaların ürik asit değerleri ile kan basıncı evreleri ve hedef organ hasarları arasındaki ilişki değerlendirildi, anlamlı farklılık bulunmadı. Hastaların son organ hasarı açısından böbrek değerleri incelendi, %11,7'sinde proteinüri saptandı. Hastaların %19,7'sinde sol ventrikül hipertrofisi saptandı. Hastaların %3,2'sinde evre 1 hipertansif retinopati saptandı. Hastaların görüntülemelerinde %12,3 renal anomali ve patolojiler saptandı. Renal doppler incelemesi yapılan hastalardan 3'ünde renal arter stenozu saptandı. Hastaların başvuru ve 1 yıl sonraki son vizit ofis kan basınçları değerlendirildi, başvuru anında %10'nunda normal olarak saptanırken izlem sonrasında %74'ünde kan basıncı normal olarak bulundu. Hastaların yaşam içi kan basınçları değerlendirildi, en çok yüklenme ix olan grup gece sistolik yüklenme olarak saptandı, gece düşüş kaybı hastaların %54,2'inde görüldü. Hastaların yaşam içi kan basıncı izlemi (YİKBİ) gece düşüşü olmayanlarla sol ventrikül hipertrfosi (SVH) arasındaki ilişki değerlendirildi, anlamlı bulunmadı. Hastaların hepsine non-farmakolojik tedavi (yaşam tarzı değişiklikleri ve tuzdan fakir diyet) önerildi. Hastaların %46,7 farmakolojik tedavi verildi. Farmakolojik tedaviler için en çok tercih edileni kalsiyum kanal blokörü olmuştur, bunu anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörü, beta blokör, kalsiyum kanal blokörü ile ACE inhibitörü, beta blokör ile ACE inhibitörü, kalsiyum kanal bloköri ile ACE inhibitörü ve anjiyotensin reseptör blokerleri (ARB) izlemiştir. Sonuçlar: Çalışmamızda çocukluk çağı hipertansiyonunun altta yatan en önemli nedeni obezite olarak saptandı. Hastaların büyük bir kısmı asemptomatikti ve rutin taramalar sonucunda tanı aldılar. Bu durum sağlam çocuk takiplerinde tansiyon ölçümünün önemi göstermektedir. Çalışmamızda ofis ölçümleri normal olup, riskli grupta kabul edilip YİKBİ yapılan hastalardan maskeli hipertansiyon tanısı alan hastalar olmuştur. YİKBİ'nin gelecekte hem tanı hem de takipte önemi artacaktır. Hastaların yarıya yakınına farmakolojik tedavi verilmiş, tamamına non-farmakolojik tedavi uygulanmıştır. Hastalara farmakolojik olarak en sık kalsiyum kanal blokörleri verilmiştir. Hastaların takiplerinde büyük çoğunluğunun hipertansiyonu gerilemiş tansiyon değerleri normal aralığa dönmüştür.

Özet (Çeviri)

Introduction: Childhood hypertension has become an increasingly important health problem in recent years. The aim of this study is to evaluate the etiology, target organ damage, diagnosis, treatment approaches, and demographic data of children with hypertension. Method: Data of children aged 1 month to 18 years who were diagnosed with hypertension between January 2020 and December 2020 were retrospectively reviewed in the Pediatric Nephrology and Pediatric Cardiology Clinics of Ankara Bilkent City Hospital. Results: The study included 162 pediatric patients with a mean age of 12.98, of which 60.5% were male. 58.6% of the patients were obese. The most common reason for referral was asymptomatic with elevated blood pressure during polyclinic follow-up visits. Symptomatic reasons were listed in order of frequency as headache, chest pain, nosebleed, syncope, and palpitation. 85% of the patients were found to have primary hypertension when examined for underlying causes, of which 59.7% were obese patients. 14.8% of the patients were diagnosed with secondary hypertension. The most common causes of secondary hypertension were renal diseases at 41.6%, followed by endocrine diseases, cardiovascular diseases, and other diseases. Hypertension was observed in 40% of the patients' family histories. HOMA-IR scores were calculated for patients, and insulin resistance was positive in 17.6% of patients. Blood uric acid levels did not show a significant correlation with blood pressure levels and target organ damage. Renal values were evaluated in terms of final organ damage, and proteinuria was detected in 11.7% of the patients. Left ventricular hypertrophy was detected in 19.7% of the patients. Stage 1 hypertensive retinopathy was detected in 3.2% of the patients. Renal anomalies and pathologies were detected in 12.3% of the patients. Renal artery stenosis was found in 3 of the patients who underwent renal Doppler examination. Office blood pressure measurements were evaluated at admission and 1-year follow-up visits, with normal blood pressure detected in 10% at admission and 74% during follow-up. Evaluation of patients' life-long blood pressure levels showed that nighttime systolic loading was the highest, with a nighttime drop xi seen in 45.8% of patients. The relationship between those with and without nighttime drops and left ventricular hypertrophy in ambulatory blood pressure monitoring was not significant. All patients were advised to receive non-pharmacological treatment (lifestyle changes and low-salt diet), while 46.7% received pharmacological treatment. Calcium channel blockers were the most commonly preferred pharmacological treatment, followed by ACE inhibitors, beta-blockers, calcium channel blockers with ACE inhibitors, beta-blockers with ACE inhibitors, calcium channel blockers with ACE inhibitors, and ARBs. Conclusions: In our study, obesity was found to be the most important underlying cause of childhood hypertension. The majority of patients were asymptomatic and were detected through routine screening, highlighting the importance of blood pressure monitoring in healthy child follow-ups. In our study, some patients who were considered to be at risk based on office measurements were diagnosed with masked hypertension through ambulatory blood pressure monitoring. The importance of ambulatory blood pressure monitoring will increase both in diagnosis and follow-up in the future. Pharmacological treatment was given to almost half of the patients, while non-pharmacological treatment was applied to all patients. Calcium channel blockers were the most commonly prescribed pharmacological treatment. In the follow-up of patients, the majority of hypertension cases were reduced to normal range.

Benzer Tezler

  1. İdrar yolu enfeksiyonu saptanan çocuklarda üriner sistem anormallikleri

    Urinary system abnormalities in children with urinary tract infection

    SİBEL DALLI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDicle Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYDIN ECE

  2. Gebeliğin indüklediği hipertansif olgularda bazı erken tanı metodlarının (Plazma Fibronektin' i, idrar kalsiyum/ kreatinin oranı ve roll-over testi) değerlendirilmesi

    Evaluation of some diagnostic tests (Plasma Fibronectin, urinary calcium/ creatinin ratio and roll-over test) in early prediction of pregnancy induced hypertension

    İZZET ŞAHİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1995

    Kadın Hastalıkları ve DoğumGazi Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. ÖZDEMİR HİMMETOĞLU

  3. Nazal polipozis ön tanılı hastalarda FESS operasyonunun oksidatif stres üzerine etkisi

    The effect of functional endoscopic sinus surgery on oxidative stress in patients with a diagnosis of nasal polyposis

    DEMET ALKILINÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kulak Burun ve Boğazİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜL ACAR

  4. Travmatik beyin hasarlı olgularda rehabilitasyon kliniğinde yatış süresini ve sonuçlarını etkileyen faktörlerin belirlenmesi

    Determination of the factors affecting the duration and the results in the rehabilitation clinic in patients with traumatic brain damage

    NURSEL DOĞANYİĞİT KUZAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TÜLAY TEKDEMİR TİFTİK