Kalsinörin ve m-tor inhibitörü kullanan böbrek transplantasyonlu hastaların kardiyovasküler ve renal fonksiyonlarının değerlendirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 817276
- Danışmanlar: PROF. DR. ALAATTİN YILDIZ
- Tez Türü: Tıpta Yan Dal Uzmanlık
- Konular: Nefroloji, Nephrology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2013
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Nefroloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 67
Özet
ÖZET Renal transplantasyon son dönem börek yetmezliği olan hastalara yapılan hem sağkalım hem de yaşam kalitesi açısından en seçkin tedavi şeklidir. Transplantasyon sonrası amaç hastaların allograft ile birlikte genel sağkalımlarını arttırmaya çalışmaktır. Yeni immunosupresif ajanların tedaviye girmeleri ile kısa dönem transplant sağkalımları önemli ölçüde artmıştır. Bu olumlu etki ne yazık ki uzun dönem sağkalımda belirgin olarak görülmemektedir. Uzun dönem allograft kayıpları önündeki en önemli sorun kronik allograft nefropatisidir. Kronik allogtraf nefropatisi de immun ve immun olmayan sebeplerin birlikte oluşturduğu histopatolojik bir tablodur. İmmun olmayan sebeplerin en önemlilerinden birisi tedavide kullanılan kalsinörin inhibitörleridir. Kalsinörin inhibitörleri solid organ transplantasyonlarında çığır açmış çok önemli ilaçlardır. Tedaviye girmelerinden hemen sonra akut rejeksiyon oranları dramatik olarak düşmüş ve transplantasyonun geleceği için çok önemli bir ümit oluşturmuştur. Zamanla tedavide bu grup ilaçların akut ve kronik yan etkileri saptanmıştır. Özellikle yapılan biopsi çalışmalarında KAN gelişiminde sebep oldukları ispatlanmış ve uzun dönem sağkalım için kullanımları sorgulanır olmuştur. Kalsinörin inhibitörlerinin bu yan etkileri ile tedavide doz azaltılması, belirli bir süreden sonra kesilmesi veya hiç kullanılmaması ve yerine m-TOR grubu ilaçlarının (sirolimus, everolimus) kullanılması gibi yaklaşımlar gündeme gelmiştir. Bu grup ilaçların renal fonksiyonlar üzerine olumlu etkisi, antiproliferatif özellikleri ve KAN'ni yavaşlatıcı özellikleri öne çıkan yararlı etkileridir. Akut rejeksiyon oranlarının yüksek olması, proteinüri ve diğer yan etkilerinin olması kullanımlarını sınırlamaktadır. Kalsinörin inhibitörlerinin etkisinde TGF-beta önemli bir yer tutmaktadır. Bir yanda immunsupresif etkiye aracılık ederken diğer yandan fibrozis oluşumuna da sebep olarak KAN patogenezinde rol oynamaktadır. Çalışmamızda KNI kullanan hastalar everolimusa dönüştürülmüş ve TGF-beta seviyeleri anlamlı olarak düşmüştür. Bunu fibrozis gelişimi yönünden olumlu olarak düşünebiliriz ancak TGF-betanın yaptığı immunsupresyon azalması da hastaların rejeksiyonlara açık hale getirebilir. Bu ikilemin çözümü için TGF-betanın rolünün tam olarak anlaşılması ve m-TOR grubu ilaçların güvenilirliği, yararları açısından da uzun dönem sonuçlarının beklenmesi gerekmektedir. Çalışmamızda everolimusun idrar NGAL seviyelerini de düşürdüğünü saptadık. Akut böbrek yetmezliğinin erken bir göstergesi olan NGAL düşüşü, m-TOR inhibitörlerinin KNI'leri ile olan tubuler toksik etkileri azaltması olarak düşünülebilir. Ayrıca KAN patogenezinde tubulointerstisyel hasar da rol oynadığı için hem kısa hem de uzun dönemde KAN'e karşı koruyucu bir etki olarak görünmektedir.
Özet (Çeviri)
SUMMARY Renal transplantation is the most preferred choice of treatment of end-stage renal insufficiency patients by means of survival and life quality. Main purpose after the transplantation is try to improve the survival allograft and the patient at the same time. Short term survival after the transplantation has markedly increased since new immunosupressive agents are in use of treatment. This positive effect is unfortunately not seen in the long term survival. Long term allograft lost is mostly caused by chronic allograft nephropahty, which is a histopatologic phenomenon due to both immune and non-immune reasons. One of the most important non-immune reason is the calcineurin inhibitors used in the treatment. Calcineurin inhibitors are a milestone in solid organ transplantation medicine, after whose appearance in treatment made acute rejection rates drop dramatically. This brought new hopes in transplantation medicine, although after some time this group of medicine's acute and chronic side effects were discovered. It was proven that they were responsible in chronic allograft nephropathy occurence, leading authorities to question their use in long-term survival. Decreasing the dose of treatment, cutting off after a while, not starting at all and using m-TOR group of (sirolimus, everolimus) medicine are proposed due to above-named side effects of calcineurin inhibitors. m-TOR group has advantages; such as positive effects on renal functions, anti-proliferative features and slowing down chronic allograft nephropathy . Nevertheless, their usage again is limited due to high acute rejection rates and side effects such as proteinuria. TGF-beta has an important role in the effects of calcineurin inhibitors; by mediating the immunosupressive effect and causing fibrosis at the same time which then takes place in pathogenesis of chronic allograft nephropathy. In our study, patients using calcineurin inhibitors was changed to everolimus, then their TGF-beta levels decreased significantly. This decrease can be evaluated as means of lower fibrosis, but at the same time may cause patients being more prone to rejection due to decrased inhibitory effect on immunosupression. The roles of TGF-beta should be understood well and reliability and benefits of m-TOR group of medicine should be waited in long term to resolve this dilemma. In our study, we found everolimusun urinary NGAL levels also reduced. NGAL is an early indicator of acute renal failure so decreased effect of the NGAL, m-TOR inhibitors can be considered to reduce the toxic effects of tubular with CNI. Tubulointerstitial damage also play a role in the pathogenesis of chronic allograft nephropathy for both short-and long-term protective effect against chronic allograft nephropathy seems to be.
Benzer Tezler
- Kalsinörin ve m-tor inhibitörleri kullanan böbrek transplantasyonlu hastalarda kardiyovasküler ve renal fonksiyonların karşılaştırılması
Cardiovascular and renal function comparison calcineurin and mtor inhibitors using in patients with kidney transplantation
NADİR ALPAY
Tıpta Yan Dal Uzmanlık
Türkçe
2013
Nefrolojiİstanbul ÜniversitesiDahiliye Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALAATTİN YILDIZ
- Böbrek transplantasyon hastalarında değişik immünsupresif tedavi protokollerinin immünfenotiplere etkisi
Effects of different immunosupressive protocols on immunophenotypes in renal transplant patients
MEDİHA ÇAVUŞOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
Nefrolojiİstanbul ÜniversitesiDahili Tıp Bilimleri Bölümü
PROF. DR. ALAATTİN YILDIZ
- Mammalian target of rapamycin (mTOR) inhibitörü kullanan renal transplantlı hastaların klinik ve laboratuvar verilerinin retrospektif olarak değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of clinical and laboratory data of renal transplant recipients using mammalian target of rapamycin (mTOR) therapy
FEYZA ARSLAN TAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
NefrolojiEge Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MÜMTAZ YILMAZ
- Böbrek nakilli hastalarda kalsinörin inhibitörleri ve sirolimus kullanımının etkileri
The comparison of the effects of inhibitors and si̇rolimus in renal transplatation patients
GÖKHAN ATAY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
NefrolojiBaşkent Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. CİHAT BURAK SAYIN
- Böbrek nakil hastalarında gözden kaçan bir durum: işitme bozukluğu
Hearing impairments as an overlooked condi̇ti̇on in kidney transplant recipients
MELİS ŞİMŞİR DOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
İç HastalıklarıKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ORÇUN ALTUNÖREN