Dekompanse kalp yetersizliği nedeniyle levosimendan uygulanacak hastalardaintraventriküler dissenkroninin tedaviye yanıtı öngörmedeki değeri
The predictive value of intraventricular dyssynchrony in response to levosimendan therapy in patients with decompensated heart failure
- Tez No: 817997
- Danışmanlar: PROF. DR. ÖZGÜL UÇAR ELALMIŞ, DOÇ. DR. HÜLYA ÇİÇEKÇİOĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kardiyoloji, Cardiology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2012
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Kardiyoloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 52
Özet
KY, sık görülen, yaş ilerledikçe görülme sıklığı artan, yüksek mortalite ve morbidite oranlarına sahip olması nedeniyle maliyeti yüksek olan bir hastalıktır. İnsan nüfusunun giderek yaşlanması ve KY'nin en sık sebebi olan koroner arter hastalığında ikincil korunmada kaydedilen başarılar nedeniyle toplam KY prevalansı her geçen yıl artmaktadır (1,2). 65 yaş üstünde hastaneye yatan vakalar arasında KY'li hastalar ilk sırada yer almakta ve bu hastaların hastanede yatış süreleri diğer nedenlerle hastaneye yatan hastaların yatış sürelerinden daha uzun olmaktadır. KY, tedavideki gelişmelere rağmen giderek progresyon gösteren bir hastalık olduğundan tekrarlayan hastaneye yatışlara neden olmaktadır. Bu hastaların bir bölümünde intravenöz furosemid başta olmak üzere diğer standart KY tedavisine ise yanıt alınamamakta ve pozitif inotrop desteğine ihtiyaç duyulmaktadır. Levosimendan ise bu amaçla kullanılan ve sahip olduğu özellikler ile diğer inotropik ajanlara bazı üstünlükleri olan bir pozitif inotroptur. Betabloker alan hastalarda kullanıldığında etkinliğinde azalma olmaması, hemodinamik etkilerinin uzun sürmesi, pozitif inotropi dışında vazodilatatör, antistunning ve antiapopitotik özelliklere de sahip olması, semptomlarda ve ekokardiyografik parametrelerde daha iyi düzelme, BNP düzeylerinde daha fazla azalma sağlaması levosimendanı diğer pozitif inotropik ajanlara üstün kılan özellikleridir. Biz senkroninin bozulduğu ve bundan dolayı efektif kasılamayan sol ventrikülde mevcut asenkronizasyonu ortadan kaldırmadan yapılacak pozitif inotrop tedavinin kardiyak performansı artırmada çok fazla etkili olmayacağını düşünerek hastaları intraventriküler dissenkronisi olan ve olmayan olarak iki gruba ayırdık. Bu hipotez doğrultusunda levosimendan uygulanacak hastalarda intraventriküler dissenkroninin tedaviye yanıtı ön görmedeki değerini araştırdık. Çalışmaya standart KY tedavisi altında NYHA sınıflamasına göre fonksiyonel kapasitesi 3-4 ve sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (SVEF) 115 atım/dk), aort veya mitral darlığı, hipertrofik veya restriktif kardiyomiyopatisi, 2. veya 3.derece AV bloğu, ciddi karaciğer (AST/ALT değerleri 2 kat veya daha yüksek) ve böbrek (kreatin>2,5mg/dl) yetmezliği, yakın zamanda (< 8 hafta) geçirilmiş miyokard infarktüsü, kalp pili, sustanied veya non-sustained ventriküler takikardisi olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Çalışmaya alınan hastaların yaş, cinsiyet, etyoloji, almakta olduğu medikal tedavi, bazal SVEF ve BNP gibi tedaviye alınacak yanıtı etkileyebilecek bazal özellikleri açısından gruplar arasında anlamlı fark yoktu. Hastaların tümü diüretik tedavi alıyordu. Grup-1'deki hastaların ortalama QRS süresi 110ms, grup-2'deki hastaların ortalama QRS süresi 127,5ms idi Bizim çalışmamızın levosimendan uygulanacak hastalarda tedaviye yanıtı öngörmede intraventriküler dissenkroninin etkisininin değerlendirildiği literatürdeki ilk çalışma olması nedeniyle önemli olduğunu düşünüyoruz. Çalışmamızda levosimendan tedavisi ile ekokardiyografik olarak intraventriküler dissenkronisi olmayan hastalarda hem semptomatik (NYHA sınıfı) ve ekokardiyografik (SVEF, SAV, SVDSV, SVSSV, Ea, Sa) düzelmenin hem de BNP düzeylerindeki azalmanın intraventriküler dissenkronisi olanlara göre istatiksel açıdan anlamlı olacak şekilde daha belirgin olduğunu saptadık (p
Özet (Çeviri)
The Predictive Value of Intraventricular Dyssynchrony in Response to Levosimendan Therapy in Patients with Decompensated Heart Failure Purpose: We aimed to investigate the role of intraventricular dyssynchrony using echocardiography in predicting response to levosimendan therapy in patients with acute systolic heart failure. Methods: Patients with an ejection fraction (EF) lower than 35% who required intravenous inotropic support despite optimal heart failure therapy were included in this study. Tissue Doppler imaging evaluated regional myocardial function in eight segments (basal and middle segments of intraventricular septum, lateral, anterior, inferior walls). Peak systolic velocities were measured for each segment. The interval from the beginning of the QRS complex to peak systolic velocity was measured as Ts value for each segment. The difference between the shortest and the longest Ts value was considered as the intraventricular delay time. Intraventricular dyssynchrony was accepted if the intraventricular delay time was> 60 ms. Patients were randomized into two groups; group 1 (n=22) patients without intraventricular dyssynchrony and group 2 (n=8) patients with intraventricular dyssynchrony. New York Heart Association (NYHA) functional class, plasma BNP levels, and echocardiographic measurements were compared within and between groups before and after the levosimendan infusion. Results: Two groups were similar concerning age, gender, heart failure etiology, current medications, baseline LVEF, and plasma BNP levels (Table 1). In both groups, statistically significant improvement was observed in only mitral E/A after the levosimendan infusion compared to baseline (p
Benzer Tezler
- İleri derece kalp yetersizliğinde tek doz ve aralıklı levosimendan infüzyonu alan hastalarda sol ventrikül performansı, biyolojik markerler ve nörohormonal aktivasyon
Effects of single and intermittent levosimendan infusion on left ventricular performance, biomarkers and neurohormonal activation in patients with acute exacerbation of advanced heart failure
ABDURRAHMAN TASAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
KardiyolojiÇukurova ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MESUT DEMİR
- Akut dekompanse kalp yetersizliği nedeniyle hastaneye yatırılan hastalarda ultrafiltrasyon ve intravenöz diüretik kullanımının karşılaştırılması
Comparing ultrafiltration and intravenous diuretics in patients hospitalized because of acute decompensated heart failure
AYŞE ŞEKER KOÇKARA
Tıpta Yan Dal Uzmanlık
Türkçe
2014
KardiyolojiCumhuriyet Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MANSUR KAYATAŞ
- Akut dekompanse kalp yetersizliği ile hastanemize başvuran hastaların bir yıllık takibinde kardiyovasküler mortaliteyi gösteren belirteçler
The one year determinants of patients which show the cardiovascular mortality, who were hospitalized for acute decompense heart failure
PINAR SOYSAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
KardiyolojiBezm-i Alem Vakıf Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. MEHMET ALİ ÇIKRIKÇIOĞLU
- Düşük ejeksiyon fraksiyonlu dekompanse kalp yetmezliği tanısı ile hospitalize edilen hastalarda sağ ventrikül fonksiyonlarının hastane içi ve taburculuk sonrası erken dönem klinik olaylar arasındaki ilişki
The relationship between right ventricular functions and early clinical events during hospitalization and after discharge in patients hospitalized with diagnosis of low ejection fraction heart failure
MEHDİ ONAÇ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
KardiyolojiAkdeniz ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. UMUTTAN DOĞAN
- Primer profilaksi için ICD implante edilmiş hastalarda klinik sonlanım ve mortalite belirleyicileri
Evaluation of the relationship between attachment styles and childhood traumatic experiences in patients with psoriasis
AHMET ANIL BAŞKURT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
KardiyolojiDokuz Eylül ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEMA GÜNERİ