Geri Dön

Bezeichnung der siedlungseinheiten im Deutschen und im Türkischen. Eine lexikalische und semantische untersuchung zum begrifflichen umfang der bezeichnung 'stadt' und 'dorf' im Deutschen und ihre aquavalente im ..

Almancada ve Türkçede mekan kavramları. Almancada ki 'stadt', 'land', 'dorf' kavramları ile Türkçede ki 'şehir' ve 'köy' kavramlarının leksikal ve anlamsal açıdan incelenmesi

  1. Tez No: 82031
  2. Yazar: MELTEM ÇELİKTAŞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SÜLEYMAN YILDIZ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Alman Dili ve Edebiyatı, Dilbilim, German Linguistics and Literature, Linguistics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1999
  8. Dil: Almanca
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Alman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 134

Özet

TÜRKÇE ÖZET İçinde bulunduğumuz ve yetiştiğimiz toplum bizim bir birey olmamızı sağlamaktadır. Algılayış şeklimiz, hareketlerimiz ve düşünme yetimizde içinde yetiştiğimiz, toplumun izlerini görmekteyiz. Beynimizdeki imgeler geliştiğimiz topluma ait imgelerdir. Doğa ile iç içe yaşayan insan, doğadaki göstergeleri bu imgeler doğrultusunda isimlendirir. İletişimde bulunurken sözcükleri oluşturan imgeler bireyin bulunduğu kültürel çevreye göre değişir. Verileni algılayan bireyin iletişimi sağlıklı gelişir. Sağlıklı iletişim zor gerçekleşebilen bir davranış bütünüdür. Çünkü bırakın farklı toplumlarda yetişmeyi, aynı toplum içinde yetişen bireyler bile birbirinden farklı bir düşünme yapısına sahiptirler. Bu olay onların canlılığının, üretkenliklerinin bir göstergesidir. Dil de aynı şekilde durağanlığı ile değil, üretkenliği sayesinde sürekliliğini koruyacaktır. Teknolojinin gelişmesiyle ülkeler arasında ekonomi dışında kültürel alışverişin de arttığı gözlenmektedir. Bu kültürel alışveriş sayesinde dil kendini yenilemeye başlamıştır. İlk etapta kavram bazında gelişen bu yenilik bireylerin davranış biçimlerine de yansımış, dolayısıyla düşünme şeklini de etkilemiştir. Çalışmamızdaki amaç ise, bu kültürel etkileşim sonucunda bir takım kavramların sessel boyutta değişse bile, imgesel boyutta değişmeyeceğini göstermektir. Türkçe'deki 'Köy' ve 'Şehir' ile Almanca'daki 'Stadt', 'Land' ve 'Dorf kavramlarını örnek alarak, zamanla mekandaki değişim ve mekanın değişimiyle insanların bu mekandaki yaşayış şekillerine ve iletişimdeki değişiklikleri üstündeki etkisini ortaya koymaktır. Bunu gerek sosyolojik gerekse kavramsal boyutta ele alarak bireysel farklılığı toplumsal farklılığa taşımayı amaç edinmiş bulunmaktayız. Söylemek istenilen, toplum bazında ele aldığımız Türkler ve Alınanlarda mekan dediğimiz kavramın, yani göstergenin oluşumu ve zamanla o mekanda yaşayan insanlar tarafından anlamsallaştınlması ve o mekanın bir Türk için 'Şehir' e bir Alman için ise 'Stadt' a dönüşmesidir. Bir Türkün karpuzu serinlemek için yemesi ve bir Almanın karpuzu sebze niyetine pişirmesi bu farklı anlayışta olan iki toplumun en basit göstergesidir. Bir zamanlar istanbul'um Almanya diye düşünen bir Türk artık bırakın İstanbul'a, Almanyaya bile sığmaz olmuştur. İşte bu da zamanla onun mekan kavramının değişmesine yol açmıştır. Belli bir kültür doğrultusunda oluşan imgelerin farklılığı, kelimelerin yanlış isimlendirilmesine yol açabilir. İçeriği aynı olan bir kelimeyi farklı şekilde isimlendirmek tehlikeli olmayabilir, fakat içeriği farklı olup herhangi bir kelimeye 'bu dur bunun karşılığı' diye sınırlandırma getirmek tehlikelidir. Almanca' daki 'Stadt' sözcüğünün Türkçe'ye 'Şehir' olarak çevrilmesi buna bir örnektir. Çalışmamızda görüleceği gibi Almanca'daki 'Stadt' kavramı ile Türkçe'deki 'Şehir' kavramı sadece sessel değil, imgesel açıdan da farklı boyutlara sahiptir. Tehlikeli olmasına bir örnek vermek, gerekirse, Almanca'da 'Stadt' diye isimlendirilen bir mekanın Türkçe'deki 'Şehir' ile karşılaştırılması Türkiye'deki 'Şehirlerin' gelişmemiş olduğu gibi bizleri yanlış çıkarımlara götürebilir. Halbuki bu yanlış bir varsayımdır. Çünkü baz tutulan karşıt yanlıştır, zira dili konuşan bireyin göstergeye verdiği sessel boyut, yani isim değişmiştir sadece, fakat göstergenin şekli hala aynıdır. Ana kültürdeki imgeleri unutmak mümkün değildir. Bu çalışmanın amacı, zamanla kelimelerin uğradığı gelişim ve dönüşümü mekanıyla birlikte vermektir. Son olarak çeviri yaparken elden geldiğince sadece sessel boyutu değil, imgesel boyuta da dikkat edilmesi gerektiğini belirtmek isteriz.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Zur bezeichnung der ausgewählten städte im Deutschen und Türkischen: Eine vergleichende studie zur darstellung der etymologischen und mythologischen hintergründe bei namengebung

    Almanca ve Türkçedeki şehir isimlerinin adlandırılması üzerine: Ad vermede etimolojik ve mitolojik motiflerin karşılaştırılması

    DERYA PERK

    Yüksek Lisans

    Almanca

    Almanca

    2011

    Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesi

    Alman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞERİFE YILDIZ

  2. Sıvı ham demirden Na2Co3 ilavesi ile kükürdün giderilme koşullarının incelenmesi

    Untersuchung der verhöltnisse bei der entschwefelung von roheisenschmelzen mit Na2CO3 zusatz

    ÖMER FARUK BAYHAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1993

    Metalurji Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    DOÇ.DR. SÜHEYLA AYDIN

  3. İskitler

    Başlık çevirisi yok

    İLHAMİ DURMUŞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1992

    TarihHacettepe Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ABDULHALUK ÇAY

  4. Roma Hukukunda haksız fiil benzerleri (Quasi-delicita)

    Quasi-delicita obligations in Roman Law

    ÖZLEM ERİŞGİN SÖĞÜTLÜ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    HukukAnkara Üniversitesi

    PROF.DR. ÖZCAN ÇELEBİCAN