Geri Dön

Cezaevi mimarlığı: 21. yüzyıl güncel yarışmalar üzerinden bir değerlendirme

Prison architecture: An evaluation on current competitions in the 21st century

  1. Tez No: 833594
  2. Yazar: İPEK GÜNEY
  3. Danışmanlar: PROF. DR. GÜL DENİZ DOKGÖZ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Mimarlık, Architecture
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Bina Bilgisi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 167

Özet

Suç ve ceza kavramları insanlık tarihinin başlangıcından günümüze her toplumda var olmuştur. İntikam, kefaret ve ibret anlayışlarıyla temellenen ve tanımı günden güne genişleyen cezalandırma, Orta Çağ'a kadar, işkence, vücut bütünlüğünün bozulması ve yaşamın sonlandırılması gibi bedene yönelik uygulamalar aracılığıyla devam etmiştir. O döneme kadar ikinci planda kalan hapis cezaları Orta Çağ'da, aslında yapılış amacı hapsetme olmayan ve esasen bedenin hedef alındığı cezaların uygulanacağı zamana kadar bir bekleme alanı olarak kullanılan mekânlarda infaz edilmiştir. Reform hareketleri sırasında hümanist düşüncenin gelişmesiyle beraber, ölüm cezaları yerine özgürlüğün kısıtlanması ve bireyin haklarının askıya alınması gibi fikirler ortaya atılmıştır. Böylelikle, beden-ceza ilişkisi artık şekil değiştirmiş, asıl amacı hapsetme olan cezaevleri üretilmeye başlamış ve cezanın odağı, suçluyu kapatıp özgürlüğünü kısıtlamaya doğru kaymıştır. Bu süreçte, mahkûmu yalnızlaştırmaya, sessizleştirmeye ya da sürekli baskı altında tutmaya yönelik, disiplin üzerine kurulu birçok sistem önerilmiştir. Yirminci yüzyıla gelindiğinde, gözetleme mekanizması muhafaza edilerek, mahkumların birbirleri ile iletişime geçmelerine ve kendilerine daha fazla kişisel alan sunulmasına fırsat sağlayan bir anlayış geliştirilmiş, hapishane mimarisinde farklı model arayışları başlamıştır. Günümüzde ise cezaevleri konusu, ulusal ve uluslararası platformlarda düzenlenen mimari yarışmalar aracılığıyla tekrar gündeme taşınmaktadır. Cezaevleri kapsamında açılan mimari yarışmaların, bu alanda üretilen mimarlığın yetersiz kalmasından ve nitelikli bir tasarımın ihtiyaç haline gelmesinden dolayı düzenlendikleri düşünülmektedir. Ayrıca hala tartışmalı olan, cezaevlerinin asıl amacının cezalandırma mı yoksa rehabilitasyon mu olduğu sorusuna cevaben, hüküm giymiş suçluların özgürlüklerinin kısıtlanarak zaten cezalandırıldıkları ve bu nedenle artık kapatıldıkları mekân aracılığıyla rehabilitasyonlarının sağlanması gerektiği düşünülmektedir. Dolayısıyla hükümlüyü, içinde bulunduğu mekân aracılığıyla, tekrar cezalandırmanın önüne geçecek ve onlara, yaşanabilir bir ortam sunarak iyileştirebilecek nitelikte yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğu söylenebilir. Buradan yola çıkarak, bu çalışmanın amacı, mimari yarışmalar aracılığıyla, cezaevleri konusunun günümüzde nasıl ele alındığını, aktörler arasındaki ilişkilerin nasıl kurgulandığını, mahkûmun rehabilitasyonu için sunulan farklı bakış açılarını ve tüm bunların nasıl mekânsallaştığını ortaya çıkararak, cezaevi mimarlığında yeni yaklaşımlar hakkında bir tartışma zemini hazırlamaktır.

Özet (Çeviri)

The concepts of crime and punishment have existed in every society since the beginning of human history. Punishment, which meant revenge, redemption and a warning at the beginning and whose definition expanded day by day, continued until the Middle Ages by means of sanctions against the body such as torture, deterioration of bodily integrity and death. The prison sentences, which remained in the background until that period, were executed in the Middle Ages, in places that were not intended to be incarceration properly and were used as a kind of waiting area until the time when the punishments, which mainly targeted the body, were to be implemented. With the development of humanist thought during the reform movements, ideas such as the restriction of freedom and the suspension of the rights of the individual were put forward instead of the death penalty. Thus, the body-punishment relationship has changed shape, prisons whose main purpose is to be imprisoned have begun to be produced, and the focus of punishment has shifted to closing the criminal and restricting their freedom. In this process, many systems have been proposed to isolate, silence, or keeping the prisoner under constant pressure. By the twentieth century, an understanding was developed that allowed the prisoners to communicate with each other and to be offered more personal space, by preserving the surveillance mechanism, and the quest began to get different models in prison architecture. Today, the issue of prisons is brought to the agenda again through international and national architectural competitions. It is thought that architectural competitions opened within the scope of prison architecture were organized because the architecture which produced in this area is insufficient and a qualified design became a necessity. Furthermore, in response to the still controversial question of whether the main purpose of prisons is punishment or rehabilitation, prisoners have already been punished by restricting their freedom, therefore it is necessary to ensure their rehabilitation through the place where they are closed. Hence, it can be said that there is a need for new approaches that will prevent repunishment of the prisoner through the place they are in and improve them by providing a livable environment. Based on this, the aim of this study is to prepare a basis for a discussion about new approaches in prison architecture by revealing how the issue of prisons is handled today, how the relationships between the actors are constructed, the different perspectives for the rehabilitation of the prisoner and how all these data are spatialized through architectural competitions.

Benzer Tezler

  1. The intangible within tangible: Conservation of architectural heritage as a locus of memory, the case of Ankara Ulucanlar prison

    Somut olanın içerisindeki somut olmayan: Mimari mirasın bellek mahali olarak korunması, Ankara Ulucanlar cezaevi örneği

    ZEYNEP KUTLU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2021

    MimarlıkOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DR. NİMET ÖZGÖNÜL

  2. Prison architecture a typological analysis of spatial organizations in respect to punishment systems

    Cezaevi mimarlığı mekansal organizasyonlarının cezalandırma sistemlerine bağlı olarak tipolojik analizi

    G. DENİZ DOKGÖZ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2002

    Mimarlıkİzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZEN EYÜCE

    PROF. DR. AHMET EYÜCE

    PROF. DR. ORCAN GÜNDÜZ

  3. Dünyada ve ülkemizde cezaevi mimarlığı ve güncel tasarım ölçütlerinin irdelenmesi

    Prison architecture in Turkey and around the world and discussion of current design criteria

    NURCAN GÜL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    MimarlıkYıldız Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İBRAHİM BAŞAK DAĞGÜLÜ

  4. Kentsel dönüşüm çalışmalarında uzlaşma süreçlerinin stratejik ve bütüncül bir bakış açısıyla incelenmesi: Bayrampaşa Eski Cezaevi Alanı örneği

    Kentsel dönüşüm çalışmalarında uzlaşma süreçlerinin stratejik ve bütüncül bir bakış açısıyla incelenmesi: Bayrampaşa Eski Cezaevi Alanı Örneği

    HASAN HÜSEYİN OKUR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Peyzaj Mimarlığıİstanbul Teknik Üniversitesi

    Peyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞEVKİYE ŞENCE TÜRK

  5. Ceza mimarlığı

    Penal architecture

    SEVDA AĞCAKALE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YURDANUR DÜLGEROĞLU YÜKSEL