Anayasal boyutuyla insan hakları: Türkiye örneği
Human rights with a constitutional dimenson: The case of Turkey
- Tez No: 833883
- Danışmanlar: PROF. DR. AHMET NOHUTÇU
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Felsefe, Hukuk, Siyasal Bilimler, Philosophy, Law, Political Science
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Medeniyet Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 362
Özet
İnsan var oluşu nedeniyle yeryüzünde özel konuma sahip, toplum hâlinde yaşayan sosyal bir varlıktır. Bu özel konum neticesinde insanlar, ihtiyaçlar ve güdüler dâhilinde ortaya çıkan menfaatler olarak tanımlanan haklara gereksinim duymuştur. Bireylerin diğer bireylerle uyum hâlinde yaşamalarına olanak sağlayan hak kavramı hürriyet, ödev gibi kavramlarla ilişkili ve birbirlerini tamamlar niteliktedir. Hak ve hürriyetlerin hukuk düzeni marifetiyle güvence altına alınan bölümü temel hak ve hürriyetleri meydana getirmektedir. Hak kavramının özele indirgenmiş hâli olan insan hakları kavramı; insanların dil, din, ırk, mezhep, cinsiyet gibi farklar gözetilmeksizin sırf insan olması hasebiyle var olduğu andan itibaren sahip olduğu, zamana veya yere göre değişiklik göstermeyen, kişiliğe bağlı, vazgeçilmezlik ve devredilmezlik özelliği olan haklarıdır. İnsan haklarına ilişkin“doğal hukuk”ve“pozitif hukuk”olmak üzere iki temel yaklaşım öne sürülmüştür. Doğal hukuk yaklaşımına göre insan hakları; dönemden döneme ya da toplumdan topluma değişmeyen, bütün insanlar için geçerli olan, akıl, mantık ve vicdan yoluyla elde edilen haklardan oluşmaktadır. Pozitif hukuk yaklaşımına göre ise insan hakları hukuk düzeni tarafından tanınan haklardan meydana gelmekte ve bu haklar hukuk düzeni tarafından güvence altına alınmaktadır. Bu anlayış ışığında insan haklarının en üst norm olan anayasalarda güvence altına alınması gerekmektedir. İnsan hakları kültürünün tarihsel gelişimi İlk Çağ, Orta Çağ ile Yeni Çağ ve sonrası dönemler göz önüne alınarak incelenmesi gerekmektedir. Eski Yunan ve Eski Roma Uygarlığı özelinde incelendiğinde tüm olumsuzluklara rağmen Sofistler ile Stoacılar bugün dahi izlerini gördüğümüz ahlak ve erdeme ilişkin görüşlerinden dolayı insan hakları kültürüne pozitif katkılar sunmuşlardır. Bunun yanı sıra Amerika, Fransa ve İngiltere'deki insan hakları serüveni ve uluslararası belgelerle sağlanan güvenceler insan hakları kültürüne mühim katkılar sunmuştur. Türk tarihinin ilk anayasası olma özelliğine sahip olan Kanun-ı Esasi ile geniş bir şekilde temel hak ve hürriyetler listesi sunulmuştur. Yeni Türk Devleti'nin temel özelliklerini belirten 1921 Anayasası dönemin koşulları nedeniyle kısa ve öz düzenlenmiş dolayısıyla temel hak ve hürriyetlere ilişkin bir düzenleme öngörmemiştir. Ancak söz konusu dönemde ikili bir anayasal yapı olmasından dolayı bu dönemde temel hak ve hürriyetlere ilişkin Kanun-ı Esasi'nin baz alındığı bilinmektedir. Ardından ilan edilen 1924 Anayasası, Türkiye'de ilk defa insan hakları felsefesini yansıtmıştır. Ancak bu anayasa temel hak ve hürriyetlere ilişkin bir güvence mekanizması öngörmemiştir. Çoğulcu nitelikte olan 1961 Anayasası temel hak ve hürriyetleri güvence altına alacak mekanizmaları öngörmesi nedeniyle insan hakları perspektifinde önemli katkılar sunmuştur. Ancak bu anayasa temel hak ve hürriyetlere ilişkin pozitif bir görünüm sergilese de yakın döneme kadar insan haklarına zarar verici nitelikte faaliyetlere sebebiyet veren, vesayet rejiminin temel dayanağı olan organları sistematik şekilde düzenlemiştir. Hâlen yürürlükte olan 1982 Anayasası devleti öncelemiş ve hakları birçok müphem kavramla sınırlayarak insan haklarını göz ardı eder bir nitelik sergilemiştir. Bundan dolayı söz konusu Anayasa ülkede demokrasinin içselleştirilmesi ve bir insan hakları kültürünün oluşmasını engeller nitelikte olmuştur. Bu durum beraberinde değişiklik yapılması ihtiyacını zorunlu hâle getirmiştir. Bu minvalde 1982 Anayasası üzerinde 1987-2017 yılları arasında birçok değişiklik gerçekleştirilmiştir. Ancak toplumsal düzlemde siyasi, ekonomik, sosyo-kültürel ve teknolojik ilerlemeler ışığında bir değerlendirme yapılacak olursa o kadar değişiklik yapılmasına rağmen insan hakları bağlamında henüz istenilen optimal düzeye ulaşıldığı söylenememektedir. Dolayısıyla temel hak ve hürriyetlerin çağın gereklerine uygun bir şekilde anayasada sistematize edilerek toplumda barışı, huzuru ve güveni tesis edebilecek bir düzeye getirilmelidir.
Özet (Çeviri)
Human is a social being who occupies a unique position on earth due to his existence and living in society. As a result of this position, people require defined rights that arise from their needs and motives. The concept of rights, which enables individuals to live in harmony with others, is related and complementary to concepts such as freedom and duty. The fundamental rights and freedoms are those secured by the legal order. Human rights, a reduced form of the concept of rights, are the rights that people have from the very moment they exist just because they are human beings, regardless of language, religion, race, sect, or gender. They are personal, indispensable, and inalienable and do not change over time or place. Two basic approaches to human rights are proposed, namely“natural law”and“positive law.”According to the natural law approach, human rights comprise rights that do not change from period to period or from society to society, are valid for all people, and are obtained through reason, logic, and conscience. According to the positive law approach, human rights incorporate rights recognized and guaranteed by the legal order. Human rights should be guaranteed by constitutional laws, which are the highest norms. The historical development of human rights should be examined in the context of the Ancient Age, the Middle Ages, the New Age, and later periods. In the context of Ancient Greek and Ancient Roman Civilization, despite all the negativities, Sophists and Stoics made positive contributions to the culture of human rights through their views on morality and virtue. The adventure of human rights in America, France, and England, as well as the assurances provided by international documents, has made significant contributions to the culture of human rights. With Kanun-ı Esasi, the first constitution of Turkish history, a broad list of fundamental rights and freedoms was presented. The 1921 Constitution, which stated the basic features of the new Turkish State, did not foresee a regulation regarding fundamental rights and freedoms. However, since there was a dual constitutional structure in that period, it is known that the Kanun-ı Esasi was taken as a basis in terms of fundamental rights and freedoms. The 1924 Constitution, which was declared afterward, reflected the philosophy of human rights for the first time in Turkey. However, this constitution did not provide a guarantee mechanism for fundamental rights and freedoms. The 1961 Constitution made important contributions to the perspective of human rights as it envisaged mechanisms that would guarantee fundamental rights and freedoms. However, although this constitution exhibited a positive outlook regarding fundamental rights and freedoms, it systematically regulated organs that were the main basis of the tutelage regime, causing activities that harm human rights. The 1982 Constitution, which is currently in force, prioritizes the state and exhibits a quality that disregards human rights by limiting them with many ambiguous concepts. Therefore, the said Constitution has prevented the internalization of democracy and the formation of a culture of human rights in the country. This situation has made it necessary to make changes. In this regard many changes were made to the 1982 Constitution between 1987 and 2017. However, an evaluation in the light of political, economic, socio-cultural, and technological developments at the societal level suggests that the desired optimal level has not been reached in terms of human rights, despite so many changes. Therefore, fundamental rights and freedoms should be systematized in the constitution in accordance with the requirements of the age and brought to a level that can establish peace, tranquility, and trust in the society.
Benzer Tezler
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında ve yaşam hakkı bakımından devletin pozitif yükümlülükleri
The positive obligations of the state in the light of the case-law of the European Court of Human Rights and under the right to life
OSMAN SERKAN GÜLFİDAN
- Uluslararası boyutuyla vergi incelemeleri
Tax examinations with international aspects
CANSU DAĞ BEREKET
- İfade özgürlüğünde caydırıcı etki
The chilling effect on freedom of expression
DİDEM TOMBUL
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
HukukGalatasaray ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZEN ÜLGEN ADADAĞ
- Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurunun ceza muhakemesine etkileri
Anayasa mahkemesi'ne bireysel başvurunun ceza muhakemesine etkileri
ERAY EGEMEN ÖZKAN
- Teknik istihbarat faaliyeti olarak adi ve önleme amaçlı iletişimin denetlenmesi
Judicial and prevention purpose interception of comunication as technical intelligence activity
İLKER MURAT
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
HukukHarp Akademileri KomutanlığıUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. SİNAN ALTUNÇ