Suriye iç savaşı'nın Türkiye'nin ulusal güvenlik ve savunma politikalarının dönüşümüne etkisi
The impact of the Syrian civil war on the transformation of Turkey's national security and national defense policies
- Tez No: 834150
- Danışmanlar: PROF. DR. ORÇUN İMGA
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Siyasal Bilimler, Uluslararası İlişkiler, Political Science, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Polis Akademisi
- Enstitü: Güvenlik Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Güvenlik Stratejileri ve Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 387
Özet
Günümüz dünyasında güvenlik kavramının içeriği genişlemiş, derinleşmiş ve boyutları çeşitlenmiştir. Bu doğrultuda, ülkeler için de güvenlik tehditleri ve etkileri de öngörülemeyecek hale gelmiştir. Ulusal güvenlik stratejileri ve ulusal savunma planlamaları geçmişte düşman devletler baz alınarak, dar bir çerçevede belirlenirken, son yıllarda güvenliğin özneleri, aktörleri, eylem türleri fazlalaştığı için ülkeler için politika belirlemek zorlaşmıştır. Uluslararası sistemde iki kutuplu sistem, devamında ABD'nin hegemon güç hâkimiyeti sistemi ve sonrasında çok kutuplu bir güç dengesi sistemi söz konusudur. Günümüzde ABD ve Rusya halen güçlerini koruyor olmakla birlikte, dünya politikasının yalnızca bu iki güç tarafından belirlenmediği görülmektedir. Çin'in küresel boyutta artan gücü, Avrupa Birliği'nin güvenlik ve savunma yapılanmasını tek bir düzlemde toplama çabaları, Türkiye, Güney Kore, İsrail gibi bölgesel güçlerin etkinliğinin artması gibi gelişmelerle günümüzde uluslararası sistemin özelliklerinin değiştiği iddia edilebilir. Özellikle 2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı'nın sahada aktif olan aktörlerine ve arka plandaki güçlere bakıldığında iç savaş gibi görünen ancak vekiller yoluyla yürütülen vekâlet savaşlarının yaygınlaşacağı, savaşlarda kullanılan araçların nitelik değiştireceği, aktörlerin sayısının artacağı, beklenmedik sonlu uzun yıllar süren düşük yoğunluklu savaşların yaşanacağı şimdiden öngörülebilmektedir. Belirsizliğin hâkim olduğu yeni düzende, Türkiye'nin politika yapıcılarının da bazı sınamalarla karşı karşıya kalmaları kaçınılmaz olmuştur. 90'lı yıllarda Soğuk Savaş'ın bitmesiyle değişen uluslararası güvenlik ortamı, 11 Eylül Saldırıları'ndan sonra ABD'nin benimsediği terörle mücadelede“önleyici müdahale politikası”çerçevesinde Afganistan ve Irak'a gerçekleştirdiği müdahaleler neticesinde Türkiye için geçmişe göre daha tehditkâr bir hal almıştır. Arap Baharı sonrasında ortaya çıkan ayaklanmaların kötü sonuçlarıyla karşılaşan Suriye ile 911 kilometrelik ortak sınırı paylaşan Türkiye, 12 yıllık süreçte sınırında ortaya çıkan uluslararası terör örgütleri, mülteci akını ve büyük ve bölgesel güçlerin artan rekabeti neticesinde güvenlik ve savunma politikalarında hızlı bir dönüşüme gitmek zorunda kalmıştır. Aslında bu değişim 2011 yılından itibaren başlayan Suriye İç Savaşı ile ortaya çıkmamıştır ancak yaşanan sürecin değişimi hızlandırdığı aşikârdır. Bu değişim süreci Türkiye'nin PKK terör örgütü ile mücadele, Doğu Akdeniz'de hâkimiyet alanı paylaşımı gibi yıllara sâri sorunlarına da sirayet etmiş ve Türkiye Devleti tarafından hem diplomatik, hem askeri güç noktasında bir avantaja çevrilerek Türkiye'nin bölgesel güç imajını güçlendirmiştir. Aynı çerçevede, bir destekleyici unsur olarak da savunma sanayiinin yerlileştirilmesi ve millileştirilmesi için çabalar bu süreçte artmış ve sınır ötesi harekâtlarda Türkiye'ye büyük avantajlar sağlamıştır. Halen devam eden Suriye İç Savaşı'nın nasıl sonuçlanacağı ve devamında yol açacağı etkiler şimdiden öngörülememektedir. Bununla birlikte, mevcut uluslararası düzende ve Türkiye'nin ulusal güvenlik stratejisinde ve savunma politikasında dönüşümler yaşanmasına vesile olduğu ve olmaya devam edeceği tahmin edilmektedir.
Özet (Çeviri)
In today's world, the definition of the concept of security has expanded and its dimensions have diversified. In this manner, security threats and their effects have become unpredictable for countries as well. While national security strategies and national defense planning were determined in a narrow framework on the basis of hostile states in the past, it has become difficult for countries to determine policies in recent years as security subjects, actors and types of action have increased. Although the USA and Russia still maintain their power, it can be seen that the international politics is not determined solely by these two powers. China's increasing power on a global scale, the European Union's desire for gathering of security and defense structures on a unique structure, increase in the number of regional powers such as Türkiye, South Korea, Israel, have led to change in the characteristics of the international system. The international security environment, which changed with the end of the Cold War in the 90s, became more threatening for Türkiye than in the past, as a result of the US interventions in Afghanistan and Iraq within the framework of the“preventive intervention”concept after the September 11 Attacks. Sharing a 911-kilometer common border with Syria, which faced the worst consequences of the uprisings in the world after the uprisings that started in 2011, Türkiye has had to undergo a rapid transformation in its national security and defense policies. During the this period, international terrorist organizations that emerged in Syria, the flow of refugees and the increasing competition of global and regional powers have been the main reasons for this drastic change. The change in the national security and defense policies has not started with the Syrian Civil War, but it is obvious that the process accelerated the change. This process of change has also reflected to Türkiye's longstanding problems, such as continuing fight against the PKK terrorist organization and the sharing of dominance in the Eastern Mediterranean. The process has been turned into an advantage by the country's administrators in terms of both diplomatic and military power, and strengthened Türkiye's image as a regional power. In the same context, as a supporting factor, efforts for the localization and nationalization of the defense industry increased in this process and provided Türkiye with great advantages in operations. It is not foreseeable how the ongoing Syrian Civil War will end and the effects it will cause. However, it is estimated that it has and will continue to cause transformations in the current international order and Türkiye's national security strategies and defense policies.
Benzer Tezler
- Türk yapımı insansız hava araçlarının Türkiye'nin dış politika ve güvenliği açısından değerlendirilmesi
Evaluation of Turkish-made unmanned aircraft in terms of Turkey's foreign policy and security
MUHAMMET YASİN KARAKAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Kamu Yönetimiİstanbul Aydın ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ HAZAR VURAL JANE
- Türkiye milli güvenlik stratejilerinin ABD tarafından algılanışı: S400 krizinin medyaya yansıması
US perception of Turkish national security strategies: Reflection of the S400 crisis on the media
AHMET AYKUT
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Uluslararası İlişkilerFırat Üniversitesiİletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. OSMAN VEDÜD EŞİDİR
- Ermenistan dış politikasının temelleri ve hedefleri
The bases and goals of Armenian foreign policy
SÜVEYDA ÇITTIR
Yüksek Lisans
Türkçe
2003
Uluslararası İlişkilerGazi ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. ÇINAR ÖZEN
- I. ve II. Körfez Savaşı' nın Türkiye' ye etkileri
The Effects of First and Second Gulf War on Turkey
ALPTAN ULUTAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
Türk İnkılap TarihiDokuz Eylül ÜniversitesiAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. AHMET MEHMET EFENDİOĞLU
- ABD'nin Suriye'deki vekâlet savaşı politikasının Türkiye'nin askerî güvenliğine etkileri
The effects of US proxy war policy in Syria on Türkiye's military security
BİNNUR AKINCI
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Uluslararası İlişkilerJandarma ve Sahil Güvenlik AkademisiUluslararası Güvenlik ve Terörizm Anabilim Dalı
DR. BEGÜM ÇARDAK