Makroekonomik ve finansal göstergelerin üretim hacmine etkilerinin analizi
Analiys of the effects of macroeconmic and financial indicators on production volume
- Tez No: 835740
- Danışmanlar: PROF. DR. ERHAN DEMİRELİ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: İşletme, Business Administration
- Anahtar Kelimeler: Makroekonomi, Bist100, Midas, Enflasyon, Büyüme, İşsizlik, Macroeconomy, Bist100, Midas, Inflation, Growth, Unemployment
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İşletme Eğitimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İşletme Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 170
Özet
Makroekonomik verilerin ve finansal göstergelerin analizi ve bunların gelecekteki olası değerleri ile üretim üzerindeki etkileri, merkez bankaları, finans kuruluşları, o ülkedeki işletmeler ve yatırım yapmayı düşünen yabancı sermayenin göz önünde bulundurduğu en önemli göstergelerdir. Ancak birçok makroekonomik ve finansal verinin farklı frekanslara sahip olması analizi zorlaştırmaktadır. Gayrisafi Yurt içi Hasıla rakamları üç aylık veya yıllık olarak sunulurken, faiz oranları günlük veya haftalık, işsizlik ve enflasyon oranları aylık olarak yayınlanmaktadır. Farklı frekans veya karışık frekans verileri olarak adlandırılan bu tür veriler, farklı zaman aralıklarında kaydedilen ve raporlanan verileri ifade eder. Yaptığımız çalışmada yöntemi ile farklı frekanslara sahip olan veriler kullanılarak, makroekonomik ve finansal verilerin üretim hacmine olan etkileri incelenecektir. Kaldor ve Verdoorn Kanunu, sanayi sektöründeki üretim artışının verimlilikte hızlı bir şekilde artışa neden olacağını ileri sürer. Kaldor'un büyüme modelindeki ilk kanuna göre, GSYH ile sanayi sektörü üretimi arasında pozitif bir ilişki bulunur. Yani, sanayi sektöründeki üretim arttıkça, GSYH da artar. Verdoorn Kanunu ise sanayi sektöründe ölçeğe göre artan getiriler olduğunu ve bu nedenle işgücü verimliliği ile üretim miktarı arasında pozitif bir ilişki olduğunu söyler. Ancak, diğer sektörlerde (tarım ve hizmetler gibi) işgücü verimliliği ile üretim miktarı ve istihdam hacmi arasında negatif bir ilişki olduğunu ileri sürer. u durum, azalan verimler kanunu olarak da bilinir. Kaldor, sanayileşmeye dayalı bir büyüme modelinde işgücü verimliliğinin artacağını ve buna bağlı olarak üretimin ve buna bağlı olarak GSYH'nın artacağını savunur. Bu şekilde, sanayi sektöründeki büyüme ve verimlilik artışı ekonomik büyümeyi destekler. Yapılan analiz ve çalışmalar sonucunda, bağımlı değişken ile yani ile GSYH ile Sanayi Üretim Endeksi ve Bist100 arasında pozitif, enflasyonla, ihracat, ithalat ve TÜFE arasında hem pozitif hem de negatife yönlü bir ilişki çıkmıştır. GSYH'da meydana gelen değişimlerin %91'lik kısmı modelde bulunan diğer değişkenler tarafından açıklanmaktadır. Yardımcı modelde bulunan parametrelerin çoğunluğunun istatistiksel olarak anlam taşıdığı ve bunun yanı sıra sonuçların topluca anlamlı olduğu F testi ile görülmektedir. Bu analizler neticesinde bulguların Kaldor'un kanunlarıyla örtüştüğü sanayi ve makroekonomik değişkenler arasında ilşki olduğu sonucuna varılmıştır. Bu bağlamda Türkiye için yapısal değişimin önemine dikkat çekilerek, teşvik mekanizmalarının yönetimi, üniversite, sanayi, kamu ve sivil toplum kuruluşlarının hep birlikte çalışabileceği kümelerin oluşturulması, eğitim kalitesinin arttırılması, sürdürülebilir bir dünya için yeşil ve dijital dönüşümün önemine dikkat çekilmiştir.
Özet (Çeviri)
The analysis of macroeconomic data and financial indicators and their possible future values and their effects on production are the most important indicators taken into account by central banks, financial institutions, businesses in that country and foreign capital considering investing. However, the fact that many macroeconomic and financial data have different frequencies makes the analysis difficult. Gross Domestic Product figures are presented quarterly or annually, while interest rates are published daily or weekly, unemployment and inflation rates are published monthly. Such data, called differential frequency or mixed frequency data, refers to data recorded and reported at different time intervals. In our study, the effects of macroeconomic and financial data on production volume will be examined by using data with different frequencies with the MIDAS method. Kaldor and Verdoorn Law asserts that an increase in production in the industrial sector will lead to a rapid increase in productivity. According to the first law in Kaldor's growth model, there is a positive relationship between GDP and industrial sector production. That is, as production in the industrial sector increases, GDP also increases. Verdoorn's Law, on the other hand, states that there are increasing returns to scale in the industrial sector and therefore there is a positive relationship between labor productivity and output. However, he argues that there is a negative relationship between labor productivity in other sectors (such as agriculture and services) and output and employment volume. This situation is also known as the law of diminishing returns. Kaldor argues that in an industrialization-based growth model, labor productivity will increase and, accordingly, production and, accordingly, GDP will increase. In this way, growth and productivity gains in the industrial sector support economic growth. As a result of the analysis and studies, there was a positive relationship between the dependent variable, namely GDP, Industrial Production Index and Bist100, and a positive and negative relationship between Inflation, Exports, Imports and CPI. 91% of the changes in GDP are explained by other variables in the model. With the F test, it is seen that most of the parameters in the auxiliary model are statistically significant and the results are significant collectively. As a result of these analyzes, it was concluded that there is a relationship between industry and macroeconomic variables, which the findings overlap with Kaldor's laws. In this context, the importance of Structural Change for Turkey was highlighted, the management of incentive mechanisms, the creation of clusters where universities, industry, public and non-governmental organizations could work together, increasing the quality of education, and the importance of green and digital transformation for a sustainable world.
Benzer Tezler
- A stress testıng framework for the Turkısh bankıng sector: an augmented approach
Türk bankacılık sektörü için bir stres testi çerçevesi: Bir genişletilmiş yaklaşım
BAHADIR ÇAKMAK
Doktora
İngilizce
2014
BankacılıkOrta Doğu Teknik Üniversitesiİktisat Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NADİR ÖCAL
- Türkiye'nin ekonomik gelişmesinde tarımın parasal sorunları ve tarımsal kredi uygulaması
Başlık çevirisi yok
AHMET CEMAL SİVASLIGİL
- Predicting financial crises: Evidence from Turkey using the signal approach
Finansal krizlerin tahminlenmesi: Sinyal yaklaşımı ile Türkiye uygulaması
AHMET YASİN KUZUCU
Yüksek Lisans
İngilizce
2021
EkonomiDokuz Eylül Üniversitesiİşletme (İngilizce) Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EFE ÇAĞLAR ÇAĞLI
- Türk otomotiv sektöründe karlılığı etkileyen faktörlerin panel veri analizi ile incelenmesi : BİST üzerine bir uygulama
Analysing the determinants of profitability in turkish automotive sector via panel data analysis : An application on Istanbul Stock Exchange
AHMET ABDÜLKADİR TENGİZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
İşletmeİstanbul Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ARİF SALDANLI
- BİST100 ve sektör endeksleri ile seçilen makro değişkenler arasındaki ilişkinin incelenmesi: Türkiye örneği
Examination of the relationship between BIST100 and sector indices and selected macro variables: The example of Turkey
GUNAY OMAROVA