Travma hastalarının geliş parametreleri, transfüzyon durumları ve hasta sonuçlarının karşılaştırılması
Comparison of admission parameters, transfusion status and outcomes of trauma patients
- Tez No: 837442
- Danışmanlar: DOÇ. DR. AYTEKİN ÜNLÜ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Acil Tıp, Genel Cerrahi, Emergency Medicine, General Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2023
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Gülhane Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 78
Özet
Travmaya bağlı yaralanmalar, ortaya çıktıkları şartlar gereği yönetimi zor durumlardır. Heterojen ve kaotik bir sahnenin yönetimi amacıyla sürekli yapılan çalışmalar ve güncellenen kılavuzlar sonucunda ortaya hasar kontrol resüsitasyonu tanımı çıkmıştır. Bu stratejinin elemanlarından biri de hemostatik resüsitasyondur. Travma ve transfüzyon ihtiyacını değerlendiren skorlama sistemleri ile klinik durumun ciddiyeti ve transfüzyon ihtiyacı belirlenmeye çalışıldıktan sonra hastaya dengeli ve gerekiyorsa masif kan ürünü transfüzyonu uygulanmaktadır. Bu çalışmada skorlama sistemlerinin başarısını saptamak ve transfüzyon durumunun hastaya klinik etkisini belirlemek amaçlandı. 1 Ocak 2018 ile 31 Aralık 2022 tarihleri arasında merkezimize travma nedeniyle başvuran en az 1 ünite eritrosit süspansiyonu transfüzyonu uygulanan 117 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların demografik bilgileri, geliş ve transfüzyon sonrası kan parametreleri, travma ve transfüzyon skorları, yapılan müdahaleler ve prognoza ait bilgiler saptandı. Skorlama sistemlerinin prognoz ve transfüzyon öngörmedeki başarısı ve masif-dengeli transfüzyon durumunu hasta parametrelerine etkisi istatistiksel analizler ile değerlendirildi. Analizler sonucunda travma nedeniyle transfüzyon uygulanan hastalarda en sık yaralanma mekanizmasının %23,9 ile delici-kesici alet yaralanmaları olduğu saptandı. Masif transfüzyona en sık yol açan mekanizma ateşli silah yaralanması idi. Hastaların %20'sine masif transfüzyon uygulandığı ve bu hastalarda dengeli transfüzyon konseptine taze donmuş plazma kullanımında %100, trombosit süspansiyonu da katıldığında %66,7 oranında uyulduğu tespit edildi. Kan uyumluluk testlerinin %26 oranında çalışılamadığı görüldü. Çalışmada kullanılan travma ve transfüzyon skorlama sistemlerinin tümünün masif transfüzyon öngörüsünde başarılı olduğu görüldü, en yüksek başarı şok indeksinde idi. Travma ve transfüzyon skorlama sistemlerinin Schreiber skoru haricinde tamamının mortalite öngörüsünde başarılı olduğu görüldü, en başarılı skor TRISS idi. Transfüzyon öncesi ve sonrası kan parametreleri transfüzyon durumuna göre karşılaştırıldığında, koagülasyon parametrelerinde dengeli olmayan transfüzyon grubunda görülen değişimin dengeli transfüzyon grubunda ortaya çıkmadığı görüldü. Bunun yanında tüm gruplarda platelet değerinin düşüş trendinde olduğu görüldü, hipernatremi ve hiperkloremi yönünde anlamlı değişimler saptandı. Sonuç olarak tüm skorlama sistemleri başarılı bulunmakla birlikte, mortalite öngörüsünde TRISS, masif transfüzyon öngörüsünde de şok indeksi en isabetli sonuçları vermektedir. İlk 4 saatteki masif transfüzyon ihtiyacını öngörmede yeni eşik değerler belirlenmiştir. Ayrıca, özellikle masif transfüzyon uygulanan hastalarda hasar kontrol resüsitasyonu ilkelerine yüksek oranda uyulduğu ve dengeli transfüzyon uygulanmasının koagülopatiyi engellediği tespit edilmiştir.
Özet (Çeviri)
Traumatic injuries are difficult to manage due to the circumstances in which they occur. The definition of damage control resuscitation has emerged because of continuous studies and updated guidelines for the management of a heterogeneous and chaotic scene. One element of this strategy is hemostatic resuscitation. After trying to determine the severity of the clinical condition and the need for transfusion with scoring systems that evaluate trauma and transfusion need, balanced and, if necessary, massive blood product transfusion is applied to the patient. In this study, it is aimed to determine the success of these scoring systems and to determine the clinical effect of the transfusion status on the patient. Between 1 January 2018 and 31 December 2022, 117 patients who applied to our center due to trauma and underwent at least 1 unit of packed red blood cell transfusion were evaluated retrospectively. Demographic information of the patients, blood parameters at admission and post-transfusion, trauma and transfusion scores, interventions and prognostic information were determined. The success of the scoring systems in predicting prognosis and transfusion and the effect of massive-balanced transfusion status on patient parameters were evaluated by statistical analysis. As a result of the analyzes, it was determined that the most common mechanism of injury in patients who underwent transfusion due to trauma was stab wounds with a rate of 23.9%. The most common mechanism leading to massive transfusion was gunshot wound. It was determined that 20% of the patients were given massive transfusion and the balanced transfusion concept was followed by 100% when fresh frozen plasma was used and 66.7% when platelet suspension was added in these patients. It was observed that blood compatibility tests could not be studied at a rate of 26%. All the trauma and transfusion scoring systems used in the study were successful in predicting massive transfusion, with the highest success in the shock index. All the trauma and transfusion scoring systems were successful in predicting mortality, except for the Schreiber score, with the most successful score being TRISS. When blood parameters before and after transfusion were compared according to transfusion status, it was observed that the change in coagulation parameters in the unbalanced transfusion group did not occur in the balanced transfusion group. In addition, it was observed that the platelet value was in a decreasing trend in all groups, and significant changes were detected in the direction of hypernatremia and hyperchloremia. As a result, although all scoring systems are successful, TRISS gives the most accurate results in the prediction of mortality and the shock index in the prediction of massive transfusion. New threshold values have been determined to predict massive transfusion need in the first 4 hours. In addition, it was determined that the principles of damage control resuscitation were followed to a high extent, especially in patients who underwent massive transfusion, and balanced transfusion prevented coagulopathy.
Benzer Tezler
- Adölesan pelvis kırıklı hastalarda tedavi sonuçlarının spinopelvik parametrelerle ve klinik sonuçlarla değerlendirilmesi
Assessment of treatment outcomes in adolescent patients with pelvic fractures using spinopelvic parameters and clinical results
MURAT BOZBEK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET ÖZGÜR YILDIRIM
- Çoklu yaralanma hastalarında kan copeptin seviyesi ile yaralanma şiddet ölçekleri arasındaki ilişkinin araştırılması
Correlation of blood copeptin levels with trauma severity scores in multiple trauma patients
AFŞİN İPEKCİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
İlk ve Acil YardımErciyes ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SEDA ÖZKAN
- Solid organ yaralanamlarında morbiditeye etkili faktörler
Factors of morbidity in solid organ injury
SERDAR BAYGELDİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Genel CerrahiDicle ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BİLSEL BAÇ
- Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve uygulama hastanesi pediatrik hematoloji polikliniğine başvuran hemofili tanılı hastaların retrospektif değerlendirilmesi
Retrospective analysis of patients with hemophilia diagnosed at pediatric hematology-oncology clinic between 2013-2024.Gaziantep University Faculty of Medicine, department of pediatrics, medical speciality thesis,
AZİZ ALTUN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGaziantep ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SİNAN AKBAYRAM
- Acil servise nöbetle başvuran hastaların demografik verilerinin, laboratuvar ve tedavi süreçlerinin değerlendirilerek, acil servisteki izlem süresince ikinci nöbet sıklığının prospektif olarak araştırılması
Patients admitted to the emergency room with seizures of demographic data, evaluation of laboratory and treatment process, A prospective investigation of second seizure frequency during follow-up in the emergency department
GİZEM ALTINSOY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
NörolojiEge ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. FUNDA KARBEK AKARCA