Geri Dön

XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı-Danimarka ilişkileri (11/1 ve 12/2 Numaralı Düvel-i Ecnebiye Defterleri'ne göre)

Ottoman-Danish relations in the second half of the XVIIIth century (According to the Düvel-i Ecnebiye Books No. 11/1 and 12/2)

  1. Tez No: 839414
  2. Yazar: EZGİ TONYALI
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA ALTUNBAY
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Tarih, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Karadeniz Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 302

Özet

Bu çalışmada 1756 tarihli ilk ahidnamenin imzalanmasından başlayarak XVIII. yüzyılın sonuna kadar henüz resmi boyutu yeni başlamış olan Osmanlı-Danimarka ilişkileri incelenmiştir. Çalışmanın ana kaynağı olan 11 ve 12 numaralı Danimarka Ahidname Defterleri, iki ülke arasında imzalanan ahidnamenin sureti, imparatorluğun farklı bölgelerine yapılan konsolos ve tercüman atamaları, elçi tayinleri ile elçilerin arzları, diplomatik görevliler ve tüccarlara tanınan imtiyaz ve güvenceler ile Osmanlı ve Danimarka arasındaki ticari ve siyasi ilişkilere yönelik pek çok konuya dair ayrıntılı bilgileri bünyesinde barındırmaktadır. Bu doğrultuda defterdeki hükümlerin çevirisi yapılarak elde edilen bulgular arşivde bulunan diğer belgeler ve başvuru kaynaklarının sunduğu bilgiler ile desteklenerek XVIII. yüzyılda iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimi ve boyutu üzerinde durulmuştur. Osmanlı ve Danimarka arasındaki resmi ilişkiler diğer devletlere nazaran oldukça geç bir tarih olan 1756 tarihinde başlamıştır. İlişkilerin başlamasında Danimarka'nın Akdeniz ticaretine dahil olma gayesi etkili olmuş, Levant bölgesi limanlarında ticaret yapabilme fırsatı ve ahidnamenin vereceği yetki kapsamında imparatorluk içinde konsolosluk ağının kurulması suretiyle Osmanlı pazarlarına ulaşabilme imkânı Danimarka açısından belirleyici unsur olmuştur. Ahidnamenin imzalanmasının ardından hızlı bir şekilde Osmanlı ülkesinin farklı bölgelerinde temsilcilikler açan Danimarka, bunlar üzerinden tüccar ve gemilerinin menfaatlerini koruma imkanına sahip olmuştur. Osmanlı Devleti ise ülkesinde bulunan Danimarkalı diplomat ve tüccarlarının haklarını koruma meselesine büyük önem göstermiş ahidname maddelerine aykırı uygulamalar yaşandığı takdirde bu unsurlarla mücadeleden kaçınmamıştır. Danimarka'nın Osmanlı Devleti nezdinde görevlendirdiği elçi, konsolos ve tercümanlara yönelik olan çeşitli hükümlerden anlaşıldığı üzere iki ülke arasında XVIII. yüzyılda diplomatik ilişkilerin geliştirilmesi hususuna büyük önem gösterilmiştir. Ancak aynı ilerleme ticari açıdan mümkün olamamış iki ülke arasındaki ticari faaliyetler XVIII. yüzyılın ikinci yarısı özelinde oldukça yetersiz kalmıştır. Ticari ilişkilerin gelişmemesinde en önemli faktör Danimarka'nın Osmanlı ile ticaretini sürdürecek olan yeterli maddi kaynağa sahip olamaması ve Danimarkalı tüccar çevrelerinin açılan yeni pazara çok fazla ilgi duymamasından kaynaklanmaktadır. Benzer şekilde Osmanlı Devleti antlaşma gereğince Danimarka ile aynı haklara sahip olmasına rağmen XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Baltık bölgesinde ticari açıdan hiçbir faaliyetinin bulunmamasından kaynaklı olarak diplomatik temsilcilik bulundurmayı gerekli görmemiştir.

Özet (Çeviri)

In this study, the Ottoman-Danish relations, which had just begun to take on an official dimension by the signing of the first treaty in 1756, are examined, starting from the signing of the initial treaty and continuing until the end of the 18th century. The primary source of this study, the Danish Ahidname Books No. 11 and 12, contains detailed information regarding the copies of the treaties signed between the two countries, the appointments of consuls and interpreters to various regions of the empire, the requests of ambassadors and their diplomatic missions, privileges, and guarantees granted to diplomats and traders, as well as various aspects of the commercial and political relations between the Ottoman Empire and Denmark. Accordingly, the translation of the provisions in the register, supported by information provided by other documents and reference sources in the archives, sheds light on the development and scope of the relations between the two countries in the 18th century. Unlike other states, official relations between the Ottoman Empire and Denmark, began quite late, in 1756. The intention of Denmark to be involved in Mediterranean trade played a significant role in initiating these relations. The opportunity to engage in trade in the ports of the Levant region and the establishment of a consular network within the empire, enabled by the authority granted by the treaty, became a decisive factor for Denmark to access Ottoman markets. After the signing of the treaty, Denmark quickly opened representations in various regions of the Ottoman Empire, allowing them to protect the interests of their merchants and ships. The Ottoman government attached great importance to the protection of the rights of Danish diplomats and traders within its borders and did not hesitate to confront any violations of the treaty provisions. It is evident from various provisions concerning the ambassadors, consuls, and interpreters appointed by Denmark to the Ottoman Empire that great emphasis was placed on developing diplomatic relations between the two countries in the 18th century. However, the same progress could not be achieved in terms of trade, and commercial activities between the two countries remained quite limited, particularly in the second half of the 18th century. The most significant factor behind the lack of development in commercial relations was Denmark's insufficient financial resources to sustain trade with the Ottoman Empire and the lack of interest among Danish merchant circles in the newly opened market. Similarly, although the Ottoman Empire had the same rights as Denmark according to the treaty, it did not find it necessary to maintain diplomatic representations due to the absence of any commercial activities in the Baltic region in the second half of the 18th century.

Benzer Tezler

  1. 1787-1792 Osmanlı-Avusturya-Rus savaşlarında Rusçuk kazası

    Ruschuk (Ruse) district during Russo-Turkish and Austro-Turkish wars between 1787-1792

    SERKAN DEMİR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    TarihMuğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET YİĞİT

  2. XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Anadolusu'nda kadı ve mahkeme (1760-1770)

    Kadi and court in the second half of the XVIIIth century Ottoman Anatolia (1760-1770)

    FEYZULLAH YERLİKAYA

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    TarihUşak Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SAİM SAVAŞ

  3. XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı-Rus Savaşlarında Niğbolu Kalesi (1768-1792)

    Niğbolu Castle in the Ottoman-Russian Wars in the second half of the XVIIIth century

    MERVE YILDIRIM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    TarihKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TEMEL ÖZTÜRK

  4. XVIII. asrın ikinci yarısında Osmanlı Devleti'nde ıslahat hareketleri

    Reform movements in the Ottoman Empire at the second half of XVIIIth century

    MURAT GÜNDÜZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    ArşivGazi Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET GÜNEŞ

  5. Yâver hayatı, edebî kişiliği ve dîvânı

    Yâver his life, literary personality and dîvân

    BİLAL BAYAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Türk Dili ve EdebiyatıMuğla Üniversitesi

    Türk Edebiyatı Bölümü

    PROF. DR. PERVİN ÇAPAN