Geri Dön

An exploration into human-machine relationships: Can robots be our virtue friends?

İnsan-makine ilişkilerine dair bir araştırma: Robotlarla erdeme dayalı bir dostluğun imkanları

  1. Tez No: 840619
  2. Yazar: SİNAN REFİK AKGÜN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AYDAN TURANLI
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Bilim ve Teknoloji, Felsefe, Science and Technology, Philosophy
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Bilim, Teknoloji ve Toplum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Bilim, Teknoloji ve Toplum Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 109

Özet

Yapay Zeka (YZ) ve robotik alanlarında hızla gelişen teknolojiler neticesinde, robotlar günlük hayatlarımıza hızlı bir giriş yapmaktadır. Geleneksel bir bakış açısıyla robotlar, insanlar için işlevsel görevlerde yardımcı olan araçlar olarak kabul edilirken, günümüzde hızla gelişen kapasiteleri, özellikle de sergiledikleri fiziksel ve bilişsel zenginlikler sayesinde sosyal alanda her zamankinden fazla rol almış durumdadırlar. Artan etkileşim örneklerinin bir sonucu olarak, robotlarla, insanlarla sürdürdüğümüze benzer, daha derin ve anlamlı ilişkiler kurup kuramayacağımız sorusu hayli güncel ve devam eden bir tartışmadır. Bu tartışmanın bir alt başlığı sosyal robotların -kullanımına değil- hayatımızdaki rolüne ilişkindir. Sosyal robotları -bir gün- derin öğrenme algoritmalarına dayalı bilişsel yetenekler sergileyebilecek, bu nedenle otonom; ve insanlarla sürekli etkileşime giren, böylece sosyal tepkiler yoluyla iletişim kuran makineler olarak tanımlıyoruz. Sosyal robotik alanındaki araştırmacılar, genellikle insan-insan iletişiminde gözlemledikleri neticesinde elde ettikleri bilgilerini kullanarak sosyal makineler geliştirmeyi hedeflemektedirler. Bunun yanı sıra insanlarla ilişki kurma şeklimiz, çevremizdeki diğer varlıklarla, özellikle robotlarla olan etkileşimlerimizi büyük ölçüde etkilemektedir. Bu, içinde yaşadığımız toplumla sürekli, anlamlı ve kalıcı ilişkiler sürdürmek için içsel bir dürtüye sahip olduğumuz anlamına gelebilir. Buna ek olarak, insanların yapay varlıklarla duygusal bağlar kurmasının daha kolay olduğunu savunan bir görüş̧ de mevcuttur. Dahası, robotlarla daha derin, daha anlamlı ilişkilere yol açan duygusal bağlılığın, bu nesnelerin gerçekçi yeteneklere sahip olduklarında ve insani kapasitelerle donatıldıklarında kolaylaştığı da iddia edilmektedir. Bu durumda, dostluk dediğimiz samimi ve doğası gereği insani ilişkiyi sosyal robotlarla kurabilir miyiz? Dostlukla bağdaştırdığımız bazı değerlere insan-robot etkileşimlerimizde erişebilir miyiz? Teknolojilerle vakit geçirmekten keyif alıyor ve her gün onlardan faydalanıyoruz, ancak onlarla genel refahımızı artıracak türden bir ilişki kurabilir miyiz? Robotlar bu normatif ilişkilerde karşılık verebilirler mi? Bu bizi daha iyi ya da Aristoteles terminolojisiyle daha erdemli bir yaşam sürmeye götürebilir mi? Bu tez çalışmasında, ayrıca insan gibi davranmanın bu robotlar için ahlaki açıdan dikkate alınıp alınmayacaklarını anlamaya çalıştık. Özetle bu tezin araştırma sorusu robotlarla erdeme dayalı dostluğun hangi ölçüde mümkün olduğudur. Bu arkadaşlık ne kadar gerçek veya hakiki olabilir? Robotlarla“-mış gibi”ilişkiler kurmak, bizim açımızdan tam bir aldatmaca mı olurdu? Bu tür bir yanılsama durumunun etik ve sosyal çıkmazları nelerdir? Bu soruların arka planındaki literatürü keşfetmek için, Aristotelesçi dostluk anlayışının izini sürdük. Aristoteles'in erdem dostluğu teorisini temel teori olarak kabul ettik. Dostluk kavramına yönelik bu idealist kavrayış, bize arkadaşlıkların ve bu türden yakın ilişkilerin doğası ve değeri hakkında, karmaşık sosyal sorunlarla karşılaşıldığında rehberlik edebilecek son derece ayrıntılı ve kapsamlı açıklamalar sağlamaktadır. Analiz boyunca, erdeme dayalı bu en yüksek ilişki biçimi için ortaya konulan koşulları eleştirel bir bakışla ayrıştırıp belirlemeye çalıştık. Bu bizi, sosyal robotların gerçekten bu erdemlere sahip olup olamayacakları veya“-mış gibi”davranıp davranmadıkları sorusunu sormaya yöneltti. Bazı araştırmacılar sosyal robotlar alanındaki bu hızla artan ilerlemenin kişileştirilmiş robotların yeni bir ontolojik kategori olduğu kabulünü yaygınlaştıracağını varsaymaktadır. Robotların“yeni bir teknolojik tür”olduğunu kabul etmek, bizi, onlara insani erdemler atfedecek referans değer ve özelliklere sahip olup olmadıklarını araştırmaya götürür. Burada, John Danaher'ın insan-sosyal robot ilişkileri bağlamında ortaya koyduğu etik davranışçılık teorisini tanıttık. Bu yaklaşım bir eylemin değeri hakkında bir yargı söz konusu olduğunda, o eylemi kimin yarattığı ve ahlaki eylemin hangi niyetlerle gerçekleştirildiği gibi soruların önemli olmadığını ima eder. Bu çerçeve içinde, eylemin failinin davranışı tek epistemolojik dayanağı oluşturur. Önemli olan aktörün davranışlarıdır. Dikkat aktörün zihinsel labirentlerinde saklı niyetlerinden çok, onun davranışlarına indirgenir. Erdem davranışlardan çıkarsanır. Böylece robotlar da erdemli dost gibi davrandıkları sürece erdemli dostlar çemberinde kabul görmektedirler. Ancak, etik davranışçılık eleştiriden muaf bir teori değildir ve beraberinde etik problemler doğurur. İlk olarak, erdemli dostluğun yeterli koşullarını belirleme çabası içinde, etik davranışçılığın, özellikle bugünün ve yakın geleceğin teknolojisi için, ileri derecede talepkar olan erdemli dostluk koşullarını, ileri seviyede basitleştirdiğini savunduk. Daha sonra, dostlarımız olarak algıladığımız insanlarda, zihinsel durum, karakter özellikleri, öznel tavır vb. kişinin içsel durumlarına, en az davranışları kadar değer verdiğimizi savunduk. Robotlarla ilişkilerimize dair algılarımız özelinde, değerlerin her an değişebileceğini savunması iddiasıyla, normatif bir duruşu dikte eden aksiyolojik fütürizmi eleştirdik. Ayrıca, üzerinde fikir birliğine varılamayan bir konu olarak, robotlara fazladan bir statü atfedilmesinin sonucu olarak, bu bakış açısının yol açabileceği ahlaki göreceliğin, gerçek etik sorunların karartılmasına ve ahlaki ilerlemenin engellenmesine neden olabileceği görüşünü öne sürdük. Erdemli dostluklar için gerekli geleneksel koşulları modernize edip basitleştirmenin sorunu çözmediğini,“erdemli olmak”ile“erdemli davranmak”arasındaki nüansa, robotların sahip olamayacağı antik bir erdem olan, pratik bilgelik veya Klasik Yunanca terimiyle phronesis kavramıyla dikkat çektik. Pratik bilgelik, belirli bir durumda, erdemli eylemin arka planındaki motivasyon farklarını fark etme ve buna göre hareket etme motivasyonunun bilgisine sahip olma kapasitesi olarak tanımlanmaktadır. Bu anlamda dianoetik eğilime sahip olmadığı için yapay zekanın kolayca yapamayacağı bir düzeyde zihin performansı gerektirdiği iddia edilmektedir. Sosyal psikoloji üzerine ampirik araştırmalarla desteklenerek, insanın ait olma eğiliminin, tek yönlü etkileşimlerde, cansız nesnelere yanlış bir şekilde özgünlük atfetmemize neden olabileceğini; özellikle basit makineler değil, ama ilişkisel bir ortamda insanlarda empati, ilgi, sevgi vb. duygularını besleyen, antropomorfik olarak tasarlanmış insansılar söz konusu olduğunda işlerin daha da karmaşıklaştığını belirttik. Robotların karşılıklılık ve özgünlükten yoksun olması, potansiyel olarak insanları“-mış gibi”ilişkiler kurmaya yönlendirmektedir; bu da aldatma sorunu, insan bakımının ikame edilmesi ve kırılgan bireylerin ihtiyaçlarının görülmemesi gibi insanın refahına ilişkin etik çekinceler için kayda değer temellere sahiptir. Daha sonra“-mış gibi”ilişkilerin sonuçlarını, bunları insani durumumuza yönelik bir aldatmaca olarak algılayanların bakış açısıyla anlamaya çalıştık. Bu çaba, belirli bir durumun üzerinde etik düşünce gerçekleştirirken muhtemel önemli bağlamları göstermek için fayda sağlamaktadır. Bunun sonucunda robotların insanların esenliğine veya iyi yaşama katkıda bulunmasına izin vereceği görüşüne vardık. Son olarak, erdem etiği çerçevesinde karşılıklılık, özgünlük ve öznellik gibi kavramların önemini göz ardı edemeyeceğimiz için sosyal robotların normatif insan ilişkilerine katılacak erdemli dostlar olmaya uygun olmayabileceğini ve öyleymiş gibi davranmanın dostluk kavramının anlamını zayıflatabileceğini savunduk. Sorumlu robot tasarımı için insanların insan ile robot arasındaki farkı rasyonel olarak anlayabilmesini sağlayacak etik bir çerçeve oluşturmanın önemli olduğunu iddia ettik. Robotların İnsan-İnsan ilişkilerinin yerini almayacak şekilde ve İnsan-İnsan ilişkilerini geliştirmek ve hatta sosyal olarak arzu edilen erdemleri veya bağlanma, empati ve şefkat gibi özellikleri geliştirmek için tasarlanmalarını önerdik. Bununla beraber, özerk bir sosyal varlığı amaçlarımız için bir araç olarak ele alarak araçsallaştırmaktan kaçınmamızın da önemli olabileceğini, bu nedenle, dünyaya ilişkisel gözlüklerle bakarak, sosyal robotlarla karşılaştığımızda, belki erdemli dostlar olarak değil, ama rehber hayvanlar gibi rehber robot eşlikçiler olarak görmenin, ahlaki saygı ve ilişkisel kaliteye odaklanan yeni ahlaki standartlar uygulamamıza olanak sağlayabileceğini savunduk. Bu türden bir bakış açısının, ilişkiler içinde ve bu ilişkiler aracılığıyla insani erdemlerimizi geliştirebileceğini düşünmekteyiz. Sonuç olarak, bu araştırmayla, İnsan-İnsan ve İnsan-Robot erdem dostluk teorilerinin karşılaştırmalı kavramsal analizi yoluyla, insan-robot arkadaşlıklarının imkanları ve sınırları konusunda daha derin bir anlayış sağlamak ve ortaya çıkan etik ve sosyal sonuçları keşfetmek amaçlanmış, görüşler gerçek ve spekülatif vaka çalışmalarıyla savunulmuştur.

Özet (Çeviri)

Advancements in the fields of Artificial Intelligence (AI) and robotics have given rise to a more expansive presence of robots in our daily lives. While from a more traditional perspective, robots are considered merely as tools that assist human beings with functional tasks, today they are ever more integrated in the social sphere thanks to swift progress in their capabilities, especially the physical, and cognitive richness they exhibit in their interactions with humans. As a consequence, the question of whether we will ever be able to build more elaborate relationships with robots (R) similar to those we sustain with our human (H) counterparts is a contemporary and ongoing debate within the context of philosophy and ethics of technology, philosophy and science of mind, social robotics, and psychology, etc. One of these discussions is about -not the use but- the role of social robots in our lives. Social robots are machines that exhibit advanced cognitive abilities based on deep learning algorithms, thus are autonomous; and that enter continuous interactions with humans, thus communicate through social reactions. Will we be able to build by definition human and mutual relationships that we call friendship with social robots? We are enjoying passing time with the technologies, and making good use of them every day, but will we ever build the kind of relationship with robots that can mutually elevate our well-being? Can robots reciprocate in these normative relationships? The research question in short is: can humans and robots be virtue friends? How real, or true this friendship could be? Or would it be an as if relation? What would be the ethical, and social conundrums of this deception on our end? To pursue this investigation, we established Aristotle's theory of virtue friendship as the foundational theory. We critically categorized and analyzed the conditions proposed by this idealistic account of friendship to apply to the H-R relationships case. Here, we introduced John Danaher's ethical behaviorism, which implies that when we evaluate the value of an action, the questions regarding who has created that action, and with which intentions the moral act was performed become irrelevant. Within this framework, the only epistemological ground is the behavior of the actor, therefore robots are welcome into the virtue friendship circle, as long as they act like virtuous friends. Still, the case for behaviorism comes with its challenges. First, in an effort to determine the sufficient conditions for virtue friendship, ethical behaviourism oversimplifies the overly demanding virtue friendship conditions, especially for the technology of today, or the near future. Next, we argue that, in people we perceive as our friends, we also value the pre-disposition to friendly behavior, initiated by one's inner states i.e the mental states, character traits, subjective attitude, etc.. We criticize axiological futurism, which argues that our values may change over time, in that it dictates a normative stance for our perception of robotic relationships today. In addition, the moral relativism this perspective can lead to, due to an over-attribution of status to robots where there is no consensus, could cause real ethical conundrums being obscured, and moral progress itself getting blurry. Modernizing the traditional necessary conditions for virtue friendships does not solve the problem either as we emphasize the nuance between“being virtuous”and“acting virtuously”by way of an ancient virtue, namely, practical wisdom or phronesis, which we argue robots with AI are simply unable to attain. Supported with empirical research on social psychology, we demonstrate that human tendency for belonging can cause us to falsely attribute authenticity in unidirectional interactions, to lifeless objects; things get even more complicated when these are not just mere machines, but rather anthropomorphically designed humanoids, that foster feelings of empathy, care, love, etc. in human beings on a relational environment. Robots' lack of reciprocity and authenticity potentially leads human beings to pursue“as if”relationships, which has severe ground for ethical reservations about human well-being, such as the ethical problems of deception, substitution of the“human touch”, and the social needs of the vulnerable not being actually met. Finally, we argued that social robots may not be fit for being virtuous friends to participate in normative human relationships as we cannot withhold the significance of concepts such as mutuality, authenticity, and subjectivity within virtue ethics framework, and pretending so can undermine the very meaning of the concept of friendship. It is important to set out an ethical framework for responsible robotics design, such that people should rationally be able to tell the difference between the human and the robot. That is to say, robots should not be substitutes for H-H relationships, and should be designed to foster H-H relationships, and even cultivate socially desirable virtues, or traits, such as connection, empathy, and compassion. Yet, it is also important that we avoid instrumentalising an autonomous social entity by treating it as a means for our ends. Therefore, seeing the world through“relational”glasses could allow us to practice new moral standards, focused on moral respect and quality, when faced with social robots, maybe not as virtue friends, but as“robotic service companions”, like service animals, that can hopefully foster our virtues within and through these relations. All in all, we aim to provide a deeper understanding of the possibilities, and limitations of human-robot friendships, and to explore the ethical and social implications of this emerging subject, by way of a comparative conceptual analysis of H-H and H-R virtue friendship theories, advocated by actual, and speculative case studies.

Benzer Tezler

  1. Towards hyperautomation in architecture: A system for truss manipulation with relative robots

    Mimarlikta hiperotomasyona doğru: Bağıl robotlarla kafes manipülasyonu için bir sistem

    BURAK DELİKANLI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Bilim ve Teknolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Bilişim Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. LEMAN FİGEN GÜL

  2. Yalın yönetim öğeleri ve tekstil sektörüne uygulanabilirliği

    Lean management concepts and their applicability to the textile industry

    İSMAİL CİHAN PEKER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1997

    Mühendislik Bilimleriİstanbul Teknik Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEMRA DURMUŞOĞLU

  3. Aktör-ağ teorisi açısından yapay zekâ ve iletişim

    Artificial intelligence and communication from the perspective of actor-network theory

    AYSUN KÖRLÜ TOPAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Bilim ve Teknolojiİstanbul Üniversitesi

    Radyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NİLÜFER TİMİSİ NALÇAOĞLU

  4. Mimari tasarımda yapay zekâ yaklaşımı: Makine öğrenmesi ile mekân işlevlerinin tanınması ve üretken çekişmeli ağlarla mimari plan üretimi

    Artificial intelligence approach in architectural design: Recognition of space functions with machine learning and architectural plan generation with generative adversarial networks

    BERFİN YILDIZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve Kontrolİstanbul Teknik Üniversitesi

    Bilişim Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLEN ÇAĞDAŞ

    DR. ÖĞR. ÜYESİ İBRAHİM ZİNCİR