Geri Dön

Klasik dönem kelâmındaki insan tasavvurları günümüz yapay zekâ çalışmalarına katkıda bulunur mu? Bedenlenmiş yapay zekâ teorisi çerçevesinde bir değerlendirme

Do human conceptions during the early period of Islamic theology (Kalâm) contribute to today's artificial general intelligence? An assessment in the context of the theory of embodied artificial intelligence

  1. Tez No: 841019
  2. Yazar: EMİNE ACAR
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MEHMET BULGEN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Din, Religion
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Marmara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kelam Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 109

Özet

Klasik dönem (Mütekaddimîn dönemi) kelâmcıları, Mu'tezilî düşünürler önderliğinde 2/8. yüzyıldan itibaren insanın mahiyetine ve bilgiyle ilişkisine dair sorularla yakından meşgul olmuşlardır. Bu dönemin ayırt edici özelliklerinden biri, kelâmcıların büyük çoğunluğunun atomculuğa dayanan materyalistik evren anlayışlarıyla uyumlu şekilde insanın ve sıfatlarının açıklanmasında yine materyalistik izahlara başvurmuş olmasıdır. Bu yaklaşıma göre insan gibi canlılar da dahil olmak üzere evrendeki bütün varlıklar maddî anlamda yer kaplayan cevherlerden (atom) ve onlara ilişen hareket, sükûn, renk, sıcaklık-soğukluk, bilgi, irade, hayat vb. ikincil niteliklerden (araz) oluşur. İnsan düzeyinde zihinsel kapasiteye sahip akıllı sistemlerin -yani yapay genel zekânın (YGZ)- imkanı da bu noktada devreye girmektedir. Çünkü insanın maddî tözlerle açıklanabileceğini iddia etmek, onun zihinsel durumlarının da maddî olduğunu kabul etmeyi gerektirir. Bu da bu zihinsel niteliklerin insan dışı sistemlerde ortaya çıkmasının ya da yeniden inşa edilebilmesinin en azından teorik düzeyde imkanından bahsetmeyi mümkün kılar. Diğer yandan mütekaddimîn dönemi kelâmcıları, eylemlerinden yola çıkarak insanı“diri, bilen, kadir ve irade eden”bir varlık olarak tanımlamışlar ve onun bilgi kaynaklarını ve bilgi edinme süreçlerini de araştırma konusu yapmışlardır. Bu doğrultuda onlar, beş duyu bilgisini insanın üç bilgi edinme yolundan ilki olarak görerek diğer bilgi türlerinin de temeli olarak kabul etmişlerdir. Duyum ve algı süreçlerini içeren bu bilgi türünü karşılayan terim ise“idrak”olmuştur. İdrak bilgisi, aklın da malzemesini oluşturur. Kişi, dış dünyayla fiziksel etkileşime dayanan bu duyusal ve dolayısıyla bedensel tecrübe yoluyla başta kendisi ve haricî dünya olmak üzere varlıkları birbirinden ayırt edebilir. Bu bakımdan idrak, kişinin öz farkındalığını oluşturmasının araçlarından da biridir. Şu halde, kelâmcılar dış dünyayla duyu-motor beceriler üzerinden gerçekleştirilecek etkileşim becerisini ve bu sayede gerçekleşen öğrenme tecrübesini insan zihni ve bilgisinin hem bir gereği hem de bir ürünü olarak görmüşlerdir. Bu demektir ki, bu tezde Ebü'l-Hüzeyl el-Allâf, Nazzâm ve Eş'arî üzerinden ele alacağımız klasik dönem materyalistik insan ve idrak tasavvurları perspektifinden yapay genel zekâ; gerçek zamanlı dış dünya tecrübesine, çevreyle fiziksel etkileşime, otonom eylemselliğe ve bedenlenmiş fiziksel varlığa sahip akıllı sistemlere karşılık gelmektedir. Bu görüş de, klasik yapay zekâ yaklaşımlarına bir alternatif olarak öne sürülen bedenlenmiş yapay zekâ yaklaşımına tekabül etmektedir. Bu neticeye ulaştıktan sonra, tezin sonraki bölümlerinde Ebü'l-Hüzeyl, Nazzâm ve Eş'arî'nin birbirlerinden farklılaşan insan teorilerinin işaret ettiği farklı YGZ tasvirlerine de değinilecektir.

Özet (Çeviri)

The theologians of the early period of Islamic theology (kalam), under the leadership of Mu'tazilite thinkers, closely engaged with the questions regarding the nature of human being and his relationship with knowledge since the 2/8. century. One of the distinctive features of this period is that the majority of those theologians embraced materialist explanations in describing human being and his attributes in line with their materialist understanding of the universe based on the eternal existent (qadîm) and temporal existent (hadith) distinction. According to this understanding, all beings in the universe, including living beings such as humans, are made up of substances (atoms) that occupy material space. The movement, immobility, colour, warmth-coldness, knowledge, life, will, etc. inhere in those atoms and they are secondary qualities (accidents). The possibility of intelligent systems with human-level mental capacity, i.e. artificial general intelligence, becomes a matter of discussion at this point. Because claiming that human beings can be explained by material entities requires accepting that their mental states are also material. This makes it possible to talk about the possibility of the emergence or reconstruction of these mental qualities in non-human systems, at least at the theoretical level. On the other hand, early theologians defined the human being as a“living, knowing, able, and willing”being based on his actions, and they also investigated his sources of knowledge and the processes of acquiring knowledge. Accordingly, they regarded the knowledge of the five senses as the first of the three ways of acquiring knowledge and accepted it as the basis of other types of knowledge. The term for this type of knowledge, which includes the processes of sensation and perception, is“idrak”. Knowledge of perception also constitutes the sense data to be processed by reason. Through this sensory and therefore bodily experience based on physical interaction with the external world, a person can distinguish between entities, especially himself and the outside world. In this respect, idrak is also one of the means by which a person forms self-awareness. Thus, the theologians regarded the ability to interact with the external world through sensory-motor skills and the learning experience that takes place in this way as a both necessity and a product of the human mind and knowledge. This means that from the perspective of classical materialist conceptions of human beings and perception, which we will discuss in this thesis through Abu'l-Hudayl al-Allaf, an-Nazzâm and al-Ash'arî artificial general intelligence corresponds to intelligent systems with real-time experience of the external world, physical interactions with the environment, autonomous agency, and embodied physical existence. This view corresponds to the embodied AI approach, which has been put forward as an alternative to classical AI approaches. Having reached this conclusion, the following chapters will address the different projections of AGI that Abu'l-Hudayl, an-Nazzâm and al-Ash'arî's divergent theories of human beings point to.

Benzer Tezler

  1. علم الكلام الجديد في العالم العربي - الألوهية أنموذجاً

    Çağdaş Arap dünyasında yeni ı̇lm-i kelam arayışları (Ulûhiyyet örneği)

    İBRAHİM İSMAİLOĞLU

    Doktora

    Arapça

    Arapça

    2023

    Dinİstanbul Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAMAZAN YILDIRIM

  2. Kütüb-i Tis'a özelinde enceşe rivayetinin sened ve metin açısından değerlendirilmesi

    The evaluation of the narration of anjashah in terms of sanad and matn in the speciality of Kutub al-Tis'a

    HATİCE KÜBRA KARACA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    DinFırat Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TAHSİN KAZAN

  3. Sanat ve mâneviyat ilişkisi açısından Wassily Kandinsky'nin sanat kuramındaki temel kavramlar

    Fundamental concepts in Wassily Kandinsky's art theory in terms of the relationship art and spirituality

    MERAL GÜL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    DinÜsküdar Üniversitesi

    Tasavvuf Kültürü ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HATİCE DİLEK GÜLDÜTUNA

  4. Klasik dönem kelâmında bilgi edinme kaynaklarının kuvvet değeri

    The epistemic value of the sources of knowledge in classical kalam

    MUSTAFA BORSBUĞA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    DinMarmara Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MEHMET BULĞEN

  5. Klasik dönem Mâtürîdî kelâmında duyum ve duyulurlar

    Sense and sensible in the classical period of Mâturîdî kalam

    SİBEL DİNÇASLAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    DinMarmara Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HAYRETTİN NEBİ GÜDEKLİ