Geri Dön

Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde konjenital kalp hastalığı nedeniyle takip edilen hastaların preoperatif ve postoperatif görüntülemelerinin karşılaştırılarakanlamlı fark olup olmadığının değerlendirilmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 843643
  2. Yazar: GİZEM ÇAĞLAR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. DİLEK DİLLİ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: Ankara Etlik Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 92

Özet

GiriĢ ve Amaç: Konjenital kalp hastalığı (KKH) tanılı yenidoğanlarda; geliĢimsel anomaliler kadar intrauterin dönemden itibaren ortaya çıkan hemodinamik değiĢiklikler de söz konusudur. Bunun sonucunda intrakraniyal hemoraji, hipoksik- iskemik lezyonlar gibi intrakraniyal patolojiler ve nörogeliĢimsel gecikme ortaya çıkabilir. Cerrahi tekniklerin geliĢmesiyle birlikte, hastaların yaĢam beklentisi önemli ölçüde artmıĢtır. Bu çalıĢmada operasyon öncesi ve sonrası dönemde yapılan kraniyal görüntülemeler arasında anlamlı fark olup olmadığı incelendi ve kraniyal patoloji geliĢimine yol açabilecek faktörler değerlendirildi. KKH tanılı hastaların izlem kalitesinin artırılması, komplikasyonların öngörülmesi ve yönetiminde farkındalığı artırmak ve literatüre fayda sağlamak amaçlanmıĢtır. Gereç ve Yöntem: ÇalıĢma periyodu süresince çalıĢma merkezinde KKH tanısı ile 702 hasta takip edilmiĢtir. ÇalıĢmamıza bu hastaların 153‟ü dahil edilmiĢ olup; KKH nedeni ile opere olan, preoperatif ve postoperatif kraniyal görüntülemesi mevcut olan hastaların verileri retrospektif olarak incelenmiĢtir. Ġzlemi yapılan ve kriterler dahilinde çalıĢmaya alınan hastaların gebelik haftası, doğum tartısı, maternal risk faktörleri, doğum Ģekli, çalıĢmanın yapıldığı kurumda doğum veya sevk oranları, cinsiyet, uyruk, KKH‟ye eĢlik eden anomaliler, ameliyat yaĢı, hastanede yatıĢ süresi, hastalığın prezentasyonu, KKH‟nin ayrıntılı tanısı, operasyon öncesi kateterizasyon öyküsü, operasyon öncesi prostaglandin (PGE1) ve inotropik ajan kullanımı, mekanik ventilatör destek ihtiyacı, preoperatif dönemde sepsis oranları, intraoperatif kardiyopulmoner bypass (KBP) uygulanmıĢ olması, postoperatif dönemde diyaliz ihtiyacı, The Society of Thoracic Surgeons-European Association for Cardio- Thoracic Surgery (STAT) mortalite risk skorları ve kategorileri, mortalite oranları, uygulanan cerrahi prosedür, operasyon öncesi ve sonrası kraniyal görüntüleme sonuçları incelendi. Verilerin istatistiksel analizi amacı ile IBM SPSS 22.0 kullanıldı. Bulgular: ÇalıĢmaya dahil edilen 153 hastanın en sık KKH tanıları; %33 aort koarktasyonu, %13,1 pulmoner atrezi/stenoz, %12,4 hipoplastik sol kalp sendromu, %11,1 büyük arterlerin transpozisyonu idi. Gebelik süresi ortalama 37,3 hafta, doğum tartısı ortalama olarak 2928±656 gramdı. Hastaların %20,9‟u prematüre idi. xi 107‟si (69,9) sezaryen ile, 46‟sı (%30,1) normal spontan vajinal yol ile doğdu. Tanı sırasındaki semptomlar; hastaların %22,9‟unda üfürüm, %22,9‟unda solunum sıkıntısı, %18,3‟ünde siyanoz, %9,8‟inde desatürasyon (SpO2 Evre 2 ĠVK, 3‟ünde hipoksi bulguları, 1‟inde periventriküler lökomalazi (PVL), 1‟inde ise periventriküler kalsifikasyon izlendi. ÇalıĢmaya dahil edilen hastalarda cinsiyet, doğum Ģekli, prematürite, prenatal tanılı olma ve postnatal erken tanı alma durumu, operasyon öncesi PGE1 ve inotrop tedavi almıĢ olmak, kateter anjiyografi ve KPB uygulanması ile intrakraniyal patoloji geliĢimi arasında klinik korelasyon izlenmedi. Ancak kraniyal USG‟de patolojik bulguları olan hastaların gebelik süresi ve doğum ağırlığı ortalamaları, patolojik bulgu izlenmeyen hastalara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha düĢüktü. Preoperatif mekanik ventilatör desteği ihtiyacı ve sepsis geliĢimi ile intrakraniyal patolojilerin sıklığının arttığı görüldü. Operasyon sonrası kraniyal USG‟de 54 (%35,3) hastada patolojik bulgu saptandı; 23‟ünde ≤Evre 2 ĠVK, 9‟unda >Evre 2 ĠVK, 10‟unda hipoksik iskemik değiĢiklikler, 8‟inde ventriküler dilatasyon, 3‟ünde subdural efüzyon, 1‟inde ise PVL vardı. Postoperatif dönemde intrakraniyal patoloji oranı preoperatif döneme göre daha yüksekti. Çoklu regresyon analizinde preoperative kraniyal patoloji riskini artıran en önemli faktör preoperatif MV gerekliliği idi. (Odds oranı (OR): 3.6, p=0,03, %95 Güven aralığı; GA: 1,1-11,5). Ameliyat sonrası dönemde kraniyal patoloji geliĢmesi ile postoperatif diyaliz ihtiyacı, neonatal mortalite, STAT mortalite kategorisi, ilk operasyon yaĢı ve tercih edilen cerrahi prosedür arasında iliĢki izlenmedi. Bununla birlikte, doğum tartısının küçük olması postop kraniyel patoloji riskini artırmaktaydı (OR: 1,01, P=0,03, %95 GA 1,0-1,01). xii Sonuç: KKH tanılı hastalarda, doğumdan itibaren intrakraniyal patoloji geliĢme riski mevcuttur ve bu risk operasyonla birlikte artar. Hastaların yaĢam sürelerinin uzaması ile birlikte morbiditelerin de azaltılması hedeflenmelidir. Olası riskler ve nörolojik geliĢim açısından hasta takibi konusunda farkındalığın artırılması gerekmektedir.

Özet (Çeviri)

Background and aim: In newborns diagnosed with congenital heart disease (CHD); as well as developmental anomalies, there are also hemodynamic changes that occur from the intrauterine period. As a result, intracranial pathologies such as intracranial hemorrhage, hypoxic-ischemic lesions, and neurodevelopmental delay may occur. With the development of surgical techniques, the life expectancy of patients has increased significantly. In this study, we examined whether there was a significant difference between the cranial imaging performed before and after the operation and the factors that may lead to the development of cranial pathology were evaluated. It is aimed to improve the quality of follow-up of patients diagnosed with CHD, raise awareness in the prediction and management of complications, and make a contribution to the literature. Materials and Methods: During the study period, 702 patients with a diagnosis of CHD were followed in the study center. 153 of these patients were included in our study; The data of patients who were operated on due to CHD and who had preoperative and postoperative cranial imaging were examined retrospectively. According to the inclusion criteria, the patients‟s the gestational age, birth weight, maternal risk factors, mode of delivery, birth center, tranfer rates, gender, nationality, anomalies accompanying CHD, age at surgery, duration of hospitalization, presentation of the disease, detailed diagnosis of CHD, preoperative catheterization history, the use of prostaglandin (PGE1) and inotropic agents, the need for mechanical ventilator support, sepsis rates in the preoperative period, the use of intraoperative cardiopulmonary bypass (CBP), the need for dialysis in the postoperative period, STAT risk scores and categories, mortality, surgical procedures, and pre- and post-operative cranial imaging results were evaluated. IBM SPSS 22.0 was used for statistical analysis of the data. Results: The most common CHD diagnoses of the 153 patients included in the study were; aortic coarctation in 33%, pulmonary atresia/stenosis in 13.1%, hypoplastic left heart syndrome in 12.4%, and transposition of the great arteries in 11.1%. The mean gestational age was 37.3 weeks and the mean birth weight was xiv 2928±656 grams. 20.9% of the patients were premature. 107 (69.9%) were born by cesarean section and 46 (30.1%) were born by normal spontaneous vaginal delivery. Symptoms at diagnosis; murmur in 22.9% of patients, respiratory distress in 22.9%, cyanosis in 18.3%, desaturation (SpO2 Stage 2 IVH was observed in 5 patients, hypoxia findings were observed in 3 patients, periventricular leukomalacia (PVL) was observed in 1 patient, and periventricular calcification was observed in 1 patient. In the patients included in the study, no clinical correlation was observed between gender, mode of birth, prematurity, prenatal diagnosis and early postnatal diagnosis, having received PGE1 and inotropic treatment before the operation, catheter angiography and CPB application and the development of intracranial pathology. However, the average gestation period and birth weight of patients with pathological findings on cranial USG were statistically significantly lower than those of patients without pathological findings. It was observed that the frequency of intracranial pathologies increased with the need for preoperative mechanical ventilator support and the development of sepsis. Postoperative cranial USG revealed pathological findings in 54 (35.3%) patients; 23 had ≤Stage 2 IVH, 9 had >Stage 2 IVH, 10 had hypoxic ischemic changes, 8 had ventricular dilatation, 3 had subdural effusion, and 1 had PVL. The rate of intracranial pathology was higher in the postoperative period than in the preoperative period. In multiple regression analysis, the most important factor that increased the risk of preoperative cranial pathology was the requirement for preoperative MV. (Odds ratio (OR): 3.6, p=0.03, 95% Confidence interval; CI: 1.1-11.5). No relationship was observed between the development of cranial pathology in the postoperative period and the need for postoperative dialysis, xv neonatal mortality, STAT mortality category, age at first operation, and preferred surgical procedure. However, small birth weight increased the risk of postoperative cranial pathology (OR: 1.01, P=0.03, 95% CI 1.0-1.01). Conclusion: In patients diagnosed with CHD, there is a risk of developing intracranial pathology from birth, and this risk increases with the operation. It should be aimed to reduce morbidities along with extending the lifespan of patients. Awareness needs to be increased regarding patient follow-up in terms of possible risks and neurological development.

Benzer Tezler

  1. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde konjenital kalp hastalığı nedeniyle takip edilen hastalarda sık kullanılan ilaçların yan etkilerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the side effects of frequently used drugs on follow-up patients in the newborn intensive care unit DUE to congenital HEART disease

    SETENAY ALTUNTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DİLEK DİLLİ

  2. Neonatal sepsis nedeniyle takip edilen hastalarda kardiyolojik bulgular ve vazoaktif ilaç ihtiyacının değerlendirilmesi

    Evaluation of cardiologic findings and the need of vasoactive drug in patients followed for neonatal sepsis

    HİLAL ŞAHİN SİNDİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SADIK YURTTUTAN

  3. Neonatoloji yoğunbakım ünitesinde takip edilen yenidoğanlarda mortalite ve morbidite risk faktörleri

    Mortality and morbidity risk factors of newborns in neonatology intensive care unit

    SERHAT YAVUZKILIÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDicle Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET CELAL DEVECİOĞLU

  4. Konjenital kalp hastalığı nedeniyle yenidoğan döneminde opere edilen hastalarda preoperatif ve postoperatif serum iskemi modifiye albumin düzeylerinin mortalite ve erken dönem morbidite üzerine etkisi

    The effect of preoperative and postoperative serum ischemia modified albumin levels on mortality and early morbidity in patients operated in the neonatal period due to congenital heart disease

    DİDEM GÜNEŞ KORKUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇukurova Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FERDA ÖZLÜ

  5. Yenidoğan dönemi cerrahi olguların retrospektif değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of surgical cases in newborns

    MERVE VATANSEVER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıHarran Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DOĞAN KÖSE