Geri Dön

Konjenital kalp hastalığı nedeniyle yenidoğan döneminde opere edilen hastalarda preoperatif ve postoperatif serum iskemi modifiye albumin düzeylerinin mortalite ve erken dönem morbidite üzerine etkisi

The effect of preoperative and postoperative serum ischemia modified albumin levels on mortality and early morbidity in patients operated in the neonatal period due to congenital heart disease

  1. Tez No: 652468
  2. Yazar: DİDEM GÜNEŞ KORKUT
  3. Danışmanlar: PROF. DR. FERDA ÖZLÜ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Çukurova Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 73

Özet

Amaç: Konjenital kalp hastalıkları yenidoğan döneminde oldukça sık görülen, antenatal dönemde kalbin tam olarak gelişememesi sonucu ortaya çıkan hastalıklardandır. Prognozunu belirlemek için farklı belirteçler ve sınıflandırmalar aranmaya devam edilmektedir. Bu amaçla Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi'nde yatarak ameliyat olan konjenital kalp hastalarının prognozlarını beliryebilecek, erişkinlerde myokard enfarktüsünde önemli bir belirteç olarak kabul edilen iskemik modifiye albuminin (İMA) yenidoğan bebeklerdeki kullanılabilirliğini araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Mayıs 2018-Aralık 2019 tarihleri arasında ÇÜTF YYBÜ'de takip edilen ve kalp ameliyatı olan 57 konjenital kalp hastalıklı yenidoğan çalışma grubu olarak alındı. Aynı dönemlerde hastanemizde yatan konjenital kalp hastalığı tanısı almamış, hipoksi maruziyeti olmayan 38 yenidoğan kontrol grubu olarak dahil edildi. Hasta grubu ameliyat öncesi son 24 saat içinde ve ameliyat sonrası 8. saatte iskemik modifiye albumin düzeyleri Shimadzu 1800 spektrofometre cihazı kullanılarak absorbans ünitesi (ABSU) yöntemiyle ölçüldü. Çalışma grubunun vital parametreleri, demografik özellikleri, laktat seviyeleri ve hipoksi-iskemi göstergesi olabilecek hipotansiyon, aritmi koagülopati, inotrop ihtiyaçları ve destek tedavileri kaydedildi. Kontrol grubunun ise bilirubin kontrolü yapılmak üzere alınan serum örneğinden iskemik modifiye albumin düzeyi ölçüldü ve demografik özellikleri kaydedildi. Kontrol grubunun iskemik modifiye albumin değerine göre çalışma grubunun ameliyat öncesi ve sonrası iskemik modifiye albumin değerleri prognozlar ve tedaviler açısından ve kontrol grubunun İMA değerleri ile karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışma grubu hastalarının preoperatif ve postoperatif değeri ile kontrol grubunun İMA değeri sırasıyla; 0,22±0,07 ABSU, 0,3±0,07 ABSU ve 0,19 ± 0,09 ABSU idi. Çalışma grubunun preoperatif İMA değerleri ile kontrol grubunun İMA değerleri karşılaştırıldığında (p=0,192) istatistiksel fark yoktu. Çalışma grubunun postoperatif İMA değerleri ile kontrol grubunun İMA değerleri arasında ise (p=0,028) istatistiksel olarak anlamlı fark vardı. Kontrol grubunun İMA değerine göre karşılaştırdığımızda bu değerin altında ve üstünde kalan pre-postoperatif İMA değerleri ile hastalar arasında taburculuk, kanama, koagülopati, laktat düzeyi, postoperatif yatış süresi vb gibi parametreler arasında istatistiksel fark yoktu. Konjenital kalp hastalığına veya operasyona bağlı eksitus olan hastalar ile taburcu olan hastalar arasındaki pre-postoperatif İMA değerleri istatistiksel olarak farklı değildi (p=0,57). Prognostik faktör olarak belirlediğimiz laktat, koagülaopati, intraoperatif arrest öyküsü, kreatin yüksekliği, reoperasyon için bakılan pre ve postoperatif İMA değerleri arasında istatistiksel fark saptanmadı. Sonuçlar: Konjenital kalp hastalığı kendi başına primer hipoksi ve myokard fonksiyon bozukluğu sebebi olabilir. Cerrahi uygulaması ve sonraki süreçteki bakım, hipoksi ve myokard disfonksiyonu ve sepsis gibi durumlarla beraber olabilir. Bunları belirlemek için iskemik modifiye albumin erişkinlerde bir parametre olarak kullanılmaktayken yenidoğan yaş grubunda konjenital kalp hastalığınında gerek operasyon öncesi ve gerekse operasyon sonrası dönemde anlamlı bulunmadı. Yenidoğan yaş grubunda pre, intra ve postoperatif dönemde myokardın iyi korunmuş olması ve hastaların sayıca az olması buna neden olmuş olabilir. İskemik modifiye albumin değerinin konjenital kalp hastalığının prognozundaki yeri daha fazla hastanın dahil edildiği çok merkezli çalışmalarla araştırılabilir.

Özet (Çeviri)

Objective: Congenital heart diseases are very common in the neonatal period and are caused by the developing problems of the heart in the antenatal period. Different markers and classifications are being sought to determine its prognosis. For this purpose, we aimed to investigate the usability of ischemic modified albumin (IMA), which can determine the prognosis of congenital heart patients who underwent inpatient surgery in the Neonatal Intensive Care Unit of Çukurova University Medical Faculty Hospital and which is considered an important marker in adult myocardial infarction. Materials and Methods: 57 newborns with congenital heart disease that were followed up at ÇÜTF NICU between May 2018 and December 2019 and had heart surgery were included in the study. During the same period, 38 newborns that were not diagnosed with congenital heart disease and were not exposed to hypoxia were included as the control group. Ischemic modified albumin levels in the patient group were measured in the last 24 hours preoperatively and at the 8th hour postoperatively using the Shimadzu 1800 spectrophometer device using the Absorbance Unit (ABSU) method. Vital parameters, demographic characteristics, lactate levels and hypotension, arrhythmia coagulopathy, inotropic needs and supportive treatments that may indicate hypoxia-ischemia of the study group were recorded. In the control group, ischemic modified albumin level was measured from the serum sample taken for bilirubin control and demographic characteristics were recorded. Preoperative and postoperative ischemic modified albumin values of the study group according to the ischemic modified albumin value of the control group were compared with the IMA values of the control group in terms of prognoses and treatments. Results: IMA values of preoperative and postoperative of study group patients and the of the control group were 0,22±0,07 ABSU, 0,23±0,07 ABSU and 0,19±0,09 ABSU respectively. The preoperative IMA values of the study group and the control group were, were not different statistically (p=0,192). There was a statistically significant difference between the postoperative IMA values of the study group and the IMA values of the control group (p=0,028). When we compared the IMA values of the control group, there was no statistical difference between the pre-postoperative IMA values below and above this value and the parameters such as discharge, bleeding, coagulopathy, lactate level, postoperative length of stay, etc. Pre-postoperative IMA values between patients who died due to congenital heart disease or surgery and those who were discharged were not statistically significant (p=0,57). There was no statistical difference between pre and postoperative IMA values according to lactate, coagulaopathy, history of intraoperative arrest, creatinine elevation, which were determined as prognostic factors. Conclusions: Congenital heart disease may itself be a cause of primary hypoxia and myocardial dysfunction. Surgery and subsequent care may be associated with conditions such as hypoxia and myocardial dysfunction and sepsis. While ischemic modified albumin is used as a parameter in adults to determine these, it was not found significant in congenital heart disease in the neonatal age group both before and after the operation. In the neonatal age group, the myocardium being well protected in the pre, intra and postoperative periods and the low number of patients may have caused this. The role of ischemic modified albumin value in the prognosis of congenital heart disease can be investigated in multi-center studies involving more patients.

Benzer Tezler

  1. Çocuk kalp damar cerrahisi yoğun bakım ünitesinde postoperatif kavşak kaynaklı ektopik taşikardi; sıklık ve risk faktörleri

    Junctional ectopic tachycardia after pediatric cardiac surgery; incidence and outcome

    NESLİHAN KIPLAPINAR

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSağlık Bakanlığı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ENDER ÖDEMİŞ

  2. Yenidoğan dönemi cerrahi olguların retrospektif değerlendirilmesi

    Retrospective evaluation of surgical cases in newborns

    MERVE VATANSEVER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıHarran Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. DOĞAN KÖSE

  3. Kardiyovasküler cerrahi yapılan infantlarda post-operatif albümin düzeyinin furosemid etkisi üzerindeki etkinliğinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the efficacy of post-operative albumin level on the effect of furosemide in infants undergoing cardiovascular surgery

    AYŞEGÜL AŞIR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BEDRİ ALDUDAK

  4. Pediatrik kardiovasküler cerrahi sonrası uygulanan sedatif ve analjezik ilaçların hastaların hemodinamisi üzerine etkisi

    The effects of sedative and analgesic drugs applied after pediatric cardiovascular surgery on the hemodynamics of the patients

    TUBA İŞCAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TALİHA ÖNER