İşgücü verimliliği ve uluslararası rekabet gücü ilişkisinin Ricardocu karşılaştırmalı üstünlükler teorisi çerçevesinde sektörel analizi: Ülke karşılaştırmaları
The sectoral analysis of the relationship between labor productivity and international competitiveness within the framework of Ricardian comparative advantage theory: Country comparisons
- Tez No: 846142
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ GONCA AKGÜN GÜNGÖR
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Ekonomi, Uluslararası Ticaret, Economics, International Trade
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası Ticaret Ve Finansman Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 165
Özet
Verimlilik artışı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin uluslararası ticarette rekabet gücü elde etmelerini sağlayan temel faktörlerden biridir. Nitekim Klasik dış ticaret teorisyenlerinden A. Smith ve D. Ricardo, bir malın değerini üretimde kullanılan emek miktarı ile ölçmekte ve işgücü verimliliğindeki farklılıkların ülkelerin uluslararası rekabet gücü farklılıklarına yol açtığını vurgulamaktadırlar. İşgücü birimi başına düşen çıktı miktarını ifade eden işgücü verimliliğinin artması, üretimde birim maliyetlerin düşmesine neden olmakta ve dolayısıyla ulusal ve uluslararası ölçekte rekabet gücünün iyileşmesini sağlamaktadır. Bu çalışma, Ricardocu Karşılaştırmalı Üstünlükler Hipotezi çerçevesinde işgücü verimliliğindeki değişikliklerin uluslararası rekabet gücü üzerinde ortaya çıkaracağı etkilerin panel veri analizi yöntemiyle araştırılmasını amaçlamaktadır. Bu amaçla, 2000-2021 döneminde gelişmekte olan (Türkiye ve Meksika) ve gelişmiş ülke (Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya) örnekleri üzerinden sektörel bir analiz yapılmıştır. Bu kapsamda seçili ülkelerin tarım, imalat ve hizmetler sektörlerindeki karşılaştırmalı üstünlük düzeyleri hem Ricardo modeli çerçevesinde hem de Vollrath (1991) tarafından geliştirilen Nispi İhracat Avantajı Endeksi (RXA) kullanılarak belirlenmiştir. Ricardocu yaklaşım çerçevesinde ölçülen karşılaştırmalı üstünlüklere göre; Almanya'nın tarım, imalat ve hizmetler sektörlerinin tamamında rekabet avantajına sahip olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Bu noktada, ülkeler hangi sektörde uzmanlaşma sağlarsa dış ticaretten en çok yararı sağlarlar sorusu karşımıza çıkmaktadır. Buna göre ülkelerin tamamının tarım sektöründe uzmanlaşması durumunda ABD, imalat sektöründe uzmanlaşmaları durumunda Meksika ve hizmetler sektöründe uzmanlaşmaları durumunda ise dış ticaretten en fazla yarar sağlayacak ülkenin Türkiye olduğu sonucuna varılmıştır. Nispi ihracat avantajı yaklaşımı ile ölçülen uluslararası rekabet gücü düzeylerine göre ise, tarım sektöründe en güçlü rekabet gücüne sahip ülkenin Türkiye, imalat sektöründe Meksika ve hizmetler sektöründe ise ABD olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Söz konusu iki ölçüm yöntemi ile elde edilen sonuçlar arasındaki farklılıklar; Ricardocu yaklaşımın yalnızca işgücü miktarını, nispi ihracat avantajı yaklaşımının ise üretimde katlanılan tüm maliyetleri göz önünde bulundurmasından kaynaklanmaktadır. Günümüzde üretim şekillerinin karmaşık yapısı ve uluslararası rekabet gücünü belirleyen faktörleri çeşitliliği, bir belirleyici olarak işgücü verimliliğinin etkisini sınırlandırmaktadır. Bu çalışmada, işgücü verimliliği ve uluslararası rekabet gücü arasındaki ilişkinin panel veri analizinde, her bir ülkeye ait 3 ayrı sektör için Ricardo modeli ve Vollrath modeline uygun bir şekilde elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır. Tarım sektöründe işgücü verimliliği ile Ricardocu karşılaştırmalı üstünlük düzeyi arasında güçlü ve pozitif bir ilişki bulunmaktayken, işgücü verimliliği ile RXA değişkeni arasında uzun dönemli bir ilişki tespit edilmemiştir. İmalat sektöründe işgücü verimliliği ve Ricardocu karşılaştırmalı üstünlük düzeyi arasında uzun dönemli bir ilişki bulunmazken, işgücü verimliliği ve RXA değişkenleri arasında eşbütünleşme bulunmaktadır ve ilişkinin yönü negatiftir. Hizmetler sektöründe ise işgücü verimliliği ve Ricardocu karşılaştırmalı üstünlük düzeyi arasında uzun dönemli bir ilişki bulunmamaktadır. İşgücü verimliliği ve RXA değişkenleri arasında ise eşbütünleşme bulunmakla birlikte işgücü verimliliğinin uluslararası rekabet gücüne etkisinin oldukça sınırlı düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular, işgücü verimliliğinin uluslararası rekabet gücü üzerinde etkisi olsa bile, bu etki düzeyinin oldukça sınırlı olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda ülkeler, uluslararası rekabet gücü düzeyini yükseltmek için maliyet esaslı faktörlerin yanı sıra, maliyet dışı unsurlara da yoğunlaşmalıdırlar. Günümüzde birim işgücü maliyetlerini düşürerek işgücü verimliliğinin artırılamadığı pek çok çalışma ile kanıtlanmıştır. Bu çerçevede yüksek birim işgücü maliyetlerine neden olsa bile, beşeri sermaye oluşturulması bakımından işgücünün teknik bilgi ve beceriyle donatılması, uluslararası rekabet gücünün artırılmasında çok daha büyük bir etki yaratmaktadır. Aynı zamanda çeşitli ürün farklılaştırma stratejileri, esnek üretim biçiminin ve üretimde yeni teknolojilerin benimsenmesi, uluslararası rekabet gücünün artırılması açısından ülkelerin yararına olacaktır. Günümüzde uluslararası piyasalarda rekabet, fiyat rekabeti olmaktan çıkmış, kalite ve değer yaratmaya dayalı bir rekabet biçimine dönüşmüştür. Değişen tüketici eğilimleri ve artan rekabet koşulları nedeniyle, günümüzde yalnızca bir malın satışına kadar olan süreç değil, aynı zamanda satış sonrası destek süreci de önem kazanmaya başlamıştır. Bu doğrultuda, ülkelerin gerekli yasal zemini oluşturarak satılan malların güvenilirliğini garanti altına almaları, rekabet gücünü artırmaları bakımından faydalı olacaktır.
Özet (Çeviri)
Increase in productivity is one of the key factors that enable developed and developing countries to gain competitiveness in international trade. Indeed, classical foreign trade theorists A. Smith and D. Ricardo measure the value of a good by the amount of labor used in production and emphasize that differences in labor productivity lead to differences in countries' international competitiveness. An increase in labor productivity, which refers to the amount of output per unit of labor, leads to a decrease in unit costs in production, thereby improving competitiveness at both national and international levels. This study aims to investigate the effects that changes in labor productivity will have on international competitiveness within the framework of the Ricardian Comparative Advantage Hypothesis, using the panel data analysis method. For this purpose, a sectoral analysis has been conducted on examples of developing (Turkey and Mexico) and developed countries (United States and Germany) during the period 2000-2021. In this context, the comparative advantage levels of the selected countries in the agriculture, manufacturing, and services sectors have been determined using both the Ricardo model and the Relative Export Advantage Index (RXA) developed by Vollrath (1991). According to the comparative advantages measured within the framework of the Ricardian approach, it has been found that Germany has a competitive advantage in all sectors of agriculture, manufacturing, and services. At this point, the question arises as to which countries benefit the most from foreign trade if they specialize in a particular sector. Accordingly, if all countries specialize in the agricultural sector, the United States, if they specialize in the manufacturing sector, Mexico, and if they specialize in the services sector, the country that will benefit the most from foreign trade is Turkey. According to the levels of international competitiveness measured with the relative export advantage approach, the country with the strongest competitiveness in the agricultural sector is Turkey, in the manufacturing sector is Mexico, and in the services sector is the United States. The differences between the results obtained with these two measurement methods stem from the fact that the Ricardian approach only considers the amount of labor, while the relative export advantage approach takes into account all costs incurred in production. Today, the complex nature of production methods and the diversity of factors determining international competitiveness limit the impact of labor productivity as a determinant. In this study, the relationship between labor productivity and international competitiveness is compared in panel data analysis, for each country's three separate sectors, according to the results obtained in line with the Ricardo and Vollrath models. In the agricultural sector, while a strong and positive relationship is found between labor productivity and the level of comparative advantage according to Ricardo, no long-term relationship is detected between labor productivity and the RXA variable. In the manufacturing sector, while no long-term relationship is found between labor productivity and the level of comparative advantage according to Ricardo, there is cointegration between labor productivity and RXA variables, and the direction of the relationship is negative. In the services sector, no long-term relationship is found between labor productivity and the level of comparative advantage according to Ricardo. However, while there is cointegration between labor productivity and RXA variables, it is found that the impact of labor productivity on international competitiveness is quite limited. The findings of the study indicate that while labor productivity has an impact on international competitiveness, this impact level is quite limited. In this context, countries should focus not only on cost-based factors but also on non-cost elements to enhance their level of international competitiveness. Numerous studies have proven that it is not possible to increase labor productivity by reducing unit labor costs in today's world. In this regard, even if it leads to high unit labor costs, equipping the workforce with technical knowledge and skills in terms of human capital formation creates a much greater impact on enhancing international competitiveness. Also, various product differentiation strategies, the adoption of flexible production forms and new technologies in production will benefit countries in terms of increasing international competitiveness. Nowadays, competition in international markets has moved away from being price competition and has transformed into a form of competition based on quality and value creation. Due to changing consumer trends and increasing competitive conditions, not only the process up to the sale of a commodity but also the after-sales support process has started to gain importance today. Accordingly, it will be beneficial for countries to guarantee the reliability of the goods sold by establishing the necessary legal ground, in terms of enhancing their competitiveness.
Benzer Tezler
- Ekonomik büyüme, finansal gelişmişlik ve lojistik performans ilişkisinin küresel rekabet gücü üzerindeki etkileri: Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği aday ülkeleri örneği
Effects of the relationship of economic growth, financial development and logistics performance on global competitiveness: The case of the European Union and European Union candidate countries
ÖMER KEHRİBAR
- Contribution a la recherche d'un cadre juridique pour un droit international de laconcurrence plus efficace
Daha etkin bir uluslararası rekabet için hukuki çerçeve arayışı
ALİ CENK KESKİN
Doktora
Fransızca
2009
HukukGalatasaray ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
PROF. DR. JEAN MARC SOREL
PROF. DR. HALİL ERCÜMENT ERDEM
- İhracatı teşvik politikaları ve Türkiye'de tekstil ve hazır giyim sektörünün ihracata yönelik teşviğine dair politika önerileri
Başlık çevirisi yok
HASAN PARILTI
- Lojistik sektörünün rekabet gücü yönüyle analizi: Türk lojistik sektörü için bir çalışma
Analysis of logistics industry from the competitiveness aspect: A study for Turkish logistics industry
HİLAL YILDIRIR KESER