Geri Dön

İhracatı teşvik politikaları ve Türkiye'de tekstil ve hazır giyim sektörünün ihracata yönelik teşviğine dair politika önerileri

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 25689
  2. Yazar: HASAN PARILTI
  3. Danışmanlar: PROF. DR. IŞIL AKBAYGİL
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Ekonomi, Giyim Endüstrisi, Economics, Clothing Industry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1993
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 230

Özet

ÖZET Bir ülkenin ihracata yönelik endüstrilerini uluslararası piyasalardaki rakipleri karşısında notral statüye getirmeye yönelik her türlü özendirici ve ödüllendirici kamu desteğine ihracat teşviği denmektedir, Notral statü, ihracata yönelik endüstrilerde şu beş koşulun birlikte bulunması halidir: 1. Gerçekçi bir döviz kuru rejimi, 2) rekabetçi bir para ve kredi piyasasının varlığı, 3) ihracat amaçlı üretimde kullanılan ithal girdilere gümrük vergisiz ve engelsiz ulaşma olanağı, 4) iç piyasada girdi fiyatlarının rekabetçi bir pazarda oluşması ve 5).ülkede iç vergileme sisteminde çarpıklık bulunmaması. Bu koşulların hepsi bir arada bulunmadığı sürece, ülke mukayeseli üstünlüğe sahip endüstrilerinin ihracat potansiyelinden“tam olarak yararlanamaz. Bu koşulları sağlamaya yönelik bütün yapısal, kurumsal ve telafi edici düzenlemeler ihracata yönelik teşvikleri oluşturmaktadır. Türkiye'nin endüstriyel kalkınmasında, tekstil ve hazır giyim endüstrisinin ihracata yönelik olarak teşvik edilmesinin büyük önemi vardır. Çünkü, tekstil ve hazır giyim endüstrisi, mukayeseli üstünlükler sıralamasında, endüstriler arasında birinci sırayı almaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde elyaf tüketimi dünya ortalama nüfus artışının üzerinde bir hızla artmaktadır (yıllık % 2.2). Artış gelişmekte olan ülkelerde daha yüksektir (yıllık % 3,9). Elyaf tüketimi ile gelir arasında bir ilişki vardır. Kişi başında gelir seviyesinin yüksek olduğu ülkelerce kişi başına elyaf talebi yüksekken, elyaf talebinin gelir elastikliği düşüktür. Buna karşılık kişi başına gelir seviyesinin düşük olduğu ülkelerde, kişi başına elyaf tüketimi düşük, fakat elyaf talebinin gelir elastikliği yüksektir. Bu durum dünya geliri arttıkça, Türkiye gibi arz potansiyeli yüksek ülkeler için tarihi fırsatlar yaratmaktadır. Ancak endüstrinin ihracata yönelik olarak teşvik edilmesi bir önkoşuldur.Türkiye'de tekstil ve hazırgiyim endüstrisinin mukayeseli üstünlüğü, düşük işgücü ücretlerinden ve pamuk elyafı üretimindeki doğal avantajlardan kaynaklanmaktadır. İşgücü ücretinin düşüklüğü Türkiye'nin uzun süre güvenebileceği bir avantaj değildir. Nitekim 1983'ten sonra sendikal faaliyetlerin artmasıyla, tekstil sektöründe yıllık ortalama ücret artışları enflasyon oranının üzerinde olmuş, 1988'den sonra ihracat, üzerindeki olumsuz etkisini göstermeye başlamıştır. Türkiye'de tekstil ve hazırgiyim endüstrisinin en büyük Dezavantajı, özellikle primer tekstili endüstrideki teknolojik geriliktir. Halihazırda Türkiye'de işgücü ücretlerinin gelişmiş ülkelerdeki seviyesinin 5-8 kat altında olmasına rağmen, tekstil makinalarının eskir~teknoloji ve yaşlılığı dolayısıyla işgücü”verimliliği düşük ve buna bağlı olarak iplik ve kumaş üretim maliyetleri gelişmiş ülkelerin seviyesindedir. Dünyada prirner tekstil endüstrisi artık sermaye yoğun bir endüstri iken, Türkiye'de hala emek yoğun teknolojiler kullanılmaktadır. Primer tekstil endüstrisindeki eski teknoloji, yaşlı makina parkı, düşük işgücü verimliliği ve bunlara bağlı olarak oluşan yüksek üretim maliyetleri, Türkiye'de ihracatın motoru olan hazırgiyim endüstrisinin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü tehdit etmektedir. Endüstri 1980-1990 yılları arasında dünya ortalamasının oldukça üzerinde bir ihracat performansı göstermiştir. Mevcut teknolojik düzey ve işgücü ücretlerinin artış eğilimi karşısında aynı performansı devam ettirmesi beklenmemelidir. Endüstri teknolojik olarak gelişmiş ülkelerin düzeyine ulaşıncaya kadar ihracata yönelik olarak teşvik edilmelidir. Türkiye'de endüstriyi teknolojik olarak gelişmiş ülkelerin düzeyine ulaştırmak ancak yeni yatırımlarla kapasiteyi modemize etmekten geçmektedir. Yeni teknolojiler ve yeni ekipmanlar pahalı yatırımlardır. Türkiye'de gelişmiş bir tekstil rnakinaları sanayii olmadığına göre, bunlar döviz ödenerek ithal edilmek durumundadır. Endüstrinin kendisini yenileyebilmesi için, üretimini ihracatını ve iç satışlarını arttırması ve sağlanan kârlardan bir kısmını yatırımlara kanalize etmesi gerekmektedir. 208 10 02Türkiye'de tekstil ve hazırgiyim endüstrisi ihracat açısından nötral statüde bulunmamaktadır. Bu sonuca, zaman zaman TL'nin aşırı değerlenmesi, ithal girdileri sağlamada firmaların çeşitli zorluklarla karşılaşması, iç piyasada girdi fiyatlarının rekabetçi bir ortamda oluşmaması, para ve kredi piyasasının Türk firmalarını uluslararası piyasalarda rekabetçi ' kılmaktan uzak olması, ve iç vergileme sisteminde rekabet gücünü düşürücü uygulamaların varlığına ilişkin bulgulardan hareketle ulaşılmaktadır. Çeşitli ekonomik dengeler nedeniyle TL. zaman zaman aşırı değerlenmektedir. TL'nin aşırı değerlenmesinin ihracat üzerinde olumsuz etkileri vardır. Aşırı değerlenme zamanlarında satın alma gücüne göre hesaplanan parite ile gerçekleşen döviz kurları arasındaki fark bir sigorta sistemiyle ihracatçıya aşırı değerlenmenin anti-ihracat etkisi kırılabilir. Ya da girdi maliyetleri artışı, enflasyon ve döviz kurlarındaki gelişmeleri göz önünde bulunduran bir girdi fiyatları sigorta sistemi ihracatçı firmaları döviz kurlarının satın alma gücü paritesinden daha az artması karşısında koruyabilir. Endüstrinin, özellikle hazırgiyim endüstrisinin ithal girdi temininde güçlükleri vardır. Aslında Türkiye'de ihracat amaçlı üretimin bünyesinde kullanılan ithal girdilerin uluslararası piyasalardan sağlanması konusunda yasal düzenlemeler yetersiz sayılmaz. Ancak uygulamanın bürokratikliği, mevsimlere ve tüketici tercihlerine göre hızlı hareket etmesi gereken hazırgiyim ihracatçılarının seri hareketlerini engellemektedir. Bunun ıslahı gerekmektedir. Endüstride temel girdi ve aramalları sanayilerinde monopolistik piyasa koşulları pazar hakimiyeti durumları vardır. Endüstrinin rakip ülkelerin endüstrileri ile eşit koşullarda olabilmesi için, devletin temel girdi olan pamuktaki olan piyasalarına uymayan destekleme alım politikasından vazgeçmesi > veya destekleme alım politikasını dünya fiyat sistemine göre revize etmesi gerekmektedir. Ayrıca iplik ve kumaş gibi aramalları sanayindeki pazar hakimiyeti koşullarının, 208 10 03rekabet gücünün kırıcı etkilerinin bertaraf edilebilmesi için terbiye edici ithalatın serbest bırakılması gereklidir. Hem temel girdi pamukta, hem aramallarınc(a uzun vadeli, sık sık değiştirilmeyen liberal bir dış ticaret politikasının belirlenmesi her şeyden önemlidir. Endüstriye ucuz maliyetli kredi sağlanmasının faydaları büyük olacaktır. Bilindiği gibi ; kredi, ticaret potansiyelini fiili hale getiren en önemli araçlardan biridir. i İç vergileme sisteminin ihracat üzerindeki etkileri ciddi bir araştırmaya tabi tutulmalıdır. Ücretler üzerinden kamuya aktarılan. kısmın, işgücünün işverene maliyeti içindeki payının yaklaşık % 45 'e ulaşması, ihracata rekabet gücü kazandırmada vergi düzenlemeleri konusunda ne yapılabileceğine dair bir fikir vermektedir. Ayrıca KDV iade sistemi ıslah edilerek üretici ihracatçılar KDV 'yi finanse etmekten kurtarılmaktadır. Endüstrinin ihracata yönelik teşviği, temel olarak, gelişmiş batı ülkelerinde uygulanan kredilendirme, sigorta ve garantiler sağlama ve girdileri sağlamada rekabet koşullarının düzenlenmesi yoluyla olmalıdır. Bunlar dışında, GATT ve buna bağlı kodlara aykırı olmamak ve endüstrinin teknolojik düzeyi gelişmiş ülkelerdeki düzeye ulaşıncaya kadar sürmesi koşuluyla, enerji teşviği, navlun teşviği, ucuz kredi, vergisel teşvikler ve AR-GE teşvikleri gibi telafi edici, teşvikler devreye sokulabilir. Türkiye'de ihracatı teşvik sisteminin en büyük eksikliklerinden biri, telafi edici teşviklerden büyük ölçüde, nihai ihracatı gerçekleştiren firmaların' yararlanması, dolaylı ihracat yapan firmaların yararlanamamasıdır. Bu eksiklik, Uzak Doğu ülkelerinde başarıyla uygulanan bir iç piyasa akreditif sistemi veya bir ihracata yönelik iç satışları destekleme sistemiyle giderilebilir. Teşviklerin primer tekstil endüstrisine de yayılmasının, bu alt sektördeki teknolojik eksikliğin üstesinden gelinmesinde önemli olduğu unutulmamalıdır. 208 10 04

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Türkiyede tekstil ve konfeksiyon sektörünün durumu ve çıkış stratejileri

    Başlık çevirisi yok

    İBRAHİM ÖZGÜR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Tekstil ve Tekstil MühendisliğiKadir Has Üniversitesi

    Bankacılık Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. HASAN EKEN

  2. A Decision support system for the evaluation of the effects of the incentives on the exports of tekstile and apparel sectors

    Tekstil ve hazır giyim sektöründeki teşviklerin ihracata etkilerini değerlendiren bir karar destek istemi

    EMEL KONUK

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    1994

    Endüstri ve Endüstri MühendisliğiOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EROL SAYIN

  3. Türkiye iktisat politikalarının belirlenmesinde iktisadi kurum-kural ve kuruluşların rolleri

    Başlık çevirisi yok

    İBRAHİM GÜRAN YUMUŞAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1995

    Ekonomiİstanbul Üniversitesi

    DOÇ.DR. YUSUF TUNA

  4. Türkiye'nin dış ticaretinde 1980 sonrası dönemde meydana gelen yapısal değişiminin ekonometrik analizi (1973-1992)

    Başlık çevirisi yok

    ZEKERİYA MIZIRAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1995

    EkonomiSelçuk Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. RECEP TARI

  5. Dış ticarette teslim ve ödeme şekillerinde eğitim gereklerinin belirlenmesi

    Determination needs of education in terms of payment and delivery in foreign trade

    YADIGARJON GAYİPOV

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    İşletmeGazi Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İZZET GÜMÜŞ