Geri Dön

A stylistic and structural analysis of flute concerto by Krzysztof Penderecki

Krzysztof Penderecki flüt konçertosunun stilistik ve yapısal analizi

  1. Tez No: 848499
  2. Yazar: FİLİZ KARAPINAR
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ EMMANOUIL EKMEKTSOGLOU
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Müzik, Music
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Müzik Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Müzik Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 131

Özet

Bu çalışmada Krzysztof Penderecki'nin (1933-2020) artistik serüveni ve önemli eserleri incelenmiştir. Çalışmanın büyük bir kısmı bestecinin 1992 yılında yazmış olduğu Concerto for Flute and Chamber Orchestra (Flüt ve Oda Orkestrası Konçertosu)'nun üslup analizinden oluşmaktadır. Bu konçerto, Penderecki'nin üslup sentezini mevcut kullanımının yakın tarihli bir örneğidir. Araştırmanın temel amacı, bu konçertoya özgü besteleme teknikleri konusunda Penderecki'nin gelenek ve moderniteyi nasıl birleştirdiğini/sentezlediğini ortaya çıkarmaktır. Çalışmanın analiz kısmı, bestecinin farklı bileşenleri tek bir müzik parçası bağlamında nasıl kullandığını göstermeyi hedeflemektedir. Üslup, dokusal ve motifsel öğelerin titizce incelenmesi yoluyla, çalışma, eserin birleştirici kompozisyon tekniklerini vurgulamaya yardımcı olacaktır. Ayrıca flüt konçertosunun incelenmesi, içeriği ve yapısal özellikleri hakkında ayrıntılı bilgi sağladığından, flüt öğrencileri, müzikolog ve icracılar için bir kaynak teşkil etmektedir. Çalışma, Penderecki'nin çeşitli besteleme tekniği ve müzik felsefesi hakkında gerekli bilgileri ortaya koyan biyografik bir taslakla başlamaktadır. Besteci ulaşmak istediği evrensel müzikal dilini araştırırken sayısız modern besteleme yaklaşımını, notasyonu, stili ve türü kompozisyonlarına eklemiştir. Penderecki kariyerinin başlarında Polonya Okulu'na özgü, ve gelişmiş enstrümental teknikler, yeni ses kaynaklarını, en uç noktadaki ses perdeleri ve ses tınılarını temel alarak ortaya çıkan“sonorist”müziği benimsemiştir. 1959'da“Varşova'nın Sonbaharı”festivali için Strophen eserinin yaratılmasından bu yana, müzik tarihinin tüm kalıntılarını bir kenara atma konusunda inanılmaz bir cesaret göstermiş ve müziğin keşfedilmemiş ses bileşenlerini bulma konusundaki olağanüstü ustalığı, ona hemen önemli bir konum kazandırmış, uluslararası üne kavuşmasının yolunu açmıştır. Ancak besteciliği geliştikçe bu avantgard tekniği geliştirmek yerine müziğinde tonal unsurlar sunarak konumunu radikal bir biçimde değiştirmiştir. 1980'ler boyunca, büyük ölçüde tonalitesiz polifonik, ancak kontrpuan etkileşimine izin veren temalar ve motiflere sahip bir kromatiklik olan kendi müzikal çoğulculuğunu keşfetmiştir. Penderecki, üstün ve titiz çalışmaları sayesinde“sentez”olarak adlandırdığı kendine özgü müzik dilinin ana akımına bu tür uç noktaları sorunsuz bir şekilde harmanlamıştır. Araştırmalar ve röportajlar gösteriyor ki, Penderecki için sanat, birleştirici bir deneyime sahip olmalıdır. Böylece sentez sadece bir kompozisyon yaklaşımına atıfta bulunmak yerine, aynı zamanda eski temaları yeni müzik teknikleriyle birleştirebilir veya doğrudan dinleyicilerle iletişim kuracak çağdaş ve geleneksel tekniklerin bir sentezi olabilmektedir. Besteci bu dönemde büyük ölçekli dramatik ve dini sahne yapıtlar yerine, çoğunlukla enstrümantal eser üretmeye odaklanmıştır. Flüt konçertosu da dahil olmak üzere sentez dönemindeki eserlerinin çoğu, kromatik polifoni ve ton kümelerini klasik motif gelişimi ve etkileyici melodilerle birleştirmektedir. Penderecki'nin son dönem beste eğilimi, daha çok enstrümental eserler - çoğunlukla konçertolar - yazmaya doğru bir kayma içerdiğinden, diğer enstrümantal eserlerini keşfetmek özellikle dikkate değerdir. Bu yıllarda yazılan eserlerde Penderecki'nin kompozisyon dilinin nasıl bir tutarlılık sergilediğini gösteren bilgiler çalışmanın ikinci bölümde detaylı olarak yer almaktadır. Bu bölüm ayrıca Penderecki'nin edebi eserinin bir incelemesini de içermektedir: Labyrinth of Time. Five Addresses for the End of the Millennium (Zamanın Labirenti. Binyılın Sonu İçin Beş Adres).1993 ve 1996 yılları arasında yapılan beş konuşmanın bir derlemesi olan bu eser, hem bestecinin o yüzyılın başındaki sanatın durumuna ilişkin kişisel beyanı hem de 1970'lerin ortalarında, müziğinde deneysellikten daha melodik bir ifadeye geçişini eleştirenlere bir yanıt olarak yazılmıştır. Burada, Penderecki'nin labirenti, geçmiş ile günümüz arasındaki sanatsal yolculuğunu simgeleyen bir metafor olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın üçüncü bölümü, Flüt ve Oda Orkestrası Konçertosu'nu yapısal ve üslup açısından inceleyerek, Penderecki'nin avangard ve yeni-romantik yaklaşımları“sentezinde”nasıl birleştirdiğini eser üzerinden açıklamayı amaçlamaktadır. Penderecki, her zaman kendi müziğini yazdığını, izleyicilerle iletişim kurmak için kullandığı ve kültürel hafızalarına hitap eden bir dil yarattığını iddia etmiştir. Eser, sanatçı ile dinleyici arasındaki bu köprüye değinme şansı veren geleneksel kompozisyon yaklaşımlarını bütünleştirmektedir. Araştırmanın temel stratejisi, üçüncü bölümün başında ayrıntılı olarak tanıtılan Jan La Rue, Guidelines for Style Analysis (1992) (ilk basım 1970, New York: W.W. Norton) isimli stil analizi kitabından esinlenmiştir. LaRue, her müzik öğesinin dikkatli bir şekilde incelenmesine izin veren bir stil kavramı geliştirmiştir. Ana teknik, yazarın kavram formülünü kullanarak, analitik amaçlar için müziği oluşturan ses, armoni, melodi, ritim ve büyüme (form) olarak beş ayrı parametrede incelemeyi gerektirmektedir. Eseri ses parametresi kapsamında analiz etmek için üç temel ses yapısının üç alanına odaklanılmıştır: tını, dinamikler ve doku. Armonik incelemede, yalnızca tonaliteler değil, aynı zamanda kontrpuansal aktiviteler de incelemiştir. Melodik malzemenin özgünlüğü veya türevleri ile her bir motifin aralığı, cümle yapısı ve lirik kalitesi gibi benzersiz nitelikleri dikkate alınmıştır. Tempo ve ölçü dışında, LaRue tekniğini kullanarak ritmi değerlendirmek için,“temponun nüansları”, farklı ritmik kalıplar veya motifler ve kalıpların ürettiği genel etkiler incelenmiştir. Büyüme, yani form analizinde ise ses, melodi, armoni ve ritmin nasıl birleştirildiğini ve tam bir parça oluşturmak üzere nasıl geliştiğini inceleyen unsurlar sunulmuştur. LaRue'nun stil analizi ve ilkeleri, konçertonun stilini anlamak için uygun bir analitik çerçeve sağlamaktadır. LaRue yöntemlerinin bu konçertoya titizlikle uygulanması, icracının ve nihayetinde dinleyicinin dikkatini müziğinin hem görünen hem de daha incelikli bileşenlerine çekecektir. Stil analizi için bu yönergeleri uygulayarak elde edilen sonuçlar dördüncü bölümde özetlenmiştir. Konçerto, minör ikili, minor üçlü ve onların çevrimleri gibi uyumsuz, fakat özenle seçilmiş aralıklı kombinasyonlar üzerine kurulmuş müzikal materyalleri kapsamaktadır. Bu malzemeler, tüm yapıyı oluşturarak eserin bütünü boyunca tekrarlanıp gelişmektedir. Ana malzemenin sürekli dönüşüm ve gelişimi, etkileyici ve dramatik bir gerilim yaratmaktadır. Penderecki tonaliteyi tartışırken, geleneksel majör-minör gerilimlerinin aksine tonal merkezileşmeye atıfta bulunmuştur. Romantik bestecilerden etkilenen yoğun ve ağır orkestrasyona ek olarak, kontrpuan yazımındaki ustalığı, tek enstrümantal gruplar arasındaki çok sesli diyaloglarında kendini göstermektedir. Sonoristik deneyimleri Penderecki'nin tınısal hayal gücünü etkilediğinden, aşırı ses aralıkları, çeşitli artikülasyonlar ve değişen tempolar kullanarak flütün birçok ton rengini kullanılmıştır. Oda müziği benzeri bir yaklaşımda, solo flüt, dokuları çoğunlukla şeffaf kalacak şekilde büyük bir orkestraya karşı yan yana getirilmiştir. Eser teknik anlamda oldukça zor olsa da, flütün tüm virtüözitesini ve ifade yeteneğini keşfetmektedir. Sonuç olarak, Flüt ve Oda Orkestrası Konçertosu, Penderecki'nin geçmiş yarım yüzyılın parametrik ve sonik uçlarından birkaç adım geri atmayı ve ileriye doğru olası yaratıcı adımları bulmak için tarihe bir bütün olarak bakmayı içeren sentez fikrini bir bütün olarak örneklemektedir. Konçerto, zorlayıcı ritimler ve armonilere sahip olsa da, geniş renk paleti, ve melodik çeşitliliğiyle modern flüt repertuarına önemli katkı sağlamaktadır. Analiz sonucunda ortaya çıkan bilgiler flüt icracıları, akademisyenler ve daha geniş sanatsal veya tarihsel çalışmalar bağlamında üslup kaygılarıyla ilgilenen araştırmacılar için özellikle kapsamlı ve etkilidir.

Özet (Çeviri)

In this study, the artistic path and the important works of Krzysztof Penderecki (1933-2020) are examined. The majority of this thesis is concerned with a stylistic analysis of the Concerto for Flute and Chamber Orchestra (1992). This concerto is a recent example of Penderecki's current usage of stylistic synthesis. This study attempts to show how he employed diverse components within the context of a single piece of music and how Penderecki combined/synthesized the tradition and modernity regarding compositional techniques unique to this concerto. Through a rigorous stylistic, textural, and motivic examination, the study will assist to highlight the work's unifying compositional techniques. In addition, since the analysis of the flute concerto provides detailed information of its content and structural features, this study constitutes a source for flute students, musicologists, and performers. The study opens with a biographical sketch that reveals necessary information about Penderecki's varied compositional technique as well as his musical philosophy. Penderecki employed numerous compositional approaches while investigating a universal language. He explored diverse modern composing approaches, notations, styles, and genres, such as sonorism, serialism, and neo-Romanticism. Since the creation of Strophen in 1959 at the“Autumn of Warsaw”festival, he showed amazing courage in discarding all remains of musical history, as well as extraordinary ingenuity in finding undiscovered sound components of music, which immediately secured him a prominent position on the Polish musical scene and opened the way to international renown. As his compositions evolved, he progressively began to phase out avant-garde composing approaches. Throughout the 1980s, he discovered his own musical pluralism, a chromaticism that is largely polyphonic without tonality, but with themes and motifs that allow for counterpountal interaction. Penderecki smoothly blended such extremes into the mainstream of his particular musical language, which he termed“synthesis”thanks to his superior craftsmanship. The studies and interviews show that for Penderecki, the art must be rooted in a uniting experience. Thus, synthesis not only refers to a composition approach, but might also combine old themes with new musical techniques, or be a synthesis of contemporary and traditional techniques that would communicate directly to audiences. The first chapter also includes a discussion of Penderecki's literary work, Labyrinth of Time. Five Addresses for the End of the Millennium, a compilation of five speeches held between 1993 and 1996. It was written both as the composer's personal declaration on the condition of art at the turn of that century, and as a response to critics who, in the mid-1970s, criticized his shift from experimentation to a more melodic expression in his music. Here we understand that the Penderecki's labyrinth symbolizes his artistic journey between the past and present. The third chapter of this study explores the Concerto for Flute and Chamber Orchestra from a structural and stylistic point of view, and aims to explain how Penderecki combines his avant-garde and neo-Romantic approaches in his“synthesis”through this work. Penderecki claimed that he always wrote his own music, creating a language that he used to communicate with the audience that appealed to their cultural memory. The work integrates traditional compositional approaches that give a chance for addressing this bridge between the artist and the listener. The fundamental strategy to the research was inspired by Jan La Rue, Guidelines for Style Analysis 2nd edition, 1992, (first published in 1970 New York: W. W. Norton), which is introduced in detail at the beginning of the third chapter. LaRue has developed a concept of style that permits the careful examination of each musical element. The main technique entails separating the music into its constituent sound, harmony, melody, rhythm, and growth (acronym SHMRG) for analytical purposes, utilizing the author's concept formula. The results obtained by applying these guidelines for style analysis are summarized in the fourth section. The concerto covers musical materials which are built carefully on selected intervallic combinations with a tendency for dissonances such as minor seconds. These materials are repeated and developed throughout the entire piece creating the whole structure. Continuous transformations and development of the initial material create an expressive and dramatic tension. When Penderecki discusses tonality, he refers to tonal centralization as opposed to traditional major-minor tensions. In addition to the dense and heavy orchestration influenced by the Romantic composers, his mastery in contrapuntal writing is demonstrated in his polyphonic dialogues between single instrumental groups. His sonoristic experiences have influenced Penderecki's timbral imagination. He makes use of the flute's many tone colors by using extreme registers, varied articulations, and varying tempos. In a chamber-like approach, the solo flute is juxtaposed against a large orchestra in such a way that its textures remain mostly transparent. In conclusion, Concerto for Flute and Chamber Orchestra all in all exemplifies Penderecki's synthesis idea, which involves taking a few steps back from the parametric and sonic extremities of the past half-century, and looking at history as a whole to find possible creative steps forward. One cannot deny that this flute concerto is a significant contribution to the instrument's repertoire, while there is a lack of flute-centric concerti in the late modern repertoire. The resulting method of the analysis is particularly extensive and effective for flute performers, scholars and researchers interested in stylistic concerns within the context of broader artistic or historical studies.

Benzer Tezler

  1. W. A. Mozart flüt konçertolarının yoruma yönelik incelenmesi

    An i̇nterpretation- oriented research of W.A.Mozart flute concertos

    SELİN OYAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    MüzikMersin Üniversitesi

    Müzik Ana Sanat Dalı

    YRD. DOÇ. GEORGE KSOVRELİ

  2. A structural and stylistic analysis of Turkish proverbs

    Türk atasözlerinin yapısal ve biçemsel incelemesi

    FİRDEVS BESTE KAPTANOĞLU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    DilbilimHacettepe Üniversitesi

    İngiliz Dilbilimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMİNE YARAR

  3. Leo Brouwer'ın bestecilik dili ve dönemleri Tres Apuntes, Canticum, El Decameron Negro eserlerinin dönemsel ve biçimsel analizleri

    Leo Brouwer?s compositional language and his stylistic periods periodical and formal analysis of Tres Apuntes, Canticum and El Decameron Negro

    ALKAN AKINCI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Müzikİstanbul Üniversitesi

    Müzik Ana Sanat Dalı

    ÖĞR. GÖR. ERDEM SÖKMEN

  4. 17. ve 18. yüzyıl Bursa evleri yapı çözümlemesi

    Structural analysis of the 17th & 18th century Bursa houses

    FEYZA AKSOY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    MimarlıkMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Restorasyon Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MEVLÜDE KAPTI

  5. Sinan dönemi camilerinin kubbe ve alt destek sistemlerinin dijital stereotomi yaklaşımıyla yeniden ele alınması

    Revisiting the dome and lower support systems of the Sinan period mosques with digital stereotomy approach

    NECMETTİN SANCAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Bilişim Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEMA ALAÇAM