Geri Dön

The politics of moral giving

Ahlaki hayırseverliğin siyaseti

  1. Tez No: 848500
  2. Yazar: MELEK EYİGÜNLÜ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. GÜRCAN KOÇAN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Felsefe, Siyasal Bilimler, Sosyoloji, Philosophy, Political Science, Sociology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Siyaset Çalışmaları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Siyasal ve Toplumsal Düşünceler Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 248

Özet

İçinde bulunduğumuz dramatik servet eşitsizliği çağında ihtiyaç sahibi insan sayısındaki artış, gelir eşitsizliği ve çeşitli diğer (salgın hastalıklar, çevre sorunları, göçler vb gibi) krizlerle birleşerek siyasi istikrarsızlığa ve toplumsal adaletsizliğe yol açmaktadır. Ahlaki hayırseverliğin doğası gereği fonksiyonları onun güçlü aktörlerine bu sorunların çözümünde görev alırken aynı zamanda kamusal alanda söz sahibi olma ve dolayısıyla karar alıcı rollerini vermiştir. Yüzyıllar boyunca, ahlaki hayırseverlik fikri erdemle, insan sevgisiyle, iyilik yapma ödeviyle, ilahi bir his ya da kutsal bir görevle, sadaka vermeyle, toplumsal adalete fayda sağlama amacıyla, fedakârlıkla, yapana çıkar sağlama hesabıyla veya sosyal ya da siyasi güç elde etme türevleriyle ilişkilendirilmiştir - ki bu liste çok daha uzatılabilir. Bu tezin ana amacı ahlaki temelli olan yardım etme eyleminin, onu kendi içinde bir amaç olarak değerli olmaktan çıkaran, diğer bir deyişle onu başka amaçlara araçsallaştıran güdülemeleri bulmaktır. Ahlaki hayırseverlik olarak Türkçe'ye çevrilmeye çalışılan 'moral giving', burada kullanılan yeni bir terim olarak, yardımseverlik, hayırseverlik, insancıllık, sadaka, iyilikseverlik, gönüllülük gibi kavramları kapsayan bir genellemeyi ifade etmektedir. Bu terimler insanlık tarihi kadar eski olabilir ve yüzyıllardır ahlak felsefenin bir konusu olmuştur, ancak siyasi yönleri yeterince incelenmemiştir. Ahlaki hayırseverliği kendi başına değerli kılan ideal bir dünya olmadığından, karmaşık ahlaki, sosyal ve siyasi işlevleri ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda, ahlaki hayırseverliğin politik fonksiyonları üzerine yapılan çalışmalar son dönemle sınırlı olup, birçok soruyu yanıtsız bırakmışlardır. Bu çalışma, literatürdeki bu boşluğu doldurmayı amaçlamaktadır - dolayısıyla, farklı teorik perspektiflerden karmaşık etik, sosyal ve siyasi motivasyonları incelemektedir. Bu tezin ana araştırma sorusu şudur: Etik bağışlamayı siyasi amaçlara ulaşmak için bir araç haline getiren temel dayanaklar nelerdir? Ana tez, 'etik açıdan kendi içinde değerli –kendi içinde amaç- olmadığı sürece ahlaki hayırseverliğin siyasal alanda araçsallaştırıldığıdır'. Burada 'özünde değerli' terimi, bir şeyin başka bir şeyin amaçları için değerli olmak yerine 'kendi başına' veya 'kendisi için' sahip olduğu değeri ifade eder. Bu bağlamda, ana argüman, etik motivasyonları açısından ahlaki hayırseverliğin araç odaklı yaklaşımlarının, onun sosyal motivasyonlarıyla birleşerek politik bir araç haline gelmesinin yolunu açtığını savunur. Bu tez, baskın faydacı bakış açılarına karşı çıkar ve ahlaki vermenin politik Alana araçsallaştırılmasının, bir eylem olarak ahlaki olarak değerli olmadığını iddia eder. Ahlaki yardım etme eyleminin başka bir amaç için bir araçsallaştırılmasnın reddedilmesinin tek istisnası, 'sosyal adalet' sağlama amacıdır. Yani, ahlaki vermenin başka bir amaç için bir araç olarak haklı çıkarabileceği tek ve son amaç (adalet) vardır. Böylece, ahlaki yardım hem kendi başına bir amaç hem de sosyal adalet için bir araçtır ve bu da eylemin kendisi için içsel olarak bir sonudur. Sonuç olarak, ahlaki yardım etme eyleminin kendi başına bir amaç olduğu ideal dünya olmadığı için, mevcut durumda karmaşık ve iç içe geçmiş ahlaki, sosyal ve politik hedefler ahlaki yardım eylemlerini motive ederler. Dahası, yardım edenin iç içe geçmiş motivasyonlarını tanımlamak ve ayırt etmek zordur. Bununla birlikte, bu durum, bizi (ahlaki) ideal bir politik teoriye ulaşmaktan alıkoymamalıdır. Farklı perspektiflerden motivasyonları ve işlevleri gözden geçirmek için, bu tez, üç ana yönü ele alan ve üç ana bölümden oluşan, etik, sosyal ve siyasal temeller üzerine yapılanmıştır. Bu çalışmaya yönlendiren güncel kaygılara, dünyadan ve Türkiye'den örneklere ve rakamsal büyüklüklere yer verilen giriş kısmını takiben, ilk ana bölüm (Bölüm 3) olan“Etik Açıdan Ahlaki Hayırseverlik”bölümü, ihtiyaç sahiplerine yardım etmenin temel ahlaki motivasyonlarını kapsamakta ve normatif etik teorik yaklaşımların temel argümanlarını anlatmaktadır. Bu bölüm, ödev etiği ve sonuççuluk olarak iki ana akımın içindeki farklı yaklaşımların görüşlerine odaklanmaktadır. İlk grup, eylemlerin sonuçlarını ve aktörün karakter özelliklerini dikkate almayan kural temelli etik anlayışı olarak kabul edilen yaklaşımları içerir. İkinci grup ise amaçsallık üzerine sonuçlara dayalı bir etik anlayıştır ve maksimum faydayı elde etmeyi amaçlar. Ödev ahlaki perspektifi altında, deontolojik, çoklu ödevler ve doğal hukuk yaklaşımları ele alınırken, sonuççuluk perspektifi altında, faydacılık, erdem etiği, fedakârlık ve ahlaki egoizm yaklaşımları tartışılmaktadır. Bu ilk ana bölüm, Kant'ın deontolojik yaklaşımı ile Aristoteles'in erdem etiği arasında, ikisinden de belirli noktaları kapsayan bir hibrit ahlaki normatif sentezin sunulmasıyla sona erer. Ahlaki normatif bu bölüm, araçsallaştırmayı reddeden yeni bir siyasi teori inşa etmenin nihai amacına doğru ilerlemek için, araç odaklı yaklaşım yerine hayırseverlik eyleminin kendisini (kendi içinde değerli) bir amaç kılmaya odaklanan bir yaklaşımın belirlenmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir. Ardından, burada çizilen hibrit model, ahlaki bir formülasyon önermektedir. Buna göre, 'iyi insan zaten ödevlerini yerine getirir; bu nedenle ondan içsel olarak değerli eylemlerin iyi bir niyetle gerçekleştirilmesi beklenir ve doğruyu yapmak iyi bir karakterin özelliğidir'. Tezin ikinci ana kısmı olan“Ahlaki Hayırseverliğin Sosyal Yönü”, ahlaki hayırseverliğin sosyolojisine genel bir bakış sunar. İki bölümden oluşan bu kısım öncelikle mikro-makro ikilemin metodolojik tartışmasına bütünsel bir perspektiften yaklaşarak sorulara cevap arar ve ardından ahlaki hayırseverliğin sosyal güdülerini ve işlevlerini ele alır. Bu bölümün temel amacı, farklı sosyolojik perspektiflerden ahlaki hayırseverlik eylemlerinin arkasındaki sosyal motivasyonları analiz etmektir. Bu bölümün ana argümanı olarak sunulan fikir, verme eylemlerini yönlendiren farklı sosyal motivasyonların mikro-makro ikilemini aşan bütünsel bir perspektiften analiz edilmesi gerektiğidir. Bu bağlamda, her bir güdü içinde bulunduğu bağlamına göre değerlendirilirken aynı zamanda birbirleri ile iç içe geçen fonksiyonları sebebiyle de bütünleştirici bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Hiçbir sıralama amacı güdülmemekle birlikte, bunlar i) değerleri, kutsal görevleri ve karşılıklılık unsurlarıyla ilişkili olan dini perspektif; ii) hediye vermenin bir takas biçimi olma doğası yoluyla incelenen karşılıklılık ilişkileri perspektifi; iii) birlik ve sosyal gerçeklerle ilişkili dayanışma, düzen ve uyum; toplumun birey üzerindeki zorlayıcı gücünü açıklamak için dayanışmacı perspektif; iv) kişisel çıkarlarla hareket eden bireyler tarafından yapılan hesaplı ve amaçlı kararları ifade eden rasyonel seçim perspektifi; ve v) sosyal sermaye, etki ve sembolik güce vurgu yapan sosyal güç perspektifi. Sonuç olarak, ahlaki hayırseverliğin sosyal yönünün, toplumsal teorilerin kutuplaşmış doğasına karşı, iç içe geçmiş karmaşık sosyal işlevleri, hem mikro hem makro düzeyde, bir arada anlamaya çalışan bütünsel bir perspektiften analiz edilmesi gerektiğini kabul eder. Üçüncü ve son kısım olan“Ahlaki Hayırseverliğin Siyasi Yönü”, politikanın içeriğine genel bir bakış sunar. Bu, gücü ve çıkarları aktörlerin amaçları olarak merkeze alan gerçekçi siyaset kuramının ve adalet değerlerini politikanın ideali olarak merkeze alan idealist siyaset kuramının görüşlerini içerir. Bu nedenle, bu son kısım ahlaki hayırseverliğin siyasi güdülerle nasıl ilişkilendirildiği ve özellikle güç, çıkar ve toplumsal adaletin karmaşık siyasi işlevleri üzerine odaklanır - aslında hayırseverliğin hem bir gücü harekete geçirme biçimi hem de bir sosyal adaleti sağlama işlevleri olduğu üzerinedir. Bu bağlamda, sunulan ana argüman, ahlaki hayırseverliğin potansiyel olarak politikanın bir aracı olarak işlev görebileceğidir; veya başka bir deyişle, ahlaki hayırseverliğin bilhassa güç ve toplumsal adalet işlevlerinin, onu politik alanda dolaylı olarak veya doğrudan maksatlı olarak kullanılabilir kıldığı (araçsallaştırıldığı) kabul edilmektedir. Bu tez yardım etme eyleminin kendisinin sosyal adalet unsurunu içerdiği idealist siyaset kuramını kucaklamakla birlikte pratikte yaşananları anlamak için gerçekçi siyaset kuramını farklı güç ve ilişkili olduğu çıkar kavramları üzerinden de incelemektedir. Sonuç olarak, ahlaki idealizm, kendi içinde değerli olan bir yardım etme eylemini benimser. Bunun tek bir istisnası vardır: sosyal adaleti sağlama amacı. Yalnızca, sosyal adalet, ahlaki vermenin içsel bir işlevi ve aynı zamanda hedefidir - bu, ahlaki hayırseverliğin hem içsel hem de dışsal bir değere sahip 'ahlaki iyi' olduğu anlamına gelir. Sosyal adalet, ahlaki hayırseverlik eylemi açısından hem içsel hem de dışsal veya araçsal bir değere sahip olan benzersiz bir motivasyondur. Bu, Platonik ve Aristotelesçi bakış açılarından, adaletin hem kendi başına bir amaç hem de en yüksek amaç olan erdemlere uyumlu mutlu bir yaşam (eudaimonia) için bir araç olduğu gerekçesiyle haklı görülür. Dolayısıyla, bu tezde ahlaki hayırseverliğin hem kendi içinde, kendisi için değerli bir amaç hem de yine özünde değerli olan sosyal adaletin sağlanması için bir araç olduğu kabul edilmektedir. Sonuçtan önceki son bölümdeyse gelecekteki çalışmalara yönelik önerilere ayrılmıştır. Burada tezin kampsam ve yapısının getirdiği limitler nedeniyle yer verilemeyen düzenleyici kanunlar ve kurallar gibi hukuki uygulamalara ilişkin önerilere değinilmektedir. Sonuç bölümüne gelince, ahlaki açıdan içsel olarak değerli kılınmadığında, ahlaki hayırseverliğin sosyal ve siyasi alanlarda araçsallaştırıldığı ana argüman yeniden ele alınır. Yani, politik araçsallaştırma, sadece sosyal ve siyasi işlevlerinden değil, aynı zamanda normatif bir etik rehberin yetersizliğinden de gücünü alır. Normatif ilkeler ve etik sınırlandırmalar koyan kuralcı bir yaklaşıma ihtiyacımız olduğu ortaya çıkmıştır. Hayırseverlik eylemini kendi içinde özsel bir amaç olarak değil, başka amaçlara hizmet eden bir araç olarak meşrulaştıran ahlaki duruşlar ve bunlarla ilişkili sosyal güdüler, onu politikanın bir unsuru haline getirir, ancak bu, onun doğası gereği siyasal alanla ortak fonksiyonları olmadığı anlamına gelmez. Bu nedenle, ahlaki, sosyal ve siyasi düşüncelerin kutuplaşmış doğasına karşı, tüm harekete geçiren unsurları ve doğası gereği işlevleri arasında ve ayrıca mikro-makro sosyal aktörleri arasındaki karşılıklı geçişken ilişkileri kapsayan bütünsel bir model taslağı sunulmuştur. Sonuç olarak, bu tez, gelecekteki ahlaki hayırseverlik çalışmalarına yönelik yeni bir bütünleştirici ve karşılıklı geçişli bir yaklaşım öneren çok işlevli bir çalışma olmayı amaçlamaktadır.

Özet (Çeviri)

We are living in an era of increased income inequalities one that creates powerful moral-giving actors who take the role of decision-makers in the public realm. Over the centuries, the idea of moral giving has been associated with virtue as a character trait, human love, gift-giving, duties of beneficence, alms-giving, a utilitarian duty, an agent-sacrificing or an egoistic agent-favouring sense –a list that could be extended. Moral giving is a neologism deployed here as an umbrella term to include charity, philanthropy, benevolence, volunteerism and such like. It has been a topic in moral philosophy for centuries, but its political aspects have not been adequately studied and equally it refers to a topic that has been addressed in terms of its contemporary political aspects yet without a good philosophical and sociological grounding. Accordingly, this dissertation examines the complex ethical, social and political motives from different theoretical perspectives. The main research question is: What are the grounds that make moral giving a means to political ends? The main thesis is that moral giving is instrumentalized in the political field unless it is treated as end-in-itself – in other words, unless it is done for its own sake. In this context, 'instrumentalization' means using moral giving as a means for non-moral or immoral purpose. This thesis argues against dominant utilitarian perspectives and claims that the political instrumentalization of moral giving is not morally worthy as an act. Therefore, this work opposes instrumental moral giving, which means making giving valuable for the sake of something else and so an outcome-oriented moral giving. Accordingly, the main argument asserts that certain ethical positions and societal motivations support the instrumentalization of moral giving. Therefore, they also serve to make the act of giving a potential instrument of political functions. Consequently, this dissertation points out that that politicization of moral giving does not only stem from political motivations. Thus, this dissertation points out that that politicization of moral giving does not only stem from political motivations. The argumentation in this thesis has a complex structure. Therefore, as deemed necessary to first give descriptions of current, existing moral, social and political motives in order to better understand the ideal world asserted here There is one unique exception to the rejection of (social and political) motives that makes moral giving a means to another end. This concerns 'social justice', which is the subject of the last part (on the political aspect). That is, there is one and only end (justice) that can justify moral giving as a means to another end and thus asserts its value as extrinsic. Therefore, moral giving is both an end in itself and a means for social justice, which is intrinsically itself an end of moral giving. Finally, as it is not the ideal world in which moral giving is necessarily an end in itself, in the existing situation, there are complex and overlapping moral, social and political goals that motivate moral-giving actions. Moreover, it is difficult to identify and disentangle a giver's intertwined motivations. However, this should not prevent us from achieving a (morally) ideal political theory. In order to overview the motives and functions from different perspectives, this dissertation is built on three main parts: the ethical, social and political aspects. Following the introduction and the main driving motives of studying this subject, the first body part (Part 3),“The Ethical Aspect of Moral Giving”covers the main moral motives behind giving acts and outlines the principle arguments in the major theoretical approaches, listed as two main types: duty ethics and consequentialism. Here, under the duty perspective, the deontological, pluralist and natural law approaches are considered, while under the consequentialist perspective, the approaches of utilitarianism, virtue ethics, altruism and ethical egoism are argued. This part ends with the submission of an ideal synthesis developing a hybrid moral model that embraces specific points from the Kantian deontology and Aristotelian virtue ethics – mainly pointing us giving acts should not be conditional or performed for an ulterior motive, in other words should be fundamentally an end in itself. Finally, ethical part submits a theoretical guiding framework with which to examine the social and political functions that moral giving plays and the moral limits to which it should adhere. The second body part,“The Social Aspect of Moral Giving”comprises two chapters, first one addresses questions in the methodological debate of the micro-macro dichotomy from an integrative perspective and then considers the social functions. The main aim is to analyse the social motivations behind moral-giving acts from different sociological perspectives, presenting, as the main argument, the idea that the social motivations, depending on their particular contexts -but within the whole of their interrelated motives-, that drive giving acts should be analysed from an integrative perspective that overcomes micro-macro dichotomy. Not ordered intending to imply hierarchy, these are i) the religious perspective; ii) the exchange relations perspective; iii) the solidaristic perspective; iv) the rational choice perspective, v) the social power perspective. The conclusion recognises that the social aspect needs to be analysed from a holistice perspective that recognises the intertwined and complex social functions of giving. A model is thereby developed that incorporates mutually transitive relations and overlapping motives between macro structures and micro agents and between the various social perspectives. The third body part,“The Political Aspect of Moral Giving,”addresses the domain of politics, recognising from a holistic perspective that the political and social aspects of moral giving are deeply intertwined. Divided into a consideration of the realist and then the idealist view of political theory, it looks at where and how moral giving is associated with political motives, focussing on its functions of power and social justice, the subjects of both the political and moral-giving context that need to be acknowledged together. Here, the argument presented is that moral giving practices can potentially function as a means of politics; in other words, it is recognised that the power and social justice functions of moral giving enable it to be instrumentalised in the political field, both inherently and intentionally. Finally, therefore, a moral idealism is embraced as able to constitute intrinsically valuable giving as itself a just action. At the same time, social justice is an inherent function and also goal of moral giving – this makes moral giving a good that has both intrinsic and extrinsic value. Social Justice is the unique motive that has both intrinsic and extrinsic value in terms of moral giving. This is justified since, from the Platonic and Aristotelian perspectives, justice is both an end in itself and a means for happiness or living well in accordance with virtues (eudaimonia) which is the highest end. Therefore, moral giving is both an end in itself and a means for social justice, which is intrinsically end of moral giving. The penultimate section, Part 6, makes some suggestions for future studies, considering, in particular, the limitations imposed by the scope and structure of this dissertation that prevented expanded discussion on legal practices, notably regulatory laws and principles. Thus, some practical suggestions in this regard are included. Finally, in the conclusion, Part 7, the main argument is revisited and spelled out. The political instrumentalisation of moral giving, it is claimed, derives its power not only from its social and political functions but also from the inadequacy of a normative guide. We need normative principles and a better working out of the moral limits to which we can go in our moral-giving activities and to which we should adhere to do right. It is recognised that the different aspects of moral giving need to be analysed from a new perspective that involves its various intertwined and dynamically complex social and political functions. The overall approach is once again emphasised as an integrated and transitive model with intertwined functions, which applies to the parts (each of three aspects) as to the whole. Ultimately, in addressing some inadequacies of recent political studies with respect to moral giving, this dissertation lays out an original theoretical ground for new studies. Contrary to the polarised nature of much theory, instead of considering from a single perspective, an extended model is outlined that encompasses mutually transitive relations between all motives and micro-macro social agents. As a result, this dissertation aims to be a multifunctional work proposing a new approach for future studies.

Benzer Tezler

  1. L'art performance en Turquie à la lumière des théories post-structuralistes et féministes

    Postyapısalcı ve feminist teori ışığında Türkiye'de performans sanatı

    NURDAN DURMAZ

    Yüksek Lisans

    Fransızca

    Fransızca

    2019

    Sanat TarihiGalatasaray Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ ERGUR

  2. A new historical approach to Geoffrey Chaucer's religious stories: The Physician's Tale, The Second Nun's Tale, and The Parson's Tale

    Geoffrey Chaucer'ın The Physician's Tale, The Second Nun's Tale ve The Parson's Tale adlı dini hikayelerinde yeni tarihselci yaklaşım

    RASHİDA MEHTEROGHLU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    İngiliz Dili ve EdebiyatıAnkara Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. UFUK EGE UYGUR

  3. Tarık Buğra'nın roman kahramanlarında değerler çatışması

    Value conflict in novel heroes of Tarık Buğra

    DERVİŞ POLAT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Türk Dili ve EdebiyatıKırşehir Ahi Evran Üniversitesi

    Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MAKSUT YİĞİTBAŞ

  4. Ömer Lütfi Salman'ın En-Namusu'l-Akvem li Saadeti'l-Umem adlı eserinin özeti ve değerlendirilmesi

    Translation and evaluation Ömer Lütfi Salmanin En-Namusu'l-Akvem li Saadeti'l-Umem

    ADEM AKTAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    DinKastamonu Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HAKAN ÇOŞAR

  5. İlkokulların 4. ve 5. sınıflarında Türkçe ders kitaplarındaki çocuk edebiyatı metinleri üzerine bir inceleme

    An examination on the textes of childrens literature in the Turkish textbooks of the fourth and the fifth classes of primary schools

    HAYRETTİN PARLAKYILDIZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Eğitim ve ÖğretimGazi Üniversitesi

    Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. ABDURRAHMAN GÜZEL