Geri Dön

Heykelde saç imgesi ve kadın kimliği

Hair image and female identity in sculpture

  1. Tez No: 852233
  2. Yazar: ÜMMÜGÜLSÜM SOYSÜREN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. CANAN ZÖNGÜR
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Güzel Sanatlar, Fine Arts
  6. Anahtar Kelimeler: Saç, İmge, Simge, Beden, Kadın, Feminizm, Üretim Biçimleri, Hair, İmage, Symbol, Body, Woman, Feminism, Modes of Production
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Heykel Ana Sanat Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 187

Özet

İnsan, yüzyıllar boyunca biyolojik evrimini gerçekleştirirken, kültür olgusunu yaratmıştır. Biyolojik evrimin ilk çağında, insan vücudu kıllarla kaplı iken zamanla bazıları yok olmuş fakat bazı bölgelerde var olmaya devam etmiştir. İnsan kendi bedenini tanımaya, anlamlandırmaya çalışırken, başındaki kılları saç olarak adlandırmış ve tanımlamıştır. Tanımlama beraberinde beden ve saça değerler yüklemesine neden olmuştur. Saça yüklediği değerleri insan bedeniyle bütünleştirirken, kadın bedeninde de değerler örüntüsünü derinleştirmiştir. Kadın bedeni üzerinden saça yüklenen değerler, geçmişten günümüze devam eden bir aktarımı da oluşturmuştur. Devamlılık özellikle kadın saçı bağlamında toplumsal bir sorunu da ortaya çıkarmıştır. Bu çalışma toplumsal bir olgu olan saça, sanat nasıl yaklaşmıştır sorusunun cevabını irdelemektedir. Bu yaklaşımı belirleyen etkenlerden biri toplumların üretim biçimleri ve üretimin şekillendirdiği toplumsal yapıların oluşma biçimidir. Doğa ile insanın iç içe yaşadığı tarih öncesi toplumda, kadın bedeni doğayla eşleştirilmiş ve yücelik ile donatılmıştır. Bu yaklaşım bedendeki her uzuv için geçerliliğini korumuştur. Doğumun nasıl oluştuğunun bilinmemesi kadın bedenini tanrısallık katına çıkarmıştır. Tanrıçalaşan kadın bedeni, baş ve saç, büyü imgesiyle simgeleştirilmiştir. Tarım toplumunun temelini atan kadınların, tanrıçalıkları devam ederken, metalin işlenmesiyle erkek de toplumda önemli rol almaya başlamıştır. Tarım toplumunun gelişmesiyle, erkek yönetimde daha görünür olurken, kadının da görünürlüğü azalmaya başlamıştır. Erkeğin çoğalmadaki rolünün öğrenilmesi, bilgi birikiminin artması, yazının bulunması, bilginin kullanımının erkekte toplanmaya başlamasıyla, eril sistem gelişmeye başlamıştır. Kadının bilgisi gücü gerilerken, kadın bedenine fitnelik, fesatlık, kötülükler ve büyüsel nitelikler yüklenilmiştir. Kadın saçına düşen payda da büyüsel güç olmuştur. Büyüsel imge erkeği yoldan çıkarmak, kötülüğe teşvik etme gibi simgelerle birleştirilerek, kadını yerinden ederken, erkeği tanrısallığa taşımıştır. Değişen inanç sisteminin yerini alacak olan tek tanrılı inançlar da bu olguyu pekiştirerek, kadını özel mekâna iterken, erkeği de kamusal mekâna yerleştirmiştir. Saça yüklenen büyüsel imgeler, kadının açık saç ile kamusal alanda bulunması problemlerin oluşmasına neden olmuştur. Bu bağlamda, arkeolojik buluntuda ortaya çıkan kadın heykellerinin beden, baş ve saçın gösterim biçimi, tarım öncesi toplumların üretim biçiminin yarattığı toplumsal ilişkiler dikkate alınarak, saç imgesinin simgeleşme biçimleri incelenmiştir. Kadın saçının oluşturduğu gücün, topluma yansıma biçimi yorumlanmıştır. Tarım toplumunun gelişimi, toplumsal ilişkiler, bazı heykeller üzerinden incelenmiş, beden, bedendeki baş ve büstlerdeki gösterim değişimi yorumlanmıştır. Kadın ve erkek büstlerinin incelenmesi saç algısının değişimini gösterirken, kadın saçına yaklaşım farklılığı ve saç imgesinin toplumsal algıdaki değer kaybının üzerinde durulmuştur. Dünyaya yayılan tek tanrılı dinlerde de kadın algısının, cadılık, kirlilik, utanç, kötülüğe meyilli beden olgusunun, saç üzerinden pekiştirildiği vurgulanmıştır. Bu olgu sanayi toplumunda da sürmüş, yeni bilimlerde ve felsefe gibi düşün alanlarında da oluşan kavramlarla pekiştirilmiştir. Sanayi toplumunun üretim biçiminin sonuçları bireyselleşmeyi geliştirirken, kadının iş gücünün işlevsel hale gelmesi, kadın hareketini yaratmıştır. Feminizm toplumsal değişimlere katkılar sunarken, kavramları ters yüz ederek toplumsal bakış açılarını değiştirmeye başlamıştır. Katkılar, kavramların yarattığı değişim ve dönüşüm, kadının var olma isteği ve mücadelesi, kadın sanatçıların eserleri üzerinden incelenmiştir. Bilgi toplumunda da gelişim, değişim devam ederken, günümüzü de şekillendirmiştir. İletişimin imkanları, küreselleşme, genetik mühendisliği ve biyoloji biliminin geldiği aşama, değişen bilgi, düşünsel kavramların ulaştığı yer, sadece kadını değil, insan olgusunu da değiştirmeye başlamıştır. Bilinen kavramların parçalanması ve yeniden inşası bizleri değiştirirken sanatın malzemelerini, gösterim biçimlerini de değiştirmiştir. Değişimin yansıması bazı toplumlarda saç sorunu daimîliğini korurken, bazı toplumların sorununu kadın saçı olmaktan çıkarmış, insan bedenine kaydırmış, bilimin yaratacağı bedenlere ve çevre kirliliğine yönelmiştir. Coğrafi ve inançsal farklılıklar kadın saçına yaklaşımı değiştirirken, ana tema değişmemiştir. Ana tema insandır. Sistem insan bedeni üzerinden dünyayı şekillendirirken, bazı bölgelerde saç üzerinden kadınları şekillendirmekte, kalıplar içine sokmaya çalışmaktadır. Sanatta da saç, toplumsal kadın imgesinin simgesi olurken bir nesne olarak da sanatçının imgesin de yer ettiği ve kadının saçıyla kurduğu tekinsiz bağı işlemektedir.

Özet (Çeviri)

Throughout centuries, as humans underwent biological evolution, they created the cultural phenomenon. In the early stages of biological evolution, the human body was covered in hair, and over time, some hairs disappeared while others continued to exist in certain areas. While trying to understand and make sense of their own bodies, humans named and defined the hair on their heads as“hair.”This naming process led to assigning values to both the body and the hair. The values attributed to hair became intertwined with the human body and deepened the pattern of values on the female body. The values assigned to hair on the female body have created a continuity of transmission from the past to the present, particularly posing a societal issue in the context of women's hair. This study examines how art has approached hair, a social phenomenon. One of the determining factors in this approach is the modes of production in societies and the forms in which production shapes social structures. In prehistoric societies where nature and humans coexisted, the female body was associated with nature and adorned with divinity. This approach remained valid for every part of the body. The unknown nature of childbirth elevated the female body to a divine level. The deified female body was symbolized by the head and hair as symbols of magic. While the goddess-like status of women who laid the foundation of agricultural societies continued, men began to play a significant role in society with the processing of metal. With the development of agricultural societies, male dominance became more visible, and the visibility of women began to decrease. As men learned the role in reproduction, knowledge increased, writing was discovered, and the use of knowledge began to accumulate in men, the masculine system began to develop. As women's knowledge and power declined, qualities such as mischief, malice, and magical attributes were attributed to the female body. The share allocated to women's hair also became a magical power. The magical image, combined with symbols such as leading men astray and encouraging evil, displaced women while elevating men to divinity. Monotheistic beliefs that replaced changing belief systems also reinforced this phenomenon by pushing women into a private sphere and placing men in the public sphere. Magical images associated with hair led to problems when women with uncovered hair were present in public spaces. In this context, the representation of the body, head, and hair in female sculptures found in archaeological artifacts was examined in terms of the forms of symbolization of the hair image, taking into account the social relationships created bythe mode of production of pre-agricultural societies. The interpretation of the reflection of the power created by women's hair on society was also discussed. The development of agricultural societies, social relationships, was examined through some sculptures, and the change in representation in the body, head, and busts was interpreted. While examining the busts of women and men, the change in perception of hair and thedepreciation of the hair image in societal perception were emphasized. In monotheistic religions spread around the world, it was emphasized that the perception of women, through hair, was strengthened with symbols such as witchcraft, impurity, shame, and the tendency to evil. This phenomenon persisted in industrial societies and was reinforced by concepts arising in new sciences and fields such as philosophy. While the mode of production in industrial society developed individualization, the functionalization of women's labor created the women's movement. Feminism contributed to social changes, began to change societal perspectives by overturning concepts, and was examined through the works of female artists. While development and change continued in the knowledge society, it shaped the present day. The possibilities of communication, globalization, the stage reached by genetic engineering and biology, changing knowledge, and the place reached by intellectual concepts have begun to change not only the woman but also the human phenomenon. As known concepts were broken down and reconstructed, they changed us, also changing the materials and forms of expression in art. While the reflection of change maintains the permanence of the hair issue in some societies, it has shifted the problem of women's hair from being the problem of women's hair to being related to the human body, and towards the bodies that science will create and environmental pollution. While geographical and belief differences change the approach to women's hair, the main theme has not changed. The main theme is humanity. As the system shapes the world through the human body, in some regions, it tries to shape women through hair, attempting to fit them into molds. In art, while hair becomes a symbol of the societal female image, it continues as an image of the artist as an object, processing the mysterious connection established with a woman's hair.

Benzer Tezler

  1. Heykel sanatında değişen malzeme tutumları bağlamında 1960 sonrası heykelde yumuşak malzemelerin ortaya koyduğu yeni olanaklar

    In the context of changing material approaches in sculpture through the new opportunities of soft materials after 1960

    GÖKÇE HİÇYILMAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Güzel SanatlarAnadolu Üniversitesi

    Heykel Ana Sanat Dalı

    DOÇ. NURBİYE UZ

  2. Göstergelerle film okumak: 'Beni Çok Sev' film örneği

    Reading movies with signs: 'Beni Çok Sev' movie example

    SEBAHAT ÖZCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    İletişim BilimleriBEYKOZ ÜNİVERSİTESİ

    İletişim Tasarımı ve Göstergebilim Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ FÜSÜN DENİZ ÖZDEN

  3. Heykelde ustalık ve yaratıcılık; antik çağdan günümüze Antakya'da heykel geleneği

    The Craftsmanship and the creativity in sculpture; the sculpture tradition in Antakya from the antic era to present

    SEVDA BAHADIRLI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Güzel SanatlarMustafa Kemal Üniversitesi

    Resim-İş Eğitimi Ana Bilim Dalı

    PROF. OLCAY KIRIŞOĞLU

  4. Heykelde form algısı

    The Perception of form in sculpture

    FÜSUN OKKAY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    Güzel SanatlarAnadolu Üniversitesi

    Heykel Ana Sanat Dalı

    PROF. ŞAHİN ÖZYÜKSEL

  5. Heykelde boşluk-doluluk ilişkisi

    Emptiness-fullness relationship in sculpture

    ÖZDEN YENİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    Güzel SanatlarMersin Üniversitesi

    Heykel Ana Sanat Dalı

    YRD. DOÇ. DR. HANDAN TUNÇ