Geri Dön

Behçet hastalarında prognostik faktörlere göre majör organ tutulum riski ve ortaya çıkış sürelerinin değerlendirilmesi

Evaluation of major organ involvement risk and onset durations according to prognostic factors in behçet's disease

  1. Tez No: 852406
  2. Yazar: KÜBRA GÜNDÜZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AYŞE BOYVAT
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Dermatoloji, Dermatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Deri ve Zührevi Hast. Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 72

Özet

Amaç: Behçet hastalığında mukokutanöz bulgular en sık görülen bulgulardır ve hastaların çoğunda sistem tutulumlarından önce erken başlangıç göstermektedir. Dermatoloji uzmanları Behçet hastalığının tanısında ve takibinde büyük rol oynamaktadır. İzlem sırasında hastaların sistem tutulumlarının bulguları açısından değerlendirilmesi, major organ tutulumlarının erken tanı ve tedavisini sağlayacağından son derece önemlidir. Literatürde sistem tutulumlarının ortalama ortaya çıkış sürelerini içeren çalışmalar bulunmakla birlikte, prognostik faktörlere göre değerlendirme yapan çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmada hastaların izlemine yol göstermesi açısından; majör organ tutulum riski ve ortaya çıkış sürelerinin cinsiyet ve başlangıç yaşı gibi prognostik faktörlere göre değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Ocak 1999-Aralık 2022 arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Multidisipliner Tanı ve Tedavi Ünitesi'nde Behçet hastalığı tanısıyla takip edilen, Uluslararası Behçet Hastalığı kriterlerini (ICBD) karşılayan ve belirtilen kriterleri karşılamasının üzerinden ≥5 yıl geçmiş olan 1085 hasta dahil edildi. Hastaların yaş, cinsiyet, tanı kriterlerini tamamladıkları yaş, majör organ tutulumları ve kriterlerin tamamlanmasından tutulumların ortaya çıkmasına kadar geçen süre ile ilişkili bilgileri retrospektif olarak tarandı. Göz, vasküler, nörolojik ve GİS tutulumları majör organ tutulumu olarak tanımlandı. Hastalar; kadın/erkek, juvenil (tanı yaşı ≤16) /erişkin (tanı yaşı >16), tanı yaşı ≤25/ >25, tanı yaşı ≤40/>40 olarak alt gruplara ayrıldı. Alt gruplar kendi aralarında majör organ tutulum sıklığı ve tanı kriterlerinin tamamlanmasından majör organ tutulumuna kadar geçen süre açısından karşılaştırıldı. Bulgular: Hastaların %56,4'ü (n=612) kadın, %43,6'sı (n=473) erkekti. Tanı yaşı ortalama 29,1±9, takip süreleri ortalama 13,73±6,89 yıldı. Hastaların %48'i mukokutanöz tutulumla takipliyken %52'sinde en az bir majör organ tutulumu bulunmaktaydı. Tüm majör organ tutulumları erkek hastalarda kadın hastalara göre anlamlı olarak daha sık bulundu. Göz tutulumu kadın hastalarda tanıdan ortalama 4,6 ±6,6 yıl, erkek hastalarda 2,6 ±5,4 yıl sonra ortaya çıkmıştı. Erkek hastalarda göz tutulumunun ortaya çıkma süresi kadın hastalara göre anlamlı olarak daha kısaydı. Cinsiyete göre vasküler, nörolojik ve GİS tutulumlarının ortaya çıkma süresi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Hastaların 16 yaş, 25 yaş ve 40 yaşından önce/sonra tanı almalarına göre yapılan karşılaştırmada majör organ tutulum sıklığı açısından anlamlı farklılık saptanmadı. 25 yaş sonrasında tanı alan grupta göz ve vasküler tutulumun ortaya çıkış süresi (sırasıyla tanıdan ortalama 2,9±5,7 yıl ve 3,3±6 yıl sonra) 25 yaş ve öncesinde tanı alan gruba göre (sırasıyla tanıdan ortalama 4,7±6,6 yıl ve 6±5,8 yıl sonra) anlamlı olarak daha kısa bulundu. Sonuç: Çalışmamızda literatürle uyumlu olarak erkek hastalarda major organ tutulumları daha sık olarak saptanmıştır. Ancak 25 yaşından sonra tanı alan hastalarda majör organ tutulum sıklığının ≤ 25 yaşta tanı alan gruptan anlaml farklılık göstermemesi ve daha kısa sürede ortaya çıktığının gösterilmesi, bu hastalarda da sık aralıklarla takibin uygun olacağını göstermektedir. Juvenil hastalarda bu sürenin erişkin hastalara göre, istatistiksel olarak anlamlı olmasa da, daha uzun olarak saptanmış olması, bu hastaların takip ve tedaviden kopmamasını sağlamanın önemini ortaya koymaktadır. Genel olarak major organ tutulumlarının büyük bölümü tanıdan sonraki ilk 5 yılda gelişmekle birlikte, az sayıda hastada da olsa tanı kriterlerinin karşılanmasından 18 yıl önce ve 31 yıl sonra bile gelişmiş olması, hastalığın hastadan hastaya çok farklı bir seyir gösterebildiğini göstermekte ve uzun süreli takibin önemini ortaya koymaktadır

Özet (Çeviri)

Aim: In Behçet's disease, mucocutaneous manifestations are the most commonly observed findings and often manifest early before systemic involvement in the majority of patients. Dermatologists play a significant role in the diagnosis and monitoring of Behçet's disease. Evaluating patients for signs of systemic involvement during follow-up is crucial, as it can facilitate early diagnosis and treatment of major organ involvement. While there are studies in the literature reporting average onset times for systemic involvement, there is a lack of research assessing these based on prognostic factors. This study aims to evaluate the risk of major organ involvement and the onset times based on prognostic factors such as gender and age at onset, with the intention of providing guidance for patient follow-up. Materials and Methods: The study included 1085 patients who were followed with a diagnosis of Behçet's disease at the Ankara University Faculty of Medicine Multidisciplinary Diagnosis and Treatment Unit between January 1999 and December 2022, meeting the International Criteria for Behçet's Disease (ICBD) and were followed for a minimum of 5 years after meeting the the criteria. Information related to patients' age, gender, age at completion of diagnostic criteria, major organ involvements, and the time elapsed from meeting the criteria to the onset of involvements were retrospectively reviewed. Major organ involvements were defined as ocular, vascular, neurological, and gastrointestinal system (GIS) involvements. Patients were categorized into subgroups based on gender and age at diagnosis; juvenile (≤16) adult (>16), ≤25/>25 and ≤40/>40. These subgroups were compared in terms of the frequency of major organ involvement within themselves and the duration from completing diagnostic criteria to major organ involvement. Results: Of the patients, 56.4%(n=612) were female, and 43.6%(n=473) were male. The mean age at diagnosis was 29.1±9 years, and the mean follow-up duration was 13.73±6.89 years. While 48% of the patients were followed with mucocutaneous involvement, at least one major organ involvement was present in 52%. All major organ involvements were significantly more common in male patients compared to female patients. The onset of ocular involvement occurred, on average, 4.6±6.6 years after diagnosis in female patients and 2.6±5.4 years in male patients. The onset of ocular involvement was significantly shorter in male patients. There was no statistically significant difference in the time to the onset of vascular, neurological, and gastrointestinal system involvements based on gender. When comparing the frequency of major organ involvement according to the age at diagnosis (before/after 16 years, 25 years, and 40 years), no significant difference was observed. In the group diagnosed after the age of 25, the onset of ocular and vascular involvements (mean 2.9±5.7 years and 3.3±6 years after diagnosis, respectively) was significantly shorter than in the group diagnosed before the age of 25 (mean 4.7±6.6 years and 6±5.8 years after diagnosis, respectively). Conclusions: In our study, in accordance with the literature, major organ involvement has been more frequently detected in male patients. However, demonstrating no significant difference in the frequency of major organ involvement between patients diagnosed after the age of 25 compared to those diagnosed at ≤25 years, but showing it to manifest earlier, indicates the importance of regular monitoring in this patients group as well. While the statistical significance of the longer duration in juvenile patients compared to adult patients may not be evident, it emphasizes the importance of ensuring that these patients remain engaged in follow-up and treatment. Generally, the majority of major organ involvements develop within the first 5 years after diagnosis, albeit the occurrence of such involvements in a few patients even 18 years before meeting diagnostic criteria and 31 years later, highlights the variable course of the disease from patient to patient and underscores the importance of long-term follow-up.

Benzer Tezler

  1. Renal amiloidozis ve klinikopatolojik prognostik faktörler

    Renal amyloidosis and clinicopathological prognostic factors

    KEMAL KÖSEMEHMETOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    NefrolojiHacettepe Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DİLEK ERTOY BAYDAR

  2. Kardiyomiyopatilerin klinik, epidemiyolojik ve prognostik yönden retrospektif olarak değerlendirilmesi

    Clinical, epidemiological and prognostic evaluation of cardiomiopathies as retrospective

    LEYLA BAYLAN TELHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1997

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ŞÜKRÜ CANGAR

  3. Serebral venöz sinüs trombozu ile ilişkili epileptik nöbet geçiren ve geçirmeyen hastaların prognoz ve prognoz etkenlerinin karşılaştırılması

    Comparison of prognosis and prognosis effects of without epileptic seizures between cerebral venous sinus thrombosis patients related epileptic seizures

    HAMİT GENÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    NörolojiMersin Üniversitesi

    Nöroloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞÜKRÜ HAKAN KALEAĞASI

  4. Behçet hastalarında sağ ventrikül diyastolik fonksiyonlarının ekokardiyografik olarak değerlendirilmesi

    The evaluation of right ventricular diastolic function in patients with behçet's disease

    ŞEVKET BALTA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    KardiyolojiGATA

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. SAİT DEMİRKOL

  5. Kardiyak semptomu olmayan Behçet hastalarında sol ve sağ ventrikül fonksiyonlarının ekokardiyografik olarak değerlendirilmesi

    Assesment of left and right ventricular functions in asymptomatic Behcet's disease

    GAMZE YILDIRIM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    KardiyolojiUfuk Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EBRU AKGÜL ERCAN