Birleşmiş Milletler zemininde ittifaklar: Dönem ve dinamik örüntüleri
Alignment on the basis of the United Nations: Period and dynamic patterns
- Tez No: 857761
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ERTAN EROL
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 323
Özet
Uluslararası ilişkiler alanında yapılan çalışmaların büyük bir kısmı, uluslararası ilişkilerin karmaşık doğasını anlama çabaları ile şekillenmektedir. Devletler ve günümüzde diğer aktörler arasındaki ilişkiler bu anlamlandırma çabaları adına önemli ipuçları sunmaktadır. Ortaya çıkan ilişki türlerinden biri olarak, ittifak kavramı uluslararası ilişkiler literatüründe her dönem ve her düşünce akımı tarafından farklı düzeylerde ele alınmıştır. Yakın zamana kadar askeri işbirliklerini refere eden ittifak (alliance) kavramı, değişen ve dönüşen uluslararası sistemle beraber bu sınırlılıklarından kurtularak pek çok farklı düzeyde aktörün, pek çok farklı ilişki türüne denk gelen bir ittifak (alignment) kavramına dönüşmüştür. Bu dönüşüm realizm ve liberalizm tarafından ele alınsa da getirilen açıklamaların büyük oranda üst yapıda karşılaşın ittifak stratejileri ile sınırlı kaldığı görülmüştür. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan ittifak stratejileri çalışmaları, literatüre yeni kavramlar kazandırmakla birlikte tercih edilen stratejik yöntemlerin altında yatan sebepleri açıklamada belirli bir çizginin dışına çıkamamıştır. Bu çerçevede başvurulan Marksist analiz yöntemleri, diğer kuramların ortaya attığı üst yapısal ittifak stratejilerini reddetmemekle birlikte, bu stratejilerin ortaya çıkmasını ve benimsenmesini sağlayan alt yapısal faktörlere dair önemli perspektifler sunmaktadır. Marksist anlayışın temelinde bulunan ekonomi anlayışı , ittifakların temelinde yatan neden olarak öne çıkmaktadır; zira ekonomik yapı, sistemdeki işbölümünün şekillenmesine öncülük etmektedir. Benzer taraflarda yer alan aktörler arasındaki bu işbölümü, ittifak kurma eğilimlerini daha da güçlendirmektedir. Uluslararası ekonomik işbölümünün oluşumunda belirginleşen eşitsiz sermaye birikimi ise taraflar arasındaki uçurumu daha da derinleştirerek, ittifakların oluşumunu daha net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu çalışmada tercih edilen karma strateji ortaya koyulan bu varsayımların teorik çerçevesinin nicel bulgularla test edilmesini sağlamıştır. Bu bağlamda azgelişmiş ülkelerin kalkınmalarını desteklemek, daha eşit ve adil bir uluslararası sistem yaratmak amacıyla BM zemininde ortaya çıkan Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen çerçevesinde şekillenen ittifakların taraflarını da uluslararası ekonomik işbölümü ile açıklamak mümkündür. Buna göre Kuzey-Güney, GSYİH, insani kalkınma endeksi, borç ve yardım başlıkları altında yapılan veri analizinde uluslararası ekonomik işbölümünün uç noktalarındaki aktörlerin karşıt oylara başvurdukları görülmüştür. Ayrıca Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen'in ortaya çıktığı dönemden günümüze kadar süregelen bir ittifak örüntüsü ortaya koyması, uluslararası ekonomik işbölümü bağlamında kurulan ittifakların sürekliliğini ortaya koymaktadır. Bu doğrultuda şu sonuca varmak mümkündür. Uluslararası sistemde uluslararası ekonomik işbölümünün oluşturduğu ayrışmalar her zaman yerini korumaktadır. Bu ayrışmaların varlığı devam ederken, birtakım üst yapısal ayrışmalar (farklı ittifak stratejileri) ortaya çıkabilecektir. Ancak bu ayrışmalar bir süre sonra ortadan kalksa da temeldeki ayrışmalar sürekliliğini koruyacaktır. Bu sebeple alt yapı çerçevesinde ele alınan ittifak kavramı belirli bir oluşuma değil sistemin getirdiği sürekliliğe tekabül etmektedir. Sonuç olarak, ittifak kavramı, küresel kapitalist ilişkilere bağlı olarak şekillenen sistemde alt yapının belirlediği biçimde varlığını sürdüren bir olgudur. Bu süreçte yaşanan tüm değişimlere rağmen ittifaklar varlığını sürdürecektir. İttifak kavramının ortaya çıkardığı bu tablo uluslararası sistemi kavramak gelecekte ortaya çıkabilecekleri öngörebilmek açısından oldukça önemli bir çerçeve sunmaktadır.
Özet (Çeviri)
A large part of the studies conducted in the field of international relations are shaped by efforts to understand the complex nature of international relations. The relations between states and other actors today provide important clues for these meaning-making efforts. As one of the emerging types of relationships, the concept of alignment has been discussed at different levels in the international relations literature by every period and every movement of thought. The concept of alliance, which until recently referred to military cooperation, has escaped from these limitations with the changing and transforming international system and turned into an alignment concept that corresponds to many different types of relationships of actors at many different levels. Although this transformation was addressed by realism and liberalism, it was seen that the explanations were largely limited to confrontational alignment strategies in the superstructure. Studies on alignment strategies, especially those that emerged after the Second World War, brought new concepts to the literature, but could not go beyond a certain line in explaining the reasons underlying the preferred strategic methods. While the Marxist analysis methods used in this framework do not reject the superstructural alignment strategies put forward by other theories, they offer important perspectives about the base factors that enable the emergence and adoption of these strategies. Economy, which is the basic acceptance of Marxist understanding, stands out as the underlying reason for alignment; because the economic structure leads to the shaping of the division of labor in the system. This division of labor between actors on similar sides further strengthens their tendency to form alignments. The unequal capital accumulation that becomes evident in the formation of the international economic division of labor further deepens the gap between the parties and reveals the formation of alignments more clearly. The mixed strategy preferred in this study enabled the theoretical framework of these hypotheses to be tested with quantitative findings. In this context, it is possible to explain the parties of the alignments formed within the framework of the New International Economic Order, which emerged under the UN in order to support the development of underdeveloped countries and create a more equal and fair international system, with the international economic division of labor. Accordingly, the data analysis under the headings of North-South, GDP, human development index, debt and aid showed that actors at the extremes of the international economic division of labor resorted to opposing votes. In addition, the fact that the New International Economic Order has been presenting an ongoing alignment pattern since its emergence reveals the continuity of the alliances established in the context of the international economic division of labor. In this regard, it is possible to reach the following conclusion. The divisions created by the international economic division of labor always maintain their place in the international system. While these divisions continue to exist, some superstructural divisions (different alignment strategies) may emerge. However, even if these divisions disappear after a while, the underlying divisions will maintain their continuity. For this reason, the concept of alignment discussed within the framework of base corresponds to the continuity brought by the system, not to a specific formation. As a result, the concept of alignment is a phenomenon that continues to exist as determined by the base in the system shaped by global capitalist relations. Despite all the changes experienced in this process, alignments will continue to exist. This picture revealed by the concept of alignment provides a very important framework in terms of understanding the international system and foreseeing what may arise in the future.
Benzer Tezler
- Kıbrıs sorununun tarihi ve güncel gelişimi çerçevesinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Avrupa Birliği'ne girmesinin Türkiye'ye etkileri
The Evaulation of Southern Cyprus membership to the European Union to Turkey in the frame of historical and actual progress of Cyprus issue
TANER GÜL
Yüksek Lisans
Türkçe
2003
Uluslararası İlişkilerİstanbul ÜniversitesiDeniz Politikaları Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. NECMETTİN AKTEN
- Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği kararlarında Kıbrıs sorunu ve bu sorunun Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerine etkisi (2000'den günümüze)
Cyprus problem in un and EU resolutions and the effect of this problem on Turkey-EU relations (from 2000 to date)
ESMA ALEV AKYÜZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2008
Uluslararası İlişkilerUfuk ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAYDAR ÇAKMAK
- Irak, Libya ve Suriye'ye yönelik Birleşmiş Milletler'de yapılan askeri müdahale tartışmaları ışığında rus dış politikası: Neoklasik realist teori'nin penceresinden bir inceleme
Russian foreign policy in the light of military intervention discussions towards to Iraq, Libya and Syria in The United Nations: An analysis from the perspective of neoclassical realist theory
CEMAL BAYAT
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Uluslararası İlişkilerGazi ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET AKİF OKUR
- Strasbourg'dan İstanbul'a uzanan yol: İstanbul sözleşmesi
The road from strasbourg to Istanbul: Istanbul convention
NESLİ UMAY SEYDİOĞULLARI
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
HukukAnkara Hacı Bayram Veli ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YAŞAR SALİHPAŞAOĞLU
- Kadının çalışma hayatına katılımına ilişkin CEDAW hükümleri ve bunların uygulanması çerçevesinde kadının güçlendirilmesi prensipleri
Başlık çevirisi yok
SELEN TAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Hukukİstanbul Bilgi ÜniversitesiHukuk Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ DOLUNAY ÖZBEK