Geri Dön

Beta glukan'ın yara iyileştirme üzerine etkisi

Effect of beta glucan on wound healing

  1. Tez No: 859754
  2. Yazar: KIVANÇ TÜRK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. KEVSER ÖZGEN ÖZER
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Eczacılık ve Farmakoloji, Pharmacy and Pharmacology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Farmasötik Teknoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kozmetoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 67

Özet

Bu tez çalışmasının hedefi yara iyileşmesi için Paramylon'un deride kullanımı için in situ jel formülasyonlarını hazırlamak ve kullanmaktır. Paramylon, beta-1,3-glukandır. Tek bir zarla çevrili olan Paramylon, fazlasıyla kristal yapıda ve kompleks fibriler depo karbonhidrat granülleri olarak görülür. Paramylon'un, antioksidan, antienflamatuar, rejeneratif, immünomodülasyon, nemlendirme ve gençleştirme gibi aktiviteleri çeşitli cilt hastalıklarınında tedaviye destek olarak kullanımını sağlar. Paramylon, yara bölgesinde makrofaj fonksiyonlarını stimule ederek yara iyileşme sürecini destekler. In situ jel ilaç sistemleri 25 °C'de sıvıyken vücut sıvıları ile temas ettiğinde veya pH değişimleri sonucu jel haline gelir. Konvansiyonel formülasyonlara kıyasla in situ jellerin, kolay üretim, basit ve azaltılmış uygulama sıklığı, artan hasta uyumu gibi avantajları vardır. In situ jel, deride şişerek güçlü bir jel oluşturur ve aktif bileşenlerin deride kalma süresi uzar. In situ jel sistemi Paramylon'un deride kalma süresini bu sebeple de etkisini yükseltmek için tercih edilmiştir. Sıcaklık artışıyla jelleşen in situ jel formülasyonları Poloksamer 188 ve Poloksamer 407 gibi polimerler kullanılarak soğuk metotla yapılmıştır. Final formülasyonunda paramylon konsantrasyonu %1 (a/a)dir. Bütün formülasyonların jelleşme sıcaklığı 29-34°C arasında olup bu da deriyle temas ettiğinde istenilen şekilde jelleşeceğini göstermiştir. Stabilite çalışmaları için paramylon içeren formülasyonlarda pH, renk, koku, görünüş, viskozite ve jelasyon zamanı parametreleri incelenmiştir. Formülasyonun pH ortalaması yaklaşık 6.7-6.8'dir ve ciltte kullanım için uygundur. Formülasyon renk,koku ve görünüş açısından stabil kalmıştır. Örnekler 4°C ve 25°C %60 relatif nemde stabilite kabinlerinde bekletilmiştir. Bu formülasyonların in vitro etkinlikleri ve antioksidan aktivitesi de incelenmiştir. Hazırlanan formülasyonlarda hücre canlılığı %70'in üzerinde çıkmıştır. Bu da biyouyumluluğun yüksek olduğunu göstermektedir. H2O2 ile indüklenen oksidatif stres sonucu azalarak %65'in altına düşen hücre canlılığı, paramylon içeren formülasyonla tekrar yükselerek %70'in üzerine çıkmıştır. Bu durum formülasyonun yara iyileşmesinde antioksidan aktiviteye sahip olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak, paramylon yüklü in situ jeller deride yara iyileşmesinde ilerleyen dönemlerde etkili bir yöntem olarak değerlendirilebilir.

Özet (Çeviri)

The aim of this thesis is to prepare and use in situ gel formulations for the use of Paramylon on the skin for wound healing. Paramylon is beta-1,3-glucan. Surrounded by a single membrane, Paramylon appears as highly crystalline and complex fibrillar storage carbohydrate granules. Paramylon's activities such as antioxidant, anti-inflammatory, regenerative, immunomodulation, moisturizing and rejuvenation enable its use as a support for the treatment of various skin diseases. Paramylon supports the wound healing process by stimulating macrophage functions in the wound area. With in situ gel drug systems, long-term drug release is achieved while maintaining stable plasma profiles. While these systems are liquid at 25 °C, they turn into gel when in contact with body fluids or as a result of pH changes. Compared to conventional formulations, in situ gels have advantages such as simple production, easy and reduced application, and increased patient compliance. In situ gel swells on the skin, forming a strong gel, and the duration of active ingredients on the skin is prolonged. The in situ gel system was preferred to increase the duration of Paramylon's stay on the skin and therefore its effect. In situ gel formulations became gel with increasing temperature were made by cold method using polymers such as Poloxamer 188 and Poloxamer 407. Paramylon concentration in the final formulation is 1% (w/w). The gelation temperature of all formulations was observed between 29-34°C. This showed that it would gel as desired when in contact with the skin. For stability studies, pH, color, smell, appearance, viscosity and gelation time parameters were examined in formulations containing paramylon. The pH average of the formulation is approximately 6.7-6.8 and is suitable for use on the skin. The formulation remained stable in terms of color, smell and appearance. The samples were kept in stability cabinets at 4°C and 25°C and 60% relative humidity. In vitro activities and antioxidant activity of these formulations were also examined. Cell viability was over 70% in the prepared formulations. This shows that biocompatibility is high. Cell viability, which decreased to less than 65% as a result of H2O2-induced oxidative stress, increased again to over 70% with the formulation containing paramylon. This showed that the formulation has antioxidant activity in wound healing. As a result, paramylon-loaded in situ gels can be considered as an effective method for skin wound healing in the future.

Benzer Tezler

  1. Enteral beta glukan'ın ratlarda oluşturulan deneysel kısa barsak modelinde intestinal adaptasyon ve anastomoz iyileşmesi üzerindeki etkisi

    Effects of enteral beta glucan ina rat model of short bowel on intestinal adaptation and anastomotic healing

    HAMİS MEHMET ŞENER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Genel CerrahiDokuz Eylül Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. MEHMET ALİ KOÇDOR

  2. Tavşanlarda preoperatif kemoterapi ve beta glukan'ın bronş anastomozuna etkisi

    The effect of preoperative chemotherapy and beta glucan on bronchial anastomosis in rabbits

    BAYRAM ALTUNTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiSelçuk Üniversitesi

    Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SAMİ CERAN

  3. Topikal ve sistemik yolla uygulanan glukan'ın erken dönemde primer ve sekonder yara iyileşmesi üzerine etkileri

    The effects of topical and systemic application of glucan in early stage of primary and secondary wound healing

    MUSTAFA DOĞAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Genel Cerrahiİstanbul Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET FERAHMAN

  4. Leptin ve beta glukanın yara iyileşmesi üzerine etkilerinin karşılaştırılması

    Comparative analysis of the effects of leptin and beta-glucan on healing of wound

    CENNET AK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    FizyolojiSüleyman Demirel Üniversitesi

    Fizyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET FEHMİ ÖZGÜNER

  5. Ratlarda deneysel olarak oluşturulan kolit modelinde N-asetilsistein ve Beta glukanın etkileri

    The effects of N-acetyl cystein and Beta glucan in experimental colitis model in rats

    MURAT İSPİROĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    GastroenterolojiKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BÜLENT KANTARÇEKEN