Kliniğimizde 2000-2016yılları arasında takip ettiğimiz sanfilipposendromlu hastaların tanı, biyokimyasal parametreler, tedavi ve klinikizlemlerinin değerlendirilmesi ve genetik danışma verilmesi
Genetical counsulting and clinical, biochemical, radiologic findings of sanfilippo syndromepatients who were diagnosed and followed up between 20002016.
- Tez No: 861065
- Danışmanlar: PROF. DR. HURİYE NURSEL ELÇİOĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Genetik, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases, Genetics, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2016
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 166
Özet
Sanfilippo Sendromu (MPS tip III), otozomal resesif kalıtımlı nadir bir lizozomal depo hastalığıdır. Klinik bulgular; ilk belirtiler genellikle oyun çocukluğunda olup gelişme geriliği, hiperaktivite, saldırganlık, ile başlayıp giderek artan nörokognitif bozulma ve mental detoriasyonla gider. Hastaların çoğu ikinci dekadta, bitkisel hayat sonrası kaybedilir. Hastalığın nedeni lizozomlarda katabolize olamayan heparan sülfatın ilerleyici olarak dokularda ve beyinde birikimidir. Sanfilippo sendromunun biyokimyasal tanısı; idrarda gag analizlerinde heparin sülfat atılımının gösterilmesi yanında lökositlerde veya fibroblastlarda ilgili lizozomal enzimin eksikliğinin gösterilmesi ile konur. İnsanda klinik tablonun benzer olmasına rağmen A, B, C ve D olmak üzere her biri farklı enzim kusurundan kaynaklanan dört ayrı tipi vardır. Dünyada doğan her 70.000 bebekten birinde Sanfilippo/MPS III tiplerinden biri bulunabilmektedir. Son zamanlarda hastalığı gösteren köpek ve farelerde ilave yeni bir E tipi tanımlanmış olmasına rağmen henüz insanda gösterilememiştir. Bu çalışma ile Sanfilippo Sendromu tanısını koyduğumuz ve izlemini yaptığımız 18 hastamızın klinik veri bankasını oluşturup, hastalığın karmaşık klinik özellikleri, klinik izlem sonuçları ve fonksiyon kayıpları ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmiştir. 18 hastamızın, 6 tanesi MPS-3A (%33), 5 tanesi MPS-3B (%28), 6 tanesi MPS-3C (%33) tanılı olup 1 tanesi MPS-3D (%6) tanılıdır. Hastalarımız içinde sıklığı en çok olan MPS-3A ve MPS-3C'dir. Hastalarımız 16 farklı aileye mensup olup, 16 ailenin 14 tanesinde akraba evliliği mevcuttur (%87). Hastalığın ortalama tanı konulma yaşı 9.2, SD: ±4, olup en küçük yaş 1 (MPS-3B hastası), en büyük yaş ise 17'dir (MPS-3C). İlk başvuru şikayetleri değerlendirildiğinde 10 hastamız ilk kez konuşmada gerilik (%59), 2 hastanın hiperaktivite (%11.5), 2 hastanın mental gerileme (%11.5), 2 hastanın işitme kaybı (%11.5) nedenleri ile tarafımıza başvurmuştur. Patolojik muayene bulgularının sıklığı değerlendirildiğinde, kaba yüz görünümü 15 hastada (%83), hipertrikoz 15 hastada (%83), makrosefali 15 hastada (%83), hepatomegali 14 hastada (%78), splenomegali 3 hastada (%16.6), inguinal herni 7 hastada (%61), iskelet tutulumu 14 (%78) hastamızda saptanmış olup, literatürde somatik bulguların daha az görüldüğü MPS tipi olarak belirtilen Sanfilippo Sendromunun; aslında iii hastalığın ilerlemesi ile birlikte somatik bulgularının sık görülebileceği tespit edilmiştir. Hastalarımızın 14 tanesinde iskelet sistem tutulumu olup (%78), en sık MPS-3A (%83) ve MPS-3C (%83) hastalarında tespit edilmiştir. Klinikte gördüğümüz, eklem kontraktürleri, radyolojik olarak kendisini disostozis mültipleks yani, kraniumda kortikal kalınlaşma, kostal kalınlaşma, vertebral tutulum, parmak, metakarp kemiklerinde, asetabulumun ve femur başında düzensizlikler şeklinde gösteriyor olup görüntülemesi yapılan 10 hastanın 9'unda dizostozis mültipleks bulgusu tespit edilmiştir. Hastalarımızın %56'sında sık enfeksiyon öyküsü, %44'ünde kardiyak tutulum, %39'unda, odyolojik yöntemler ile tespit edilmiş işitme kaybı bulunmakta idi. İşitme kaybı en sık MPS-3A hastalarında saptanmıştır, Hastalarımızın %33'ünde nöbet geçirme öyküsü olup, uyku sorunları %50'sinde bulunmakta idi. Davranış sorunları 18 MPS-3 hastamızın, 17'sinde mevcut olup davranış sorunu olmayan 1 hastamız atenüe tip MPS-3B idi. Hastaların davranış sorunları otizm, agresyon, hiperaktivite olarak gruplandırıldı. Bunların içinden en belirgin olan davranış sorunu hiperaktivite (%66)'dir. Otizm benzeri bulgular %44, agresyon %16.5 oranında saptanmış idi. MPS-3 hastalarının 13 tanesine kranial görüntüleme yapılmıştır. Kranial görüntüleme yapılan hastaların, görüntülemenin yapıldığı yaş ortalaması 9.6'dır. MPS-3 hastamızın %84'ün kranial görüntülemelerinde anormal bulgular saptanmış olup ventrikülomegali, gecikmiş myelinizasyon ve global atrofi en sık tespit edilen bulgulardı. Nöromotor gelişim basamaklarını değerlendirdiğimiz hastalarımızın, ortalama yürümeye başlama yaşı biraz gecikmeli olarak 18 aydır (MPS-3A; 15 ay, MPS-3B; 26 ay, MPS-3C; 14.5. ay, MPS-3D; 13 ay). Hastalarımızın 2 tanesi şimdiye kadar hiç kelime söyleyememiş olup 10 tanesi hiç cümle kuramamıştır (%44'ü 2 kelimeli cümle kurabilmiştir). Tek tek kelime söylemeye başlangıç yaşı ortalama, 16,5 aydır (MPS- 3A: 21 ay, MPS-3B: 21ay, MPS-3C: 15 ay, MPS-3D:12 ay). Cümle kurabilenlerin ortalama cümle kurabilmeye başladıkları yaş; 2 yaştır. Hastaların gelişimleri sırasında 8 tanesi cümle kurabilmiş (%44), 10 tanesi hiç cümle kuramamıştır (%56). Hastaların, baş tutma ve oturma gibi erken gelişim basamaklarında sorun olmamakla birlikte daha geç kazanılan yürüme ve özellikle de konuşma, cümle kurma gelişim basamaklarının yaşıtlarına göre oldukça geri olduğu görülmektedir. Bu nedenle nöromotor gelişme basamakları geriden giden bir çocukta Sanfilippo Sendromu ayrıcı tanıda akılda iv bulundurulmalıdır Hastalarımızın kazanılmış fonksiyon kayıpları, mental detoriasyon durumları değerlendirildiğinde ise 18 MPS-3 hastasının 16 tanesi konuşmayı öğrenmiş iken bunların 11 tanesi şu anda konuşma fonksiyonlarını yitirmişlerdir (hiçbir kelime söyleyememektedirler, oran, %68). 18 hastanın tamamı bir zamanlar kendi kendine yürüme becerisine sahipken, 8 tanesi ilerleyen yaş ile birlikte yürüme fonksiyonlarını kaybetmiştir. Yürüme kaybı ortalama: MPS-3A için;10 yaştır, MPS-3B, yoktur. MPS- 3C; 11, MPS-3D; 16 yaştır. Yaş ilerledikçe yakın çevresindekilerin yüzünü tanımaya ait fonksiyon kaybı oranı %66 olup, ortalama tanıma fonksiyonunu kaybetme yaşı 6.5 yaştır (MPS-3A; 5, MPS-3B; 5, MPS-3C; 11 yaş). Hastalarımızın 11 tanesi (%61) daha önceden kendi kendine beslenebiliyorken ortalama 8,5 yaşında bu fonksiyonlarını da kaybetmişlerdir, (MPS-3A; 8 yaş, MPS-3B; 8 yaş, MPS-3C;10 yaştır). Hastalarımızın 8 tanesi, uzun yıllar süren izlem sırasında yatağa bağımlı hale gelmiştir (%44), ortalama yatağa bağımlı hale gelme yaşı 13'dür (MPS-3A;12, MPS- 3B, yok, MPS-3C; 11 yaş, MPS-3D; 19 yaş), 18 MPS-3 hastamızın 4 tanesi poliklinik takiplerinde iken vefat etmişlerdir. Kaybedilen hastaların 2 tanesi MPS-3A, 2 tanesi MPS-3B'dir. Takip sırasında kaybedilme oranı %22'dir ve bu hastaların kaybedildikleri yaşlarının ortalaması 16,2'dir (9-24 yaşları arasında). Bu hastaların 2 tanesi aspirasyon nedeni ile 2 tanesi de zatüre nedeni ile kaybedilmişlerdir. Sanfilippo Sendromu fatal seyirli ve bugün için tedavisi olmayan bir hastalık olduğundan, hafif bulguların farkındalığıyla erken tanı konulması önemlidir. Bu özgün özürlü hastaların problemlerine yönelik özel takibin yapılması yanında etkilenmiş ailelere % 25 tekrarlama riski nedeniyle genetik danışma verilmesi ve olası sonraki gebelikler için prenatal tanı imkânlarının sunulması gerekir. Çalışmamızda Kliniğimizde 2000-2016 yılları arasında takip ettiğimiz Sanflippo Sendromlu hastaların tanı, biyokimyasal parametreler, takip, tedavi, radyolojik ve klinik izlemlerinin değerlendirilmesi ve ailelerine verilecek olan genetik danışmanın önemi anlatılmıştır.
Özet (Çeviri)
Sanfilippo Syndrome is an autosomal recessively inherited, a rare lysosomal storage disorder. Clinically it's first signs start at early childhood period with hyperactivity, agresivity, developmental delay. Progressive neurocognitive detoriation is inevitable. At the second decade after a vegetative state, they generally lose their lives. Etiology of this devastating disease state occurs with the undegraded heparan sulphate's storage at cell level, especially brain.involvement causes the catastrophic state. The diagnosis is done by either, urinary GAG analysis or by the description of the decreased enzyme at leucocyts or fibroblasts' lysosomes. In Human-beings there are 4 forms of this diseases of which is inherited by diferent enzymes and genes. It is seen in every 70.000 newborns all over the World (cumilative insidance). 6 of our patients are MPS-3A (%33), 5 patients MPS-3B (%28), 6 patients are MPS- 3C (%33) and 1 patient is diagnosed as MPS-3D. Majority of 18 patients are MPS-3A and MPS-C. The main somatic finding of our patients are; coarse facial features %83 (15 patients), hypertricosis %84 (15 patiens), macrocephaly %83 (15 patients), hepatomegaly %78 (14 patients), splenomegaly %16.6 (3 patients), inguinal hernia %61 (7 patients), skeletal involvement %78 (14 patients). Although in MPS-3 patients it is accepted as somatic features are not the main characteristics of MPS-3, when the disease state detoriorates, somatic features could be observable. Behavioral detoriration is observable in 17 patient, hearing problems in %39, epilepsy in %33, cardiac involvement in %44, recurent infection in %56 are seen in our patients. Developmental steps, especially in talking and walking is a prominent feature of our patient group. Sanfilippo syndrome is a fatal disease, and there has no current therapy options at the moment. Therefore early diagnosis is important for the start of supportive therapy. Because the disease is inherited autosomal recessively, families who have a Sanfilippo Syndrome diagnosed child may have a %25 risk to have the similar disabled child, consequently early genetic consulting has a great impact. In this study here, we describe the clinical, biochemical, radiological findings, and the genetical counsulting of the Sanfilippo Syndrome patients in our clinic whom we've diagnosed and followed up between 2000-2016.
Benzer Tezler
- Kronik otitis media'lı hastalarda mastoid hacim ile cerrahi tedavi sonuçlarının ilişkisi
The relationship between mastoid volume and surgical treatment results in chronic otitis media patients
MEHMET TÜRKYILMAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Kulak Burun ve BoğazÇanakkale Onsekiz Mart ÜniversitesiKulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FEVZİ SEFA DEREKÖY
- Bronkoplevral fistüllerde cerrahi onarım teknikleri
Surgical reperation techniques bronchopleural fistulas
MEHMET YUNUS BENLİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiGaziantep ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. LEVENT ELBEYLİ
- Kist hidatik nedeniyle ocak 2000-aralık 2016 yılları arasında kliniğimizde medikal ve cerrahi tedavi uygulanmış olguların demografik incelemesi
Demographic investigation of medical and surgical treatments in our clinic between january 2000-december 2016 years due to CYST hydatid
GİZEM BERİL ÖZDEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Genel CerrahiSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MÜNEVVER HOŞGÖR
- Klinigimizde 2000-2005 yılları arasında opere edilen larenks ca. vakalarının degerlendirilmesi
Evaluati̇on of laryngeal cancer cases operated at our cli̇ni̇c from 2000 to 2005
MEHMET EMRE DİNÇ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
Kulak Burun ve BoğazSağlık BakanlığıKulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAKAN GÖÇMEN
- Kliniğimizde 2000-2019 yılları arasında merkezi sinir sistemi enfeksiyonu tanısıyla takip edilen olguların irdelenmesi
Evaluation of cases diagnosed with central nervous system infection in our clinic between 2000-2019
FARRUKH SADIROV
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi-CerrahpaşaEnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BİLGÜL METE