An intellectual biography of 'Abd al-Ḥakīm al-Siyālkūtī (D. 1657): His place in Hind intellectual history and influence upon Ottomans
'Abdülhakim Siyâlkûtî'nin (Ö. 1657) entelektüel biyografisi: Hint entelektüel tarihindeki yeri ve Osmanlılar üzerindeki etkisi
- Tez No: 862900
- Danışmanlar: DOÇ. DR. İBRAHİM HALİL ÜÇER
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Doğu Dilleri ve Edebiyatı, Eğitim ve Öğretim, Tarih, Eastern Linguistics and Literature, Education and Training, History
- Anahtar Kelimeler: Abdülhakîm Siyâlkûtî, Hint Entelektüel Tarihi, Entelektüel Biyografi, Aklî İlimleri, Babürlüler, Osmanlılar
- Yıl: 2023
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Medeniyet Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 506
Özet
Hint İslam medeniyeti, diğer Müslüman coğrafyalarla kurduğu bağlantılar vasıtasıyla bilgi ve kültürün gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Onuncu yüzyıldan itibaren Gazneli Devleti ve Delhi Sultanlığı gibi Müslüman hanedanların bölgeye hâkim olmasıyla başlayan bu etkileşim, Safeviler, Osmanlılar ve Hicaz gibi önemli düşünce merkezleriyle de devam etmiştir. Bu sayede Hint İslam Medeniyeti, geniş bir entelektüel ağın önemli bir parçası haline gelmiştir. Eğitim ve kültür merkezlerinin önemli bir rol oynadığı bu etkileşim ağı, bilgi ve fikirlerin aktarımı için bir platform oluşturmuş, farklı disiplinlerde ortak bir dil ve bakış açısının gelişmesine katkıda bulunmuştur. Kelam, mantık, fıkıh, tasavvuf, tıp, astronomi ve matematik gibi alanlarda eserler üretilmiş ve bu eserler diğer Müslüman coğrafyalarda da ilgi görmüştür. Bu entelektüel etkileşim, Hint İslam Medeniyetinin özgün bir kimlik geliştirmesine de katkıda bulunmuştur. Mimari, edebiyat, felsefe ve diğer alanlarda özgün eserlerin ve fikirlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu tür gelişmeler,“Hint kültürü”,“Hint ortamı”ya da“Hint âlimi”gibi terimler ile ifade edilmektedir. Bu terimler, Hint İslam medeniyetinin diğer Müslüman coğrafyalarla ortak bir paydada buluştuğunu ve aynı zamanda özgün bir kimlik de geliştirdiğini göstermektedir. On üçüncü yüzyılın başlarından on dokuzuncu yüzyılın ortalarına kadar bütünleşik bir idari sistem altında varlığını sürdüren Hint İslam Medeniyeti, bu dönemden sonra önemli bir değişim sürecine girmiştir. İngiliz sömürge sistemin uyguladığı siyasi, kültürel ve eğitim politikaları bilimsel eğilimler başta olmak üzere birçok şeyi değiştirmiştir. Bu politikalar, Hint İslam medeniyetinin temellerini oluşturan ve yüzyıllar boyunca varlığını sürdüren entelektüel geleneği neredeyse yok edecek düzeyde dönüşüme uğratmıştır. Sömürgecilik sona erdikten sonra ortaya çıkan entelektüel eğilimler, sömürge döneminin etkilerini yansıtmaya devam etmiştir. Bu dönemde hâkim olan düşünce tarzı, geçmişi keşfetmenin modern zamanla pek ilgisi olmadığı yönündedir. Bu anlayış, Hint İslam Medeniyetinin geçmişiyle olan bağlarını zayıflatarak onun parlak geçmişini ve onu diğerlerinden ayıran kültürel ve entelektüel kimliğini unutturmaya itmiştir. Hint İslam medeniyetinin tarihine ilişkin yapılan araştırmalarda, belki de en önemli dönem olan Babürlü dönemi dahi yeterince ele alınmamıştır. Bu dönemde tasavvuftaki gelişmeler üzerine birtakım araştırmalar olsa da kültürel, entelektüel ve farklı düşünce akımları üzerine yapılan gelişmeler hakkında çok az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu durum, Orta Çağ ve erken modern dönemin Hint entelektüel tarihini neredeyse keşfedilmemiş bir alan haline getirmiştir. Bu araştırma, Babürlü dönemi entelektüel tarihi üzerine yapılan öncü çalışmalardan biridir. Araştırma, dönemin önde gelen âlimlerinden biri olan 'Abdülhakîm Siyâlkûtî (ö. 1657) üzerinedir. Fahreddin er-Râzî (ö. 1210) sonrasında tahkîk geleneğinin önemli bir temsilcisi olan Siyâlkûtî nazari ilimlere önemli katkılar sunan bir alimdir. Bu çalışma Siyâlkûtî'yi bir Hint alimi olarak inceleyen ilk kapsamlı girişimlerden biridir; Hint entelektüel ve aklî ilmi geleneğinde rolünü ve Osmanlı entelektüel çevreleriyle ilişkilerini ortaya koyan öncü çalışmalardandır. Bu çalışma, bahsedildiği üzere 17. yüzyılın önde gelen âlimlerinden biri olan 'Abdülhakîm Siyâlkûtî'nin (d. 1657) entelektüel ağlarını incelemeyi ve haritalandırmayı amaçlamaktadır. Siyâlkûtî'nin hocalarını, üzerine olan etkilerini, önde gelen öğrencilerini, kendisinden etkilenen kişileri ve metinleri aracılığıyla onunla entelektüel tartışmalara girenleri kapsayan bu ağlar, Babürlü ve Osmanlı dönemleri arasındaki bilimsel ilişkileri anlamak için büyük önem taşımaktadır. Bu araştırmada, nitel yöntemlerle nicel analizi birleştiren bir metodoloji kullanılmıştır. Entelektüel ağları ortaya çıkarmak için nitel içerik analizi ve bibliyometrik analiz gibi nicel yöntemler kullanılmıştır. Babürlü ve Osmanlı dönemleri arasındaki entelektüel etkileşimleri incelemek için Türkiye'deki Yazma Eserler Kütüphaneleri'nde yer alan Siyâlkûtî'nin eserleriyle ilgili yüzlerce el yazması ve basılı eser kullanılmıştır. Ayrıca Babürlü sonrası bölgenin kütüphaneleri üzerine olan ilgili çalışmalar incelenmiştir. Bu tez, Siyâlkûtî'nin eserlerinin Hindistan ve Osmanlı topraklarındaki yayılışını ve etkisini nicel yöntemler kullanarak analiz etmeyi ve Hindistan'dan gelen verilerin azlığına rağmen entelektüel etkisini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla, yazmaların ve yayınların hacmini, bulundukları yerleri ve yazım/basım tarihlerini belirlemek için kapsamlı bir veri toplama çalışması yapılmıştır. Sonuç olarak bu çalışma Siyâlkûtî'nin eserlerinin Osmanlıdaki yayılışının kapsamını ve etkisini daha önce görülmediği kadar ölçmemizi sağlamıştır. Aynı şekilde Hindistan'dan gelen verileri Siyâlkûtî'nin entelektüel etkisi hakkında önemli bilgiler edinmemize yardımcı olmuştur. Verilerin analizi ve sunumu, grafikler, diyagramlar, şekiller ve entelektüel ağlar dahil olmak üzere görselleştirme araçlarının kullanılmasıyla geliştirilmiştir. Bu görsel temsiller, Siyâlkûtî'nin eserlerinin dağılımı, önemi ve entelektüel bağlantıları hakkında daha net bir anlayış sahibi olmaya ve farklı zaman ve bölgelerdeki önemlerinin ayrıntılı bir karşılaştırmasına olanak tanımaktadır. Bu yenilikçi yaklaşım, Siyâlkûtî'nin eserlerinin Osmanlı ve Hindistan topraklarındaki yayılışını ortaya koyarak onun entelektüel etkisine dair fikir vermektedir. Araştırmada, Siyâlkûtî'nin önde gelen eserleri ile daha az kullanılan eserleri arasındaki fark ortaya konuldu ve eserlerin kullanım oranlarının zaman içindeki değişiklikleri ele alındı. Bu çalışma, Siyâlkûtî'nin entelektüel mirasının evrimini görselleştirilmiş veriler aracılığıyla haritalandırarak hem Hindistan'ın hem de Osmanlı İmparatorluğu'nun entelektüel tarihindeki kalıcı etkisine dair kapsamlı bir bakış açısı sunmaktadır. Siyâlkûtî kelam, belagat, mantık, tefsir ve fıkıh gibi çeşitli alanları kapsayan eserler vermiştir ve dönemin entelektüel tarihinde önemli yer tutmasına rağmen bugüne kadar kendisi ve çalışmaları hakkında nispeten az araştırma yapılmıştır. Mevcut çalışmalar değerli olup Siyâlkûtî'nin eserlerini anlamamıza katkıda bulunsa da onun tüm disiplinlerdeki derin katkısını ve önemini tam olarak kavramak için daha kapsamlı analizlere ihtiyaç vardır. Dahası, Siyâlkûtî'nin çalışmalarından biri üzerine İngilizce yazılmış tek bir tez dışında onun hakkındaki tez ve çalışmaların çoğu Arapça, Türkçe ve Urduca gibi Batılı olmayan dillerde yapılmıştır. Bu çalışmalar genel olarak çoğaltılmamış halde tez olarak kütüphanelerde kalmıştır ve bu tezlere kolaylıkla erişilemediği anlaşılmıştır. Bu durum, onun üzerine araştırmaların daha geniş bir kitleye ulaşmasını sınırlandırmaktadır. Ayrıca, Siyâlkûtî'yi meşhur kılan çalışmaları, özellikle Şerḥu'l-Mevâḳıf hâşiyesi, ʿAḳāʾidü'n- Nesefî hâşiyesi, el-ʿAḳāʾidü'l-ʿAḍudiyye hâşiyesi ve el-Kâfiye hâşiyesi gibi önemli eserler üzerine çalışma ve analiz bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu çalışma, Siyâlkûtî'yi, entelektüel çevresini ve kendisinin hem kendi tarihsel bağlamı içinde hem de dışındaki katkılarını kapsamlı bir şekilde inceleyen ilk girişimlerden biri olarak düşünülebilir. Hindistan'ın entelektüel yapısını analiz etmek açısından ise bu alana ışık tutan çok az çalışma yapılmıştır. Ancak son zamanlard Siyâlkûtî ve ortamı ile ilgili entelektüel eğilimleri daha iyi anlamamıza katkıda bulunan bazı çalışmalar ortaya çıkmaya devam etmektedir. Bu çalışma, Siyâlkûtî'nin entelektüel yolculuğunu derinlemesine inceleyen bir entelektüel biyografidir. Araştırma, Siyâlkûtî'nin öğrenim gördüğü Hindistanlı âlimleri inceleyip onun çalıştığı eserler aramaktadır. Bu eserler çağdaş İslam dünyasının akademik eğilimleriyle bağlantılıydı. Hint ortamı, özellikle yerel ulemalar ve çeşitli eserler onu seçkin bir Hint âlimi olarak nasıl şekillendirdiğini keşfetmektedir. Çalışma, Siyâlkûtî'nin farklı fikir akımlarına karşı eleştirel yaklaşımının veya desteği yoluyla çeşitli entelektüel çevrelerle kurmuş olduğu aktif ilgisinin, onu kendi döneminin ve sonraki dönemlerin önde gelen âlimlerinden biri haline getirdiğini savunmaktadır. Ek olarak çalışma, Siyâlkûtî'nin eğitimi dönemindeki kısaca entelektüel gelişmeleri etkileyen sosyal-politik ortamı ele almaktadır. Bu dönem, Babürlü Devleti'nin gelişen bir imparatorluğa dönüştüğü, ve siyasi çeşitliliğin hâkim olduğu bir dönemdir. Özellikle Ekber'in dinî ve eğitim politikalarının Müslüman entelektüellerinin aklî ilimlere odaklanmasını sağladığı ve aklî ilimlerin gelişmesini teşvik ettiği görülmüştür. Aynı zamanda, Orta Asya kökenli ve daha önce Babür'ün soydaşları olan hükümdarlarıyla bağlantılı olan Nakşibendî-Ahrârî ekolü, Babürlü Hindistan'ında etki alanı oluşturmaya çalışmıştır. Bu ekolün siyasi etkisi doğrudan sınırlı olsa da onların varlığı ve düşünceleri entelektüel ortamı şekillendirmede önemli bir rol oynamıştır. Bu tür gelişmelerle birlikte, farklı tarikatların görüşleri de 16. yüzyılından 17. yüzyıla geçiş sürecinde farklı gelişmeler ile ilerlemişti. Mesela şeriat düşüncesi öne çıkmış ve vahdet-i vücûd düşüncesi de yeniden tartışma konusu olmuştu. Bir yandan bu düşünceyi (vahdet-i vücûd) savunan kapsamlı çalışmalar yapılırken bir yandan da buna karşı, özellikle Ahmed-i Sirhindî (ö. 1034/1624) tarafından vahdet-i şühûd düşüncesi geliştirilmişti. Siyâlkûtî'nin Siyalkot ve Lahor'da Mollā Kemāl Keşmîrî gibi âlimlerden aldığı eğitim, bahsedilen gelişmeleri yakından takip etmesinde ve eğitim yolculuğunun şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Ayrıca, bu araştırmada yerel Sünni ve Hindistan'a gelen İranlı entelektüeller de inceleme konusu yapılmıştır. Bunun sonucunda, yerel Sünni âlimlerin 16. yüzyılın başından aklî ilimleri önemsediği, diğer İslamî entelektüel havzalarla irtibatlı olduğu ve kozmopolit bir ortam oluşturup dışarıdan gelenler ile uyum sağlamayı başardığı görülmüştür. Ancak henüz bu kısım üzerine yeteri kadar çalışma yapılmadığını gözlemlenmiştir. Bununla birlikte Siyâlkûtî'nin yetişmiş olduğu dönemde İranlı entelektüellerin rolü ve etkisi Hint ilmî ortamında gittikçe artmıştır. Muslihuddîn Lârî (ö. 980/1572), Mîr Fethullah Şîrâzî (ö. 997/1589) başta olmak üzere İranlı entelektüellerin Hint ilmî ortamında rolü önemli derecede artmıştır. Bu entelektüeller İran ortamında gelişen düşüncelerin ve aklî ilimler üzerine olan çalışmaların Hindistan'a getirilmesine ve eğitim sisteme dahil ettirilmesine katkıda bulunmuşlardır. Bu tür gelişmeler, Siyâlkûtî gibi birçok ulemanın yetişmesine ve aklî ilimler üzerine kapsamlı çalışmalar yapmasına büyük katkı sağladığını düşünmektedir. Bu çalışmada ulema ve saray arasındaki ilişkiler Siyâlkûtî bağlamında incelemiştir. Bu dönemde Babürlü İmparatorların, prens ve yüksek düzeyde yer alan bürokratların ilmin gelişmesini hem maddi hem de manevi açıdan desteklediği görülmüştür. Siyâlkûtî'nin tanınan âlim olarak ortaya çıktıktan sonra Padişah Cihangir (ö. 1627) ve daha sonra Şah Cihan'dan (ö. 1658) desteklendiğini görülmektedir. Özellikle, kendisine Şah Cihan'ın desteği o kadar büyüktü ki bu destek medrese kurması için yeterli olmuştur. Siyâlkûtî bu destek sayesinde öğrenci yetiştirmeye ve eserler vermeye devam edebilmiştir. Eserlerin neredeyse hepsini bahsi geçen Padişah'a ithaf etmiştir. Sarayda Siyâlkûtî saygılı bir entelektüel olarak karşılanmış ve hükümdara karşı herhangi bir görüşü savunabilmiştir. Bu çalışma, birincil ve ikincil kaynakları inceleyerek Siyâlkûtî'nin yetiştirdiği öğrencileri ve yazdığı eserleri, özellikle Hint ortamında yazmaların arkasındaki hikayeleri ortaya koymaya çalışmıştır. Sonuç olarak oğullarının ve öğrencilerinin onun entelektüel yolculuğuna aklî ve naklî ilimlerde katkı sağlayarak onu XIX. yüzyıla taşıdıkları öne sürülüyor. Siyâlkûtî'nin özellikle kelam ve mantık alanındaki yazıları, Hint aklî ilim geleneğin şekillendirmede öncü bir rol oynamıştır. İlk çalışması ʿAḳāʾidü'n-Nesefî hâşiyesi önemli bir çalışma olarak ortaya çıkmıştır. Sonrasında Şerḥu'l-Mevâḳıf hâşiyesi, el-ʿAḳāʾidü'l-ʿAḍudiyye hâşiyesi, el-Kâfiye hâşiyesi, er-Risâletü'ş-Şemsiyye fi'l- ḳavâʿidi'l-manṭıḳıyye hâşiyesi, el-Mutavvel hâşiyesi gibi onun kapsamlı çalışmaları Hint bölgesindeki ilk girişimlerden olmuştur. Bu eserler sadece Hindistan'da değil Hint dışında farklı merkezlerde, özellikle Osmanlı entelektüel ortamında önemli ilgi görmüştür. Bu eserler nesiller boyunca etkili olmuş ve yüzyıllar boyunca Osmanlı entelektüel çevrelerinde yaygın olarak kullanılmaya devam etmiştir. Hatta dönemin büyük Osmanlı entelektüeli Kâtip Çelebi (ö. 1657) tarafından en iyi hâşiyesi olarak değerlendirilen Siyâlkûtî'nin ʿAḳāʾidü'n-Nesefî hâşiyesi'nin yirminci yüzyıla kadar bu konumunu koruduğu anlaşılmıştır. Bu haşiye, Siyâlkûtî'yi akademik dünyada ölümsüzleştirmek için başlı başına yetecek nitelikte bir eserdir. Siyâlkûtî haşiye şeklinde kaleme aldığı kapsamlı yazıları ile kendisinden önceki yazarları/düşünceleri destekleyerek ya da söz konusu yazarlara reddiye yaparak mevcut birikimle olan etkileşimini göstermiştir. Bu entelektüel alışveriş, onu yalnızca daha geniş entelektüel akımların içine yerleştirmekle kalmamış, aynı zamanda aklî ilimlerde Taftâzânî, Cürcânî ve Kutbettin el-Razi gibi önde gelen âlimlerle etkileşim kurmasını da sağlamıştır. Bu çalışma, farklı kütüphanelerdeki el yazması eserlerin incelenmesi ve mevcut kaynakların analiz edilmesi suretiyle, özellikle XVII. yüzyılda Siyâlkûtî'nin Hindistan üzerindeki kalıcı etkisini ortaya koymuş ve onu döneminin önemli kurucu âlimlerinden biri olarak konumlandırmıştır. Benzer şekilde, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı'na (YEK) bağlı kütüphanelerde bulunan yüzlerce nüshanın incelendiği bu çalışmada, Siyâlkûtî'nin Osmanlı ilmî hayatında XX. yüzyılın başına kadar etkili olmaya devam ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca çalışma, Osmanlı İmparatorluğu'nun hem merkezi hem de uzak bölgelerindeki koleksiyonlarda onun eserlerinin varlığını araştırıp bölge medreselerinde kullanıldığını ortaya koymuştur. Bununla birlikte, 19. yüzyılın ikinci yarısında Siyâlkûtî'nin önemli çalışmaları, Hindistan dahil hiçbir yerde olmadığı kadar İstanbul'daki matbaalar tarafından yayımlanmıştır. İsmail Gelenbevî (ö. 1205/1791) ve Hâlid el-Bağdâdî (ö. 1242/1827) gibi birçok âlim ve okuyucuların yazmalarında Siyâlkûtî'nin eserleriyle yoğun bir şekilde ilgilenmeleri, onun Osmanlı ilmî çevrelerinde önemini ne denli korumaya devam ettiğini ortaya koymuştur. Sonuç olarak bu çalışma Orta Çağ Hint ilmî ortamı ve Siyâlkûtî'nin Hindistan içinde ve dışında yaptığı katkılarını açık ve net bir şekilde sunmaktadır. Çalışma gelecek çalışmalar adına hem Siyâlkûtî'nin kendisi hem de Babürlü Hint entelektüel tarihi çalışmaları için yol gösterici nitelikte olacaktır.
Özet (Çeviri)
This dissertation examines the intellectual life of 'Abd al-Ḥakīm al-Siyālkūtī (d. 1657), a prominent scholar in Baburid Hindustan, renowned for his extensive contributions to the rational sciences, i.e., Kalam, logic, linguistics, rhetoric, and Islamic jurisprudence from the seventeenth century onwards. It represents one of the first comprehensive studies to explore Siyālkūtī's life and contribution to the Baburid Hind Islamic intellectual landscape. It delves into the varied socio-political and intellectual environment in which Siyālkūtī was born, raised, and made significant contributions, highlighting the scholarly and political transformations of the era that inspired him to shape his career. The work further investigates Siyālkūtī's intellectual journey, examining the scholars he studied with, the diversity of texts he engaged with, and how these connections to contemporary scholarly trends facilitated his emergence as a distinguished Hind scholar. It contends that his active engagement with various intellectual milieu, through either critique or support of differing viewpoints, established him as a leading scholar of his age and in subsequent periods. This study scrutinizes both primary and secondary sources alongside the application of his works in various locations over time, exploring his contributions through his vibrant intellectual legacy and treatises. It suggests that his sons and students extended his intellectual journey into the nineteenth century across various disciplines. Similarly, his treatises played a pioneering role in the Hind scholarly tradition for an extended period and made their way into the Ottoman intellectual sphere during his lifetime, where they were extensively utilized over the centuries. By analyzing existing sources, including handwritten manuscripts of his works in Turkish libraries and their publications, this research demonstrates Siyālkūtī's lasting impact on Hindustan, notably in the seventeenth century, positioning him as one of the most important founding scholars of his time. Furthermore, his works remained influential in Ottoman intellectual life until the early twentieth century. Finally, the study aims to identify the cities and periods of his works' publication, exploring that the major publications occurred in the Ottoman lands—an unparalleled phenomenon, with Istanbul taking a leading role.
Benzer Tezler
- Jāmī (817-898/1414-1492): his biography and intellectual influence in herat
Cami (817-898/144-1492): biyografisi ve herat'taki entelektüel etkisi
ERTUĞRUL İSMAİL ÖKTEN
- شعر المرأة العراقية المعاصرة دراسة موضوعية فنية 'نضال العزاوي وعبير السامرائي أنموذجا
Çağdaş Iraklı şair: Sanatsal amaçlı bir çalışma 'Bir model olarak Nidal Al-Ghazawi ve Abeer Al-Samarrai'
AHMED NOORE ABD
Yüksek Lisans
Arapça
2022
DinKarabük ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ABDULCEBBAR KAVAK
- Orta Doğu'daki siyasi mücadeleler bağlamında Abdurrahman Azzâm Paşa (1894-1976)
Abd al-Rahman Azzam Pasha (1894-1976) in the context of political struggles in the Middle East
BURAK DURAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
BiyografiMarmara ÜniversitesiOrtadoğu Siyasi Tarihi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖMER KOÇYİĞİT
- Seyyid Ahmed Muhtâr Belhî hayatı, eserleri ve tasavvufî görüşleri
View Seyyid's full profile life, works and sufism views
MUSTAFA OKURKAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
BiyografiSivas Cumhuriyet ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YÜKSEL GÖZTEPE
- Yusuf İbn Hilal es-Safedî ve Kur'ân yorumu
Yusuf Ibn Hilal al-Safadi: A study on the tafsir methodology
AHMAD MUKHTAR ADAM
Doktora
Türkçe
2021
DinMarmara ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BAHADDİN DARTMA