Health risk behaviors and perceived loneliness among university students in kirkuk/iraq
Kerkük/ırak'ta üniversite öğrencileri arasında sağlık açısından riskli davranışlar ve algılanan yalnızlık
- Tez No: 863548
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ AYSUN ERGÜL TOPÇU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Halk Sağlığı, Public Health
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Çankırı Karatekin Üniversitesi
- Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Halk Sağlığı Hemşireliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 97
Özet
İnsan yaşamında bir aşamadan diğerine geçişte önemli değişimleri içeren çeşitli gelişimsel dönemler vardır. Genç yetişkinlik döneminde meydana gelen önemli bir yaşam olayı olan liseden üniversiteye geçiş, bireylerin ilişkilerini, alışkanlıklarını, varsayımlarını ve rollerini etkileyen yapısal ve sosyal değişimlerle yakından bağlantılıdır (Santos, 2001). Üniversiteye ilk başladıklarında öğrenciler genellikle yeni bir yere taşınırlar ve aile dinamikleri değişir. Yeni karşılaştıkları özgürlük ve sorumlulukla, üniversite öğrencileri daha bağımsız hareket etmeye başlarlar (Hajek ve ark. 2020). Liseden üniversiteye geçiş yapmanın pek çok olumlu yönü olsa da kişinin yakın arkadaşlarının veya ailesinin olmadığı yeni bir yere taşınması, izolasyon gibi riskleri de içinde barındırır. İster düzenli sosyal etkileşim eksikliğinden ister çevredekilerle ilişki kuramamaktan veya sevilen kişilerden coğrafi olarak ayrı kalmaktan kaynaklansın, yalnızlık yaygın bir insan deneyimidir (Yanguas ve ark. 2018). Holt-Lunstad ve Smith (2016), yalnızlığın dünya çapında yaklaşık beş kişiden birini etkilediğini bulmuştur. Gelişmiş ülkelerde yaşlıların sayısının artması, izolasyon ile ölüm riskinin artması arasındaki bağlantı ve yalnızlığın olumsuz etkileri nedeniyle yalnızlık, damgalanmasına, önemsizleştirilmesine veya görmezden gelinmesine rağmen giderek daha fazla bir halk sağlığı sorunu haline geliyor. Yalnızlık duygusunun kökeninde tatmin edici sosyal ilişkilerin eksikliği olduğu düşünülmektedir. Yalnızlık Fish ve Weiss (2019) tarafından diğer bireylerle algılanan sosyal ilişki eksikliği olarak tanımlanmıştır. Yalnızlığın hem zihinsel hem de fiziksel sağlık üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Psikopatoloji, şiddetli somatik semptomlar, intihar eğilimi, genel sağlık, kardiyovasküler morbidite ve mortalite, bilişsel gerileme, demans, değişen uyku-uyanıklık dengesi, kronik komorbidite ve kardiyovasküler hastalık ve kanserden ölüm dahil olmak üzere birçok klinik sonuç yalnızlık ile ilişkili bulunmuştur (Lim ve ark. 2016). Araştırmalar ayrıca kendini yalnız hisseden üniversite öğrencilerinin depresyon ve kaygı yaşama olasılığının daha yüksek olduğunu göstermiştir (Barreto ve ark. 2021). Genç yetişkinliğe geçiş ayrıca birçok insan için sağlık açısından riskli davranışlarda bulunmayı da beraberinde getirebilmektedir. Artan kanıtlara göre, yetişkinliğe geçiş, düzenli egzersiz ve dengeli beslenme gibi sağlığı geliştirici davranışlarda çarpıcı bir azalma ile ilişkilidir (Brown ve ark. 2014). Dünya çapında kardiyovasküler hastalık, kanser, diyabet ve obezite gibi kronik, birçok etiyolojik hastalığın yaygınlığı, sağlık açısından riskli davranışların erken tespitini sağlık eğitimcileri için giderek daha önemli bir hedef haline getirmiştir (Tork ve Al-Jalout, 2016). Sağlık açısından riskli davranışlar, genç yetişkinlerin fiziksel ve zihinsel sağlığı için en ciddi tehditler arasındadır. Ergenlik ve genç yetişkinlik, madde kullanımı, sağlıksız beslenme, riskli cinsel davranışlar, yetersiz fiziksel aktivite ve intihar düşüncesi dahil olmak üzere önde gelen ölüm ve hastalık nedenlerinin birçoğunun ortaya çıkması için kritik dönemlerdir (Price ve Khubchandani, 2019). Dünya nüfusunun %20'den fazlası şu anda 25 yaşın altındadır ve bu oran mevcut demografik eğilimlerin bir sonucu olarak artma eğilimindedir. Suudi Arabistan nüfusunun yaklaşık dörtte biri 25 yaşın altındadır (ABD Nüfus Bürosu, 2014). Körfez bölgesindeki insanlar, sağlık ve hijyen gibi modern yaşam tarzı faktörlerine yönelik araştırmalara geleneksel olarak dirençli olmuştur (Albuhairan ve ark. 2012). Buna bağlı olarak bu bölgede yaşayan gençlerde sağlık risk davranışları ile ilgili bir literatür eksikliği vardır. Bununla birlikte riskli sağlık davranışlarının önlenebilmesi için ergen ve genç yetişkin sağlığı alanındaki politika yapıcıların ve karar vericilerin ulusal göstergelere erişmesi gerekmektedir (Albuhairan ve ark. 2015). Tüm bu noktalardan hareketle bu çalışmada, üniversite öğrencileri arasında sağlık açısından riskli davranışlar ve algılanan yalnızlığın incelenmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda öncelikle öğrencilerin sağlık açısından riskli davranış düzeyleri ile yalnızlık düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın diğer bir amacı üniversite öğrencileri arasında sağlık açısından riskli davranışlar ile algılanan yalnızlık düzeylerinin yaş, cinsiyet, öğrencinin okuduğu sınıf, annenin ve babanın eğitim düzeyi ve aylık hane geliri gibi demografik faktörlere bağlı olarak farklılaşıp farklılaşmadığını incelemektir. Araştırmada son olarak sağlık açısından riskli davranışlar ile algılanan yalnızlık arasındaki ilişkinin incelenmesi hedeflenmiştir. Bu çalışma kesitsel ve tanımlayıcı bir araştırmadır. 240 öğrenciden amaçlı rastgele bir örneklem alınmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin 128 (%53.3) kız ve 112'si (%46.7) erkektir ve yaş ortalaması 22.62 (SD = 3.15)'dır. Veriler, Irak'taki Kerkük Üniversitesi öğrencilerden 15 Kasım 2022-15 Ocak 2023 tarihleri arasında yüz yüze görüşme yoluyla toplanmıştır. Öğrenciler kendilerine yöneltilen soruları araştırmacının müdahalesi olmadan yanıtlamışlardır. Her bir görüşme yaklaşık 15 dakika sürmüştür. Araştırmanın veri toplama aracı üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm yaş, cinsiyet, okuduğu sınıf, baba eğitimi, anne eğitimi ve aylık geliri içeren sosyodemografik formdur. İkinci bölüm sekiz alanı (diyet, vücut kitle indeksi, fiziksel aktivite, hijyen, psikolojik sağlık, şiddet ve kasıtsız yaralanmalar, tütün kullanımı ve koruyucu faktörler) temsil eden ve 57 soru içeren Genel Öğrenci Sağlık Anketi'dir (GSHS). Üçüncü bölüm, Likert tipi puanlanan 20 maddeden oluşan Yalnızlık Ölçeği'dir. Veriler, sosyal bilimler için istatistiksel paket (SPSS) Windows sürüm 26 kullanılarak analiz edildi. Sonuçlar, öğrencilerin %65,8'i dördüncü sınıfta okuduğunu, %32,9'unun babalarının üniversite mezunu, %34,2'sinin annelerinin ilkokul mezunu olduğunu, %53,8'inin gelirlerinin giderlerini karşıladığını göstermiştir. Öğrencilerin vücut kitle indeksleri incelendiğinde %41,7'sinin normal kiloda, %27'sinin kilolu ve %31,3'ünün obez olduğu görülmüştür. Araştırmada ayrıca erkeklerin GSHS puanlarının ve yalnızlık puanlarının kadınlarınkinden anlamlı olarak yüksek olduğu bulunmuştur. Öğrencilerin sınıf seviyeleri incelendiğinde birinci kademedeki öğrencilerin GSHS ve yalnızlık puanlarının diğer kademedeki öğrencilerinkinden daha yüksek olduğu görülmüştür. Baba eğitimi ile ilgili olarak, babası okuma yazma bilmeyen öğrencilerin GSHS ve yalnızlık puanı diğer eğitim kademelerine göre daha yüksek bulunmuştur. Anne eğitim durumuna göre, annesi ortaokul mezunu olan öğrencilerin GSHS puanları ve annesi ilkokul mezunu olanların yalnızlık puanları diğerlerinden daha yüksek çıkmıştır. Aylık geliri giderinden az olan öğrencilerin GSHS puanı daha yüksek iken aylık geliri giderinden fazla olan öğrencilerin yalnızlık düzeyleri daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca, obez öğrencilerin GSHS ve yalnızlık düzeyleri normal kilodaki ve kilolu öğrencilerinkinden daha yüksek bulunmuştur. Son olarak, öğrencilerin yalnızlık düzeyleri ile Genel Öğrenci Sağlık Anketinden aldıkları puan arasında oldukça yüksek (r = .71, p < .000) bir ilişki bulunmuştur. Bu sonuca göre öğrencilerin yalnızlık puanları arttıkça olumsuz sağlık davranışları artmaktadır. Üniversite yaşam boyu sürecek alışkanlıkların kazanıldığı önemli bir dönemdir. Bu nedenle bu dönemdeki önleyici müdahale programları, sağlık açısından riskli davranışların yaşamın ileriki dönemlerine aktarılmasını engelleyecektir. Bu bağlamda üniversitelerin öğrencilerin sağlık davranışlarını destekleyecek sağlıklı beslenme, yeterli ve kolay ulaşılabilir spor tesisleri gibi hizmetler sunmaları önemlidir. Öğrencileri sağlıklı yaşamın önemi konusunda bilinçlendirmeye odaklanan eğitim programları uygulamak, üniversitelerin sunabileceği bir başka önleyici yaklaşımdır. Ayrıca öğrencilerin sosyal ilişkilerini güçlendirecek destekleyici etkinlikler öğrencilerin yalnızlık düzeylerinin azalmasına yardımcı olacaktır.
Özet (Çeviri)
High-risk behaviors are among the most serious threats to the physical and mental health of young adults. The aim of this study is to examine health risk behaviors and perceived loneliness levels in university students. This study is a cross-sectional and descriptive study. A purposeful random sample was taken from 240 students. 128 (53.3%) of the students participating in the study were females and 112 (46.7%) were males, and the mean age was 22.62 (SD = 3.15). Data were collected from students at Kirkuk University/Iraq through face-to-face interviews with students between 15 November 2022 and 15 January 2023. The students answered the questions directed to them without the intervention of the researcher. Each interview lasted approximately 15 minutes. The data collection tool of the research consists of three parts. The first part is the sociodemographic form that includes age, gender, grade, father education, mother education and monthly income. The second part is the General Student Health Questionnaire (GSHS), which represents eight areas and contains 57 questions. The third part is the Loneliness Scale, which consists of 20 Likert type scored items. Data were analyzed using the statistical package for social sciences (SPSS) for Windows version 26. The results showed that 65.8% of the students were in the fourth grade, 32.9% of the students' father had a university degree, 34.2% of students' mother had a primary school degree, and 53.8% of them had income to cover their expenses. When the body mass indexes of the students were examined, it was seen that 41.7% were at normal weight, 27% were overweight and 31.3% were obese. The study also found that males' GSHS scores and loneliness scores were significantly higher than females'. When the grade levels of the students were examined, it was seen that the GSHS and loneliness scores of the students at the first level were higher than those of the students at the other levels. Regarding the father's education, the GSHS and loneliness scores of the students whose fathers were illiterate were found to be higher than the other education levels. According to the educational status of the mothers, the GSHS scores of the students whose mothers were secondary school graduates and the loneliness scores of those whose mothers were primary school graduates were higher than the others. While the GSHS score of the students whose monthly income is less than their expenses is higher, the loneliness levels of the students whose monthly income is more than their expenses were found to be higher. In addition, the GSHS and loneliness levels of obese students were found to be higher than those of normal weight and overweight students. Finally, a very high (r = .71, p < .000) correlation was found between the loneliness levels and the General Student Health Questionnaire score of the students. According to this result, as students' loneliness scores increase, negative health behaviors increase. University is an important period in which lifelong habits are acquired. Therefore, preventive intervention programs in this period will prevent the transfer of health risk behaviors to the later stages of life. In this context, it is important for universities to provide services, such as healthy foods, adequate and easy accessible sport facilities, that will support students' health behaviors. Implementing educational programs that focus on raising awareness among students about the importance of healthy living is another preventive approach that universities can offer. In addition, supporting activities that will strengthen students' social relations will help reduce the loneliness levels of students.
Benzer Tezler
- Akıllı telefon bağımlılığı ve depresyon ilişkisinin değerlendirilmesi
Evaluation of the relationship between smartphone addiction and depression
MERVE KURNAZ AY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Halk SağlığıMarmara ÜniversitesiHalk Sağlığı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET TOPUZOĞLU
- The relationship between difficulties in emotion regulation and health-risk behaviors: the mediator role of perceived social support
Duygu düzenleme güçlükleri ile sağlıkla ilgili risk alma davranışları arasındaki ilişki: Algılanan sosyal desteğin aracı rolü
BERKAN DEMİR
Yüksek Lisans
İngilizce
2019
Eğitim ve ÖğretimOrta Doğu Teknik ÜniversitesiEğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ZEYNEP SÜMER
- Bir üniversitede sağlık alanında eğitim gören birinci sınıf öğrencilerinde riskli sağlık davranışları, etkileyen faktörler ve algılanan sosyal destek ilişkisi
Relationship between risky health behaviors, affecting factors and perceived social support among first-year students studying health sciences at a university
YILMAZ YAZICI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Halk Sağlığıİstanbul ÜniversitesiHalk Sağlığı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NURAY ÖZGÜLNAR
- Lise son sınıf öğrencilerinde riskli sağlık davranışları ve algılanan sosyal destek ilişkisi
The relationship between risky health behaviors and perceived social support in last year high school students
MURAT SEMERCİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
HemşirelikErzincan ÜniversitesiHemşirelik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. RABİA HACIHASANOĞLU AŞILAR
- Hipertansiyon hastalarının kardiyovasküler hastalık risklerinin sağlıklı yaşam davranışları ve ilaç uyumları ile ilişkisi
The relationship between healthy lifestyle behaviors and drug adherence of cardiovascular disease risk in patients with hypertension
GAMZE ÇATALDEĞİRMEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Aile HekimliğiÇukurova ÜniversitesiAile Hekimliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEVGİ ÖZCAN