Patolojik desidual senesense bağlı gelişen tekrarlayan gebelik kayıplarının desidual hücrelerinde progesteron analoğu uygulamasının foxm1 ekspresyonuna etkisinin araştırılması
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 864218
- Danışmanlar: PROF. DR. GÜLER LEYLA SATI DURAN, PROF. DR. ÇİLER ÇELİK ÖZENCİ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Histoloji ve Embriyoloji, Histology and Embryology
- Anahtar Kelimeler: Patolojik Desidual Senesens, Tekrarlayan Gebelik Kaybı, FOXM1, Medroksiprogesteron Asetat, Didrogesteron, Pathological Decidual Senescence, Recurrent Pregnancy Loss, FOXM1, Medroxyprogesterone Acetate, Dydrogesterone
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
- Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 88
Özet
Amaç: Desidualizasyondaki fizyolojik desidual senesens (desidual yaşlanma), patolojik desidual senesense dönüşerek, tekrarlayan gebelik kayıplarına (recurrent pregnancy lossRPL) neden olmaktadır. FOXM1, desidualizasyonda proliferasyonla ilişkili transkripsiyon faktörüdür. Medroksiprogesteron asetat (MPA) ve didrogesteron (DYD) bir progesteron analoğudur. Çalışmamızda,“patolojik desidual senesense bağlı gelişen tekrarlayan gebelik kayıplarının desidual hücrelerinde FOXM1 ekspresyonu azalır ve progesteron analoğu uygulaması azalan FOXM1 ekspresyonunu tersine çevirir”hipotezi kurulmuştur. Bu amaçla, patolojik desidual senesense bağlı gelişen RPL'de desidual senesens ve FOXM1 ilişkisi ile progesteron analogları olan MPA ve DYD ile tedavisinin etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Kontrol gebelik ve RPL gruplarından izole edilen primer desidual hücreler ile MPA ve DYD uygulanmış ve uygulanmamış gruplar oluşturularak, PRL ve IGFBP-1 düzeyleri ELISA yöntemiyle, FOXO1, DIO2, β-GAL, FOXM1 ve p-FOXM1'in ekspresyonları immünofloresan yöntemi ile, FOXM1 ve p-FOXM1'in protein düzeylerindeki değişiklikler ise western blot yöntemiyle analiz edilmiştir. Endometriyal fonksiyonun değerlendirilmesi amacıyla da desidual hücreler ile insan ekstravillöz trofoblast benzeri hücre hattı olan AC-1M88 hücreleri ko-kültüre edilmiş, sferoid genişleme ve migrasyon analizleri yapılmıştır. Bulgular: RPL gruplarında MPA ve DYD uygulaması yetersiz desidualizasyona bağlı azalmış PRL, IGFBP-1, FOXO1, FOXM1 ve p-FOXM1 seviyelerini tersine çevirirken, desidual senesense bağlı artmış DIO2 ve β-GAL seviyelerini etkilemedi. Ayrıca MPA ve DYD uygulanmış RPL gruplarında artmış endometriyal proliferasyon ve migrasyon tespit edildi. Bununla birlikte, FOXM1 ve p-FOXM1 ekspresyonunu tersine çevirmede DYD tedavisi MPA tedavisinden daha etkili olmuştur. Sonuç: Çalışmamız, literatürdeki FOXM1 ve desidual senesens ile FOXM1 ve RPL ilişkisini, ayrıca iki farklı progesteron analoğunun patolojik desidual senesense bağlı gelişen RPL hastalarında olası terapötik etkisinin temellerini ortaya koyan ilk çalışmadır. Patolojik desidual senesense bağlı gelişen RPL'de MPA ve DYD uygulaması desidualizasyon, endometriyal proliferasyon ve migrasyonu teşvik etmiş ancak desidual senesensi etkilememiştir. Bulgularımız doğrultusunda RPL teşhisi alan hastaların tedavisinde, progesteron analoğu uygulamalarına ek olarak senesent hücrelerin de eliminasyonunu sağlayacak kombine tedavilerin geliştirilmesinin gelecekte umut vaad edici bir seçenek olduğunu düşünmekteyiz.
Özet (Çeviri)
Aim: Physiological decidual senescence in decidualization turns into pathological decidual senescence and causes recurrent pregnancy loss (RPL). FOXM1 is a proliferation-related transcription factor in decidualization. Medroxyprogesterone acetate (MPA) and dydrogesterone (DYD) are progesterone analogues. In our study, we hypothesised that“FOXM1 expression is decreased in decidual cells of recurrent pregnancy loss due to pathological decidual senescence and progesterone analogue administration reverses the decreased FOXM1 expression”. For this purpose, we aimed to investigate the relationship between decidual senescence and FOXM1 in RPL due to pathological decidual senescence and the effect of treatment with progesterone analogues MPA and DYD. Method: PRL and IGFBP-1 levels were analyzed by ELISA method, FOXO1, DIO2, βGAL, FOXM1, and p-FOXM1 expressions were analyzed by immunofluorescence method, and changes in protein levels of FOXM1 and p-FOXM1 were analyzed by western blot method using primary decidual cells isolated from control pregnancy and RPL groups and MPA and DYD treated and untreated groups. In order to evaluate endometrial function, decidual cells, and human extravillous trophoblast-like cell line AC1M88 cells were co-cultured and spheroid expansion and migration analyses were performed. Results: In women with RPL, MPA and DYD administration reversed the decreased PRL, IGFBP-1, FOXO1, FOXM1, and p-FOXM1 levels due to inadequate decidualization, but did not affect the increased DIO2 and β-GAL levels due to decidual senescence. In addition, increased endometrial proliferation and migration were detected in MPA and DYD treated RPL groups. However, DYD treatment was more effective than MPA treatment in reversing FOXM1 and p-FOXM1 expression. Conclusion: Our study is the first study in the literature to demonstrate the relationship between FOXM1 and decidual senescence, FOXM1 and RPL, and the therapeutic effect of two different progesterone analogs in RPL patients with pathological decidual senescence. In RPL developing due to pathological decidual senescence, MPA and DYD treatment promoted decidualization, endometrial proliferation and migration but did not affect decidual senescence. In light of our findings, we suggest that the development of combined therapies to eliminate senescent cells in addition to progesterone analog applications is a promising option in the treatment of patients diagnosed with RPL.
Benzer Tezler
- Plasenta perkreata hastalarında desidual Naturel Killer hücrelerinin anormal aşırı plasental invazyon üzerine etkisi: Parsiyel rezeksiyon yapılan hastalar ile total histerektomi yapılan hastaların karşılaştırılması
The effect of dNK cells on abnormal excessive placental invasion in patients with placenta percreata: A comparison between patients undergoing partial resection and total hysterectomy
ESRA TÜRK KEKLİK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Kadın Hastalıkları ve DoğumHarran ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NEŞE GÜL HİLALİ
- Erken prematür ve prematür doğumların plasentalarındaki patolojik bulguların incelenmesi
Başlık çevirisi yok
TAMER S. ERDEM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1994
Kadın Hastalıkları ve DoğumFırat ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. OĞUZ YÜCEL
- İntrauterin gelişme geriliği saptanan term yenidoğanların klinik değerlendirmesinde plasental patolojik anatomik bulguların önemi
Başlık çevirisi yok
ÖZGÜL SALİHOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1998
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık BakanlığıÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Spontan abortus ve istemli gebelik tahliyesi olgularında desiduada T lenfosit subgrupları ve NK hücre sayılarının immünhistokimyasal yöntem ile karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
SEMİR KÖSE
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
Kadın Hastalıkları ve DoğumEge ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF.DR. HÜSEYİN YILMAZ
- Adenomyozis tanısında prolaktinin yeri
Role of prolactin in the diagnosis of adenomyosis
VEHBİ KAAN TANGERLİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ALİ GALİP ZEBİTAY